Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1068 E. 2019/127 K. 01.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1068
KARAR NO : 2019/127

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 01/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un 10/05/2015 günü saat 11:00 civarında … … Mah. … Cad. No… önünde kaldırımda yürürken … plakalı kamyonetin şoförü davalı küçük …’un sevk ve idaresindeki aracın kendisine çarpması sonucu trafik kazası geçirdiğini, bu kazanın etkisi ile müvekkilinin tek gözünü kaybettiğini, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır derece etkileyecek ölçüde ağır derecede yaralandığını, kazanın olay günü müvekkilinin kaldırımda yürürken, davalı …’un hızlı bir şekilde yolun karşı tarafından gelirken aracın kontrolünü kaybetmesi nedeniyle davalının diğer şeridi de geçerek yolun karşısında bulunan müvekkiline çarpması şekilde meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkilinin maddi ve manevi olarak oldukça yıprandığını, taksi masrafları, refakat masrafları, sigortaca karşılanmayan tıbbi gider, ilaç tedavisi masrafları gibi müvekkilinin oldukça yüklü harcamaları olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesiyle davalı … şirketlerinin ödemesi gereken tazminat bedelinin ve davacı müvekkilinin maddi zararının ortaya çıkacağını, kazayı yapan … plakalı ticari araç sahibinin kazadan haberdar olduktan sonra işbu ticari aracı devretmesinin kuvvetle ihtimal olduğunu, dava sonunda davacı müvekkili lehine tazminata hükmolunsa dahi araç elden çıkarıldığında, müvekkilinin zararını tazmin edemeyeceğini, bu nedenle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile kazaya neden olan aracın trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini ileri sürerek, müvekkili …’un lehine yargılama sırasında ortaya çıkacak maddi tazminatlarından şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın; sürücü … yönünden olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi, tacir işleten … yönünden olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden işletilecek ticari avans faizi ve sigorta şirketi yönünden dava tarihinden işletilecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine, kazaya neden olan … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkili … için şimdilik 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden, diğer müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işleten … ve sürücü …’a müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın mücbir sebep nedeniyle meydana geldiğini, kazayı yapan …’un ani bir şekilde direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, bunun bir hastalık neticesi olduğunu, olayın önlenmesinin mümkün olmadığını, kendisinin de hayati tehlike geçirdiğini, davanın belirsiz alacak olarak taraflarından uygun görülmediğini, müvekkili …’un ticari bir vasfının bulunmadığını, kendisinin işçi olduğunu ileri sürerek, mücbir sebeple meydana gelen olayın önlenmesinin mümkün olmadığını bu nedenle davanın reddine, giderlerin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın 20/04/2015-2016 tarih Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının gelir durumunun, SGK kayıtlarının vergi levhası gibi somut delillerle kanıtlanması gerektiğini, davacın yanın maluliyet iddialarının değerlendirilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu ….İhtisas Dairesine sevk edilerek maluliyet durumu hakkında rapor alınması gerektiğini ileri sürerek, ticari faiz taleplerinin reddine, tedavi giderlerine ilişkin teminat kalemi kalmadığından, buna ilişkin taleplerin reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının yaralandığı trafik kazasından davacıya ait kaza tarihi ve sonrasına ait hastane belgelerinin (tüm tedavi evrakları) onaylı suretleri, sigorta poliçeleri, ceza dava dosyası ve film ve grafileri ilgili hastaneden celp edilerek dosya içine alınmış ve davacı tanığı dinlenmiştir.
Davacı tanığı … mahkememizin 20/04/2016 tarihli celsesinde “Davacı … benim görümcemin oğlu olur. Olay günü beni anneler günü münasebeti ile ziyarete gelmişti. Benden ayrıldıktan sonra yolun karşısına geçti ben de onun arkasından çöp atmaya dışarıya çıkmıştım. Bu arada …. Caddesi üzerinde yokuş aşağı hızla bir aracın geldiğini gördüm, bu aracın hızı yaklaşık 80-90Km. Olduğunu tahmin ediyorum. Aracın önünde belediye otobüsü vardı, belediye otobüsü yolcu indirmek için durağa yanaştığı için yavaşladı, bu aracın arkasında olan davalıya ait araç önündeki belediye otobüsüne çarpmamak için direksiyonu aniden sola kırdı ve karşı yola geçerek kaldırımda bekleyen davacı …’a vurduktan sonra ağaca vurarak durabildi. Kaza sonucu … yaralandı. Daha sonra ….’ı hastahaneye kaldırdılar. Olay pazar günü …. perşembe günü hastahaneden çıktı, cuma günü başka bir özel hastahaneye gitti vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar vardı. İyileşme sürecinde çok acılar çekti … kaza günü üniversiteye hazırlanıyordu, öğrenciydi. Kaza sebebiyle psikolojisi çok bozulmuştu, sürücünün herhangi bir şekilde baygın bir hali yoktu, çünkü çok hızlı bir şekilde yokuş aşağıya geliyordu ve önündeki belediye otobüsüne çarpmamak için direksiyonu kırdı, baygınlık geçirmiş olsa araç yalpa yapardı, herhangi birşekilde araç yalpalamadan direksiyonu sürücü direkt kırdı, olay saat 11:00 sularında meydana gelmiştir, herhangi bir şekilde kendinden geçmiş bir hali yoktu, tanıklık ücreti istemiyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulundan rapor, kusur ve aktüerya raporları alınmıştır.
Davacının yaralandığı trafik kazasında sürücü ile kazada yaya olarak yaralanan Ziya’nın kusur durumlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 20/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda;” önceden teknik olarak belirlenmiş hukuk normuna (hızın gerekli koşullara uygunluğunu sağlama, şerit izleme ve değiştirme kural ve yasaklarına KTK 46. Ve 52.mad.) karşı en ilkel (basit) dikkat ve özeni göstermediğinden ve münhasıran yayaların kullanımına ait kesimine tecavüz ederek (KTK 3.maddesinde yer alan yaya kaldırımı tanımındaki düzenlemeyi ihlal ederek) tam bir aldırmazlık içinde kazanın oluşumuna sebebiyet veren ve kaza sırasında da sürücü belgesiz olduğu anlaşılan … plakalı kamyonetin sürücüsü davalı …’un %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, yol ve trafik durumuna göre dikkatli ve basiretli bir yayanın göstermesi gereken özeni gösteren, yaya kaldırımı üzerinde beklemekte olan ve ihlale ya da tehlikeye karşı önlem almasına fırsat ve olanak bulunmayan davacı …’un ise kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında kusurunun olmadığı” kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu ….Adli Tıp İhtisas Kurulu’na ait 29/03/2017 tarihli raporunda; …. oğlu, …. doğumlu …’un 10/05/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında bir gözde tam görme kaybı ve travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle, 10/05/2015 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak Gr1 II (1……..35)A %39, E cetveline göre %37 (yüzdeotuzyedi) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (isgöremezlik) süresinin 10/05/2015 tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceğini oy birliğiyle mütalaa edildiği bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi Y.Müh. … tarafından düzenlenen 07/08/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; 10/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %37 oranında malul kalan davacı … ile davalılar arasındaki uyuşmazlığın noktaları yönünden davacı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 284.002,00-TL olduğu, davalı … şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 20/11/2015 dava tarihi olduğu, diğer davalılar yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 10/05/2015 kaza tarihi olduğu, temerrüt faizi nev’inin yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce 02/02/2018 tarihli alınan ikinci aktüerya raporunda ise davacının nihai ve gerçek maddi zararının 321.903,66-TL olduğu, davacı …’un tedavi gideri sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının 1.473,01-TL olduğu, davacının dava konusu kazadan sonra kaldırıldığı ve daha sonra yatarak tedavi gördüğü ve kontrollere gittiği SB. Bağcılar EAH, Ataköy Dünya Göz Hastanesi ve Bayrampaşa Göz Nurunu Koruma Vakfında yapılan muayene, tetkik ve tedavilerin içeriği ve tarihleri göz önünde tutulduğunda yukarıdaki tutarın kaza ile illiyetinin tam olduğu ve kadri maruf bulunduğu, kazayla ilgili geri kalan tüm tetkik ve tedavilerin hizmeti veren sağlık kuruluşları tarafından SGK’ya fatura edilerek tahsil edildiği, davalı … şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 20/11/2015 dava tarihi, davalı … ve davalı … yönünden ise temerrüt başlangıç tarihinin 10/05/2015 kaza tarihi olduğu, işleyecek faizini yasal faiz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı sayılı aracın kaza tarihi itibariyle ve halen malik durumunun tespiti için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevapta anılan aracın kaza tarihi itibariyle davalı …’a ait olduğu ve tescil belgesine göre aracın kullanım amacının kamyonet olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı araç 20/04/2015-2016 vadeli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sakatlık halinde 290.000,00-TL teminatla davalı … şirketi tarafından sigortalanmıştır.
Davacının yaralanması ile ilgili yürütülen soruşturmada Bakırköy …Çocuk Mahkemesinin …. Esas ve …. Karar sayılı dava hakkında HAGB kararı verildiği anlaşılmıştır.
Olayın meydana gelmesinde davalı … şirketi tarafından sigortalanmış olan … plakalı aracın davalı sürücü … %100 kusurlu olduğundan sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruna isabet eden tutar davacı yararına maddi tazminat miktarı olarak dikkate alınacaktır. Başka bir anlatımla, kusur indirimine yer bulunmamaktadır.
Dosyada SGK tarafından davacıya iş göremezlik nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı, maluliyet geliri bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ancak somut olay trafik iş kazası olduğundan davacıya iş kazası sigortasından rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemesi yapılması mümkün değildir. (Bununla birlikte; davacının maluliyeti %100 oranının altında kaldığından davacıya 5510 sayılı yasanın 19.maddesine göre SGK tarafından sürekli maluliyet geliri bağlanması da mümkün değildir. O halde rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacıya maluliyeti ve tedavi giderleri nedeniyle ödeme yapıldığına ilişkin dosyada belge olmadığından hesaplanan maddi zarar tutarından ödeme tenzili hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 14/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini alınan ilk aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanunun 88/1’inci maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’ıncı maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’inci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanunun 61’inci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
SGK tarafından yapılan tedavi giderleri nedeniyle 6111 sy. Yasanın 56.maddesi ile değişik 2918 sayılı kanunun 98.maddesi uyarınca davacıya SGK’yı davaya dahil etmesi için süre verilmişse de davacı tedavi giderlerine ilişkin talebinde 10/10/2018 tarihli mahkememiz celsesinde feragat etmiştir.
Dosya kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, davacının olay günü olan 10/05/2015 tarihinde saat 11:00 sıralarında …. Mahallesi …. Cad. girişi üzerinde 2 araçlı yolda ilerlerken davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki, yine davalı …’un maliki olduğu ve diğer davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın yaya olan davacıya kaldırıma çıkmak suretiyle çarparak, davacının bir tam gözünün kaybına sebebiyet verdiği, davacının kaza sonrasında Bağcılar Devlet Hastanesine kaldırıldığını ve burada tedavisinin yapıldığı, meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’un %100 kusurlu olduğu, mahkememizce alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağındaki belirlemeler ile uyumlu olup hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulunun hükme esas alınan raporuna göre, davacının E cetveline göre %37 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, buna göre alınan bilirkişi kurulu raporuna göre de davacının 284.002,00-TL maddi zararının meydana geldiği, meydana gelen zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduğu ve tüm zararların sigorta poliçesi teminatında olup teminat limiti içinde kaldığı, davalı sürücü … ile davalı işleten …’un haksız fiil hükümleri çerçevesinde, diğer davalı … şirketinin ise ZMMS poliçesi kapsamında davacının uğradığı zararı gidermekle yükümlü oldukları anlaşıldığından maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile uğranılan zarardan sorumlu oldukları anlaşılmakla; davacı …’un açtığı maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile toplam tazminat miktarı olan 284.002,00-TL’nin davalılar … ve …’tan olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren davalı … şirketi …den ise dava tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından ise davanın dayanağı, Türk Medeni Kanunun 24.ve Türk Borçlar Kanununun 49.ve 56. maddeleridir.
MK’nun 24.maddesinde “Şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması”koşulu öngörülmüş, maddede belirtilen hususlar kanıtlandığı takdirde, manevi tazminat isteme hakkı doğmuş olacağı kabul edilmiştir.
Kişisel haklar, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır.
Bedensel zararlarda, kişinin manevi değerlerinden olan vücut bütünlüğünün korunması hakkı çerçevesinde manevi zarar olarak değerlendirilmelidir.
Olayımızda, meydana gelen kaza nedeniyle davacının vücut bütünlüğü zarar görmüştür. Vücut bütünlüğü de kişilik haklarından olup, yaralanması nedeniyle, ızdırap çeken, canı acıyan, davacının kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde ağır ve haksız bir tecavüze uğradığı ve bu nedenle de manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. Üstelik davacının yaşı da dikkate alındığında çektiği acı daha da ağır olmuştur.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacı …’un yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile 15.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı …’a verilmesine, manevi tazminat yönünden davacılar … ve … için ise dava açma hakkı zarar gören tarafa ait olduğundan manevi tazminat talebinin reddine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine ve tedavi giderleri kaleminden davacı feragat etmekle 1.473,01-TL yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Maddi tazminata ilişkin davanın 284.002,00-TL miktar üzerinden KABULÜ ile, 284.002,00-TL’nin davalılar … ve …’tan olay tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren, davalı … şirketi …den ise dava tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davacıya VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜNE, 15.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 10/05/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’tan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 20.424,82-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 136,62-TL harç ile 941,00-TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 19.347,20-TL harcın davalılardan( davalılar … ve … bu miktarın tamamından, davalı … şirketi bu miktarın 18.376,61-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 136,62-TL peşin harç ile 941,00-TL ıslah harcının davalılardan( davalılar … ve … bu miktarın tamamından, davalı … şirketi bu miktarın 1.049,86-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 301,00-TL tebligat, 148,50-TL müzekkere, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.449,50-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 2.321,59-TL’sinin davalılardan ( davalılar … ve … bu miktarın tamamından, davalı … şirketi bu miktarın 2.205,12-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davanın maddi tazminat talebi yönünden tam kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 22.990,12-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

9-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

10-Davanın maddi tazminat talebi yönünden ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.473,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
11-Davanın manevi tazminat talebi yönünden ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a VERİLMESİNE,
12-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 01/02/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza