Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/544 E. 2019/1122 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/544 Esas
KARAR NO : 2019/1122

DAVA :Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ….. markasıyla, çeşitli boy, ebat ve niteliklerde, radyatör tasarım, üretimi ile bu ürünlerin toptan ve perakende dağıtım ve pazarlamasını yapan ülke içinde ve yurtışında gerçekleştirdiği endüstriyel tasarım ürünlerini, Dünya Patent Ofisi Wipo Patent belgesiyle tescillendiğini ve 01.10.2010 tarihinde ….. Bülteninde yayınlanan ürünlerin tesciline sahip bir şirket olduğunu, davalı şirketin daha önce müvekkili şirketten fason malzeme alan firma olduğunu, davalının daha sonra müvekkili şirkete ait ….. ve …. isimli tescilli ürünlerini aynen taklit ederek kendisine ait …. adı vererek ürünleri üreterek müvekkili şirketten satın almak yerine, kendi logosuyla üretip pazarlamaya başladığını, haksız rekabetin tespiti için Bakırköy ….. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasıyla açılan davada, görevsizlik kararı üzerine dosyanın Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasına kayıt edildiğini, bu mahkemece davalı şirketin haksız rekabetinin tespitine, ilgili ürünlerin men’ine, bu ürünlerin tasarım ve üretiminin engellenmesine, üretilen ürünlere el konulmasına karar verildiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete ait ürünleri taklit yoluyla üretip sattığı mahkeme kararıyla sabit olduğundan zararların tazmini için tedbiren şimdilik 30.000-TL teminat vermesine, maddi zararlarının tespiti ile haksız rekabetten dolayı son 5 seneye dönük yoksun kalınan kazançtan dolayı şimdilik 1.000.-TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte müvekkilinin pahalı ürün sattığı, müşterilerini zarara soktuğu gibi bir kanaat oluşması ve müşteri kaybına sebebiyet vermesi vs hususlar gözönüne alındığında 50.000.00-TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, kararın ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce oluşturulan 03/04/2017 tarihli ara karar ile; “Davacı vekili 23/06/2014 tarihli dava dilekçesinin 2. sayfasının 3. maddesinde “Davalının son 5 seneye dönük olarak müvekkili şirketin ürünlerini taklit ederek ürettiği …. ve …. isimli ürünlerin, satışından elde ettiği kazancın ve kârın tespitini ve yeni TTK 556 sayılı KHK’nin 66. maddesi gereği böylece yoksun kalmış olunan kazançtan dolayı uğramış olduğumuz zarar için, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımızı mahfuz tutarak şimdilik 1.000-TL’lik bedelin ticari faizi ile birlikte yoksun kalınan kazançtan doğan zararımızın tazmini için faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesini” ifadesiyle maddi zarar talep etmiş ise de, maddi tazminatın hangi şekilde hesaplanacağı konusunda tercihini net olarak belirtmediği anlaşılmıştır. Yaptırılacak bilirkişi incelemesinde her iki tarafın ticari defterlerinin mi yoksa sadece davalı tarafın ticari defterlerinin mi inceleneceği ve bu incelemenin hangi yöntemle yapılacağı önem arz etmektedir. Davacı vekili hem davalının dava konusu ürünlerin satışından elde ettiği kazancın tespitini hem de müvekkili şirketin yoksun kaldığı kazancın tespitini isteyerek iki tercihte bulunamayacağından tercih hakkını bunlardan hangisi yönünde kullandığını mahkememize net bir şekilde açıklaması gerekmektedir. Tercih hakkı bu şekilde açıklandıktan sonra ancak bilirkişi incelemesinin kapsamı ve bilirkişilere verilecek görev belirlenebilecektir. Bu nedenle davacı vekiline tazminatın hangi yöntemle hesaplanacağı hususunda tercih hakkını kullanması için kesin süreli ve ihtarlı tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup; ara karar gereğince davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde; “1-) Davanın konusu, Davalı şirketin, ürünlerimizi taklit ederek haksız rekabet yaptığı Kesinleşerek onanan bir mahkeme kararıyla sabit olan şirketin, taklit ettiği ürünlerimizi, bir kısım müşterilerimize de bu ürünleri satması, davalının taklidinden sonra, o dönemde, davacının taklit edilen ürünlerine ait satışlarımızın düşmesi, bizim maddi zararımızdır. Hal böyleyken, öncelikle, davalı şirketin defterlerinin, faturalarının, taklit edilen ürünlerden elde etmiş olduğu gelirin hesaplanmasını talep ediyoruz. Zira, bu ürünlerden, davalının elde ettiği kazanç, bizim kaybolan maddi zararımızdır. 2-) Mahkemeniz ara kararında seçimlik hakkımızı kullanmamızı istemiştir. bu sebeple, zorunlu olarak tercih hakkımızı davalı şirketin ticari defterleri, faturalarının incelenmesini, taklit edilen ürünlerden elde ettiği kazancı tespit etmesini talep ediyoruz. Fakat zararımızı ispatın diğer ayağı da, davalının haksız rekabetinden sonra, satışlarımızda olan azalma ve düşme olduğu için, bu iddiamıza yönelik satış, cirodaki düşüşü gösteren fatura ,belge ve sair her türlü belgeleri de, bilirkişi incelemesinden önce sunacaklarını beyan etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının Türkiye de tescilli bir sinai hakka dayanmaması nedeniyle bir tecavüzden söz edilemeyeceğini, teyit ile görevsizlik kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, davacının daha sonra Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında dava açtığını, bu dava da mahkemenin Fikri Sinai Haklar Mahkemesinin red gerekçesini dikkate almadan, yeni delil toplamadan ve taleplerini dinlemeden tek celsede davacı taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğini eksik yargılamaya dayalı bu kararın gerekçeli metninin kendilerine tebliğ edilmediğini,bu dosyanın kesinleşmediğini, bir ürünün taklit olup olmadığının bakışla, nazarla, fotoğrafla tespit olunmayacağını, teknik teday ve ölçümlerin önemli olduğunu, benzerliğin bu ürünleri üreten firmaların tüm ürünlerinde olduğu değerlendirildiğinde teknik teday taklit iddiasını çözümleyecek tek yol olduğunu, müvekkili şirketin ilk dava tarihinden itibaren stoklarında bulunan dava konusu ürünleri ürün zincirinden tamamen çıkarttığını ve aslı olsun olmasın şirket itibarına zede vuracak bir iddianın gerçekleşmesini ortadan kaldırdığını, derdestlik itirazlarının kabulüne, ürün taklidi veya tescilli ürüne tecavüzü sübuta erdirecek bir kesinleşmiş karar olmadığının ve tazminatı gerektirecek bir yasal gerekçesinin bulunmadığının tespitine, karşı delil haklarının ve ek savunma gerekçe haklarının saklı tutulmasına, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE
Dava, haksız rekabet nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının Türkiye’de tescilli bir sınai hakka dayanmaması nedeniyle uyuşmazlıkta 551 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı ve davanın TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine göre Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerektiğinden mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 22/12/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas …. Karar sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir.
Bakırköy (kapatılan) …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas-….. Karar sayılı ilamında “Davanın kabulü ile davacıya ait … nezdinde 10/06/2010 tescil tarihli ve ….. ve … tescil numaralı tasarımlar ile davalıya ait “….” ve “….” isimli tasarımların birbirleriyle irtibas yaratacak kadar benzer olduğundan haksız rekabetin tespiti ve men’ine, 2-Davalı tarafın söz konusu tasarıma yönelik üretim yapmasının engellenmesine, üretilen ürünlere el konulmasına, üretimde kullanılan makine ve cihazların başka üretimlerde de kullanılması söz konusu olabileceğinden bu yöndeki el koyma talebinin ise reddine” dair karar verildiği, hükmün 17/11/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, toplanan deliller kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraf vekilleri delil listeleri ile yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Büyükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas-…… karar sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanın ….. San. Ve Ticaret Ltd Şti. Olduğu, sanığın ….. olduğu, suçun 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Muhalefetsuçu olduğu, suç tarihinin 20/05/2013 olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 10/09/2015tarihli ilamda sanığın, üzerine atılı ve sübut bulan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 62/1 maddesine muhalefet suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TTK’nun 62/1. maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın saik ve amacı dikkate alınarak takdiren 30 Gün Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına, sanığın fiilden sonraki davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak cezasından 5237 sayılı TCK’nun 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 25 Gün Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına, sanığın kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, karşılanabilecek bir zararın bulunmadığı, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varıldığından 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, kararın itirazın reddi ile 17/11/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Haksız Rekabet Uzmanı Av.-SMMM ….., Mali Müşavir ….., Endüstriyel Tasarım Uzmanı ……19/10/2017 tarihli müşterek rapor ile, davacının mali tablo ve defterlerini ibraz etmediğini, inceleme ve tazminat hesaplamasının davalı defter ve kayıtları üzerinden yapıldığını, davacı tarafından ciro düşüklüğüne ilişkin olarak dosyaya sunulan beyan dilekçesi ekindeki hesap ve kayıtlara, defter kayıtlarıyla tevsik edilmediğinden itibar edilemeyeceğini, davalının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin envanter defterlerinin kapanış tasdikleri bulunmadığından bu yıllara ait defterlerin 6762 sayılı TTK kapsamında usulüne uygun tutulmamış sayıldığını, 2012, 2013 ve e-defter olarak tutulmuş olan 2014 yılı defterlerinin ise usulüne uygun tutulmuş olduğu ve defterlerin delil durumunun mahkemenini takdirinde olduğunu, TTK,56/1rnci madde (d) ve (e) bentleri kapsamında yapılan çalışmada, davalının haksız rekabet suretiyle fazladan 256.313,12 TL ciro ve bu miktar üzerinden mali tablolarındaki veriler çerçevesinde 17.937,09 TL kazanç elde etmiş olabileceğinin hesaplandığını, davacının manevi tazminat talebi takdirinin mahkemenin takdirinde olduğunu, beyan etmişlerdir.
İtirazların değerlendirilmesi amacı ile Haksız Rekabet Uzmanı Av.-SMMM ….., Mali Müşavir ….., Endüstriyel Tasarım Uzmanı ……09/05/2018 tarihli müşterek ek rapor ile, davacıda ….., Davalıda …. – …. olarak isimlendirilen ürünlere ilişkin olarak dava dilekçesinde; kök rapora yapılan itirazlar üzerine davacının ciro düşüklüğüne maruz kalıp kalmadığı davacı ciroları kapsamında değerlendirildiğini ve alternatifli hesaplamaların mahkemeye arz edildiğini, 2011 ve 2012 yılında davacının ….. markalı tüm satışları 156.747,60 TL ve 162.320,97 TL olduğunu, bu miktarın içinde davalıya satılan kısım 40.305,00 TL ve 80.180,46 TL olduğunu, Davacının, davalının almadığı dönemde tüm satışı 2013 yılında 43.961,06 TL, 2014 yılında ise 84.083,40 TL olduğunu, Ciro düşüşünün bu şekilde olduğunu, davalıda ise davacıdan alım yaptığı dönemde; havlupan grubuna ilişkin 2011 -2012 yılında satışları; 2011 yılında 40.305 TL’lik davacıdan alım yapmış olduğu tutara karşılık satışı 333.159,11 TL olduğnuu, 2012 yılında 80.180,46 TL ‘lık davacıdan alım yapmış olduğu tutara karşılık satışı 422.676, 50 TL olduğunu, 2013 yılında davacıdan alım yapmadığını ve satışı tüm ürün grubu için 409.023,13 TL olduğunu, 2014 yılında tüm ürün grubu satışının 32.839,95 TL olduğunu, yukarıda davacının bildirdiği itirazlar kapsamında 2013 yılı ve 2014 yılı …. ve …. markalı ürünlere ilişkin sunulan davalı satış faturaları üzerinden davalı satışlarının tutarı 2013 yılında toplam 313.544,39 TL ve 2014 yılında 2.537,28 TL olarak tespit edildiğini, davalının bildirdiği mükerrer yazılan……. nolu fatura tutarının bu defa düşüldüğünü, söz konusu 316.081,67 TL’lik satıştan davalının kazancı, mali tablolarındaki net kar oranlarına göre 2.151,30 TL olduğunu, söz konusu 316.081,67 TL’lik satıştan davacının kazancı mali tablolarındaki net kar oranlarına göre 20.123,55 TL olduğunu, sunulmadığı bildirilen tüm faturaların dava konusu ürün ile ilgili olduğu değerlendirmesine gelince; davalının Havlupan ürün grubundaki satış miktarlarının tamamına göre davalıda gerçekleşmesi muhtemel kazanç hesap l’de, bu kazancın davacı bünyesinde gerçekleşmesi varsayımına dayalı hesaplama ise Hesap 3’te gösterildiğini, beyan etmişlerdir.
Haksız Rekabet Uzmanı Av.-SMMM ….., Mali Müşavir ….., Endüstriyel Tasarım Uzmanı ……03/01/2019 tarihli müşterek 2. ek rapor ile, Mahkeme tarafından, davalının, “tazminat hesabında sadece …..’ ıroko açıklamalı ürünlerin davaya konu olması gerektiği” yönündeki savunmasının kabulü halinde’ davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği kazanç 3.849,41 TL olarak, davalının bu savunmasını uygun halinde davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği 22.125,72 TL olarak hesaplandığını, sonuç ve kanaatine varıldığını, beyan etmişlerdir.
Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile alınan Haksız Rekabet Uzmanı Av.-SMMM ….., Mali Müşavir ….., Endüstriyel Tasarım Uzmanı ……05/07/2019 tarihli müşterek 3. ek rapor ile, davalının 2013 yılı gelir tablosundaki dönem ket Kar’ı/Net Satışlar oranının %0,70 olduğunu ve 2.ek rapordaki hesaplamadaki %7 oranının maddi hata sonucu kullanılmış olduğunu, davalının “tazminat hesabında sadece …… ıroko açıkalamalı ürünlerin davaya konu olması gerektiği” yönündeki savunmasınnı kabulü halinde” davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği kazanç 384,94 TL olarak, davalının bu savunmasını uygun görmemesi halinde davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği kazancın 2.212,57 TL olarak hesaplandığını, beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin 03/01/2019 tarihli müşterek 2. ek rapor içeriğine göre 13/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ibraz ettiği ve süresinde ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davanın açıldığı tarih ve haksız rekabet teşkil ettiği iddia olunan eylemlerin vuku bulduğu tarihler itibariyle somut olaya 6762 sayılı TTK’nun 56 ve devamı maddeleri uygulanmalıdır. TTK 56. maddesi haksız rekabeti, “aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimali” olarak tanımlamıştır. Haksız rekabet hükümlerinin dayandığı temel ilke, “emek ilkesi”dir. Bu ilke, herkesin dürüstlük ve ahlak kurallarına uygun olarak kendi emeği oranında davranışlarının sonucunu elde etmesini ifade eder. Kanunun 57. maddesinde haksız rekabet teşkil edecek eylemler örnek niteliğinde sıralanmış olup, sınırlı sayıda değildir. Bu nedenle bu örneklerden birini teşkil etmese de, aldatıcı hareket veya dürüstlük kurallarına aykırı şekilde iktisadi rekabetin suistimali, haksız rekabet oluşturacaktır. Somut olayda, Mahkememizce bekletici mesele yapılan Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas-…. Karar sayılı ilamında “Dava TTK’nun 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, üretimin engellenmesi, üretimde kullanılan makine, kalıp, cihaz ve ürünlere el konulması taleplerinden ibaret olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, kataloglar, tarafların ürünleriyle ilgili olarak ibraz edilen görseller ve özellikle mahkemece verilen göreve uygun, denetime elverişli ve yeterli görülen bilirkişi öğretim görevlisi Dr. ……’ın 28/10/2013 tarihli raporuna binaen; davacıya ait …. nezdinde 10/06/2010 tescil tarihli ve ……. ve 15 tescil numaralı ….. isimli model ile davalı tarafa ait “…..” isimli ürünün tasarım ve birimlerinin birbirinin aynısı olduğu, davacı tarafa ait ….. isimli ürünün üst kısmında iki adet ortasında iki ahşap profil bulunan birim kullanılmışken davalı tarafa ait …. isimli üründe ürünün üst kısmında üzerinde bir adet ahşap profil bulunan iki adet birim kullanıldığı, alt kısımda kullanılan birimlerin tasarımlarında benzerlik bulunurken tekrar sayılarının farklı olduğu, bunun da radyatör tasarımdaki ürünün üretim aşamasında nihai kullanım yeri ve kullanıcının istediği ısı değerine göre dilim sayılarında farklılık göstermesinin doğal olduğu, bununla beraber hem davalı hem de davacı taraf ürünlerinde kullanılan ve tasarımın ana öğesini oluşturan seçici algının oluştuğu birimlerin (dilimlerin) tasarımlarının birbirine ayniyet derecesinde benzer olduğu ve sonuç itibariyle davacı tarafa ait tasarımlar ile davalı tarafa ait ….. ve …. isimli tasarımların birbirleriyle iltibas yaratacak kadar benzer olduğu, bu durumun TTK’nun 54 ve 55/1-4 maddesi uyarınca haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmakla bu durumun tespiti ve men’i ile haksız rekabet teşkil eden tasarıma yönelik üretim yapılmasının engellenmesine, bu surette üretilen ürünlere el konulmasına yönelik istemlerin kabulü ile üretimde kullanılan makine ve cihazların başka üretimlerde de kullanılması söz konusu olabileceğinden bu yöndeki el koyma talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği vicdani kanaat ve sonucuna varılmıştır. ” hükmünün verildiği ve Yargıtay incelemesinden geçerek hükmün onandığı, ardından alınan bilirkişi raporları ve itirazlar üzerine alınan ek raporlar ile ek raporlar arasında meydana gelen çelişkilerin giderilmesi için alınan 3. Ek raporda ayrıntılı olarak davacının zararının hesaplandığı, davalının 2013 yılı gelir tablosundaki dönem ket Kar’ı/Net Satışlar oranının %0,70 olduğunu ve 2. ek rapordaki hesaplamadaki %7 oranının maddi hata sonucu kullanılmış olduğunu, davalının “tazminat hesabında sadece ……… ıroko açıklamalı ürünlerin davaya konu olması gerektiği” yönündeki savunmasınnı kabulü halinde” davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği kazanç 384,94-TL olarak, davalının bu savunmasını uygun görmemesi halinde davalının haksız rekabet yoluyla elde ettiği kazancın 2.212,57 TL olarak hesaplandığını beyan ettikleri görülmekle, davanın ıslah edilmiş haliyle Kısmen Kabulüne, takdir olunan 2.212,57-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen maddi tazminatın 2.000-TL’sine dava tarihinden itibaren, ıslahla talep edilen 212,57-TL’sine ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Davalının haksız rekabet teşkil eden fiilleri haksız eylem niteliğinde olduğundan manevi tazminat koşullarının oluştuğu, eylemlerin gerçekleşme şekli, emek ilkesinin ihlali, davacının zedelenen ticari itibarı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hak ve nesafet ilkesi gözetildiğinde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının davalıdan olan fazla maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ıslah edilmiş haliyle Kısmen Kabulüne,
A- Takdir olunan 2.212,57-TL maddi ve 5.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen maddi tazminatın 2.000-TL’sine dava tarihinden itibaren, ıslahla talep edilen 212,57-TL’sine ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
B-Davacının davalıdan olan fazla maddi ve manevi tazminat isteminin Reddine,
2-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 151,14-TL karar ve ilam harcı ile davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 341,55 -TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 888,05-TL harç ile 344,53-TL ıslah harcının mahsubuna, kalan 739,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, mahsup edilen 151,14-TL ve 341,55 TL harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.212,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın manevi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davanın maddi tazminat talebi yönünden red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 448,80 TL posta masrafı, 6.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.148,80-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 714,39-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 87,23-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 04/11/2019

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸