Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/617 E. 2020/216 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/617 Esas
KARAR NO : 2020/216

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 27/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2020

Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının mahkemenin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu …. Dairesinin 08.09.2014 tarih … Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas numarasını aldığı anlaşılmakla yapılan yargılama sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı … tarafından 06.08.2010 tarihinde kurulduğunu vc 10.08.2010 yılında tescil ve ilan edildiğini, şirketin %90 amir hissesinin ….’ye %10 hissesinin ise davalı …’a ait olduğunu, şirketin Bulgaristan da kurulu yabancı bir şirket olduğunu, kurulan şirketin tüm masraflarının ve sermayesinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ana sözleşmeyle …’ın şirketi tek başına yönetim ve temsile yetkili olduğunu, 10/09/2012 tarihinde şirketi temsil ve yetkisinin kaldırıldığını bile bile şirket hesaplarından 14/09/2012 tarihine kadar, yeni yetkilinin haberi olana kadar şahsi hesaplarına, şirketle hiçbir ticari ilişkisi olmayan yakın tanıdıklarına, şirket eski avukatının hesabına eft ve havaleler yaparak şirket hesaplarını sıfırladığını, buna ilişkin olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına …. hazırlık dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu soruşturmanın devam ettiğini, davalı …’ın Şirkette tek başına temsil yetkisini kötüye kullanmak suretiyle “Özen ve bağlılık yükümlüğü ve rekabet yasağını” ihlal ettiğini, şirket hesaplarından yatırım sermayesi ve lojistik bedelleri adı altında şahsi hesaplarına para aktardığını, ortaklar kurulu tarafından ortak yetkililere maaş ödemesi yönünde alınmış bir karar olmamasına rağmen yüksek miktarlarda şirket hesaplanırdan para çektiği ve şirketi zarara uğrattığını, …’ın 09/08/2012 tarihinde müvekkili şirket hesaplarından kendi hesabına … şirketin zaruri ödemeleri” adı altında, 54.000,00 TL, 02/08/2012 tarihinde … Temmuz 2012 Maaş ödemeleri adı altında 30.471,81 TL. 11.09.2012 tarihinde (Şirketi temsil vc yetkisinden men edildiğini öğrendiği tarihten sonra) 123 000,00 TL “… 4 aylık ücret Memesi ” adı altında 04.09.2012 tarihinde “… Ağustos 2012 maaş ödemesi adı altında havale ve eft yaptığını, şirket çalışanı …, …, …din de şirketin PMUM şifrelerini müvekkil şirket yetkililerine davalı …’ın talimatı doğrultusunda vermediklerini, davalı …’ın, kızı …’a 11.09.2012 tarihinde 26.265,00 TL … 4 aylık ücret ödemesi” adı altında ödeme yaptığını ve …’m davalı … şirkette temsil ve ilzamdan men edildiğini bilmesine rağmen havaleyi kabul ederek haksız kazanç elde ettiğini Şüphelilerden … hesabına müvekkili şirket hesabından 11/09/2012 tarihinde … tarafından 6.264,00 TL havale yapıldığını, şüphelilerden ….’un şirket çalışanı olmamasına rağmen; müvekkili şirket hesabından 11.09.2012 tarihinde … tarafından … hesabına 6.920,00 TL havale yapıldığını, …’ in, şirket çalışanı ve …’ın erkek arkadaşı olduğunu, müvekkili şirket hesabından 11.09.2012 tarihinde … tarafından hesabına 26.265,00 TL havale yapıldığını, …’ın şirket çalışanı ve çaycı olduğunu, müvekkil şirket hesabından 11.09.2012 tarihinde … tarafından hesabına 4. 800,00 TL havale yapıldığını. Avukat …’in, şirketi herhangi bir davada temsil etmemesine rağmen müvekkil şirket hesabından 10.09.2012 tarihinde … tarafından hesabına 43.110,00 TL, 11.09.2012 tarihinde “hukuki danışmanlık ve masraflar adı altında 25.000,00 TL eft yapıldığını, …’nun şirket çalışanı ve şirket muhasebecisi olduğunu, 11.09.2012 tariihinde müvekkili şirket hesabından … tarafından … hesabına 13.334,00 TL havale yapıldığını, 11.09.2012 tarihinde şirket muhasebecisi tarafından müvekkili şirket kayıtlarında yapılan usulsüzlükleri örtmek adına, şirkete ait muhasebe kayıt ve evrakları, muhasebenin tutulduğu bilgi say arlan şirket yetkililerinin rızası dışında şirket merkezinden bilinmeyen bir yere getirdiğini, … adlı şahsa; … tarafından yetkilerinin alınmasından sonra danışmanlık ve organizasyon” bedeli adı altında 13.09.2012 tarihinde 154. 000,00 TL ve 12.09.2012 tarihinde 278.000,00 TL olmak üzere toplam 432. 000,(X) TL, TR … İBAN notu hesabına ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin hesabından herhangi bir ticari bağlantısı olmayan … San Ticaret’e 11.09.012 tarihinde “‘ölçüm istasyonu ” adı altında 21.40,00 TL EFT yapıldığını, …’ın 02.08.2012-13.09.2012 tarihleri arasında müvekkili şirket hesabından 2.000.000,00 TL’yi haksız kazanç elde etmek maksadı ile …. Bankası …. Şubesi …. nolu hesaptan başkalarının hesabına gönderdiğini, müvekkili şirketin herhangi bir enerji üretim santral yapımı gibi faaliyeti olmadığını, tedarik ettiği enerjiyi PMUM vasıtasıyla sisteme sattığını, alınmış yatırım karan bulunmadığım, buna rağmen … Bankası …. Şubesi TR …. Nolu İBAN hesabından 22.06.2012-18.07.2012 tarihleri arasında davalı … hesabına ’enerji santrali yatırım danışmanlığı” açıklaması ile toplam 603.000,00 TL, …’ın eşi davalı … hesabına 25.06.2012-18.07.2012 tarihleri arasında ‘”enerji altyapı çalışmaları” adı altında toplam 529.000,00 TL olmak üzere beriki hesaba toplam 1.132 000 -TL davalı … tarafından gönderildiğini, fazlaya ilişkin talep haklan saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı maddi zarara ve kazanç kaybına karşılık şimdilik davalılardan toplam 673.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle ; kendisinin 01.01.2012 tarihinden beri davacı şirketle akdedilmiş Satış Danışmanlık Sözleşmesi çerçevesinde şirketle çalıştığını, şirket cirosu üzerinden pay aldığını, şirket yetkili …’ın kendisinin mağdur olmaması amacıyla 12.09.2012 ve 13.09.2012 tarihlerinde hesabına davacı şirket hesabından hak ettiği ücret tutarının gönderildiğini, ….’ın şirket yetkisinin usulsüz kararla kaldırıldığını, Türkiye Ticaret sicil gazetesinde 13.09.2012 de yayınlandığını, üçüncü kişi olarak bu karardan haberi olmasının beklenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … San. Tic. .Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; 11.09.2012 tarihinde davacı şirket hesabından müvekkili şirket hesabına gönderilen ödemenin, müvekkil şirket tarafından 28.09.2012 tarihinde davanın açılmasından 20 gün önce davacı şirket hesabına iade edildiğini, dava tarihi itibarı ile davacı şirketin, müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, şirketin davacı şirket de dahil olmak üzere, dava dilekçesinde yer alan diğer davalılarla herhangi bir ilişkisi ve ilgisi bulunmadığını, yapı inşaat ve gıda alanlarında faaliyet gösterdiğini, şirketin …. A.Ş’ye satma konusunda Güneş ölçüm istasyonunu (montaj dahil bedelle) 21.440,00 TL üzerinden söz konusu şirket ile anlaşıldığını, anlaşmaya müteakip güneş ölçüm istasyonunu … A Ş ’ye teslim etliğini ve montaj işlemlerine başlandığını, ancak müvekkili şirket yetkilisi taralından hesapları 28/09/2012 tarihinde incelendiğinde, söz konusu ödemenin …. Ltd. Şti adlı şirket tarafından yapıldığının anlaşıldığım ve söz konusu paranın aynı gün iade edildiğini, dava dilekçesinin tebliğ edildiği 10/07/2013 tarihine kadar davalılar arasındaki uyuşmazlıktan bilgisi olmadığı parayı iade etme sebebinin ise adına fatura tanzim ettiği firma ile parayı gönderen firmanın farklı olmasını istememesinden kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;….’nun şirkette 2011 Ekim ayından itibaren Ankara Bölgesinden sorumlu satış temsilcisi olarak görev yaptığını, bunun SGK kayıtlarından görülebileceğini , davacı şirket yetkilisi … tarafından tebliğ edilen 01.11.2011 tarihli yazıda performansların değerlendirilerek uygun görülen primlerin taraflarına ödeneceğinin bildirildiğini, şirket hesaplarından şahsi hesabına gönderilen 6.264.-TL’ nin prim alacağı olduğunu, ayrıca o dönemde …’ın yetkisi alınmış olsa da, hangi gün alındığını kendisinin bilmesinin mümkün olmadığını, … in yetki ve görevi ile ilgili davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde … no’lu dosyada görülmekte olduğunu ve henüz sonuçlanmadığı için yetki ve yetkisizlikten bahsediİçmeyeceği ve davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilieri … ve …’ın Almanya da ikamet ettiklerini, …’ın Elektrik -Elektronik mühendisi olduğunu, Almanya da yüksek lisans yaptığını, 2013 yılında master eğitimini tamamladığını, davaca şirkete uzman olduğu konuda danışmanlık hizmeti verdiğini, yetkili ve sorumlu şirket temsilcisi … tarafından … hesabına gönderilen 529.000,00 TL ve … hesabına gönderilen 603.000,00 TL’nin (ortaklar arasında ihtilaf çıktığı için) müvekkilleri, tarafından … hesabına, … tarafından 22.06.2012-13.07.2012 tarihleri arasında 604.000-TL olarak ve … tarafından … hesabına 26 06.2012-20.07.2012 tarihleri arasında toplam 529.600,00 TL olarak iade edildiği ve … tarafından da şirket hesaplarına yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin şirketin kuruluşundan Eylül 2012 ortalarına kadar olan zaman diliminde şirketi eneıji piyasasında haklı ve saygın bir konuma getirdiğini, şirketin elektrik cneıjisini sadece hakim ortak Bulgar şirketinden aldığını ve sisteme sattığı iddiasının yerinde olmadığını, dönemsel olarak, Yunanistan devlet şirketi PPC. iç piyasadaki elektrik üreticilerinden de elektrik alımı gerçekleştirdiğini, müvekkili ….’a temsil ve ilzam yetkisinin alındığına dair herhangi bir tebliğ gerçekleşmediğini, müvekkili …’a ödenen maaşlarının Ortaklar Kurulu kararı ile gerçekleştirildiğini, bu karara istinaden %90 paya sahip …’a da ödeme yapıldığını, …. Ltd. Şti’nin kuruluşunun, hakim ortak … şirket temsilcisi ….’un bilgisi, izni ve muvaffakati doğrultusunda gerçekleştiğini, şirketin faaliyet alanının farklı olduğunu, haksız rekabetin söz konusu olmadığını, Eylül 2012 tarihinde şirket merkezinin isimleri sonradan öğrenilen bir kısım kişiler tarafından basıldığını, fiilen şirkete el koyma girişiminde bulunulduğunu, Savcılığa yapılan suç duyurusunun, savcılık makamınca Kavuşturmaya Yer olmadığına dair Karar ittihaz olunduğunu, müvekkili İsmail Turhal tarafından gerçekleştirilen ödemelerin, davacı şirketin alacaklılarına olan borçlarının tasfiyesi ile çalışanların hak edişlerinden ibaret olduğunu, Müvekkil …ün davacı şirket ile ilgili tüm işlem ve eylemlerden hakim ortak Bulgar şirketi temsilcisi ….’u bilgilendirdiğini, müvekkili …. ’ın davacı şirkette 31.08.2012 tarihinde yapılan genel kurul ile şirketi temsil ve ilzamdan men edildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi Sayın Hakimliği Tide … Esasına kayıtlı dava dosyasının bekletici sorun oiarak ele alınmasına, davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 01.09.2010 tarihinden itibaren Genel Koordinatör olarak görev yaptığını 17.09.2012 tarihinde iş akdinin haksız ve geçersiz olarak fesh edildiğini, yapılan ödemelerin maaş ve prim ödemeleri olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 11/05/2011 tarihinden itibaren ticaret ve yük tevzii departmanında Enerji Ticaret Müdürü olarak çalışmakta olduğunu, aldığı en son net maaşın 5.500.00 TL olduğunu Müvekkilin …. Üniversitesi. … bölümü mezunu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde;müvekkilinin 01/11/ 2011 tarihinden itibaren ticaret ve yük tevzii departmanında Enerji Ticaret Uzmanı olarak çalışmakta okluğunu, aldığı en son net maaşın 1.500.00 TL olduğunu, müvekkilinin … Üniversitesi, … bölümünden 2010 yılında mezunu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde;müvekkilinin 17.04.2012 tarihinden itibaren muhasebeci olarak çalışmakta olduğunu, aldığı en son net maaşın 3.000.00 TL olduğu, müvekkiliniır mali müşavirlik sertifikasının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 15/08/2011 tarihinden itibaren yardımcı personel olarak çalışmakta olduğunu, müvekkillere yapılan ödemelerin prim ve hakkediş bedellerinden kaynaklandığım, davacı Şirketle müvekkiller arasında akdedilen sözleşmelerden durumun tetkik edilebileceğini, hak edişlerine ilişkin iade talebine ticari avans faizi işletilmesi isteminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin çalışmasının 14.09.2012 tarihinden itibaren davacı şirket tarafından engellendiğini, 17.09.2012 tarihinde şirkete girmelerinin engellendiği ve iş akitlerinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK 553.madde ve devamı uyarınca yönetici sorumluluğuna dair tazminat istemine ilişkindir.
… Bankası A.Ş.’ne, …. Bankası A.Ş.’ne, …. Bankası A.Ş.’ne, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin sicil kaydının incelenmesinde; …. sicil nolu …. Limited Şirketi’nin 14/06/2010 tarihinde kurulduğu, meslek grubunun toptan ve dış ticaret olduğu, şirket ortağının …, şirket yetkililerinin …., …. oldukları görülmüştür.
Dosyada mevcut vekaletname ekinde bulunan imza sirküleri ve davalı şirketin sicil kaydının incelenmesinde; … sicil nolu Tasfiye Halinde … Şirketi’nin 18/04/2012 tarihinde kurulduğu, meslek grubunun enerji olduğu, davalı şirketin 07/09/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği,tasfiye sonu itibariyle 29/12/2016 tarihinde sicil kaydının terkin edildiği, 04/01/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde buna ilişkin 26/12/2016 tarihli ortaklar kurulu kararının ilan edildiği, şirket ortağının …, şirket yetkililerinin ise … ile … oldukları anlaşılmıştır.
11/11/2014 tarihli duruşmada 6545 sayılı kanunun 45. Maddesi ile yeniden düzenlenen 5235 sayılı kanunun 5. Maddesi ve HSYK ‘nın 1. Dairesinin 26/08/2014 tarih ve 1876 sayılı kararı uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin 15/09/2014 tarihinden itibaren heyet halinde çalışmaya başlaması ve dava değeri veya nitelik itibariyle bu dosyanın heyet halinde görülmesi gerektiğinden dosyanın heyete tevdiine karar verilmiştir.
Davacı vekiline sicil kaydı terkin edilen davalı …. Ltd. Şirketinin taraf ehliyetini yeniden kazanabilmesi için davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihyası için 29/11/2017 tarihli duruşmasız inceleme tutanağının tebliğ tarihinden itibaren 20 günlük kesin süre verildiği, bu husustaki ihtarlı tebligatın davacı vekiline 14/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin beyanda bulunmadığı ve bu davalı hakkında ihya davası açıldığına ilişkin derkenar sunmadığı, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkereye cevap verildiği, …. Esas sayılı dava dosyasının Yargıtay’da olduğu, karar düzeltmeden dönmediğinin bildirildiği görülmüştür.

HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalılarda şirket eski müdürü …’ın şirket müdürlüğü sırasında şirket müdürlüğü görevini kötüye kullanarak diğer davalılara gerçek olmayan borçlara karşılık ödemeler yapıp yapmadığı, özen ve bağımlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağına aykırı davranıp davranmadığı, eski şirket müdürü haricindeki davalılara ticari iş ilişkisi olmamasına karşın herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığınının, davalı … ‘ın imza yetkisi alındıktan sonra maaş ödentisi adı altında ödeme yapıp yapmadığı, davalıların hesabına haksız aktarım yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu miktarın ne olduğu, alınan paraların bir kısmının davalılar tarafından iade edilip edilmediği, bir kısım davalılara davalı … ‘ın havale yolu ile para gönderirken yetkili olup olmadığı noktalarında toplandığının tespitine karar verilmiştir.
13/12/2018 tarihli duruşmada davalılardan şirket eski müdürü …’ın şirket müdürlüğü sırasında şirket müdürlüğü görevini kötüye kullanarak diğer davalılara gerçek olmayan borçlara karşılık ödemeler yapıp yapmadığı, özen ve bağımlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağına aykırı davranıp davranmadığı, eski şirket müdürü haricindeki davalılara ticari iş ilişkisi olmamasına karşın herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığınının, davalı … ‘ın imza yetkisi alındıktan sonra maaş ödentisi adı altında ödeme yapıp yapmadığı, davalıların hesabına haksız aktarım yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu miktarın ne olduğu, alınan paraların bir kısmının davalılar tarafından iade edilip edilmediği, bir kısım davalılara davalı … ‘ın havale yolu ile para gönderirken yetkili olup olmadığı davacı şirketin zararının alacağının olup olmadığı var ise miktarının tespiti hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 22/04/2019 tarihli raporda özetle; davalı …’ın 18.06.2010 tarihli Ticaret Sicil gazetesinin 7588 say ıh nüshasının 369 sayfasında ilan edilen davacı şirket ana sözleşmesine göre Şirketin Temsil ve ilzamına … ile birlikte münferit veya müşterek imzalan ile yetkili kılındığı. davalı …’ın 10/08/ 2010-07/09/2012 tarihleri arasında … Ltd.Şti’ni temsil vce ilzama, (şirketin diğer ortağı … firma yetkilisi) …. ile birlikte münferit veya müştereken yetkili kılındığı, davalının yetkilerinin sonIandırıldığına ilişkin TTSG’nin tarihinin 13.09.2012 tarihi olduğu, davalı …’ın davacı şirket hesaplarından aşağıda tabloda yazılı 3.072.040,00 TL çektiği/aldığı, (davalının şirket hesaplarından çektiği 417.949,69 TL ‘nitt genel kurul kararına istinaden çekildiği, genel kurul kararının her iki şirket yetkilisi tarafından imzalandığı dava dosyasında görülmüştür), davalı … 01.01.2012-22.06.2012 tarihleri arasında davacı şirket hesaplarına, …. Bankası … şubesinde bulunan şahsi hesabından 2.187.500,00 TL ve 265.000,00 EURO/ TL karşılığı 590.075,00 TL olmak toplam 2.777.575- TL ödeme yaptığı, böylece davalı …’ın davacı şirket hesaplarına 26/06/2012 tarihinden 1l/09/ 2012 tarihine kadar şirket hesaplarına toplam 2.777.575.-TL ödeme yaptığı, şirket hesaplarından 3.072.040,00 TL şahsi hesaplarına para çektiği, davalı …’ın, davacı şirkete toplam (-) 294 465,00 TL borcu bulunduğu, bu hesaplamaların sadece dosyada bulunan belcelerle bağlı kalınarak yapıldığı, davacı şirketin ticari defterleri ibraz edilmediğinden daha öncesinde …’ın Borç/Alacak bakiyesi olup olmadığı ve neticede yapılan hesaplamalara nasıl etki edeceğinin bilinemediği, davacı şirketin çalışanı olan davalılara yapılan ödemelerin 4 aylık maaş tutarına göre ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu vc çelişkili bir husus olmadığının düşünüldüğü, ancak bu çalışanların 4 aylık ücret alacağı otup olmadığının tespit edilebilmesi için, şirket rican defterlerinin ibraz edilmesi gerektiği, davalılardan, geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın ödeme yapılan, …, … ‘ın 1.132.000,00 TL, …ın 432.000,00 TL ve ….İnşaat’ın aldıkları 21.440,00 TL ödemeler, diğer davalı …’a iade edildiğinden, …’ın borcunun içinde değerlendirildiği, diğer taraftan davalılar …, …., …’ın ve …. İnşaat’ın söz konusu paraları davacı şirketten alıp …’ın şahsi hesabına aktarmış olmakla; şirkete karşı olan (yanlışlıkla yapıldığım belirttiği ödemelere ilişkin) iade yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduklarının düşünüldüğü, Av. …’e ve Av…’yu muhtelif zamanlarda avans ödenip, karşılığında alman makbuzlar ve neticede bu kişiye ait cari hesabın tamamı ibraz edilmeden, fazladan ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bir tespit yapma olanağı bulunmadığı, TTK m 626 kapsamında rekabet etmeme borcu bakımından fiilen iki şirketin faaliyetleriyle ilgili dosyaya sunulu delil bulunmadığından, konunun heyetce değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
05/12/2019 tarihli ek raporda özetle;davalı …’ın 18/06/2010 tarihli Ticaret Sicil gazetesinin 7588 sayılı nüshasının 369 sayfasında ilan edilen davacı şirket ana sözleşmesine göre şirketin temsil ve ilzamına …. ile birlikte münferit veya müşterek imzaları ile yetkili kılındığı, davalı …’ın 10/08/2010-07/09/2012 tarihleri arasında …. Ltd.Şti’ni temsil ve ilzama, … ile birlikte münferit veya müştereken yetkili kılındığı, davalının yetkilerinin sonlandırıldığına ilişkin TTSG’nin tarihinin 13/09/2012 tarihi olduğu, …’ın şirket yetkisinin kaldırılması ile şirkete yeni temsilci atanmasına karar verilen olağanüstü ortaklar genel kurul kararının iptaline ilişkin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında genel kurul kararının iptaline karar verildiği, yerel mahkeme kararının Yargıtay … Hukuk Dairesinin 19/04/2016 tarih … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme talebinin red edildiği ve kararın 07/05/2018 tarihinde kesinleştiği, davalı …’ın itiraza konu 237.943,63 TL kendi hesabına yaptığı ödemelere ilişkin, dosyada mübrez tüm belgeler, Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu cevabi yazılar ve eklerinin incelendiği, …’ın şirket hesaplarına para yatırdığı ve akabinde para çekme işlemleri gerçekleştirdiği, davacı şirkete ait Kurumlar Vergisi beyannameleri dosyaya celp edildiği, Kurumlar Vergisi beyannamelerinden ayrıntılı olarak hesapların görülme imkanı olmadığı, …’ın şirket hesaplarından kendi hesabına para aktardığından bahsedebilmek için davacı şirket ticari defter kayıtlarından … cari hesabının görülmesi ve buna göre şirkete borçlu olup olmadığının tespiti gerektiği, davalı, şahsi hesaplarından şirket hesaplarına sürekli para yatırma çekme işlemleri gerçekleştirdiği için borç/alacak bakiyesinin tespiti açısından ticari defterlerin ibrazının gerektiği, davacı şirketin çalışanı olan davalılara yapılan 4 aylık maaş ödeme rakamlarının SGK kayıtlarında yer alan SGK prim matrahları ile uyumlu olduğu, çelişkili bir husus tespit edilemediği, ancak sadece ödeme rakamlarının doğru olduğunun tespit edildiği, ancak bu kişilerin gerçekte şirketten 4 aylık maaş alacağı olup olmadığının tespit edilebilmesi için de şirket ticari defterlerinin ibraz edilmesi gerektiği, davalılardan … ve …’a yapılan 1.132.000,00 TL, …’a yapılan 432.000,00 TL muvazaalı ödemelerin iadesinin davacı şirkete değil, diğer davalı …’a yapıldığı, bu kişilerin söz konusu paraları davacı şirketten alıp …’ın şahsi hesabına aktarmış olmakla şirkete karşı olan yanlışlıkla yapıldığını belirttiği ödemelere ilişkin iade yükümlülüğünü yerine getirmemiş oldukları düşünüldüğü, Av. …’e ve Av. …’ya muhtelif zamanlarda avans ödenip, karşılığında alınan makbuzlar ve neticede bu kişiye ait cari hesabın tamamı ibraz edilmeden, fazladan ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bir tespit yapma olanağı bulunmadığı, davacı şirketin hesabından, davalı …. Sanayi Ticaret 11/09/2012 tarihinde “ölçüm istasyonu” adı altında 21.440 TL eft yapıldığı, davalı şirketin sunduğu …. Bankası dekontunda 28/09/2012 tarihinde söz konusu ödemenin ….Ltd.Şti.adlı şirketi hesabına iade edildiği, dekontun doğru olduğu kabulü ile davalı şirketin davacı şirketin zararına işlem yapmadığının kabulü gerektiği, davalı … ve …. tarafından 25/04/2012 tarihinde … Ltd.Şti.’nin kurulduğu, dosyada mübrez yeminli tercüme bürosu tarafından tercümesi yapılan belgelerde, …şirketinin kuruluşu süresince diğer yetkili … tarafından mail yolu ile bilgi verdiğinin görüldüğü, …şirketinin ana sözleşmesinde iştigal konusunun enerji üretimi olarak yer aldığı, TTK.m.626 uyarınca “şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar” hükmü yer aldığı, şirket sözleşmesi ya da diğer ortağın yazılı iznine ilişkin dosyada e posta yazışmaları dışında bir belge bulunmadığı, hal böyle olmakla beraber ortak ….’nın rekabet ihlali bakımından iki yıl boyunca bir dava açmamış olmasının icazet anlamına gelip gelmeyeceğinin hukuki tavsif neticesinde tamamen mahkemenin takdirinde olduğu mütalaa olunmuştur.
Toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi heyeti kök ve ek raporları, yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının talebi yönetici sorumluluğuna dayalı olup Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu, 6762 sayılı TTK da olduğu gibi, 6102 sayılı TTK’nda da anonim şirket sorumluluk hükümlerine atıf yapılarak düzenlenmiştir. Gerçektende, TTK m. 644 fıkra 1 bent a hükmü açıkça, anonim şirketlere ilişkin sorumluluk hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağını, hüküm altına almıştır.
Atıf yapılan anonim şirketlere ilişkin hukuki sorumluluk hükümleri, TTK’nın ikinci kitabının dördüncü kısmının sonunda, onbirinci bölümde m. 549 ilâ 561 arasında toplu olarak düzenlenmiş ve m. 549-555 de sorumluluk halleri altı başlık altında toplanmış bulunmaktadır. Sorumluluk hallerinin özel olarak sayıldığı başlıklarda, sorumluluğun konusu, sorumlular ve sorumluluk şartları ile sorumluluğun hukuki sonucu gösterilmiştir.Böylece, TTK m. 555 ilâ 561 de düzenlenen ve ortak hüküm niteliği taşıyan, şirketin zararına, müteselsil sorumluluğa, ibraya, zamanaşımına ve yetkili mahkemeye ilişkin hükümlerin de limited şirkette uygulanmasına imkan verilmiştir.
TTK. 555/1 maddesine göre şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibinin şirkete ödenmesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı şirket doğrudan zarar gören konumundadır.
Müdürlerin denetim ve gözetim görevi ile ortaklara eşit işlemde bulunma, şirkete karşı
rekabette bulunmama, şirketle işlem yapmama, özen ve bağlılık yükümünün yerine getirilmemesi bir zarara yol açmışsa, bunlara aykırılık müdürlerin sorumluluğuna yol açacaktır.
İşte müdürlerin işlem ve eylemleri nedeniyle zarara uğrayan şirkete, meydana gelen zararın giderimini sağlamak için kanunda hukuki sorumluluk halleri düzenlenmiştir. Kanun koyucu çeşitli durumlara göre farklılıklar gösteren hallerde, şirkete veya ortaklar ile şirket alacaklılarına uğradıkları zararları müdürlerden veya diğer sorumlulardan talep etme hakkı vermektedir.
Ancak belirtmek gerekir ki, müdürlerin hukuki sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için, ortada somut bir zararın bulunması gereklidir. Zira zarar tehlikesi sorumluluk için yeterli değildir. Ayrıca meydana gelen zararın müdürlerin kanuna ve esas sözleşmeye aykırı kusurlu davranışları, yani uygun illiyet bağı sonucu meydan gelmesi şarttır.
Müdürlere (organa) özgü genel sorumluluk hallerini düzenleyen, TTK m. 553, 6762 sayılı TTK m. 336 dan farklı olarak, ayrı ayrı hangi hallerin sorumluluk doğuracağını belirtmemiş, genel ve kapsayıcı bir şekilde müdürlerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlâl edip şirketin zarar görmesine sebep olmaları hallerine hasretmiştir. Maddede belirtilen kanun ifadesi, sadece TTK’nu değil, diğer kanunlardaki yükümlülükleri de kapsar şekilde anlaşılmalıdır.
Madde anlamındaki yükümlülük, müdürlerin kanunlardaki veya esas sözleşmede bir görev veya yetki bağlamında öngörülen hususlardaki yapma ve yapmama zorunluluğunu ifade eder. Bu bağlamda ilk olarak müdürlerin TTK m. 626 anlamında özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağına aykırı davranması, eşit işlem ilkesini ihlâl etmesi açıkça yükümlülük ihlâli olarak tespit edilebilir. Öte yandan, TTK m. 623/3 müdürlerin kanunla veya şirket sözleşmesiyle genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda
karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkili olduğunu, TTK m.625/1 ise kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkili olduğunu belirterek müdürlerin kullanacakları yetki kapsamındaki yükümlülükleri gösterilmiştir. Yükümlülükler, müdürlerin limited şirketi, ortakları ve alacaklıları korumaya yönelik görev ve yetkilerdir.Yükümlülüklerin kusurlu olarak ihlâli nedeni ile müdürlerin sorumlu olabilmesi için, ihlâl sonucu, şirketin, ortakların ya da alacaklıların bir zarara uğraması gereklidir.
Limited şirket müdürlerinin hukuki sorumluluğunun kusura dayalı bir sorumluluk olduğu, hem TTK m. 553/1 de hem de 557 de açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle yükümlülüğün ihlâlinde kusur olmadan müdürlerin sorumlu tutulması mümkün değildir. Hatta şirketin zarar etmiş olması veya beklenen gelişmeyi göstermemesi müdürleri sorumlu tutmak için yeterli değildir. Buna karşılık müdür kendisine kanun ve esas sözleşmenin yüklediği görevlerden birisini kusurlu olarak yerine getirmeyerek bir zarara neden olmuşsa, sorumlu olacaktır. TTK m. 553/1, 6762 sayılı TTK m. 336 ve İsviçre BK m. 754 den farklı olarak, “kasten veya ihmal” kavramı yerine, kusur kavramını kullanmıştır. Bu çerçevede zararın kasıt veya ihmalle gerçekleşmiş olması, müdürlerin sorumluluğuna gidilmesi açısından önem taşımayacaktır. Kusur oranı hükmedilecek tazminatın belirlenmesinde dikkate alınacaktır. Dosyada mübrez delillerin incelenmesi ve bilirkişilerce yapılan incelemeler neticesinde;
Öncelikli olarak tartışılması gereken husus Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında …’ın temsil yetkisinin kaldırılması ile şirkete yeni temsilci atanmasına karar verilen olağanüstü ortaklar genel kurul kararının iptaline ilişkin hükmün geriye dönük olarak hüküm doğurup doğurmayacağıdır. Genel kurul kararlarının iptalinin etkisine ilişkin TK m. 450, iptal hükmünün hangi andan itibaren etki yarattığı konusunda açık hüküm içermemektedir. Bununla birlikte öğretide ağırlıklı olarak kabul edilen görüş, iptal hükmünün genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren geçerli olacak şekilde geriye etkili olarak (ex tunc) etki yaratacağıdır (Erdoğan Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul, s. 317; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), Anonim Şirketler Hukuku, Cilt 2/2, Ankara, s. 256). Bununla birlikte, Türk hukukunda HMK m. 108/3 hükmünün de dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre, “kanunlarda aksi belirtilmedikçe, inşaî hükümler, geçmişe etkili değildir”. Bu noktada bir kanun boşluğu olduğundan, 6762 sayılı eTK dönemindeki uygulamanın sürdürülerek iptal kararlarının geçmişe etkili olarak yürütülmesi gerektiği, usule ilişkin HMK hükmünün maddi hukuka etki etmemesi gerektiği baskın olarak kabul edilmektedir. Yargıtay’ın da yeni TK dönemindeki uygulaması, 6762 sayılı kanun dönemi ile aynıdır. Buna göre; 6102 sayılı TTK m. 450 maddesi gereğince genel kurul kararının iptaline ilişkin kesin hüküm geçmişse etkilidir. (bkz. Yargıtay 11. HD E. 2017/2470, K. 2018/7739 sayılı 10.12.2018 tarihli kararı)
Somut olayda, bu anlamda … tarafından davalıların hesabına gönderme hususunda kendisine tanınan temsil yetkisinin sınırını aştığı söylenemez, ancak bu noktada yapılan ödemelerin içeriğinin denetlenmesi ve yönetici sorumluluğu koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Zira bilindiği üzere yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. TTK m. 626 hükmü uyarınca müdürler, görevlerini yerine getirirken şirket menfaatinin gerektirdiği tüm özeni göstermek zorundadırlar. Kanun, maddede özen yükümlülüğünü öngörmekle beraber bu özenin sınırlarını somut olarak çizmemiş, soyut bir çerçeve oluşturmakla yetinmiştir. Madde gerekçesinde ise, özen kavramının iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkati, ciddiyeti ifade ettiği, borçlara ve etiğe uygunluk denetimi yapılması gibi hususların da özen kavramına dahil olduğu sayılmıştır. Burada bahsedilen özenin objektif olduğu yani ortalama bir yöneticiden beklenebilecek özen olduğu kuşkusuzdur. Bu çerçevede, şirketi dış temsile yetki olan müdürün bu yetkisini kullanırken her zaman özenli olması, bir başka deyişle yapılan temsil işlemlerinin belgelenebilir ve açıklanabilir olması gerekir. Kayıt düzenine uymayan işlemlerin her ne kadar temsil yetkisi içinde mütalaa edilmeleri mümkün olsa da, özenli olmadıkları ortadadır.
Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, … tarafından davalı …’ın itiraza konu 237.943,63 TL kendi hesabına yaptığı ödemelerin amacına ilişkin dosyada mübrez tüm belgeler kapsamında herhangi bir delil yer almadığından, bu ödemeler bakımından davacının talebi ile sınırlı kalarak …’dan olan 200.000 TL talebin kabulü gerekmiştir. Yine davalılardan …’a yapılan 432.000,00 TL muvazaalı ödemelerin iadesinin davacı şirkete değil, diğer davalı …’a yapıldığı, buna istinaden yanlış ödemenin iadesine ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılmış, davalılardan … ve …’a müştereken ve müteselsilen yöneltilen talebin 150.000 TL olan talep ile bağlı kalınarak kabulü gerekmiştir.
Bu iki davalı dışında davacı şirketin çalışanı olan davalılar …, …, …, …, …, … ve …’a yapılan 4 aylık maaş ödeme rakamlarının SGK kayıtlarında yer alan SGK prim matrahları ile uyumlu olduğu, çelişkili bir husus tespit edilemediği, davalılardan Av. …’e ve Av. ….’ya muhtelif zamanlarda yapılan avans ödemelerinin makul ve dosyada mübrez makbuzlar ile uyumlu olduğu, davacı şirketin hesabından, davalı …. Sanayi Ticaret 11/09/2012 tarihinde “ölçüm istasyonu” adı altında 21.440 TL yapılan ödemenin …. Ltd.Şti.adlı şirketi hesabına iade edildiği, …, … ‘ın hesabına gönderilen 1.132.000,00 TL’nin …’ın şahsi hesabına iade edilmekle birlikte … tarafından şirket hesabına iade edildiği görülmüş, bu nedenle bu davalılara ilişkin taleplerin reddi gerekmiştir.
Her ne kadar … dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş ise de, bu kişiye ilişkin dava dilekçesinde herhangi bir talep yer almadığından, bu davalı bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının dava dilekçesinde yer alan 2 numaralı talebinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile, talep konusu 200.000 TL’nin 13.09.2012 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı şirkete verilmesine, davacının dava dilekçesinde yer alan 4 numaralı talebinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile, talep konusu 150.000 TL’nin 13.09.2012 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine, davanın …. Ltd. Şti., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine; … hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, bu davalıya yönelik talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
A) Davacının dava dilekçesinde yer alan 2 numaralı talebinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile, talep konusu 200.000 TL’nin 13.09.2012 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
B) Davacının dava dilekçesinde yer alan 4 numaralı talebinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile, talep konusu 150.000 TL’nin 13.09.2012 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
C) Davanın … Ltd. Şti., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …., …San. Tic. Ltd. Şti. yönünden REDDİNE;
D) … hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, bu davalıya yönelik talepler bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı ile 9.994,05 TL peşin harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
A-1-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 13.662,00 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 9.994,05 TL harcın mahsubuna, bakiye 3.667,95 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
A-2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 22.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
A-3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
B-1-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 10.246,50 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 9.994,05 TL harcın mahsubuna, bakiye 252,45 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
C-1-Davanın …. Ltd. Şti., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …Ltd. Şti. yönünden reddine karar verildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak tayin ve takdir olunan 3.400,00 ‘er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …. Ltd. Şti., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
C-2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalılar …, … yararına tayin ve takdir olunan 1.000,00 ‘er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …’na verilmesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen 1.474,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.874,85 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.985,65 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından sarf edilen 250,00 TL tebligat ve müzekkere giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 121,89 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, diğer tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/02/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸