Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1039 E. 2018/253 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1039
KARAR NO : 2018/253

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/11/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili … A Ş. ile sigortalı … A.ş arasında nakliyat emtia sigorta sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen bu sigorta sözleşmesinin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sigortalı tarafından İsrail’de mukim dava dışı … Ltd isimli şirkete 06.02.2015 tarihli … nolu fatura kapsamında kumaş emtiası satıldığını, kumaş emtiasının sigortalı fabrikasından ….’na karayolu ile ve … Limanı’ndan İsrail’in …’na deniz yolu ile taşıma işini davalı …. Limited Şirketi nin taahhüt ettiğini, davalı … Ltd.’nin 155 rulo kumaş emtiasını 06.02.2015 tarihli … sayılı sevk irsaliyesi ile sigortalı şirketten tam olarak teslim aldığını, emtianın varma limanı olan …’de gemiden tahliyesi sırasında alıcı tarafından yapılan kontrollerinde, konteyner içerisinde bulunan emtiadan 7 rulo kumaş emtiasının eksik olduğunun tespit edildiğini, müvekkili … A.Ş.ne yapılan hasarın İhbarı üzerine … sayılı yasa uyarınca derhal eksper görevlendirildiğini, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda sigortalı malvarlığında meydana gelen 4.158,82 TL tutarındaki zararın müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini ve böylece sigortalının haklarına yasal halef olduğunu, kendisine 155 rulo olarak teslim edilen emtiayı varma yerinde 7 rulo eksik teslim etmek suretiyle emtianın kısmi zayi olmasına sebebiyet verdiğinden, karma taşıyıcı sıfatı ile davalının meydana gelen zarardan TTK md. 875 gereğince sorumlu olduğunu, benzer bir karma taşıma uyuşmazlığında Yargıtay … Hukuk Dairesinin 12.03.2015 tarihli E…., K:… sayılı ilamı ile bu uyuşmazlıkları çözme görevinin asliye ticaret mahkemelerine alt olduğu yargısına ulaştığından davanın sayın mahkeme huzurunda ikame edildiğini, belirterek, meydana gelen zarardan karma taşıyıcı davalının TTKnın 902 ve 875 maddesi gereğince sorumlu olduğunun tespitine, sigortalı malvarlığında meydana gelen 4.158.82 TL zararın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, asıl alacağa ödeme tarihi olan 27/03/2015 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek oranda avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletllmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın mevzuu İstanbul’dan İsrail’e yapılan gemi taşımacılığı olduğundan TTK1nın “deniz ticareti” hükümlerinin tatbik edileceğini, deniz ticareti hükümlerine tabi davaların deniz İhtisas mahkemelerinin görevi alanına girdiğini, bu bakımdan görevli mahkemenin İstanbul Deniz ihtisas Mahkemesi olduğunu, davacı sigorta şirketinin sigortalısı … A.Ş/nin İsrail’e ihraç ettiği 155 rulo kumaşın deniz yolu ile İsrail’e taşınması işinde müvekkili şirketin aracılık/taşıma işleri komisyonculuğu yaptığını, davacının sigortalısına ait emtianın, gönderici şirket tarafından … Gümrük Müdürlüğümde gümrük işlemlerinin yapıldığını ve … ndan … isimli gemiye yüklendiğini, bütün işlemlerin resmi gümrük görevlilerince yapıldığını ve konteynır içinde gemiye yüklendiğini, taşınan eşyanın mahreçte eksik yüklemesi söz konusu olduğundan TTK’nın 1178. maddesine göre taşıyıcı müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, taşınan emtianın TTK’nın 1184, maddesine tevfikan gönderilene teslimi esnasında taşıyıcının da dahil olduğu esnada mahkeme veya yetkili makam tarafından İncelenmediğini, eksikliğin taşıyıcının dahil ile tutanak altına alınmadığını, emtianın 7 rulo eksik olduğu hususunun emtianın gönderilene teslimi esnasında taşıyıcıya yazılı olarak bildirilmedîğini, teslimi müteakip üç gün içinde de taşıyıcı müvekkili şirkete yazılı olarak bildirilmedîğini, bu bakımdan davacı sigorta şirketinin sigortalısının ve ona halef olan davacı sigorta şirketinin TTK’nın 1185- maddesine göre dava hakkı bulunmadığını, TTK’nın 1186. maddesine göre; taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı sorumluluk olduğu ve her bir kilogram için İki özel çekme hakkı ile sınırlı olduğunu, davanın konusu olan taşımada 7 rulo kumaşın kayıp edildiği ve bu kayıptan taşıyıcı müvekkili şirketin sorumlu olduğunun kabulü halinde dahî müvekkili şirketin sorumluluğunun azami sınırı, 152,55 kg ağırlığındaki 7 rulo kumaş için kilogramı 2 özel çekme hakkından (152,55 kg x 2 özel çekme hakkı = ) 305,10 özel çekme hakkı olduğunu, davacının dayandığı delillerinden sigorta ekspertiz raporunun ekler kısmının (10) numaralı maddesinde aynen “talep yazısı2 * * * * * * * * * * * 14 denildiğini, dosya içinde mevcut bu yazının tarihi olmadığı gibi taşıyıcı müvekkili şirkete teslinVtebliğ edildiğini gösterir hiç bir belge ve emare de bulunmadığım, keza (12) numaralı maddesinde ‘Yücu ihtarnamesi” nden bahis edilmiş ise de böyle bir ihtarnamenin dosya içinde bulunmadığı gibi müvekkili şirkete rücu ihbarnamesinin gönderilmediğini/ tebliğ edilmediğini, huzurdaki davanın dayanağı, TTK1nın 1472.maddesi olduğunu, davacının dava dışı sigortalısına ödeme yapıldığını beyan ve iddia ettiğini, sigorta ekspertiz raporunun ekler kısmının (11) numaralı maddesi ile banka hesap bilgileri denilmiş İse de dava dosyası içinde sigortalıya ödeme yapıldığını gösterir hiç bir belge ve bilgi bulunmadığını, sigorta ekspertiz raporunda 7 rulo kumaşın satış faturasına göre değerinin 1.601,77 $ olduğunun belirtildiğini, arkasından ıskonto uygulandıktan sonra bulunan 1.544,11 $ a % 10 ilave bedel eklenmek suretiyle zararın 1.698,52 $ karşılığı 4.158,82 TL’sı olduğu belirtildiğini, TTK’nın 1186.maddesine göre deniz taşımasını yapan taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun söz konusu olduğunu, bir an için sınırlı sorumluluk kabul görmediğinde ise zarar tutarına $ 10 ilave edilmesi suretiyle talepte bulunulmasının hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, bu bakımdan davacı sigorta şirketinin ödeme tarihi olduğunu belirttiği 27.03.2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, belirterek davanın görevsizlik yönünden ve esastan reddine, yargılama masraf ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat emtia sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacının sigortalısına ait emtianın kaybolduğu taşımada bu kayıttan davalı şirketin sorumlu olup olmadığı kaybolan emtianın gerçek değerinin ne olduğu meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında bulunup bulunmadığı, taşıyıcının sınırlı sorumluluğunu ortadan kaldıran bir durumun söz konusu olup olmadığı noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi … ve … tarafından düzenlenen 16/06/2016 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının sigortalısına karşı davalının multimodal taşıma taahhüt ettiği ve taşımada TTK’nun 4.Kitap 1. Ve 2.Kısım hükümlerine göre ihtilafın halli ve sorumluluk değerlendirmesi gerektiği, taşıma sürecine alman 155 top kumaştan, taşıma süreci sonunda konteyner boşaltmasında 7 top eksik-kısmi zayi tespit edildiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısı … A.Ş.’nin yurt dışı müşterisi … & .. Ltd.’ne eksik teslim edilen 7 top % 65 pamuk % 25 modal % 10 likralı süprem kumaşın brüt ağırlığı 158,85 kg olup, piyasa rayiç değeri 1.601,78 USD olduğu, hasarın Türk Lirası karşılığının hasarın farkına varıldığı 22/02/2015 tarihi itibariyle 3.942,30 TL, davacı sigorta şirketinin sigortalısına 27/03/2015 ödeme tarihi itibariyle 4.195,54 TL ve dava tarihi itibariyle 4.646,12 TL olarak hesaplandığı, davacının sigortalısının kısmi zayi-kayıp kaynaklı zararının 1.601,78 USD miktarında olduğu ve davacının ödemesinin 27/03/2015 tarihinde ve 4.158,82 TL miktarında olduğu, ödeme tarihi kurlarına göre sigortalı zararının ise 4.195,54 TL hesaplandığı, bu nedenie davacının ödemesinin daha az ve 4.158,82 TL olmakla tüm ödemesini: dava tarihinden itibaren davacının ticari temerrüt faizi ile rücu edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
23/11/2016 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davalı vekili itiraz ve beyanlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; bilirkişi heyetleri kök raporda varılan sonuç ve kanaatlerini değiştirmeyi gerektirir ayrı bir sonuca varılmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi … ve … tarafından hazırlanan 19/06/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; bilirkişi incelemesini yapabilmesi için, daha davanın delillerin sunulması aşamasında dosyaya ikmali gereken, ancak ikmal edilmediği anlaşılan “taşıma belgeleri ile sûrece ilişkin belgelerin’ dosyaya sunulması gerekmektiği, Sevk irsayilesi( Kötü bir fotokopi ve aynı zamanda okunaksız olup, kimin adına düzenlendiği anlaşılamadığından HMK.M.32. Hükmünde okunaklı olarak dosyaya sunulması gerektiği, dahil nakliye faturası( … /09.02.2015 tarihli fatura … AŞ adına, davalı tarafından düzenlenmiş olup, iç nakliyenin nereden neneye yapıldığına ilişkin açıklama bulunmadığından, bu hususun Muhterem Mahkeme tarafından davalı vekilince açıklanmasının istenilmesi gerektiği, eğer belge orijinal İngilizce ise, HMK, nın ilgili hükmü gereği yeminli Noter tercümesinin sunulması gerektiği, belge orijinal İngilizce olarak sunulmuş olup, HMK. nın ilgili hükmü gereği yeminli Noter tercümesinin sunulması gerektiği, talep yazısı( davacının 06/01/2016 tarihli delil listesi ekinde 10/a olarak numara almış bir ek sunulmuş ise de, bu belge yabancı dilde yazılmış olup, HMK. nın ilgili hükmünde noter tasdikli yeminli tercümesinin sunulması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
15/02/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davacı vekilinin kök raporu tebliğ aldığı, ancak gereğini yerine getirmeyerek eksik olduğu belirtilen belgeleri sunmadığı, zaten dosyada mevcudu bulunan belgelerin aynısını sunduğu ve kök raporda açıklanması talep edilen hususlar hakkında açıklama yapmadığı, bu gerçek karşısında heyetlerinin bilirkişi kanaati ortaya koymasının önü tıkanmış bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesi davacı vekilinin dava dilekçesindeki iddiasını ispata yarar ve bilirkişi raporundaki değerlendirmeye esas olabilecek nitelikteki belgeleri dosyaya sunmamış olduğu anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddi yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının ispatlanamayan davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 71,03-TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 35,13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vakalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 900,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 11/04/2018

KATİP …

HAKİM …