Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/963 E. 2020/94 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/963
KARAR NO : 2020/94

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/10/2014
KARAR TARİHİ : 28/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin insan sağlığı ve hijyenine ilişkin diş hekimliğinde kullanılan malzemelerin ve tıbbi cihazların ticaretini yaptığını, aralarındaki ticari ilişki uyarınca davalıya diş sağlığı alanında kullanılan malzeme satışı yapıldığını, müvekkili tarafından davalıya satılan malzemeler karşılığında müvekkilinin kur farkı alacakları hariç olmak üzere 15.968,66 TL alacağının bulunduğunu, davalının tüm ihtarlara rağmen borcu ödememesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmişitr.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının talep ettiği tutar ile icra dosyasındaki alacak tutarının farklı olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının takip dosyasında geçmiş gün faizi, kur farkı ve banka farkı gibi hayali alacak iddialarında bulunduğunu, takibe itiraz etmeleri üzerine sadece asıl alacak üzerinden dava açıldığını, bu durumun davacının iddialarının haksız olduğunun göstergesi olduğunu, davacının alacak taleplerinin dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu …. hakkında 15.968,66 TL asıl alacak, 2.184,93 TL işlemiş faiz, 4.165,80 TL kur farkı ve 3.000,00 TL banka farkı alacağının tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verlidiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/06/2015 tarihli raporda; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinde dayanak faturalar kayıtlı olup fatura konusu malların teslimine ilişkin imza bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre 2012 yılı alacak bakiyesinin 5.303,20 TL olduğu, davacı tarafından sunulan tediye makbuzu dekontlarının davacının cari hesabına nakit ödeme, kredi faizi, banka komisyonu, kredi tutarı farkı açıklamasıyla girilmiş olduğu, davacının davalı borçluya neredeyse ticari satışı kadar borç vermesinin, muhtelif tarihlerde tediye makbuzu düzenleyerek borçlandırmasınnı günün ekonomik ve teknik icaplarına, ticari hayatın olağan akışına uygun düşmediği, taraflar arasında bu konuda herhangi bir sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla dayanağı bulunmayan bu kayıtlara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davacının 2013 sonu ve takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde 11.285,20 TL alacaklı gözüktüğü, ancak dayanağı bulunmayan kayıtların düşülmesi sonucunda takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.992,10 TL alacaklı olması gerektiği belirtilmiştir.
Davacının bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 21/10/2015 tarihli ek raporda; davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 15.968,66 TL alacaklı gözüktüğü, ancak dayanağı bulunmayan kayıtların düşülmesi sonucunda davalının davacıdan 7.295,30 TL alacaklı durumda olması gerektiği belirtilmiştir.
Davacının rapora yönelik itirazları ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından bilirkişiden yeniden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 22/12/2015 tarihli ek raporda; takibe konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak faturalar üzerinde teslime ilişkin imza ve kaşe bulunmadığı, davacının kayıtlarında geçen 18.500,00 TL tutarlı ve 4.683,46 TL tutarlı alacak kayıtlarının dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora yönelik itirazları ile ilk bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler nedeniyle dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak farklı bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 18/05/2016 tarihli raporda; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 15.968,66 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından sunulan tediye makbuzlarında davacı firmanın imzasının bulunmadığı, makbuzların düzenlenme şeklinin, davalı firmanın tediye makbuzlarını kendi adına düzenlemiş gibi olduğu, tediye makbuzlarında nakit ödeme, kredi faizi, banka komisyonu gibi ibareler bulunduğu, davacı defterlerinde davalı adına borç kaydedilen 4.683,46 TL’nin dayanağının bulunmadığı, yine borç kaydedilen 1.065,00 TL tutarın dayanağının bulunmadığı, bu tutarların tespit edilen alacaktan düşülmesi sonucunda bakiye alacağın 10.219,66 TL olduğu, faturalar irsaliyeli fatura niteliğinde olup teslim alan imzasının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora yönelik itirazları ve raporlar arasındaki çelişki bakımından farklı bilirkişiden yeniden rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/02/2017 tarihli raporda; davacının ticari defterlerine göre takip defterlerine göre davalıdan 15.968,66 TL alacaklı gözüktüğü, davalı tarafından ticari defterlerin inceleme için sunulmadığı, davacı tarafından düzenlenmiş olan faturalarda teslim alan bölümünde isim, imza veya kaşe bulunmadığı, dolayısıyla fatura içeriklerinin davalıya teslim edildiği hususunun ispata muhtaç olduğu, davacı tarafında ndosyaya sunulmuş olan toplam 43.580,50 TL tutarlı tediye makbuzlarının 25.000,00 TL tutarlı kısmında açıklama bölümüne nakit ödeme yazılı olduğu, geriye kalan 18.580,50 TL tutarlık bölümünde ise kredi faiz tutarı, banka komisyonu, kredi tutar farkı gibi açıklamalar bulunduğu, tediye makbuzlarındaki açıklamalardan davacının davalı adına bankaya çeşitli ödemeler yapmış olduğu ve ödemelere istinaden tediye makbuzlarını düzenlemiş olduğu, ancak dayanak banka makbuzlarının bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 1.065,54 TL tutarlı kaydın dayanağının bulunmadığı, yine davacı defterlerinde kayıtlı 4.683,46 TL tutarlı kaydın dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla davacı alacağından değerlendirme dışı bırakılan faturalar, tediye makbuzları, virman işlemi ve fatura tutarları toplamı olan 53.366,91 TL’nin davacı alacağından mahsubu sonucunda davacının takip tarihi itibariyle davalıya 37.398,25 TL borçlu olduğu ve alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacının itirazları üzerine bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 03/07/2019 tarihli ek raporda; kök rapordaki görüş ve değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafından davalı hakkında cari hesap ilişkisi ve faturalara dayalı olarak alacaklı olduğu iddiasıyla iş bu dava açılmış ise de;tüm bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere davacının cari hesap ekstresinde alacaklı olduğu gözükmekte ise de, takibe ve davaya dayanak davacı faturaları irsaliyeli fatura niteliğinde olup faturalarda teslim alan kaşe, ad veya imzasının bulunmadığı, faturalar konusu malların teslim edildiği hususunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, ancak teslim hususunun kanıtlanamamış olduğu, davacı tarafından dayanılan tediye makbuzlarının dayanağı bulunmadığı gibi bir tacirin alacaklı olduğu kişiye alacak tutarlarından daha fazla miktarda borç verdiği hususunun da hayatın olağan akışına ve ticari hayatın işleyişine aykırı olduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan hesaplar arası virman, fatura gibi açıklamalarla kayıtlı borçlandırıcı işlemlerin hiçbirinin dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafından iddia edilen alacak tutarından dayanağı bulunmayan ve teslimi kanıtlanamayan söz konusu kayıt tutarlarının düşülmesi sonucunda davacının davalıdan alacaklı olmayıp aksine borçlu durumda bulunduğu sonucuna varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Davacı takipte haksız olsa da kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığnıdan davalının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 272,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 218,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 28/01/2020

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza