Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/769 E. 2020/1053 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/769 Esas
KARAR NO : 2020/1053

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2011
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; 23/09/2009 tanzim tarihli 31/12/2010 vadeli 139.000,00 TL bedelli senedin arkasında teminat içindir ciro edilemez fek yazısı ile iade edildiğinde senet geri alınacaktır ibaresi yazılarak davacı tarafından düzenlenen senedin …’ya teslim edildiğini, senet arkasındaki yazıların tahrif edilerek tahsile konulduğunu, senet hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davanın İİK 72 maddesi kapsamında açılan bir dava olup yetkili mahkemenin davalının ikameti mahkemesi olduğunu, müvekkilinin ikametinin Bakırköy adli Yargı hudutları içerisinde kaldığını icra takibinin de Bakırköy İcra Dairelerinde yapıldığını, diğer davalılar açısından da İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığını, kendilerinin senedi …’den alacaklarına mahsuben aldıklarını ve ödemeyince Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini, bu nedenle davanın yetkisizlik nedeni ile reddine ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesi ile senedin tahsil cirosu ile geçtiğini, tahsil cirosu ile senedi alanın vekil sayılacağını asil hakkında dava açılmışsa kendileri hakkındaki davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, senedin teminat senedi olmasına rağmen davacının taahhüdünü yerine getirmediğini ve fek yazısını iade etmemiş olması nedeniyle senedin devrinin yasalara uygun olarak devredildiğini, davacının davasını ispatlamak zorunda olduğunu, dava konusu senetteki fek yazısının iade edilip edilmediğini ve taraflar arasındaki ifa yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine ilişkin belge sunulmadığını, bu nedenle davasını ispatlamayan davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesince 03/12/2012 tarihinde yetkisizlik kararı verilmiş, dosya bu şekilde mahkememize intikal etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafça icra takibine konu edilen 139.000,00 TL tutarlı senedin imzasının davacıya ait olup olmadığı, davacının anılan senetten ve icra takibinden dolayı davalıya borçlu İİK 72 madde kapsamında olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasının uyap üzerinden gönderilen örnekleri incelendiğinde; davacı-alacaklı tarafından davalı … ve … aleyhine dava konusu senet nedeniyle 139.000,00 TL asıl alacak, 1.142,46 TL işlemiş faiz, 71,79 TL protesto masrafı olmak üzere toplam 140.214,25 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. değişik iş sayılı dosyasında İİK 72/2 maddesi gereği takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davacının ıslak imzalarını içerir belge asılları ile imza incelemesi yapılmak üzere senet aslı mahkememiz kasasına alınmış, senette davacıya atfen atılan imzanın ve senetteki yazıların davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda Adli Belge İnceleme uzmanı heyetten günsüz rapor alınmasına karar verilmiş, raporda özetle; inceleme konusu senetteki …’e atfen atılı imzalar ve yazılar ile karşılaştırma belgelerindeki imzalar ve yazıların arasında grofolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olduğu kanaati bildirmişlerdir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, incelenen icra dosyaları, belge asılları, bilirkişi raporu ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; belge inceleme konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporla imzanın ve senetteki yazıların davacı ile ürünü olduğu tespit edilmiş, rapor mukayeseye esas alınan belgeler ve içeriği yönünden denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller, yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu, celp edilen dosyalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Takibe konu kambiyo senedine karşı açılmış menfi tespit davasında ispat yükü davacı yanda olup, davacı dava dilekçesindeki iddialarını ispata mecburdur.
Menfi tespite konu uyuşmazlık esasında kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa ispat yükü bu sefer yine davacı üzerindedir. Zira kambiyo senedinden kaynaklanan borç illetten mücerrettir. Söz konusu kambiyo senedinin başka bir hukuki ilişkiye binaen verildiğini iddia eden bunu yazılı delille ispatla mükelleftir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 778. maddesi yollamasıyla 680. maddesinde “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğerki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.” hükmü bulunmaktadır,Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere,bu hüküm uyarınca açığa senet düzenlenmesi mümkündür. Senedin boş olan kısımlarının sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekir.(Yargıtay 19. H.D E. 2011/8731,K. 2011/11501 T. 27.9.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Bu çerçevede somut davada da davacının bono bedelinin ödenmiş olması nedeni ile dava konusu edilen ve takibe esas olan bonodan dolayı borçlu olmadığını ispat yükü altında olduğu açıktır.
O halde 6100 sayılı HMK.m.189 uyarınca davacı üzerine düşen ispat yükünü kural olarak kanunun belirlediği delillerle ispat etmek yükü altındadır.
Yine aynı Kanunun 6100 HMK m.200 uyarınca “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi,…itfası amacı ile yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar ve değerleri 2.500 TL’sini geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Oysaki davacı vekilinin dava konusu olan bonodan dolayı davalının doğan hakkının düşürülmesi ve itfası amacı ile yapıldığı ileri sürülen hukuki işlemin yani ödemenin bu bonodan doğan borcun sona erdirilmesine dair ve davalı tarafından düzenlenmiş ve davalı aleyhine sonuç doğuracak ve davalıyı usulen bağlayabilecek bir belge bulunmamaktadır.
İmza incelemesi sonrasında uyuşmazlığa ve takibe konu yapılan bononun hukuken geçerli olduğunun kabulü gerekir. Esasen kambiyo evrakı olan bono kural olarak sebepten bağımsız olduğundan davalı lehine olan bu karinenin aksi de davacı tarafından ispatlanamamıştır.
Sonuç olarak dava konusu bono içeriğinde veya herhangi bir belgede bonodan dolayı davalının alacak hakkının düştüğü noktasında davacı lehine bir ispat kaydı olmadığı gibi bononun ödendiği nedenine dair davacı lehine ispatlanabilmiş bir hal de olmadığından dava konusu bononun bedelsiz olduğuna dair iddianın ispatlanamadığı açıktır ve dava konusu bono bu şartlarda hukuken geçerli niteliktedir.
T.T.K. nun 589. maddesi uyarınca bir bono üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu bono ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsın sorumlu olmasını ise engeller .
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde; davacının imza inkarına rağmen senetteki imzanın kendisine ait olduğu anlaşılmış olup senet üzerindeki yazılar üzerinde oynama ve tahrifat yapıldığının bedelsizlik tahrifat gibi diğer sebeplere de dayandırmış ise de bu iddialarla ilgili Bakırköy C.Başsavcılığının …… sayılı soruşturma dosyasının sonucu beklenmiş ama gelinen aşamada takipsizlik kararı verildiği dikkate alındığında davaya konu iradesine aykırı olarak olarak doldurulduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı gibi dava konusu bono üzerindeki imzanın ve yazıların davacıya ait olduğu, teminat senedi olduğu hususunu delillendirilemediği anlaşılmakla, davacının davalı … yönünden davayı atiye terk ettiği, davanın …… bank A.Ş yönünden konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden reddine dair karar vermek gerekmiş davalıların kötüniyet tazminat talepleri bulunmadığından HMK 26 uyarınca tazminata hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın, davalılar … ve … ve … yönünden reddi ile, davalı … yönünden karar tesisine yer olmadığına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından başlangıçta yatırılan 2.064,15 TL’den mahsubu ile kalan 2.009,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 17.155,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı ……. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2020
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza