Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/847 E. 2018/167 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2014/847
KARAR NO : 2018/167

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2012

BİRLEŞEN DAVA : ALACAK (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …. Cumhuriyeti’nin ….şehrinde kurulmuş , ….’in taşımacılık sektöründe tanınmış ve itibarlı bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin dünyanın dört bir yanına ve Türkiye dahil bir çok ülkeye yük ve eşya taşımacığılı konusunda hizmet verdiğini, özellikle hava taşımacılığı konusunda uzman olan müvekkili şirketin aynı zamanda bir çok taşıma komisyoncusuyla da çalıştığını , davalı şirketin oe müvekkili şirketin çalıştığı taşıma komisyoncularından biri olduğunu,müvekkili şirket iye davalı şirket arasındaki ticari ilişki neticesinde verilen taşıma hizmetlerine karşılık müvekkili şirket tarafından tanzim edilen …. numaralı 2.586,27 USD bedelli, …. numaralı 3.886,19 USD bedelli,…. numaralı 2,702,30 USD bedelli , …. numaralı 4.160,00 USD bedelli, …. numaralı 1.886,00 USD bedelli, …. numaralı ,1.478,80 USD bedelli, …. numaralı 659,00 USD bedelli , … numaralı 800,40 USD bedelli,… numaralı ,595,28USD bedelli, … numaralı 1.677,75 USD bedelli, …. numaralı 1.841,16 USD bedelli, … numaralı 857,60 USD bedelli faturaların davalı borçluya gönderildiğini, davalı borçlunun faturalara yazılı veya sözlü herhangi bir itirazının olmadığını, ancak yapılan tüm görüşmelere rağmen davalı tarafından bir ödeme yapılmaması üzerine 23.130,75 USD asıl alacağa istinaden davalı şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itirazı üzerinde takibin durduğunu, davalının icra dairesine sunmuşolduğu itiraz dilekçesinde müvekkili şirket ile aralarındaki iş ilişkisini kabul ederek , taraflar arasında faturaya dayalı bir car i hesap ilişkisinin olduğunu, bakiye bir borcun bulunduğunu ancak bu borcun da ödenerek kapatıldığının belirtildiğini ve takibin itiraz sonucu durdurulmasından sonra 13/08/2012 tarihinde davalı şirketin müvekkili şirketin banka hesabına 2.005,00 USD havale gönderdiğini, bu durumun da davalının icra dosyasına yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, beyanla itirazın iptaline , takibin harca esas değer üzerinden devamına , davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tamzinatına mahkum edilmesine , yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; …. menşeli firmalarla ilgili yaşanan sıkıntıda mahkeme kararlarının infazı veyae ticari uyuşmazlıklarda muhattap bulunamadığını, hatta …. Cumhuriyeti Konsolosluğuna yapılan müracaatlarda posta gönderisinin dahi kabul edilmediğini, davacının …. uyruklu tüzel kişi olup, iş bu davanın devamı için. davacı tarafın öncelikle davanın reddi halinde ödemek zorunda kalacağı tazminat , masraf ücret vs temin etmesi için. mahkemece tespit edilecek teminatı yatırması gerektiğini, sonrasında yargılamaya devam edilmesini talep ettiği, davacı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin cari hesap ilişksi şeklinde takip edlerek aylık bazda ödemeler gereği yapılan işlerde birer birer fatura takibi değil karşılıklı borç ve alacakların işlendiği cari hesap ilişkisi şeklinde takip edilerek aylık bazda ödemeler yapıldığını,müvekkili firma tarafından ….’deki alıcıya teslim edilmek üzere Türkiye’deki müşterilerinden kendisine taşıyıcı sıfatı ile teslim edilen emtiaların gönderildiği ancak davacı tarafından bu mallara el konularak teslimatın yapılmadığını, davacının bu malların teslim edilmesi için. sözleşmeye aykırı olarak bütün cari hesap borcunun kapatılmasını istediğini ve davacının bu şekilde sözleşme hükmünü ihlal ederek üçüncü kişi müşterilere ait malları teslim etmediğini ve bu malların halen gönderilen yerlere de ulaşmadan kaybolduğunu ve akıbetlerinin bilinmediğini, davacının el koyduğu malları gönderen firmalar tarafından taşıyıcı sıfatı ile müvekkiline rücu edilerek malların bedellerinin tanzim edildiğini ve müvekkili tarafından da bu zararların sözleşmenin 2.7 maddesi uyarınca 20/04/2012 gün … sayılı 5.150,00 USD bedelli , 20/04/2012 gün …sayılı 2.800,00 USD bedelli 24/04/2012 gün …. sayılı 13.175,75 USD bedelli faturaların davacı adına keşide edilerek gönderildiğini ve davacı hesabına işlendiğini, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini,yapılan ödemenin davacının verdiği zararın mahsubundan sonra kalan kısmın ödemesi olduğunu,kabul edilen borcun ödenmesinin kötü niyet olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin anılan meblağ için itirazdan feragat ettiğini ve ödemesini yaptığını ve dava tarihinden önce ödeme yapıldığını bu nedenle iş bu itirazın iptali davasının da konusunu oluşturmadığını beyanla;davacı tarafın teminat gösterene kadar yargılamanın durdurulmasına,davanın reddi ile davacının %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz olarak kendisine alt taşıyıcı olarak tevdi edilen emtialara el koyarak alıcılarına teslim etmeyen ve bu şeklide müvekkilini zarar uğratan davalıya müvekkilinin Borçlar Yasası 139 ncu maddesine göre takas mahsup hakkı sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti, davalının alacağına takas mahsup talebi kabul edilmez ise, davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle verdiği zarar bedeli olan 21.125,75 Amerikan Doları’ nın, takas hakkının kullanıldığı 09/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, dosyanın Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile birleştirilme kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Bakırköy…Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyasına davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından dava konusu ve iddia edilen zarara konu taşımaların 2012 tarihinde yapıldığını, taraflar arasındaki taşımaların gerçekleştiği tarihin 2012 yılının mart ayına ait olduğunu, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tüm alacaklarının 1 yılda zamanaşımına uğradığını belirterek davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, bu talepleri kabul görmez ise haksız olduğunu iddia ettiği davanın esastan reddine, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …. ve …. tarafından düzenlenen 16/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ve davalının taşıma işleri komisyonculuğu ticari faaliyeti ile iştigal ettiği. ….’den Türkiye’ye taşımalarda davalının alt komisyoncu; Türkiye’den ….’e yapılan taşımalarda ise davacının alt komisyonculuk faaliyeti içinde oldukları, davacı ve davalı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte, ödeme ve fatura hesaplarının cari hesap şeklinde işlendiği, davalının takas mahsup talep ettiği toplam 21.125,75 USD tutarında üç (31 adet faturanın davacı yanca kabule dilmediğinden, içeriğinin ve sebebinin davalı yanca ispatlanmak ve bu miktarlarda sarf-harcamamn ortaya konulması gerektiği, davacının davalı yanca itiraz edilmeksizin ticari kayıtlara işlenmiş ve icra takibine konu edilmiş toplam 23.130,75 USD alacaklı olmakla birlikte, itirazın iptali davasının 21.125,75 USD üzerinden açıldığı ve bu miktar üzerinden alacaklı olduğu, davalı yanca 17/12/2012 tarihli iki adet navlun iadesi faturasına konu taşımalarda davacının komisyonculuk faaliyetinde bulunduğu ispatlanacak olursa; davacının alacak miktarının 13.367,75 USD olabileceği, işlemiş faiz talebi olmadığından, talebin yabancı para (USD) cinsinden olduğu gözetilerek takip tarihinden itibaren talep gibi faiz hesaplanması gerekeceği, %20 icra inkar tazminatı talebi hakkında gerekli kanaatin mahkemece oluşturulması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
29/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı ticari defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdikleri bakımından usulüne uygun tutulduğu ve lehe delil olma özelliği gösterdiği, davacının kök raporda belirtildiği üzere 23.130,75 USD miktarında alacaklı olduğu ve bu miktar üzerinden icra takibine girişmiş ise de davayı 21.125,75 USD karşılığı 37.884,80-TL üzerinden itirazın iptali davası ikame ettiği gözetilerek taleple sınırlı miktarda alacaklı olduğu, sunulan deliller ve yapılan savunmaya rağmen davacı tarafça talep edilen faturaların davalıya ait ticari kayıtlarda yer aldığı, davalının talep ettiği karşı fatura ve ödemelerin ise davacı ile olan sözleşme çerçevesinde tek yanlı ve davacı bilgisi dışında hazırlanmış olmaları gözetilerek; davalı itirazlarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
09/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının hapis hakkını kullandığı; ancak hapis hakkına dayanak teşkil eden alacağın taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesi uyannca bu hakkın kullanıldığı esnada gerçekleşmediği; dolayısıyla hapis hakkının kullanılmasının hukuka aykın olduğu, davalının hapis hakkının hukuka aykın olarak kullanılması sebebiyle uğradığı zaran talep edebileceği; dosyaya zararın ispat edilebilmesi için sunulan ve davalı tarafından düzenlenen faturaların zararın ispat edilmesi için delil olabilmesinin mümkün olmadığı, davalının ticari defterlerinde yer alan kayıtların davalı lehine delil olabilmesi için gereken şartlardan bir tanesinin her iki tarafin da defter tutma yükümüne tabi olması gerektiği ve davacının yurtdışı menşeli bir şirket olması sebebiyle bu şartın yerine gelmediği ve dolayısıyla dosyaya sunulan ticari defter kayıtlaman davalı lehine delil olmasının kural olarak mümkün olmadığı, dosyaya sunulan diğer delillerden de davalının uğramış olduğu zararı ortaya koyamadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
19/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının hapis hakkını kullandığı; ancak hapis hakkına dayanak teşkil eden alacağın taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesi uyarınca bu hakkın kullanıldığı esnada muaccel olmadığı; dolayısıyla hapis hakkının kullanılmasının hukuka aykırı olduğu, davacının hapis hakkının hukuka aykırı olarak kullanılması sebebiyle uğradığı zararı talep edebileceği; dosyaya zararın ispat edilebilmesi için. sunulan ve davacı tarafından düzenlenen faturaların zararın ispat edilmesi için. delil olabilmesinin mümkün olmadığı, dosyaya sunulan diğer delillerden de davacının uğramış olduğu zararı ortaya koyamadığı, davacının uğradığı zarar ortaya konulmadığından davalıya karşı sahip olduğu alacağın miktarının ispat edilemediği ve bu kapsamda takas hakkının kullanılmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
02/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu edilen hapis hakkının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması sebebiyle davalı/karşı davacının zararını ispat yükü akında olduğu ve zararını her türlü delil ile ispat etmesinin mümkün olduğu, davacı/karşı davalının Türk Hukuku’na göre defter tutma yükümü altında olmaması sebebiyle, davalı/karşı davacının ticari defterlerinin HMK md. 222 kapsamında delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalıya kesilen faturaların içeriğinin faturanın olağan içeriğinden olmaması sebebiyle, TTK md. 21/2 düzenlenen faturanın Özel ispat fonksiyonundan faydalanmasının mümkün olmadığı vc /ararın miktarının ispat edilmesi bakımından yeterli olmadığı, dava dışı, ….Hizmetleri Ticaret ….Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaıcı Ltd. Şti tarafından davalı/karşı davacıya kesilen fatura ile bu kişiler tarafından kaleme alınan ve davalı/karşı davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin zararı ispat etmeye yetip yetmediği hususunda takdir yetkisinin mahkemede olduğu, dava dışı …Ltd’yc davalı/karşı davalı tarafından yapılan para transferi makbuzu ile yine dava dışı ….Ltd tarafından kaleme alındığı görülen belgede açıkça çelişkiler olduğunun görüldüğü ve davalı/karşı davacının bu kısma ilişkin zararının ispat etmesine yeterli olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
22/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; asıl davada; davacının dava tarihi itibariyle taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak sunduğu hizmetlerden ve davalı adına ödediği havayolu taşıma ücretlerinden kaynaklanan 21.125,75 USD tutarında alacaklı olduğu konusunda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, davalının icra, dosyasında kendisine gönderilen ödeme emrine karşı sunduğu dilekçesinde ileri sürdüğü takas defi ve mahsup yapıldığı tarihinde, davacının sözleşmeye aykırı eylemi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararlarla ilgili olarak 16/04/2012 tarihinde banka havalesi ile göndericilerden Kingdom isimli şirkete 5.120,00 USD tutarında gönderilme açıklaması olmayan bir ödemede bulunduğu, bu tarihten sonra düzenlenen faturalara dayalı olarak yapıldığı ileri sürülen bir kısım ödemelere ilişkin ödeme belgelerinin bulunmadığı, mevcut kanıtlara göre davalının gerçek zararının hesaplanamayacağı, davacının alacaklarını gerekçe göstererek davalıya gönderilen mallar üzerinde kullandığı hapis hakkının hukuka uygun olup olmadığının taktirinin mahkemeye ait olduğu, birleşen davada; davalının zamanaşımı defi konusundaki yargısal taktirin mahkemeye ait olduğu, yine asıl davada takas ve mahsup isteminde bulunulması karşısında birleşen davanın açılmasında davacının hukuki yararının olup olmadığının taktirinin mahkemeye ait olduğu, asıl ve birleşen davada yer alan kanıtlara göre, davacının, kendisine gönderilen dava dışı alıcılara ait ithal mallara davalı tarafından alıkonulması nedeniyle ne miktar gerçek zarara uğradığının belirlenemediği, bu nedenle davacıya ne miktar borçlu olmadığının ortaya çıkamadığı, aynı gerekçe ile davacının zararları nedeniyle davalıdan ne miktar alacak isteyebileceğinin belirlenemediği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
19/12/2017 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; asıl davada;davacının dava tarihi itibariyle taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak sunduğu hizmetlerden ve davalı adına ödediği havayolu taşıma ücretlerinden kaynaklanan 21.125,75 USD tutarında alacaklı olduğu konusunda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, davalının icra dosyasında kendisine gönderilen ödeme emrine karşı sunduğu borca itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü takas defi ve mahsup savunmasının yapıldığı 09.08.2012 tarihinde, davacının sözleşmeye aykın eylemi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararlarla İlgili olarak 16.04.2012 tarihinde banka havalesi ile göndericilerden “Kingdom” isimli şirkete 5.120,00 USD tutarında gönderilme açıklaması olmayan bir ödemede bulunduğu, bu tarihten sonra düzenlenen faturalara dayalı olarak yapıldığı ileri sürülen bir kısım ödemelere ilişkin ödeme belgelerinin bulunmadığı, mevcut kanıtlara göre davalının gerçek zararının hesaplanamayacağı, davanın davalıdan olan alacaklarını gerekçe göstererek davalıya gönderilen mallar üzerinde kullandığı hapis hakkının hukuka uygun olup olmadığının taktirinin mahkemeye ait olduğu, birleşen davada; davalının zamanaşımı defi konusundaki yargısal taktirin mahkemeye ait olduğu, yine asıl davada takas ve mahsup isteminde bulunulması karşısında birleşen “olumsuz/saptama alacak” davasının açılmasında davacının hukuki yararının olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, asıl ve birleşen davada yer alan kanıtlara göre, davacının, kendisine gönderilen dava dışı alıcılara ait ithal mallara davalı tarafından alıkonulması nedeniyle ne miktar gerçek zarara uğradığının belirlenemediği, bu nedenle davacıya ne miktar borçlu olmadığının veya zarar nedeniyle ne miktar alacaklı olduğunun kesinlikle ortaya çıkamadığı, açıklanan nedenlerle kök raporlarında yer alan tespitlerde ve varılan görüşlerde değişiklik yapılma gereği doğmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 14/01/2014 tarih, …. Esas,…. Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 21.125,75 USD asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması suretiyle takibin devamına karar verildiği, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 06/06/2014 tarih, ….Esas, …. Karar sayılı ilamı ile mahkemece yeniden teşekkül ettirilecek uzman bilirkişilerden davalı tarafından dosyaya sunulan iade faturaları ve bu faturalara mesnet taşıma belgelerinin tümü üzerinde inceleme yaptırılarak davalının gerçekten de davacı ile olan sözleşme ilişkisi çerçevesinde davacıya (….) yaptığı taşımalar sırasında davacının kendisine alıcı sıfatı ile gönderilen mallar üzerinde hapis hakkının kullanılmasının haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, davalının sunmuş olduğu iade faturalırının bu taşımalara ilişkin olup olmadığı hususları araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, mahkememizin 15/03/2017 tarihli celsesinin (…) nolu ara kararında somut olayda hapis hakkının haksız şekilde kullanılmış olması ihtimaline binaen davalı-birleşen dosya davacısının dosya kapsamında sunmuş olduğu iade faturalarının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde ….’e yapılan taşımalara ilişkin olup olmadığının net şekilde ortaya konması, davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin iddia ettiği zarar talebine ilişkin olarak karşı tarafça hapis hakkı kullanılması sebebiyle davalı-karşı davacının dava dışı 3.kişilere gönderilmediğini söylediği mal bedellerinin dosya kapsamındaki ödeme belgeleri de gözetilerek tespit edilmesi, birleşen dosya davalısının zaman aşımı def’inin ayrıntılı tartışılarak değerlendirilmesi, taraf vekillerinin rapora itiraz dilekçeleri ile dosya kapsamındaki Yargıtay ilamı irdelenerek tarafların defter ve kayıtlarının yeniden incelenmek suretiyle önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına,tarafların iddia ve savunmalarına,bilirkişi kök ve ek raporlarının içeriğine göre; taraflar arasında taşıma işleri komisyonculuğuna dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davacının verdiği hizmet karşılığında muhtelif faturalar düzenleyerek davalıya tebliğ ettiği,faturalara itiraz edilmediği gibi fatura tutarlarının da ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,davacı tarafından el konulduğu iddia edilen emtialar nedeniyle davalının zarara uğrayıp uğramadığı,davalı tarafından ödendiği belirtilen tazminatlara ilişkin ve davacı adına tanzim edilen faturaların davacıya tebliğ edilip edilmediği,bu faturaların davacı tarafından verildiği iddia edilen zarara ilişkin olup olmadığı,noktalarında toplanmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında eldeki dava dosyası olan Bakırköy … ATM’nin …. Esas sayılı dosyası açısından somut olay değerlendirildiğinde; taşıma işleri komisyonculuğu ticari faaliyeti ile iştigal ettiğini, ….’den Türkiye’ye taşımalarda davalının alt komisyoncu;Türkiye’den ….’e yapılan taşımalarda ise davacının alt komisyonculuk faaliyeti için.de oldukları,davacı ve davalı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte, ödeme ve fatura hesaplarının cari hesap şeklinde işlendiği,davacının 12 adet faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 06/08/2012 tarihinde, cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,davalının ibraz ettiği 2012 yılı ticari defterlerinin,sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu,davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaların,davalının 2012 yılı ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydedildiği,davalının 2012 ticari defterlerine göre, takip tarihi (06/08/2012) ve dava tarihi (02/10/2012) itibariyle davalıdan 23.130,75 USD cari hesap alacağının olduğu,davalının, davacının takip konusu cari hesap alacağına esas teşkil eden 12 adet faturayı 2012 yılında defterlerine usulüne uygun olarak açık cari hesap şeklinde kaydettiği,davalının cari hesap kayıtlarının, davacının kayıtları ile örtüştüğü bu itibarla davacının bakiye alacağı bulunduğunu iddia ettiği faturaların davalının aleyhine delil niteliği bulunan ticari defterlerinde dahi kayıtlı olduğu, davacının takip ve dava konusu yapmış olduğu 12 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve hizmetin verilldiği olgusunun ihtilafsız olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda davacının alacaklı olduğu 23.130,75 USD değerindeki 12 adet faturanın tamamının tarihi 2012 yılının Mart ayını göstermektedir. Taraflar arasındaki 31 Ekim 2011 tarihli sözleşme incelendiğinde, Mart ayında gerçekleştirilen hizmete ait alacakların taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesi uyarınca en erken Nisan ayının 15’inden itibaren talep edilebileceği görülmektedir. Buna karşın davacı 6 Nisan 2012 tarihinde yani Mart ayına ilişkin alacaklar sözleşme gereği henüz muaccel değilken hapis hakkını kullanmıştır. Dosyanın incelenmesinde, hapis hakkının kullanıldığının bildirildiği mailin tarihi 6 Nisan 2012 olarak görülmektedir. Her ne kadar dosya kapsamında hapis hakkına konu edilen eşyaların taşınmasına ilişkin hukuki ilişki ile davaya konu edilen 12 adet faturanın gösterdiği alacaklının doğmasına sebep olan hukuki ilişki ayniyet içermese de HMK 950/2 gereği tacirler arasındaki ilişkide hapis hakkının kullanılabilmesi için. alacak ile eşyalar arasında bir irtibatın bulunması gerekmemektedir. Ancak az önce bahsedildiği üzere davacının hapis hakkını kullandığı ve hapis hakkına dayanak teşkil eden alacağın taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesi uyarınca hakkın kullanıldığı esnada muaccel olmadığı anlaşıldığından, hapis hakkının kullanılması hukuka aykırıdır. Davalının hapis hakkının hukuka aykırı olarak kullanılması sebebi ile uğradığı zararı talep edebileceği mutlaktır. Ancak tüm dosya kapsamındaki belgelerin davalının zararını ispat etmede yeterli olmadığı yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur. Davalı, davacı tarafın hapis hakkının hukuka aykırı kullanmasından kaynaklı olarak ortaya çıktığını söylediği zararını ispat edememiştir. Davalın zararı somut şekilde ispatlanamadığından davalının davacıya karşı sahip olduğu alacağın miktarı hesaplanamadığından bu kapsamda davalının eldeki dava dosyasında ileri sürmüş olduğu takas mahsup def’inin hukuki sonuç doğurması mümkün değildir. Yani davalının kendisine gönderilen dava dışı alıcılara ait ithal mallar üzerinde hukuka aykırı şekilde hapis hakkını kullanması sebebiyle davalının ne miktarda gerçek zarara uğradığı dosya kapsamından anlaşılamadığından davalının bu zarar sebebiyle davacıdan ne miktarda alacaklı olduğu belli değildir. Şu halde davalının da ispat edilemediğinden hesaplanması mümkün olmayan bu miktar üzerinden takas mahsup talep etmesi beklenenemez.
Birleşen dosya açısından ise, davalı Bakırköy …ATM’nin …. Esas sayılı dosyası içerisinde hapis hakkının hukuka aykırı kullanıldığının tespiti halinde davacının ortaya çıkan zarar ve ziyanının kendisinin davacıdan olan alacağı arasında hukuki ve fiili bir bağlantı bulunduğunu beyan ederek takas mahsup talebinde bulunmuştur. Dava tarihi itibariyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanununa göre takas def’inin sonuç doğurabilmesi için. ayrı bir dava açılmasına veya karşı dava ile ileri sürülmesine gerek olmayıp takas bildiriminin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir. Mahsup talebi ise bir itiraz olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de görevi gereği bu itirazı dikkate alması gerekmektedir. Somut olayda Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyası içerisinde davalı zaten takas mahsup talebinde bulunmuştur. Daha sonradan açılan ve eldeki dava ile birleşen Bakırköy … ATM’nin…. Esas,…. Karar sayılı dosyasında Bakırköy ….ATM’nin …. esas sayılı dosyasının davalısı….Uluslararası Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti’nin davacı sıfatıyla taşıma sözleşmesinden kaynaklı karşı taraf …. Ltd. ….şirketi ile arasındaki cari hesap ilişkisi dahilinde davalının aradaki sözleşmeyi ihlal ettiğinden bahisle icra takibi başlattıklarını ve bu takibe davalının haksız olarak itiraz etmesinden dolayı itirazın iptali davası açmış olduğu görülmektedir. Birleşen Bakırköy … ATM’nin…. Esas,…. karar sayılı dosyasının davacısının zaten eldeki dava dosyası olan Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyasında aynı cari hesap ilişkisi ve sözleşme kapsamında açılan davaya ilişkin olarak süresinde davalı sıfatıyla takas mahsup talebinde bulunduğu ve bu takas mahsup talebinin içeriğinin Bakırköy ….ATM’nin…. esas,…. karar sayılı dosyadaki icra takibine dayanak yapılan alacakla aynı olduğu anlaşıldığından az yukarıda bahsi geçen sebeplerle davacının birleşen Bakırköy …. ATM’nin…. Esas,…. karar sayılı dosyası açısından davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından açılan davası reddedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
a)Eldeki dava dosyası olan …. esas sayılı dosyası açısından;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 21.125,75-USD asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması suretiyle takibin DEVAMINA,
2-Alacak faturaya dayalı ve likit bulunmakla hükmolunan 21.125,75-USD’nin takip tarihi olan 06/08/2012 tarihindeki efektif satış kurunun TL olarak karşılığı olan toplam TL bedelinin takip tarihi itibariyle %20’sine isabet eden 8.243,79-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
4-Davalının süresinde ileri sürdüğü takas mahsup def’inin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
b)Eldeki dava dosyası ile birleşen Bakırköy … ATM’nin…. Esas,…. Karar sayılı dosyası açısından;
1-Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın REDDİNE,
c)Asıl davada;
1)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.571,60-TL ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 355,50-TL harcın mahsubuna, bakiye 2.216,10-TL harcın davalı-birleşen dosya davacısından alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
2)Davacı tarafından peşin yatırılan 21,15-TL başvurma harcı ile 355,50-TL peşin harcın davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3)Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.491,06-TL vekalet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d)-Birleşen davada;
1)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 770,05-TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 734,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-birleşen dosya davacısına İADESİNE,
2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.309,79-TL vekalet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
e)Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 315,50-TL tebligat, 17,00-TL müzekkere, 1.183,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.515,50-TL yargılama giderinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
f)Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
g)Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı-birleşen dosya davalısı vekili ile davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2018

KATİP …

HAKİM …