Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/173 E. 2021/956 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/173 Esas
KARAR NO : 2021/956

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/05/2014
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı …’ın yanında işe başladığını, …’ın davacı adına optik işletmesi açacağını 3 ay sonra da bu işletmeyi eşi …’a devredceğini söylediğini, davalı …’ın davalı …’ın müşterisi olduğu ve şube müdürü ile daha önceden tanıştığı için direk onun yanına gittiğini ve davacı müvekkile iş yerine pos makinesi verilmesi için bir takım evrakları imzalaması gerektiğini söylediği ve davacıya bir takım belgeler imzalattıklarını, açılan iş yerini asıl olarak davalı …’ın işlettiğini, davacının bir süre sonra bu iş yerinden ayrıldığını ve başka bir optik firmasında çalışmaya başladığını, davacı bu firmada çalışırken maaşına İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından haciz yazısı geldiğini, davacının icra dosyasının avukatına ulaşarak takibe konu çeki kendisinin düzenlemediğini kendisine ait olmadığını söylediğini, davacının icra ve haksız haciz baskısı altında kaldığını, çalışmış olduğu iş yerine maaş haczi geldiğinden iş yerindeki kariyeri ve kişilik değerlerinin zedelendiğini, küçük düşürüldüğünü; davacının yaşadığı bütün bu olumsuzluklarda davalı bankanın kusuru bulunduğunu, davalı bankanın davacı adına rızası dışında çek defteri düzenlediğini ve bu çek defterini davalı …’ a teslim ettiğini, davacının 5 adet çek ile ilgili … hakkında evrakta sahtecilik suçundan dolayı savcılık şikayetinde bulunduğunu ve …’ ın Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/02/2014 tarih, …esas, … karar sayılı ilamı ile ceza aldığını, …’ın çekleri sahte imza ile piyasada kullandığını, davanın kabulü ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacı müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın … Bankası Genel Müdürlüğüne yönlendirilmesi gerektiğini, davacı …’in … Optik isimli şahıs şirketi adına 28/11/2007 tarihli ticari müştesi sözleşmesini imzaladığını, iş bu sözleşmeye istinaden pos cihazı ve davaya konu çek karnesi düzenlenerek davacıya teslim edildiğini, davaya konu sözleşme ve diğer tüm işlemlerin … tarafından gerçekleştirildiğini, davacının banka tarafından kendisine teslim edilen çek karnesini titizlikle muhafaza etmediğini, bankanın davacının davaya konu zararlar taleplerinden sorumlu tutulamayacağını, … Bankası … Şubesinin taraf yetkisi bulunmadığından husumetten reddine, sözleşme hükümlerine aykırı gerçek dışı iddia ve isnatlar içeren davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 25/02/2020 tarihli duruşmasında davalı tanığı dinlenilmiş olup;
Davalı tanığı … beyanında: Ben 2003 yılından beri davalı bankada çalışmaktayım, olay tarihinde operasyon yönetici yardımcısı olarak çalışıyordum, ancak aradan uzun zaman geçtiği için şuanda olayı hatırlamıyorum, ancak çek karnesi verilmesine ilişkin sözleşme aşaması ve imza alınması pazarlama birimindeki çalışanlar tarafından yapılmakta, daha sonra çek karnesinin basımı sonrasında kayıtların kontrolü, sistem çıkışının yapılması gibi işlemler benim çalıştığım operosyon biriminde yerine getirilmektedir, çek karnesinin teslimi ise müşteri şubeye davet edilmiş ise, ilgili müşteri temsilcisi tarafından şubede yapılmaktadır, veya müşteri temsilcisi iş yerine gitmiş ise iş yerinde onun tarafından yapılmaktadır, çek karnesi bizzat isteyen kişiye veya vekaletnamesinde yetki varsa görevlendirdiği kişiye veya vekalette talimat yetkisi varsa o talimata istinaden yapılmaktadır, o dönem şube müdürümüz … Bey idi, soy adını hatırlamıyorum, bana sorulan … ise o dönem bankanın bölge müdürüydü, çek hesabı sahibi dışında birine çek karnesinin teslimi ancak imza sirkülerinde yetki olması, vekaletname veya yazılı talimat bulunması halinde yapılıyordu, dedi.
30/06/2020 tarihli duruşmasında davalı tanığı dinlenilmiş olup;
Davalı Tanığı … beyanında: Ben 16 yıl boyunca davalı bankada çalıştıktan sonra 2016 yılı temmuz ayında işten ayrıldım, o dönem ben … Şubesinde çalışıyordum, çek hesabı işlemleri ve çek teslimini operasyon birimi yapmaktaydı, ben pazarlama bölümünde çalışıyordum, hatırladığım kadarıyla davacı … firma sahibiydi onun adına çek karnesi düzenlendi, davacı benim müşterim değildi, o dönem içerisinde davacının işlerine bakan arkadaşımız işten ayrıldığı için onun yerine bakıyordum, çek karnesinin teslimi operasyon biriminde kimlik tespiti yapılarak bizzat şahsın kendisine yapılır, başkasına teslimat yapılacak ise mutlaka hesap sahibinin teyidi alınır, o dönem için vekaletname zorunluluğu yoktu ancak teyit alınırdı, aynı gün içerisinde ilgili kişinin hesabından çek masrafları tahsil edilerek hesaptan düşülürdü, aksi bir durum olsa kişinin hesabından para çekilmiş olması nedeniyle mutlaka bankaya başvuracağını düşünüyorum, o dönem şube müdürü … idi, … Ülke o dönem … Şubesinin müdürüydü, daha sonra bölge direktörü oldu, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.
Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas- … K. sayılı dosyasının incelenmesinde; … tarafından … aleyhine resmi belgede sahtecilik suçundan şikayetçi olunduğu, mahkemece sanık hakkında hapis cezasına hükmedildiği, verilen kararın Yargıtay … Ceza dairesi tarafından onandığı görülmüştür.
İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 5.000,00 Tl asıl alacak ve 760,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 5.760,00 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı ve icra işlemlerinin yürütüldüğü görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusunun; davalı bankanın davacının onayı olmaksızın çek karnesini düzenleyip düzenlemediği, davalı …’a yapılan teslimin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalı banka çalışanı ile diğer davalı arasında davacı aleyhine bir iş birliğinin anlaşılabilir olup olmadığı, sahte olduğu iddia olunan çeklerle ilgili davalı bankanın araştırma yapmamasının davalıya ait bir kusur niteliğinde olup olmadığı; davalı …’in sahte imza ile çek kullanıp kullanmadığı, davacı aleyhine icra takibi yapılıp yapılmadığı, davacının kredi notunun düşüp düşmediği, bankacılık işlemlerinden kaynaklı davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zarardan kaynaklı olarak davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususunda olduğu görülmüştür.
Davacı her ne kadar maddi tazminat talebinde bulunmuşsa da; dava dilekçesinde belirtmiş olduğu çekler yönünden herhangi ödeme yapmadığı, kendisinden tahsil edilen bir miktarın bulunmadığı ve yine kendisine yönelik başlatılan icra takibinden kaynaklı 1.000,00 TL masraf ödemesi yaptığını iddia etmişse de, buna ilişkin herhangi bir belge sunamadığı görülerek, davacının maddi tazminat iddiasını herhangi bir delille ispat edemediği anlaşılmış olup, açılan maddi tazminat davasının bu sebeple reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki beyanlar, kayıtlar ve kesinleşen ceza dosyası içeriğinden anlaşıldığı üzere; davalı …’ ın, davacı adına alınmış çekleri sahte olarak düzenlediğinin sabit olduğu görülmüştür.
Yine davalı bankanın da, öncelikle davacının imza sirküsü aslını temin etmediği ve yine temsil yetkisi olduğu belgelendirilmeden ve yine davacının imza sirküsündeki imza kontrolü yapılmadan, davacı dışındaki davalı …’ a çek karnelerinin tesliminin yapıldığı, bu işlemin hukuka uygun olmadığı; temsil yetkisinin belgelendirilmesi ve imza kontrolü yapılarak bu işlemlerinin yapılması gerektiği, bu haliyle davalı bankanın hukuki sorumluluğu olduğu kabul edilmiştir. Davalıların birlikte eylemleri nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumlulukları bulunmaktadır.
** Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi ve zarara konu olayı göz önüne alınmak sureti ile davacının kendisine ait olmayan borçlar sebebiyle icra takibine uğradığı, illetten mücerret olan ve ciro yoluyla kolay bir şekilde tedavül kabiliyetine sahip çeklerden kaynaklı borçlu olmadığını ispat etmek için yüksek çaba gösterdiği ve yine ceza yargılamasında suçtan zarar gören olarak yer aldığı görülerek, manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davasının sübut bulmadığından reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-10.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca toplam alınması gereken 683,10 TL karar harcının, dava açılırken alınan 1.041,75 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 358,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya İADESİNE,
– Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.070,75 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından sarf edilen tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 307,20 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %17′ si olan 52,22 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
5- Davalı banka tarafından sarf edilen posta masrafı olmak üzere toplam 48,30 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %83′ ü olan 40,08 TL’ sinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine, bakiye masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran tarafa İADESİNE,
6- Manevi tazminat yönünden davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Maddi tazminat yönünden davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalılara VERİLMESİNE,
8- Manevi tazminat yönünden davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalılara VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza