Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/276 E. 2018/124 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/276
KARAR NO : 2018/124

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/08/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (genel kurul kararının iptali istemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.10.2012 tarihinden bu yana davalı şirketin %50 hisse ile ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağının ise yine %50 hisse ile davalı … olduğunu, 07.06.2013 tarihli Genel Kurul Toplantısında … ve …’un ilk 5 yıl için şirket müdürü seçildiklerini, bu genel kurul toplantı tutanağında bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, kararın oy birliği ile alınmış gibi gösterildiğini, sahte imza atıldığını, yine 07.08.2014 tarihli Genel Kurul Toplantı tutanağındaki imzanın da müvekkiline ait olmadığı halde oy birliği ile alınmış gibi gösterildiğini, her iki işlem için davalılar hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek 07.06.2013 ve 07.08.2014 tarihli Genel Kurul kararlarının sahte imza nedeniyle yok hükmünde olduğunun tespitine, tedbiren kararların icrasının durdurulmasına ve Ticaret Sicil Gazetesine bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, genel kurul kararının iptali davasında müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, husumetin sadece şirkete ait olduğunu, öncelikle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu genel kurul kararlarının içeriği itibariyle sahtecilik yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığını, davacının …şubesinde yetkili ve görevli olduğu konularla ilgili bir takım usulsüzlüklerin ortaya çıkmasını takiben müvekkilinin şirkette uluslarası bir denetim yapılması önerisi üzerine usulsüzlükleri kamufle etmek ve müvekkilini pazarlık masasına çekmek için bu davaları açtığını ileri sürerek davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan reddine aksi halde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Genel Kurul Kararlarının iptali davasında husumetin sadece şirkete ait olduğunu, müvekkili açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin şirketin sadece müdürü konumunda olup genel kurul kararlarında imzasının bulunmadığını ileri sürerek öncelikle pasif husumet yokluğundan davanın reddine aksi halde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının kötü niyetli olduğunu, imzaların davacıya ait olup olmadığının henüz tespit edilmediğini, iptali istenen genel kurul kararlarının ortaklara fazladan herhangi bir hak bahşetmediği gibi ortak haklarını da haleldar etmediğini, kararlardan birinin yeni TTK ya uyum için alındığını, diğerinin ise yönetimde herhangi bir hukuki ve fiili değişikliğe neden olmayan tek bir müdürün atanması kararı olduğunu, davacının uğranılması muhtemel zararlara karşılık teminat göstermesi gerektiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının ….hazırlık sayılı soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, 07.06.2013 tarihli Genel Kurul Kararı açısından davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, sahte imza iddiasıyla açılan davanın TTK 445-446. maddeleri uyarınca iptal edilebilirlik kurallarına göre incelenmesi gerektiğini, davacının alınan kararların içeriği itibariyle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, genel kurul kararlarındaki imzaların dolaştırılarak alındığını, davanın MK 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının iptalini istediği 07.06.2013 tarihli karardan haberdar olduğu halde uzun süre bu
kararın uygulanmasına muvafakat ettiğini hatta bu karara istinaden çıkarılan sirkülere dayanılarak davacıya vekalet verildiğini, davacının da bu vekaleti kullandığını, … ve …nolu şirket kararlarındaki imzaları kabul eden davacının bu iki karar arasındaki … nolu karardaki imzanın sahte olduğunu iddia etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının sahte imzası olduğunu iddia ettiği karara uzun süredir vakıf olup bu karar uyarınca işlemler yaptığını, iş bu davanın davacının müdür sıfatıyla sorumlu olduğu …Şubesindeki hesapların uzun süre istenilmesine rağmen verilmemesi sonucu şirket müdürü … tarafından şirket mali kayıtlarının uluslararası denetim firmalarınca denetlenmesi teklifi üzerine ilk incelemelerde işaretleri görülen usulsüzlük ve yolsuzlukların ortaya çıkmasının önlenmesi amacıyla açılmış bir dava olduğunu, davacının Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin….Esas sayılı dosyasıyla şirketin feshini talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde 07/06/2013 ve 07/08/2014 tarihli kararlardan bahsedilmiş ise de, karar defteri aslından yapılan incelemede ; bu tarihlerin kararların noter tasdik tarihleri olduğu, doğru tarihlerin ise, 06/06/2013 ve 10/07/2014 tarihleri olduğu tespit edilmiş, taraf vekilleri de bu tespiti doğrulamışlardır.
Dava;davalı şirketin 06/06/2013 tarihli çağrısız olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yine 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmış, bu kapsamda Bakırköy C.Başsavcılığının eski ….yeni ….sayılı soruşturma dosyasının örneği, Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının örneği , Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas …. karar sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları getirtilmiş, davalı şirket vekili tarafından 24/02/2015 tarihli açıklama dilekçesi ile ekinde Prof Dr. … tarafından düzenlenen uzman görüşü, Bakırköy …Noterliğinde düzenlenen 03/01/2014 tarih …yevmiye sayılı vekaletname ekindeki imza sirküleri, aynı noterlikte düzenlenen 03/01/2014 tarih … yevmiye sayılı vekaletname, ekindeki imza sirküleri, şirketin fesih dosyasına sunulan denetim kayyım raporu ibraz edilmiş, davacı yanın genel kurul kararlarının icrasının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir istemi 05/12/2014 tarihli ara karar ile reddedilmiş, şirketin davaya konu genel kurul kararlarının yer aldığı karar defteri aslı mahkememiz kasasına alınmış, davacının emsal imzalarını içeren belge asılları toplanılmış, yine davacının mahkememiz huzurunda beyanı alınarak imza örnekleri alınmış, davalı tarafça davacının …şubesinde kullandığı kaşe imzalı belge asılları ibraz edilmiş, ayrıca davacının kaşe imzayı yaygın kullanıp kullanmadığı hususunda davalı tanıkları mahkememizde dinlenmiştir.
Mahkememiz kasasında bulunan davalı şirket genel kurul karar defterinde yer alan 06/06/2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelindeki davacıya atfen atılan imzaların davacı …’nün eli ürünü olup olmadığı, yine mahkememiz kasasında bulunan kaşe imzalı belge asıllarında yer alan kaşe imzalar ile huzurdaki davaya konu olan 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağında davacı …’ye atfen kullanılan kaşe imzanın mukayesesi yapılarak aynı kaşeden basılıp basılmadığının tespiti konularında 3 kişiden oluşturulan uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Re’sen görevlendirilen bilirkişiler adli belge inceleme uzmanı Prof. Dr. …, grafolog… ….ile grafolog …. tarafından düzenlenen 10/08/2017 tarihli raporda özetle, inceleme konusu 06/06/2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile aynı tarihli hazirun cetvelinde davacıya atfen atılmış münker imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’nün eli ürünü olmadığı, 10/07/2014 tarihli kararda davacıya atfen kullanılan kaşe izleri ile davalı şirket vekilinin 01/03/2017 tarihli dilekçesinde dokuz kalem halinde sunduğu belgelerde davacıya atfen kullanılan kaşe izlerinin aynı kaşe ile basılmış izler oldukları, 10/07/2014 tarihli karardaki kaşe izleri ile davacıya ait mukayese imzaların şekil, imza ünitelerinin birbirlerine göre oran ve konumları açısından benzerlikler gösterdiği görülmekle birlikte, kaşe imzaların presyon, hız, işleklik tarzı vital değerleri yansıtmaması nedeniyle mahiyet itibariyle sonuç bildirilemediği mütalaa olunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, iddia ve savunmalar, ceza dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti talepli huzurdaki davanın şirkete karşı açılması gerekli ve yeterli olduğundan şirketin ortağı ve müdürü … ve şirketin dışarıdan atanan müdür …’un pasif husumeti bulunmadığından bu davalılara karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekmiştir. Davacının davalı ….San.Ltd.Şti’ne yönelik davasına gelince; 06/06/2013 tarihli çağrısız olağanüstü genel kurul toplantı tutanağında davacı % 50 pay sahibi … adına atfen atılan imzanın sahte olduğu, davacının hiçbir şekilde bu toplantıya katılmadığı iddia edilerek toplantıda alınan tüm kararların batıl olduğunun tespiti talep edilmiştir. Gerek mahkememizde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde ibraz olunan rapor, gerekse Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp raporu ile Jandarma Kriminal raporu, gerekse de Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasından alınan 21/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda mahkememizdeki davaya konu 06/06/2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağında davacıya atfen atılan imzanın keza bu tutanağa ekli hazirun listesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmiştir. Davalı şirket vekili savunmalarında; davacının bu toplantıda şirkete müdür seçilmesine ilişkin kararları benimsediğini ve bu toplantıya istinaden çıkarılan imza sirkülerine dayalı olarak kendisine verilen her iki vekaletnameyi kullanmak suretiyle …şubesi müdürü olarak görev yaptığını, bu durumda kararların batıl olduğunu istemekte kötü niyetli olduğunu ileri sürmüştür.Gerçekten de ibraz olunan Bakırköy … Noterliğinde düzenlenen 03/01/2014 tarih ….yevmiye sayılı vekaletname incelendiğinde; davacı …’nün davalı şirketin Türkmenistandaki işlerinin yürütülmesi ve şirketi Türkmenistanda tüm resmi kurumlarda temsil etmesi hususunda münferiden yetkili olmak üzere vekil olarak atandığı, vekaletname dayanağı olarak 06/06/2013 tarihli ortaklar kurulu kararının gösterildiği, ekli imza sirkülerinin incelenmesinde; yine 06/06/2013 tarihli çağrısız olağanüstü genel kurul toplantı tutanağına atıf yapıldığı, imza sirkülerinde … ve …’un isim ve imzalarının bulunduğu, keza Bakırköy … Noterliğinde düzenlenen 03/01/2014 tarih ….yevmiye sayılı vekaletname incelendiğinde; davacı …’nün davalı şirketin …şube müdürü görevine atandığı, bu ülkede davalı şirketi temsil etmek ve sözleşmeler akdetmek, parasal tüm işlemleri yapmak, vekil atamak, şirketin menfaatlerini korumak, resmi ticari her türlü konuda sınırsız olmak üzere hareket etmek hususlarında vekil tayin edildiği , vekaletname dayanağında yine 06/06/2013 tarihli genel kurul kararına atıf yapıldığı, ekinde yer alan imza sirkülerinde 06/06/2013 tarihli çağrısız olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının açıkça yazdığı, şirketi temsilen yetkili olanlar kısmında … ve …’un isim ve imzalarının bulunduğu görülmüştür.
Davacının belirli bir dönem davalı şirketin …şubesi müdürü olarak görev yaptığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı, 06/06/2013 tarihli genel kurul toplantısına katılmamış ve toplantı tutanağını imzalamamış ise de, bu toplantıda şirket müdürleri olarak … ve …’un seçilmesine her ikisinin de münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına ilişkin alınan kararlar uyarınca düzenlenen imza sirkülerine göre kendisine verilen yukarıda detaylı incelemesi yapılan vekaletnameleri kullanarak …da şirket işlerini yürütmüş ve bu vekaletnameleri kullanarak işlemler gerçekleştirmiştir. Davacı bu şekilde genel kurul toplantısından ve alınan kararlardan haberdar olmuş ve kendisine verilen vekaletnameleri Türkmenistanda kullanmak suretiyle şirketin buradaki şube müdürlüğü görevini ifa etmiş, böylece katılmadığı toplantıdaki kararları açıkça benimsemiştir. Davacının müdür seçimine ilişkin 06/06/2013 tarihli genel kurul kararlarını bilmediği yönündeki iddiası, uzun süredir bu kararların uygulanmasına sessiz kalması ve hatta bu kararlara dayanılarak kendi adına çıkartılan vekaletnameleri kabul edip, kullanması nedeniyle TMK ‘nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı nitelik taşıdığı ve çelişkili davranış yasağına aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında ise, davacı adına kaşe imza kullanılmıştır. Asıl olan genel kurul toplantılarında ıslak imza kullanılmasıdır. Davacı bu genel kurula katılmadığını, kaşe imza da kullanmadığını belirtmiştir. Her ne kadar davalı tarafça davacının yaygın şekilde kaşe imza kullandığı savunularak bu yönde Türkmenistanda ki işlerde düzenlenen kaşe imzalı belgeler sunulmuş, yine aynı konuda davalı tanıkları beyanda bulunmuşlar ise de, dava konusu genel kurula davacının bizzat katıldığı ve bu toplantı tutanağını kaşe imzası ile imzaladığına dair tanıkların bilgi ve görgüsünün olmadığı mahkememizde dinlenilen tanıkların beyanları ile sabittir. Davalı şirket vekiline, davacının başkaca genel kurullarda kaşe imza atıp atmadığı, kaşe imza kullandığı genel kurul toplantısı var ise buna dair toplantı tutanaklarını ibraz etmesi için süre verilmiş, davalı vekili, davacının başka bir genel kurulda kaşe imzasının bulunmadığını açıklamıştır. Davacının …şubesinde görev yaptığı sırada buradaki işlerin yoğunluğu nedeniyle yaygın kaşe imza kullanmış olması davaya konu olan 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısına katıldığı anlamına gelmeyeceği gibi imzaların dolaştırılarak alındığı yönündeki davalı savunmasının genel kurul toplantılarında uygulanması söz konusu değildir. TTK ancak yönetim kurulu toplantılarında imzaların dolaştırılarak alınmasına cevaz vermiştir. Şirkette % 50 pay sahibi olan davacı ortağın 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısına katılmadığı, kaşe imzanın ise geçerli kabul edilmesinin söz konusu olmadığı, davacının bu toplantıda alınan kararları benimseyen herhangi bir işleminin de bulunmadığı nedeniyle 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında; davalılar … ve … hakkındaki davanın her iki davalının pasif husumeti bulunmadığından pasif husumet yokluğundan reddine, davacının davalı ….San.Ltd.Şti.hakkındaki davasının kısmen kabulü ile; davalı şirketin 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğunun tespitine, 06/06/2013 tarihli genel kurulda alınan kararların batıl olduğunun tespiti talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalılar … ve … hakkındaki davanın her iki davalının pasif husumeti bulunmadığından pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacının davalı ….San.Ltd.Şti.hakkındaki davasının kısmen kabulü ile;
Davalı şirketin 10/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğunun tespitine,
06/06/2013 tarihli genel kurulda alınan kararların batıl olduğunun tespiti talebinin reddine,
3- Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90- TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 25,20- TL harçtan mahsubuna, bakiye 10,70 TL karar ve ilam harcının davalı ….San.Ltd.Şti.den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 25,20 TL peşin harcın davalı ….San.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının davalı ….San.Ltd.Şti.hakkındaki davası kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalı ….San.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının davalı ….San.Ltd.Şti.hakkındaki davası kısmen reddedildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….San.Ltd.Şti.’ne verilmesine,
7-Davalılar … ve … yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmakla, red sebebi farklı olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren bu davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen davalılar … ve … yönünden yapılan yargılama gideri ayrı tutulmak üzere 380,50-TL tebligat gideri, 42,75-TL müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.923,25-TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 961,63 – TL ‘sinin davalı ….San.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı ….San.Ltd.Şti.tarafından sarf edilen 250,00-TL tanık ücreti, 2,00-TL müzekkere masrafı olmak üzere toplam 252,00-TLyargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 126,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından sarf edilen 18,00-TL tebligat gideri, 9,25 TL müzekkere masrafından oluşan toplam 27,25-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı Norsel şirketi vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … vekili ile davalı … vekillerinin yokluklarında oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …