Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1003 E. 2020/167 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1003 Esas
KARAR NO : 2020/167

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekççesinde; davacının pay sahibi olduğu …. Mühendislik Tasarım İnşaat Ltd.Şirketi hisselerinin devrine ilişkin olarak bir tarafta şirkette pay sahibi olan …. ile … diğer taraftan …. ve müşterek ve müteselsil kefil … arasında 20/03/2015 tarihli protokol imzalandığını, 20/03/2015 tarihli protokol ile şirket hisselerinin ve birtakım taşınmazların devri karşılığında davalı …’in 16.000.000. TL bedeli nasıl ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, 20/03/2015 tarihli protokolün 2/3.maddesi ile davalı … tarafından üstlenilen borçların üç taksidinin üst üste ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin de açıkça hüküm altına alındığını, şirket hissesinin iptali ve davacının adına tesciline karar verilmesini, bu olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 15.000 TL tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …. Mühendislik Tasarım İnş.Ltd. Şirketi ve … vekili cevap dilekçesinde;öncelikle husumet itirazlarının olduğunu, noter sözleşmesinde davacı tarafın iddia ettiği gibi 20/03/2015 tarihli protokol başlıklı belge ile ilgili kayda rastlanmadığından noter sözleşmesinin sadece hisse devri ile ilgili olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalı …’ın 20/03/2015 tarihli protokol tahtındaki tüm borçlarını edime uygun ifa ettiği, ifa etmeye de devam edeceği, taksitlerin aksatılmasından doğacak faizleri ödeme yükümlülüğünün de 20/03/2015 tarihli protokole göre davalı …’ın sonuçlarına katlanmak kaydı ile banka borçlarını ödeme edimini taksitler halinde ifa yetkisini dava dışı satıcı …’den aldığı, protokol kapsamındaki dairenin tapu bilgilerinin … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada, … parsel, … numaralı bağımsız bölüm olup davacı tarafından üçüncü bir kişiye satışı yapılmış olup bu drurumun tapu kayıtlarının ilgili tapu sicil müdürlüğünden celbi sonrasında sabit olacağı, açıklanan nedenlerle itirazlarının kabulüne, delillerin ilgili yerlerden celbine, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı İsmali Mert’in cevap dilekçesi sunmadığı, davayı inkar konumunda bulunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davalıların protokol kapsamındaki edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla öncelikli olarak şirket hissesinin devrine ilişkin işlemin iptali ve tescili ile terditli olarak mümkün olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı şirketin sözleşme içeriği gözetildiğinde pasif husumet sahibi olup olmadığı, davacının dayandığı noter sözleşmesi ile davacı tarafın dayandığı 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin düzenleme tarihleri, belge içeriği gözetildiğinde birbirlerini tamamlayan belge niteliğinde olup olmadığı, konuya ilişkin Yargıtay …. D’sinin uygulaması gözetildiğinde bu noktada davalı savunmasının davacı aleyhine sonuç doğurup doğurmadığı, protokol belgesi içeriğinin davacı lehine sonuç doğurucu yönü olup olmadığı, ayrıca 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin davalı … yönünden doğan edimin yerine getirilip getirilmediği, dairenin davacı tarafından satışının bu çerçevede yapılmış ise davacının iddiasına etkisinin ne olduğu, sonuç itibari ile davacının devredilen şirket hisselerinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilip verilemeyeceği, bu olmadığı takdirde davacı lehine 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata karar verilip verilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davacının dayanmış olduğu 24/03/2015 tarihli “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” içeriğine göre … ile … arasında …. Mühendislik İnş. Tasarım Ltd.Şirketi’ndeki …’e ait hissenin 408.750 TL bedel karşılığında devrine dair pay devri sözleşmesi yapıldığı, devir bedelinin alındığının belirtildiği, ayrıca … Mühendislik İnş. Tasarım Ltd.Şirketi ortağı olarak ve şahsı adına ise asaleten …, …, … arasında da 20/03/2015 tarihli “protokol” başlıklı sözleşmenin yapıldığı, sözleşmenin yedi madde halinde düzenlendiği, sözleşme ile …’in alıcı, şirketin ise satıcı olarak konumlandırıldığı, bu hususların tartışmasız olduğu açıktır.
Küçükçekmece Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı ekinde … Mahallesi … ada … parsel … nolu bağımsız bölüme ait tapu kadyı ve resmi senet örnekleri gönderilmiştir.
….Bankası A.Ş. …. Şubesine yazılan müzekkere cevabı ekinde …’e ait dekontların ödeyen kişilere ait imzalı örnekleri gönderilmiş, 03/05/2016 tarihinde kredinin tekrar yapılandırma yapıldığı bildirilmiş, … imzalı ödeme planı gönderilmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Silivri Tapu Müdürlüğü’nden … ili, … ilçesi, …. Mahallesi, …. ada, …. parsel sayılı taşınmazın son durumunu gösterir tapu kaydı ile düzenlenen resmi senet örnekleri, ipotek belge örmekleri gönderilmiştir.
Davalı … Mühendislik Tasarım İnşaat Limited Şirketinin sicil kaydının incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nosunda kaytıl …. Mahallesi …. Cad. No:…. …/…. adresinde sicilde kayıtlı olduğu, 15/03/1995 tarihinde kurulduğu, meslek grubunun konut inşaatı olduğu, …’in şirket yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin delil olarak , protokol, limited şirket pay devri sözleşmesi, ihbarnameler, ihtarnameler, İTO kayıtları, ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayandığı, davalılar …. Mühendislik Tasarım İnş.Ltd. Şirketi ve … vekili delil olarak, limited şirket pay devri sözleşmesi, protokol, satış resmi senedi, tanık, bilirkişi, yemin, isticvap ve Yargıtay kararları delillerine dayandığı, davalı ….’in delil listesi sunmadığı tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacı tarafça davaya dayanak 20/03/2015 tarihli protokol kapsamında davacı tarafça B.Çekmece ….Noterliğinin 24/03/2015 tarihli ” Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ” ile davalı şirketteki hisselerinin davalı …’e devredildiği ve bu şekilde davacının protokol kapsamında üzerine düşen edimlerini yerine getirdiği, buna rağmen davalıların protokol kapsamındaki edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla öncelikli olarak şirket hissesinin devrine ilişkin işlemin iptali talep edilmiş olduğundan davacı vekiline Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinde belirtilen hisse değeri olan 408.750,00 TL üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere davacı vekiline bir sonraki duruşmadan 2 hafta öncesine kadar kesin süre verilmesine, aksi halde gelecek celse itibariyle eksik harç tamamlanana kadar HMK 150 , Harçlar Kanunu 30 ve 16/4 maddesi gereğince eksik harç yatırılıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılacağı ihtar edilmiş, ara karar gereği 408.750,00-TL üzerinden noksan peşin harç davacı tarafça yatırılmıştır.
Davalı şirketin sözleşme içeriği gözetildiğinde pasif husumet sahibi olup olmadığı, davacının dayandığı noter sözleşmesi ile davacı tarafın dayandığı 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin düzenleme tarihleri, belge içeriği gözetildiğinde birbirlerini tamamlayan belge niteliğinde olup olmadığı, konuya ilişkin Yargıtay … HD’sinin uygulaması gözetildiğinde bu noktada davalı savunmasının davacı aleyhine sonuç doğurup doğurmadığı, protokol belgesi içeriğinin davacı lehine sonuç doğurucu yönü olup olmadığı, ayrıca 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin davalı … yönünden doğan edimin yerine getirilip getirilmediği, dairenin davacı tarafından satışının bu çerçevede yapılmış ise davacının iddiasına etkisinin ne olduğu, sonuç itibari ile davacının devredilen şirket hisselerinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilip verilemeyeceği, bu olmadığı takdirde davacının maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususlarının araştırılması, bu açıdan davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 23/01/2017 tarihli raporda özetle; … dışında kalan diğer davalıların bu davada taraf sıfatının bulunmadığı, davacının TBK. 125/f.2 uyarınca protokolün feshini ve davalı …’e devretmiş olduğu hisselerin kendisine geri devrini talebe hak kazanamadığı gibi, TBK. 125/f.2 uyarınca tazminat talebine de hak kazanamadığı kanaat ve sonucu bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 18/07/2016 tarihli ek dilekçe ile davalı şirketin sahibi olduğu …. İli …. İlçesi …. Mah. …. Sok. …. Ada … Parsel …. Pafta numaralı 12.377,26 m2 yüzölçümlü arsa üzerinde yapılan taşınmazdaki dairelerin satışının önlenmesine ilişkin tedbir konulmasını ve iş bu davanın açıldığının Silivri Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirilmesini talebinin değerlendirilmesi sonucunda davacı vekilinin tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
20/02/2018 tarihli duruşmada 6545 sayılı yasanın 45.maddesi gereğince dosya mahkememiz heyetine tevdii ve tevzii edilmiş, davacı vekilinin 13/02/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile dosyanın altına takılan sunduğu dekontlar, rapordan sonra bankalardan gelen belge ve bilgilerin, davacı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi için önceki bilirkişi kurulundan günsüz ek rapor alınmasına karar verilmiş, Prof. Dr. …, Dr. Öğr. Üyesi …., mali müşavir …. tarafından tanzim edilen bila tarihli ek raporda özetle; davacı …’in noterde düzenlenmiş olan 24/03/2015 devir sözleşmesi ile davalı …’e devretmiş olduğu toplam 408.750,00 TL bedelli şirket hissesinin kendi adına tescilini talebe hak kazandığı, fakat aynı zamanda da davalıya (31.994,37+14.436,28=)46.430,65 TL’lik kredi ödemesi tutarını ida etme borcu altına girdiği, davacı kabul ederse davacının 46.430,65 TL’lik borcunun düşülmesi suretiyle sadece (408.750,00-46.430,65 TL=)362.319,35 TL’lik hisse tutarının davacı adına tescil edilebileceği, kök raporda açıklanan gerekçelerle davalı … dışındaki davalıların bu davada taraf sıfatlarının bulunmadığı mütalaa olunmuştur.
Davalılar … ve …. Mühendislik vekili Uyap’tan 06/03/2018 tarihinde beyan dilekçesi göndermiştir.
Gelen ek ve kök raporlar arasındaki farklılık ve hüküm kurmaya elverişlilik bakımından tarafların da itirazlarını karşılayacak şekilde yeni bir heyetten rapor alınması gerektiği anlaşıldığından;
Davacının dayanmış olduğu 24/03/2015 tarihli “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” içeriğine göre … ile … arasında …. Mühendislik İnş. Tasarım Ltd.Şirketi’ndeki …’e ait hissenin 408.750 TL bedel karşılığında devrine dair pay devri sözleşmesi yapıldığı, devir bedelinin alındığının belirtildiği, ayrıca …. Mühendislik İnş. Tasarım Ltd.Şirketi ortağı olarak ve şahsı adına ise asaleten … , …, … arasında da 20/03/2015 tarihli “protokol” başlıklı sözleşmenin yapıldığı, sözleşmenin 7 madde halinde düzenlendiği, sözleşme ile …’in alıcı, şirketin ise satıcı olarak konumlandırıldığı tartışmasız olarak kabul edildiğinde,
davalı şirketin sözleşme içeriği gözetildiğinde pasif husumet sahibi olup olmadığı, davacının dayandığı noter sözleşmesi ile davacı tarafın dayandığı 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin düzenleme tarihleri, belge içeriği gözetildiğinde birbirlerini tamamlayan belge niteliğinde olup olmadığı, konuya ilişkin Yargıtay …. HD’sinin uygulaması gözetildiğinde bu noktada davalı savunmasının davacı aleyhine sonuç doğurup doğurmadığı, protokol belgesi içeriğinin davacı lehine sonuç doğurucu yönü olup olmadığı, ayrıca 20/03/2015 tarihli protokol belgesinin davalı … yönünden doğan edimin yerine getirilip getirilmediği, dairenin davacı tarafından satışının bu çerçevede yapılmış ise davacının iddiasına etkisinin ne olduğu, sonuç itibari ile davacının devredilen şirket hisselerinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilip verilemeyeceği, bu olmadığı takdirde davacının maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususlarının araştırılması, bu açıdan davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 27/01/2020 tarihli raporda özetle;… …olu krediden 250.000 TL kredi, …. nolu krediden ise 30.000 TL kredi çektiği, ancak protokol gereği ise sadece …. tarafından kullanılmış 50.000 TL’lik kredi ile … tarafından kullanılmış 20.000 TL kredilerden (ilk ödemede kapatılmak üzere) ödememesinden davalı …’in sorumlu olduğu, … hesap nolu kredi hesabının ödemeleri 20/03/2015 tarihli protokolün akit edilmesinden önce olduğu, buna göre davacı gerçek şahıs 20/03/2015 tarihinden sonraki kredilerin 20/03/2015 tarihinden sonraki tutarlarından 60 gün içinde söz konusu kredinin tamamının kapatılmasından da sorumlu olduğu, … hesap nolu kredi ile …. hesap nolu kredi sözleşmedeki süre olan 60 gün içinde ödenmediği, ancak …..in …. hesap nolu ve tutarı 250.000,00 TL olan kredinin 50.000 TL’sinden sorumlu olduğu, ödemelerin süresinde yapılmadığı gibi ipoteklerin de kaldırılmadığı, … hesap nolu kredi hesabına yapılan ödemeler tablosu irdelendiğinde, 20/03/2015 tarihniden sonraki ödemelerin toplamının 25.550,74 TL olduğu, bunun 10.532,37 TL’sinin davalı ve davalı adına …., …. ile … tarafından ödendiğinin tespit edildiği, buna göre 20/03/2015 tarihinden sonraki ödemelerin 15.018,37 TL’sinden sorumlu olduğu, … hesap nolu kredi hesabına yapılan ödemeler tablosu irdelendiğinde, 50.000,00 TL’nin …. ile … tarafından 10.146,00 TL’sinin ödendiği, 39.854,00 TL’sini ödemediğinden sorumlu olduğu, … hesap nolu kredi hesabına yapılan ödemeler irdelendiğinde, 20/03/2015 tarihinden sonraki ödemelerin toplamının 21.665,81 TL olduğu, bunun 10.146,00 TL’sinin davalı ve davalı adına … , …. ile … tarafından ödendiği, buna göre 20/03/2015 tarihinden sonraki ödemelerin 11.519, 81 TL’sinden sorumlu olduğu, ancak tablo 3’teki hesap nosu belli olmayan kredi hesabından yapılan ödemeler irdelendiğinde, davalının (186+730=)916 TL ödemesinin bulunduğu, söz konusu protokol ve pay devri sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan (11.519,81+39.854,00+15.018,37-916=) 65.476,18 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde;
Somut olayda, davacının pay sahibi olduğu …. Mühendislik Tasarım İnşaat Ltd. şirketi hisselerinin devrine ilişkin olarak bir tarafta şirkette pay sahibi olan …. ile … diğer tarafta … ve müşterek ve müteselsil kefil … arasında 20/03/2015 tarihli bir protokol protokol imzalanmış, bu protokol ile şirket hisselerinin ve birtakım taşınmazların devri karşılığında davalı …’in 16.000.000. TL bedeli nasıl ödeyeceğinin kararlaştırılmış, bunun akabinde 24/03/2015 tarihinde, Büyükçekmece …. Noterliği nezdinde … ile … arasında … Mühendislik İnş. Tasarım Ltd.Şirketi’ndeki …’e ait hissenin 408.750 TL bedel karşılığında devrine dair “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” imzalanmıştır.
Taraflar arasındaki 20.03.2015 tarihli protokol, tam iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) bir sözleşme olup, davalının asli edim yükümlülüğünün belirtilen tutarda hisseyi devretmek, davacıların asli edim yükümlülüğünün ise hisse devir bedeli karşılığı ödenmesi kararlaştırılan 16.000.000 TL’yi protokolün 2. Maddesinde kararlaştırılan çeşitli biçimlerde ödemek olduğu, davalının asli edimini yerine getirerek hisseleri devrettiği ancak davalının asli edimlerini yerine getirmediği -protokolün 2. Maddesinin 2. Paragrafının 2. Cümlesinde …. ve … tarafından alınmış olan 50.000 TL ve 20.000 TL’lik kredilerin ilk taksit ödeme tarihinde tamamının kapatılacağı kararlaştırıldığı halde bunun kapatılmadığı, 2. Maddesinin 2. Paragrafının 3. Cümlesinde bahsi geçen villa üzerindeki kayıtların temizlenmediği, 2. Maddesinin 2. Paragrafının 7. Cümlesinde bahsi geçen ipoteklerin kaldırılmadığı- 27.01.2020 tarihli bilirkişi raporu ve celp edilen banka kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının, 20.03.015 tarihinde akdedilen sözleşme gereklerini yerine getirmediği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Davaya konu adi yazılı hisse dverinin eki olan protokolde sıralanan edimlerin yer almasına rağmen ödenmeyen bazı kalem ve kredi borcunun bulunması nedeniyle, yasal şekil şartına bağlandığı halde bu şekle uygun yapılmamış limited şirket hisse devri sözleşmesinden doğan edimlerin kısmen ifa edilmesinden sonra sözlşemenin adi yazılı olduğu resmi devri sözleşmesinde buna taıf yapılmadığı adi yazılı prorokole hisse devri bedleindne başka yükmlüğünün olmadığı yönündeki savunmaları TMK’nın 2. maddesi gereğince hakkın kötüye kullanımı olduğu yönündeki iddianın dinlenemeyecek olmasından ötürü davalı vekilinin bu yöndeki şirketin sözlşemenin tarafı olmadığı şeklindeki diğer itirazlarının reddi gerekmiştir.
Huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde mahkememizce öncelikle borçlu temerrüdünün şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmiştir. Bilindiği üzere, 6098 Sayılı TBK.nun 117-125.maddeleri uyarınca, genel olarak borçlu temerrüdünde aranan ilk şart “edimin ifa olanağı bulunması”, diğer bir şart da “borcun muaccel olması”dır. İfa olanağı bulunan borç istenebilir hale gelmeden temerrütten bahsedilemez. Zira muacceliyet alacaklının borçludan borçlanılan edimi talep ve dava edebilme yetkisini ifade eder. TBK.nun 117/1 maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer” denilmektedir. Maddeye göre, temerrüt için muacceliyet yetmemekte, alacaklının ihtarı da aranmaktadır. Davacı Silivri …. Noterliği’nin 07.08.2015 tarih ve … yevmiye numaralı evrakı ile gönderdiği ihtarname ile davalıdan protokolde ön görülen edimlerini 7 gün içerisinde gerçekleştirmesini talep etmiş, ihtarnameye rağmen davalı tarafından edimler gerçekleştirilmemiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan ihtarname içeriği değerlendirildiğinde, borçlunun usulüne uygun olarak temerrüde düşürüldüğü kanaati edinilmiş olup, buna göre borçlu temerrüdünün sonuçlarına göre değerlendirme yapmak gerekmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 125. Maddesi borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçimlik haklarını düzenlemiştir. Bu maddeye göre temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahip ise de (TBK 125/1) alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir (TBK 125/2). Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. (TBK 125/3).
Davacının dava dilekçesinde öncelikle şirket hissesinin iptali ve davacının adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, bu olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 15.000 TL tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini terditli olarak talep etmiştir, dolayısıyla davacının öncelikli talebi dikkate alındığında, seçimlik hakkını “sözleşmeden dönme” yönünde kullandığı ve edimini geri isteyebileceği açıktır.
Tüm bu nedenlerle;prorokoldeki banka kredi ödemelerin süresinde yapılmadığı gibi ipoteklerin de kaldırılmadığı anlaşılmış olup davacının talebi doğrultusunda protokol hükümlerinin yerine getirilememesi sebebiyle sözleşmeden dönme talebi yerinde görülerek hisse devrinin iptali bakımından davanın kabulü ile; Büyükçekmece …. Noterliği’nin 24/03/2015 tarih ve …. yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davacı tarafından davalı …’e devredilen şirket hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE;
Büyükçekmece ….Noterliği’nin 24/03/2015 tarih ve …. yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davacı tarafından davalı …’e devredilen şirket hissesinin iptali ile davacı adına TESCİLİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 27.921,71 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 256,17 TL harç ile 6.725,00 TL tamamlama harcın mahsubuna, bakiye 20.940,54-TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 37.062,50 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 27,70-TL başvurma harcı, 256,17 TL peşin harç, 6.725,00 TL tamamlama harcı, 494,55 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.100,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.603,42 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸