Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/351 E. 2020/47 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/351 Esas
KARAR NO : 2020/47

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/09/2010
KARAR TARİHİ : 20/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.10.1997 tarihli sözleşmeyle ….. Ürünler Üretim ve Pazarlama Ltd. Şirketinden satın aldığı dairenin tüm parasını ödedikten sonra şirketin darboğaza girmesi sebebiyle ….. Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından TTK.nun 454 ve Kooperatifler Kanununun 25/4 maddeleri gereğince bütün hak ve vecibeleri ile birlikte devir alındıktan sonra davalı kooperatifin bu sözleşmeyi aynen kabul ederek müvekkiline kooperatifte üyelik hakkı tanıdığını, bu satış vaadi sözleşmesine Kooperatifler Kanununun tatbik edilemeyeceğini, sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirmesinin mümkün bulunmadığını, Kooperatifler Kanununa dayanarak müvekkilinden Temmuz-Aralık 2002 yılına ait aylık 60,- TL aidatın ödenmediğinden bahisle Kooperatifler Kanununun 27.maddesine dayanarak ödeme ihtarına dayalı müvekkilini kooperatiften ihraç ettiğini, ihraç işleminin yoklukla malul bulunduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini, hadiseye Kooperatifler Kanununun tatbik edilebileceği farz edilse dahi, ilk satıcı ….. Ltd. Şirketi ile akdedilen sözleşmenin 16.maddesinin amir hükmü gereğince dairenin en genç 31.03.2000 tarihinde teslim edilmesi gerektiğinden müvekkiline her ay rayiç kira bedelinin ödenmesi kararlaştırıldığından 31.03.2000-30.09.2002 tarihleri arasında işleyen asgari aylık 400,- TL den 27 aylık 10.800,- TL kira alacağı bulunduğunu, bu alacağın talep edilen parayla takas mahsubunun yapılması istenilmesine rağmen bu taleplerinin kabul edilmeyerek üyelikten ihraç işleminin hükümsüz kaldığını, kaldı ki müvekkiline borcun ödenmesine dair ikinci ihtarnamenin ve ortaklıktan çıkartıldığına dair ihbarnamenin tebliğ edilmediğini ileri sürerek usul ve kanuna aykırı yapılan ortaklıktan ihraç işleminin iptaline ve üyeliğin devamına, şayet müvekkili yerine başka bir üyenin alınması nedeniyle daha önce müvekkiline tahsis edilen dairenin ferağının yapılması sebebiyle üyelik kaydının tesisinin mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla daire bedeline karşılık şimdilik 10.000,- TL nin tazminini, yine dairenin vaadedilen tarihte teslim edilmemesinden dolayı kira bedeli toplamı 48.000,- TL den şimdilik 2.000,- TL olmak üzere toplam 12.000,- TL nin 31.03.2000 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aynı taleplerle İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesinde ….. esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, bu dosyanın yetkisizlikle Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas numarasını aldığını, ancak bu davayı takip etmediğini ve müracaata bıraktığını, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, 1995 yılında kurulan müvekkili kooperatifin eski unvanının …… Konut Yapı Kooperatifi iken 2004 yılı genel kurulunda unvanın ….. Konut Yapı Kooperatifi olarak değiştirildiğini, müvekkilinin herhangi bir şirketten kooperatifi devralmadığını, kurulduğu 1995 yılında arsanın … Belediyesince müvekkiline tahsis edildiğini, inşaatın müvekkili kooperatif tarafından yapıldığını, davacının müvekkili kooperatifin ….. Pazarlama Ltd. Şirketinin devamı olduğu iddiasının asılsız ve hukuka aykırı olduğunu, kooperatiflerin tüm ortaklarından ve başka tüzel kişilerden bağımsız bir tüzel kişilik olduğunu, davacının müvekkili kooperatifin ortağı iken 18.09.2002 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, bu dilekçenin 09.11.2002 tarihinde yönetim kurulu kararıyla kabul edildiğini, istifa veya ihraç halinde kooperatif ortağının kooperatiften sadece ödemiş olduğu aidatı genel giderler düşüldükten sonra kalan meblağı yasal faiziyle isteme hakkına sahip olduğunu, bu talebin istifa veya ihraçtan itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının beyanlarının çelişkili olduğunu, müvekkili kooperatifin davacı ile bir sözleşme yapmadığını, herhangi bir kira bedeli ödeme taahhüdünün de bulunmadığını, davacının iddia ettiği sözleşmeye kooperatifin taraf olmadığını, davacının kooperatif üyesi olarak genel kurullarda alınan kararlara riayet etmesi gerektiğini, ihraç işleminin kanun ve anasözleşmeye uygun olduğunu, davacının üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra huzurdaki davayı açtığını, öncelikle süre yönünden davanın reddini talep ettiklerini, kaldı ki davacıya usulüne ve hukuka uygun olarak ihtarnameler ve ihraç kararının gönderildiğini ileri sürerek davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaliyle daire bedeli ve kira bedelinin faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleri ile yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Tebliğ mazbatalı ihtarnameler, çıkarma kararı, istifa dilekçesi, ödeme belgeleri, ….. Ürünler Üretim ve Pazarlama Ltd. Şirketi ile yapılan sözleşme ve tahsilat makbuzları ibraz edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundan davalı kooperatifin ticaret sicil dosyasının örneği getirtilmiş kooperatifin adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememiz yetki alanında kaldığı görülmüştür.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas …… karar sayılı dava dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacının ……, davalıların …… Konut Yapı Kooperatifi, ….. Ürünleri Üretim ve Pazarlama Ltd. Şirketi, davanın kooperatif üyeliğinin tespiti, hükmen tescili davası olduğu 11.05.2007 tarihinde İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas numarası ile açıldığı, bu mahkemece Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin kurulması nedeniyle gönderme kararı verilmiş olduğu, bu karar üzerine dosyanın Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …..esas numarasını aldığı, davacı tarafça dava takip edilmediğinden 27.06.2008 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği, davalı kooperatif vekilinin bu dosyadaki cevap dilekçesinde; davacının kooperatif üyeliğinden parasal yükümlülüğünü yerine getirmediği için 05.11.2002 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihracına karar verildiğini bildirdiği, ayrıca dilekçesi ekinde istifa dilekçesi, ihtarnameler, iadeli taahhütlü alındı belgeleri, ihraç kararının Noter kanalıyla gönderildiğine ilişkin Noter ihtarnamesini ibraz ettiği, dilekçe ve eklerinin davacı vekili Av …….. tarafından imzası karşılığında tebliğ alınmış olduğu anlaşılmıştır.
İddia ve savunmaların değerlendirilmesi için dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
İbraz edilen raporda sonuç olarak; davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, kaldı ki davacının davalı kooperatif aleyhine açmış olduğu kooperatif üyeliğinin tespitine ilişkin davada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın verildiği tarihten itibaren de iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra huzurdaki davanın açıldığı, bu durumun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, davacının 02.10.2002 tarihli ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmediğini bildirdiği, imzanın sahteliğini iddia ettiği, fakat bu hususta bir mahkeme kararının dosya kapsamında yer almadığı, davalı kooperatif defterlerine göre davacının 382.520,68 TL borcunun göründüğü, her ne kadar çıkarma kararında süre yönünden bazı usulsüzlükler bulunsa da, çıkarma kararının tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde genel kurulda itiraz edilmediği gibi bu konuda dava da açılmadığı mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun görülmekle hükme esas alınmaya değer bulunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, ihtarnameler, sicil kayıtları, iddia ve savunmalar, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.
Davacı vekili, huzurdaki davada dava dışı ….. Ürünler Üretim ve Pazarlama Ltd. Şirketinden satın aldığı dairenin tüm parasını ödedikten sonra adı geçen şirketin davalı kooperatif tarafından devir alındığını, müvekkiline kooperatifte üyelik hakkı tanındığını, olayda Kooperatifler Kanununun uygulanamayacağını, kooperatifin ….. şirketiyle yapılan sözleşmeyle bağlı olduğunu, süresinde dairenin teslim edilmediğini, ek ödemeler ile aidat talep edilemeyeceğini, haksız olarak kooperatiften ihraç edildiğini, ikinci ihtarname ile ihraç kararı tebliğinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kasıtlı olarak farklı adres gösterildiğini, ihraç işleminin yoklukla malul olduğunu, iptali gerektiğini, sözleşme hükümlerine göre süresinde teslim edilmeyen daire bedeliyle kira bedellerinden bir kısmının faiziyle tahsiline ve kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise savunmasında; davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, istifasının kabul edildiğini, ihraç kararının tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, kooperatifin ….. Ltd. Şirketi ile yapılan sözleşmede taraf olmadığını, taraf olmadığı sözleşmeden dolayı kooperatiften herhangi bir talepte bulunulamayacağını, bu konuda verilmiş emsal mahkeme kararlarıyla Yargıtay ilamlarının bulunduğunu, aidat bedelleri için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin de dolmuş olduğunu ileri sürmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller ve tüm dosya içeriğine göre mahkememizce verilen ret kararının temyiz edilmesi üzerine ; “Yargıtay ……Hukuk Dairesinin …. Esas , ….. Karar sayılı, 05.11.2012 tarihli ilamı ile mahkememizce verilen karar bozulması sebebiyle usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya muhteviyatı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Mahkememize ait …. Esas sayılı dosyada davacının dosyamız davacısı olduğu, davalının ise yine dosyamız davalısı olduğu, dava konusunun, davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası olduğu, mahkememizce davacının davasının reddine dair kararın Yargıtay ….. Hukuk Dairesince incelenmesi üzerine kararın onandığı ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada mevcut dosyamızda uyulma kararı verilen Yargıtay…… Hukuk Dairesinin …. Esas sayılı dosyasına göre davacının, davalı kooperatife üye olmadığının tespiti üzerine davacının dava dilekçesinde belirttiği taleplerin ancak üye olması halinde davalı kooperatife yöneltebileceği fakat bu aşamada aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere husumet, bir başka deyişle taraf ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı sıfatının olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının en önemli özelliği, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen ele alınabilmesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Ancak, taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Buna karşılık, taraf sıfatı, dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinde gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. Tüm bu hususlar bir arada gözetildiğinde davacının talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-DAVANIN AKTİF HUSUMET YOKLUĞU SEBEBİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunana Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu ilam ve karar harcından davacı vekili tarafından yatırılan 17,15 TL nin mahsubu ile bakiye 37,25- TL ilam ve karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca tayin ve takdir olunan 3,400,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 20/01/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸