Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1006 E. 2018/69 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1006
KARAR NO : 2018/69

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2014
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ : 17/10/2014

KARAR TARİHİ : 08/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2018

İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2014 tarih …. esas …. karar sayılı yetkisizlik kararı nedeniyle davacı vekilince süresi içinde verilen gönderme talepli dilekçe üzerine mahkememize tevzi edilen dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … A.Ş’den 08.10.2012 tarihli fatura ile -0- km olarak satın alınan … plaka nolu … şase …motor no’lu 2012 model … marka (Türkiye …. Paketi) aracın 09.10.2012 tarihinde teslim alındığını, araç satın alınırken belirtilen özellik olan internet bağlantısı fonksiyonunun eksik olarak geldiğini, araç alındıktan 15 gün sonra satıcı tarafından özür dilenerek çözüm için İstanbul’da bir elektronikçiye internet fonksiyonu eklettirildiğini, araçta 2.000 km sonra ince bir ses gelmesinden dolayı … Oto servisine götürüldüğünü, servis tarafından konu ile ilgili yazışmalar yapıldıktan sonra bilgilendirilecekleri söylenilmiş ise de, herhangi bir geri dönüş olmadığını, araçtaki sesin gittikçe artmaya başladığını, 22.02.2013 tarihinde … Oto servisine tekrar gidilerek ses ile ilgili beyanda bulunulduğunu, buradan yine yazışma yapılacağı söylendiğini,ancak herhangi bir sonuç çıkmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin bu tarihten sonra araçtaki ses problemi ve diğer problemler nedeni ile aracı defalarca servise götürdüğünü, araçta taransfer kutusu gibi birçok önemli parçaların da değiştirildiğini, araçtaki ses problemi ve diğer problemlerin giderilemediğini, müvekkili şirket yetkilisi tarafından …A.Ş adlı şirketten … seri nolu fatura ile araca 4 adet … yıldızlı yeni lastik alındığını, 4 lastik değişmesine rağmen sesin yine gitmediğini, … Oto servisine aynı gün arızanın tekrar beyan edildiğini, … Oto tarafından ise lastikleri biraz kullandıktan sonra sesin kaybolacağı söylenerek müvekkil şirket yetkilisinin geri gönderildiğini, araçta bunun gibi bir çok sorunla karşılaşıldığını, bütün bunların üzerine şirket yetkilisinin tek çareyi aracı üreten fabrikaya gitmekte gördüğünü, 18.09.2013 tarihinde araçtan gelen 2. sesten, yanlış renkte takılan torpido geri vites kamerası ve lambası için Almanya … fabrikasının ana servisi olan … … servisine götürüldüğünü, burada aracın transfer kutusunun arızalı olduğu ve değişmesi gerektiğinin söylendiğini ve 20.10.2012 tarihinde aracın teslim alındığını, son olarak şirket yetkilisi tarafından kullanılan araç ile 06.01.2014 tarihinde otobanda seyir halinde iken Silivri yakınlannda aracın sarsılmaya başlaması üzerine, şirket yetkilisi tarafından araç sağa çekilerek stop edildiğini, bu durumun hayati tehlikeye neden olabilecek bir arıza olmasına rağmen aracın arıza ikazının dahi yanmadığını, acil servisin gelerek aracı … otoya çektiğini, aracın şu anda motor, şanzıman, şaft, defransiyel ve transfer kutusunun komple sökülüp aşağı inmiş vaziyette olduğunu, aracın bütün orjinalliğinin kaybolduğunu, servisten alınan bilgiye göre aracın otomatik şanzıman, motor kapağı, krank sezici, sezici çarkı, volant, volant pimi, volant cıvataları, motor yağ karteri ve marş motorunun değişmesi gerektiğini, bu kadar yüksek bedel ödenerek satın alınan bir araçta meydana gelen tüm bu problemlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, aracın orjinalliğini yitirdiğini, bu nedenle davalılar aleyhine keşide edilen Beyoğlu …Noterliği’nin 13.01.2014 tarih ve ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu gizli ayıplı aracın iade alınarak ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi veya mümkün olmaması halinde Euro bazında belirlenen satış bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalılar tarafından bu talebe olumlu bir yanıt verilmediğini, aracın halen davalılardan …..’in Avcılar servisinde tüm parçaları dağınık bir halde bulunduğunu, bu haliyle araçta meydana gelen problemlerin gizli ayıp niteliğinde olduğunu, garanti belgesi ile satılan araçta davalılar tarafından 2 yıl ve sınırsız km yeni araç garantisi tanındığını, garanti belgesinin fotokopisini dava dilekçesi ekinde sunduklarını, dava konusu aracın her arızada davalılara ait servis istasyonlarına en az 18 kez götürüldüğüne dair araçta …. nolu …. Data hattı numaralı …. Araç Takip Sistemleri tarafından tutulan 1 yıllık raporu ibraz edeceklerini, bütün bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, gizli ayıplı çıkan … plakalı, 2012 model ….. marka aracın iadesine ve tüm masrafları davalılara ait olmak üzere -0- km ayıptan ari yenisi ile değiştirilmesine, davalılar elinde aynı model ve nitelikte dava konusu araçtan bulunmaması halinde ise aracın satış bedeli olan 98.188,28-Euro’nun satış tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, ayıplı aracın kullanılamaması nedeniyle araçtan mahrum kalınan günler için mahrumiyet bedeli olarak şimdilik 100,00 TL , ayıplı aracın servislere ve yurt dışına götürülüp getirilmesi esnasında harcanan yakıt, ulaşım, konaklama vs.için şimdilik 100,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, 100,00 Euro ‘nun ihtarname tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı … Oto Servis ve …. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …’in yetkili servisi ve yetkili satıcısı olarak faaliyetini,….Yolu …Bursa adresindeki işyerinde sürdürdüğünü, müvekkilinin ticari ikametgahının …. Bursa olduğunu, dosyanın taraflarından hiçbirinin ikametgahının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkisinde kalmadığını, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesini, esasa ilişkin olarak ise davacı iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu aracın 09/10/2012 tarihinde trafiğe çıktığını, araçta oluşan arızaların büyük bir bölümünün kullanıma bağlı olduğunu, araçtan yararlanmayı olanaksız kılacak nitelikte olmadığını, davacı yanın arıza iddiaları ile yapmış olduğu başvurularda müşteri mağduriyetine sebep verilmeksizin gereken tüm servis ve parça değişimi işlemlerinin tamamen … standartlarına uygun olarak yapıldığını, araçta var olduğu iddia edilen uğultu ve takırtı şeklindeki ses şikayetine istinaden, gereken parça değişikliğinin garanti kapsamında yapılarak sorunun giderildiğini, keza aracın bagaj kapağında yerinden çıkmış olan kameranın da yerine tekrar takıldığını, davacı tarafça keşide edilen ihtarnameye müvekkili tarafından noter ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacının tüm başvurularının sonuçlandırılarak kayıtlara intikal ettirildiğini, davacının ticari şirket olması nedeniyle tüketici sıfatının bulunmadığını, yine dava konusu aracın torpido kapağının farklı tonda olduğuna ilişkin iddialarında gerçekleri yansıtmadığını, … yetkililerince aracın torpidosunun orijinal renkte olduğu, herhangi bir renk farkının bulunmadığının belirtildiğini, gizli ayıp bulunmadığını, talep edilen 100,00 TL mahrumiyet bedeli, 100,00 TL ulaşım ve konaklama masrafları ve 100,00 Euro’luk taleplerin davacı tarafından yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğini, kaldı ki bu talepler yönünden kısmi dava açılmasının da mümkün olmadığını, eksik harcın ikmaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin müvekkilinin ticari merkezinin bağlı olduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki ilk itirazında bulunduklarını, davacının yasanın ön gördüğü ayıp ihbar ve muayene yükümlülüklerine uygun davranmadığını, bu nedenle ayıp iddiasına dayalı dava hakkını kaybettiğini, TBK 223/2 ve TTK 23/c maddeleri çerçevesinde somut olayda satın alma işleminden 16 ay sonra dava açıldığını, ihtarnamenin ise müvekkiline 13/01/2014 tarihinde keşide edildiğini, davacının birden çok seçimlik hak talebine birlikte yer verdiğini, tercih edilen seçimlik hakkın belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, 100,00 Euro’nun neye dayanılarak istendiğinin anlaşılamadığını, dava konusu araçta iddia edildiği gibi herhangi bir ayıp yahut onarılamama durumunun bulunmadığını, davacının satan aldığı tarihten itibaren ayıplı olduğunu iddia ettiği aracı sorunsuz olarak aylarca kullandığını, yaklaşık 14 aydır kullanılan ve 06/01/2014 tarihi itibariyle 69.922 KM ‘de olan bir araçtan yararlanılamadığının ileri sürülmesinin olanaklı olmadığını, dava konusu araçta herhangi bir üretim hatası bulunmadığını, iddianın aksine aracın servise getirilmesinin ardından onarıldığının ve bu konuda müşteriye bilgi verildiğini, yine aracın her servise girişinin arıza anlamını taşımadığını, araçta onarılamayan yahut üretimden kaynaklanan hiçbir ayıp bulunmadığını, araçtan mahrum kalınmasının tamamıyla müşterinin kusuru olduğunu, yine Almanya’ya gidiş geliş ve konaklama masraflarının da talep edilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen maddi tazminat miktarının fahiş olup, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, aracın trafik kayıtlarında rehin hakkı sahibi olunup olunmadığının kontrol edilmesi gerektiğini, aracın faturasının Türk Lirası olarak düzenlendiğini, Euro üzerinden talepte bulunulamayacağını, araçtan sağlanan faydaların ve varsa hasar nedeniyle meydana gelen değer kayıplarının da dikkate alınarak bedelden düşülmesi gerektiğini, başta servis kayıtları olmak üzere tramer ve trafik kayıtlarının getirtilmesi gerektiğini belirterek öncelikle yetki itirazları nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesine, TTK m.23’de düzenlenen gözden geçirme ve ayıp bildirimi yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın esasa girişilmezden evvel reddine, bu mümkün değil ise haksız ve dayanaksız olan davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değiştirilmesi bunun mümkün olmaması halinde ödenen satış bedelinin aracın iade alınarak geri verilmesi ve ayıp nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Davalı …. Avcılar Servisinde bulunduğu bildirilen araç üzerinde bilirkişiler marifetiyle keşif yapılmak suretiyle araçta meydana gelen arızaların tespiti, bu arızaların kullanımdan mı, iddia olunan trafik kazasından mı, yoksa üretimden mi kaynaklandığı, araçta ayıp olup olmadığı, ayıbın gizli mi yoksa açık ayıp mı olduğu, davacının ayıplı malın misli ile değiştirilmesi veya satış bedelinin iadesi ile zarar taleplerinin yerinde olup olmadığı, zararı kanıtlanıyor ise zarar miktarının tespiti konularında rapor alınmasına karar verilmiştir. Prof Dr. …., Prf. Dr. …. ile Prof. Dr. …. tarafından ibraz olunan 30/05/2015 tarihli raporda özetle, dava konusu aracın garanti süresi içinde dörtten fazla ses gelme şikayetiyle servise girmiş olduğu, servis tarafından sesin kullanımdan kaynaklandığı belirtilip, beş kez servis işlemine rağmen giderilemediği, aracın halen davalı tarafın servisinde onarımının yapıldığı beyan edilerek durmakta olmasına rağmen seyir testi yapılamadığından davalı tarafça arızanın giderilip giderilemediği, giderilmiş ise ne zaman ve hangi işlem yapılarak giderildiği hususlarında açıklamada bulunulmadığından ve arızanın hatalı kullanım ile ilgisi bulunmadığından arızanın devam ettiğinin ve üretim kaynaklı olduğunun kabulü gerektiği, arızalı olan gösterge panelinin farklı renk kodlu panel ile değiştirilmiş olduğu, bu hususun servisin hizmet kusurundan kaynaklandığı, ayıbın önemli ayıp olup, gizli ayıp niteliğinde bulunduğu mütalaa olunmuştur.
Davacı vekili 30/09/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; rapor ibraz edildikten sonra müvekkili şirketin içinde bulunduğu ciddi ekonomik kriz nedeniyle dava konusu aracı 11/06/2015 tarihinde Beyoğlu …. Noterliğinin …yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 3.kişiye satıp teslim ettiğini, aracın yenisi ile değişimi veya bedelinin tahsilinin bundan sonra aracın iadesi mümkün olmadığından talep edilemeyeceğini, bu nedenle dava konusu aracın ayıp nedeniyle uğramış olduğu değer kaybına ( ayıp oranında bedel indirimi ) tahvil etmek gerektiğini, zira müvekkilinin aracı ayıplarından dolayı 2.elde çok düşük fiyata satmak zorunda kaldığını, tamirler nedeniyle aracın orjinalliğini ve güvenilirliğini kaybettiğini, TBK ‘nun 228.maddesi uyarınca alıcının malı başkasına devretmesi halinde ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebileceğini belirterek ıslah suretiyle aracın müvekkili tarafından satılması nedeniyle ayıplı aracın değerindeki esiklik karşılığının satış bedelinden indirilerek fazla bedelden şimdilik 200.000,00 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ilk dava dilekçesinde talep ettikleri ayıplı araç nedeniyle yapılan masraflar ve günlük araç mahrumiyet bedelinin de tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi, dava konusu aracın … laboratuvarında teste tabi tutulmak suretiyle incelenmesi, davacı vekilinin klasör halinde sunduğu zarara ilişkin evrakların değerlendirilmesi, davacının ıslah dilekçesinin de dikkate alınarak araçtaki değer kaybının belirlenmesi için aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi heyeti ibraz ettiği 31/12/2015 tarihli ek raporunda özetle;kök raporda yapılan keşif sırasında aracın çalışmıyor olması nedeniyle ses sorunu hakkındaki arızanın devam etmekte olduğunun belirtildiği, bu defa aracın çalışır olarak getirildiği, …. içerisinde araç üzerinde yapılan incelemede torpidonun değişmiş olduğu, renginin kapı iç renginden farklı olduğu, şanzımanın komple değişmiş olduğu, yapılan test sürüşlerinde araçta arıza olduğunu gösteren herhangi bir sesin olmadığı, dolayısıyla servis tarafından yapılan onarım ve parça değişikliği ile arızaların giderilmiş olduğu, … servisi tarafından da tespit edilmiş olan gösterge panelinin farklı renk takıldığı iddiasının incelemede görüldüğü, fazla ses gelme şikayeti ile aracın garanti süresi içerisinde dörtten fazla servise girdiği, dava açıldıktan sonra servis tarafından yapılan onarım ile ses şikayetinin giderildiği, arızanın hatalı kullanım ile ilgisinin bulunmadığı, üretim kaynaklı olduğu, arızalı olan gösterge panelinin farklı renk kodlu panel ile değiştirilmiş olduğu, bu hususun servisin hizmet kusurundan kaynaklandığı belirtilmiştir.
Bilirkişiler mahkememizce görev verilmesine rağmen davacının ıslah dilekçesindeki talebini diğer ifadeyle araçtaki değer kaybı yine ayıptan dolayı zarar miktarının tespiti hususlarında görüş bildirmediklerinden bu haliyle 1.bilirkişi heyetinin kök ve ek raporu hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden yeni heyet oluşturularak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Prof. Dr. …., öğretim üyesi…., Doç. Dr… tarafından düzenlenen 26/09/2016 tarihli raporda özetle; … ve hukuki açıdan dava konusu otomobilde meydana gelen ses şikayetlerine ilişkin dağıtıcı ünite ve aktarma organlarından kaynaklanan sorunun üretiminden kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, satın alınması sırasında anlaşılmasının mümkün olmadığı, niteliği , sıklığı, gerçekleştirilen onarımlar sırasında değiştirilen parçalara ve müdahalelere rağmen arızaların tekrarlaması da dikkate alındığında taşıtın gizli ayıplı olduğu ve davacının TBK kapsamında doğan seçimlik haklarını kullanabileceği , dava konusu şikayetleri Almanya’da yapılan parça değişim ile şimdilik giderilmiş göründüğü, davalı şirketin malikliği döneminde % 6 ayıp oranı takdiri ile 230.123,83 TL tutarında satış bedelinden 13.807,42 TL indirimin uygun olduğu, … açıdan, dava konusu otomobilde meydana gelen ön konsol kaplamasındaki deformasyonun üretiminden kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, otomobilin gizli ayıplı olduğu, parça değişimi ile giderilebilir nitelikte olmasına rağmen hatalı renkli ve kodlu parça ile değiştirildiği, ayıplı servis hizmetinin söz konusu olduğu, sorunun malik değiştiren taşıtta halen devam ettiği, servis personelinin eğitiminden, sertifikasyonundan ana distribütör firmanın da sorumluluğu bulunduğu, davacı şirketin malikliği döneminde % 4 ayıp oranı takdiri ile 230.123,83 TL tutarındaki satış bedelinden 9.204,95 TL indirimin uygun olduğu, … açıdan Türkiye’de ki dönemde giderilemeyen sorunlarla ilgili olarak servislerde kaldığı süreler boyunca mahrumiyet kaybının 1.800,00 TL olduğu, sorunların giderilmesi için Almanya döneminde yapılan harcamaların 3.204,94 Euro + 370,04 TL olduğu mütalaa olunmuştur.
Tarafların bu rapora da itirazları bulunduğundan itirazların değerlendirilmesi için 2.bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
İbraz olunan 20/03/2017 tarihli ek raporda özetle; dava konusu araçta meydana gelen ses şikayetlerinin üretimden kaynaklandığı, kök raporda bu hususların ayrıntılı olarak incelendiği, gizli ayıplı olduğu, dava konusu şikayetlerin şimdilik giderilmiş göründüğü, ön konsol kaplamasındaki deformasyonun üretimden kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, parça değişimi ile giderilebilir olmasına rağmen hatalı renk ve kodlu parça ile değiştirildiği, ayıplı servis hizmetinin söz konusu olduğu, sorunun malik değiştiren taşıtta halen devam ettiği, kök raporda tespit edilen satış bedelinden indirim miktarlarının doğru olduğu, dosyaya önceki görüşlerini değiştirecek nitelikte belge ve veri sunulmadığını, itirazlar doğrultusunda yeniden yapılan değerlendirmede kök raporda belirtilen tespit, hesap, görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı, ses şikayeti nedeniyle satış bedelinden 13.807,42 TL , ön konsol kaplamasındaki deformasyon nedeniyle ve ayıplı servis hizmeti söz konusu olduğundan satış bedelinden 9.204,95 TL indirim gerektiği, sorunların giderilmesi için Almanya’da yapılan harcamaların 3.204,94 Euro + 370,04 TL olduğu, aracın kullanılamamasına yönelik mahrumiyet kaybına ilişkin talep yönünden davacının bu nedenle yapmış olduğu harcamaları örn; araç kiralama gibi açıkça ortaya koyması gerektiği, faraziyeye dayanılarak söz konusu talep bakımından hesaplama yapılamayacağı bildirilmiştir.
1.bilirkişi heyeti ile 2.bilirkişi heyeti raporlarında dava konusu aracın üretimden kaynaklanan gizli ayıplarının bulunduğu, raporların çelişki arz etmediği, 2.bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında davacının ıslah ettiği talepleri yönünden araçtaki değer eksikliği nedeniyle satış bedelinden indirim miktarlarının hesaplandığı, ayıp nedeniyle zarar kalemlerinin değerlendirildiği nedeniyle başkaca bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi raporları, özellikle 2.bilirkişi heyetinin ıslaha dayalı değerlendirmeleri, garanti belgesi, ihtarname, servis kayıtları, ıslah dilekçesi ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket Türkiye genel distribütörü olan davalı … …. A.Ş tarafından ithal edilen … marka ….2012 model otomobili yetkili bayi davalı … Oto Servis … Tic.A.Ş ‘den 08/10/2012 tarihli fatura ile toplam 230.123,83 TL bedel ödemek suretiyle ile 0 km satın almış, ….plaka numarasıyla davacı şirket adına tescil edilen araç 09/10/2012 tarihinde ilk kez trafiğe çıktıktan sonra değişik şikayetler ile yetkili servise götürülmüş ve bir çok işlemler görmüştür. 1.bilirkişi heyetinin kök raporunu ibraz etmesinden sonra yargılama sırasında 11/06/2015 tarihli noter satışı ile davacı söz konusu aracı 160.000,00 TL bedelle 3.kişiye satmıştır. Noter satışından sonra araç plaka değişikliği yapılarak …. plakaya tescil edilmiştir. Dava konusu araç 08/10/2012 tarihinden 11/06/2015 tarihine kadar davacının mülkiyetinde kalmıştır. Davacı araçta ses şikayetleri bulunduğunu, yetkili servise çok defa götürülmesine rağmen onarımlarla bu şikayetlerin giderilemediğini, ön konsolda deformasyon olduğunu, servisin hatalı renk ve kodlu işlem yaptığını, son olarak aracın otobanda stop ettiğini, dava açıldığı tarihte …. Oto …. servisinde parçaları sökülmüş halde bulunduğunu, söz konusu ayıpların giderilemediğini, Almanya’daki servise de aracın götürüldüğünü, masraflar yapıldığını, ayıpların üretim hatasından kaynaklandığını, ayrıca kusurlu servis hizmeti verildiğini, bu haliyle araçtan beklenen faydanın sağlanamadığını, aracın ayıptan ari misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde aracın iade alınarak ödenen satış bedelinin tahsili ve ayıp nedeniyle zararlarının tazminini istemiştir.
Yapılan … incelemeler sonucunda; dava konusu araçta meydana gelen ses şikayetlerine ilişkin dağıtıcı ünite ve aktarma organlarından kaynaklanan sorunun üretimden kaynaklandığı , kullanıcı hatası olmadığı, satın alınması sırasında anlaşılmasının mümkün olmadığı, niteliği, sıklığı gerçekleştirilen onarımlar sırasında değiştirilen parçalara ve müdahalelere rağmen arızaların tekrarlanması dikkate alındığında aracın gizli ayıplı olduğu, hatta son arızasının otobanda seyir halinde iken aracın aniden durması şeklinde gerçekleştiği, tehlike yarattığı, dava açıldıktan sonra yapılan onarımlar ve parça değişimi ile ses şikayetinin şimdilik giderilmiş göründüğü, yine araçta meydana gelen ön konsol kaplamasındaki deformasyonun üretimden kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, aracın gizli ayıplı olduğu, parça değişimi ile giderilebilir nitelikte olmasına rağmen hatalı renkli ve kodlu parça ile değiştirildiği, ayıplı servis hizmetinin de söz konusu olduğu, sorunun malik değiştiren taşıtta halen devam ettiği, servis personelinin eğitiminden, sertifikasyonundan ana distribütör firmanın da sorumluluğu bulunduğu tespit edilmiştir. Dava konusu araç 27/03/2013 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karışmış ise de, arka tampon kesimleriyle sınırlı kalan ve plastik parça hasarı oluştuğundan aracın rayiç değeri üzerinde değer kaybı yaratmayacak nitelikte bir hasar olduğu belirlenmiştir. Aracın 18/10/2015 tarihli 2. kazası ise, davanın açılmasından ve hatta aracın 3.kişiye satılmasından sonraki tarihlidir. Bilirkişilerce davacı şirketin malikliği döneminde araçta meydana gelen ses şikayetlerine ilişkin gizli ayıptan dolayı % 6 ayıp oranı takdiri ile 230.123,83 TL tutarındaki satış bedelinden 13.807,42 TL indirimin uygun olduğu, yine ön konsol kaplamasındaki deformasyonun üretimden kaynaklı olması ve gizli ayıp nedeniyle ayrıca kusurlu servis hizmeti söz konusu olduğundan davacının malikliği döneminde % 4 ayıp oranı takdiri ile 230.123,83 TL tutarındaki satış bedelinden 9.204,95 TL indirimin uygun olduğu belirlenmiş, mahkememizce ayıpların varlığı, gizli ayıp olduğuna ilişkin … değerlendirmeler ile satış bedelinden indirime ilişkin görüş ve hesaplamalara itibar edilmiştir.
Davacı klasör halinde sunduğu …. Araç Takip Sistemi kayıtları, harcama belgeleri ile gizli ayıplar nedeniyle bir kısım zararlarını kanıtlamıştır. Araçtaki arızaların giderilmesi için Almanya döneminde yapılan harcama tutarı 3.204,94 Euro + 370,04 TL olmakla birlikte davacının talebi ile bağlı kalınması gerektiğinden bu harcamalardan 100,00 Euro ve 100,00 TL ‘ye karar vermek gerekmiştir. Davacı ayrıca aracın serviste kaldığı süreler boyunca kullanamamaktan kaynaklı mahrumiyet kaybı zararı talep etmiş ise de, bu zararı kanıtlayan harcamaları açıkça ortaya koymadığı gibi, buna ilişkin herhangi bir yazılı delil de sunamadığından bu zarar kaleminin reddi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf ayıp ihbar ve muayene yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmediğini ileri sürmüş ise de; araçtaki garanti süresi dolmadan ses gelmesi şikayetleri üzerine davacının aracı vakit kaybetmeksizin yetkili servise götürmesi ve yetkili serviste çok sayıda işlem görmüş olması karşısında ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir. Ayrıca TBK ‘nun 225.maddesinde ” Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir. ” düzenlemesi dava konusu olay bakımından değerlendirildiğinde, davacının söz konusu aracın onarımının yapılması için yetkili servisten taleplerde bulunduğu, otomotiv sektöründe Türkiye piyasasında haklı bir itibara sahip olan davalının satıcılığı meslek edinmiş kişiler kapsamında yer alması nedeniyle ithal ettiği araç için, ihbar yükümlülüğünün satış tarihinden sonraki tarihte yapılmış olduğu gerekçesi ile sorumluluktan kurtulamayacağı, bu nedenle dava konusu araçtaki gizli ayıplar bakımından her iki davalının da sorumluluğunun olacağı kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında aracın 3.kişiye satılması nedeniyle TBK ‘nun 228/2 maddesi kapsamında davacının talebini ıslah etmesi suretiyle ayıptan dolayı aracın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini istemesi usul ve yasaya uygun bulunmakla, davalıların seçimlik hakkın değiştirilmeyeceğine ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
TBK ‘nun zamanaşımı başlıklı 231.maddesinde ” Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olması ile ortadan kalkmaz.” şeklindeki düzenlemesi karşısında somut olayda 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alıcı – davacının, ortaya çıkan ayıpları davalılara bildirmiş olması nedeniyle davalı yanın ıslaha yönelik zamanaşımı def’inin reddi gerekmiştir.
Yargılamada yapılan keşifler ve … incelemeler sonucunda, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, ses şikayetinin dava açıldıktan sonra şimdilik giderilmiş olduğu, ön konsol deformasyonun da gizli ayıplı olduğu, parça değişikliği ile giderilebileceği, ancak servisin hatalı renk ve kodlu servis hizmeti verdiği, ayıpların üretim hatasından kaynaklandığı, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, ilk rapor alındıktan sonra davacının aracı 3.kişiye satmış olması nedeniyle ıslah suretiyle TBK 228/2 maddesine göre , seçimlik hakkını değiştirebileceği, davalı … İth. ve Dağ.A.Ş ‘nin aracın ithalatçısı ve … Türkiye genel distribütörü olması, diğer davalı … Oto Servis …Tic.A.Ş ‘nin ise aracın satıcısı ve yetkili servisi olması nedeniyle her iki davalının ayıplardan sorumlu olduğu, bilirkişilerce belirlenen ayıp oranında değer eksikliği nedeniyle satış bedelinden indirimi gereken miktarın 13.807,42 TL + 9.204,95 TL = 23.012,37 TL hesaplandığı, davacının bu miktarı ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile talep edebileceği, yine araçtaki sorunlar nedeniyle davacının yurt dışında yapılan harcamalar için taleple bağlı kalınarak 100,00 Euro ve 100,00 TL zarar talebinin yerinde olduğu, 100,00 TL ‘ye dava tarihinden itibaren, 100,00 Euro’ya ise ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği tarihlerden itibaren faiz işletilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü ile; 23.012,37-TL’nin 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının diğer zararları kapsamındaki talepleri yönünden; yurtdışında yapılan harcamalar için taleple bağlı 100,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte, taleple bağlı 100,00-Euro’nun davalı … yönünden 14/01/2014, davalı … Oto Servis yönünden 15/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre devlet bankalarının 1 yıllık Euro mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranları kadar döviz faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının aracı kullanamamaktan kaynaklı zararını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından buna ilişkin zarar kalemi talebinin ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne;
a)23.012,37-TL’nin 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
b) Davacının diğer zararları kapsamındaki talepleri yönünden; yurtdışında yapılan harcamalar için taleple bağlı 100,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte, taleple bağlı 100,00-Euro’nun davalı … yönünden 14/01/2014, davalı … Oto Servis yönünden 15/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre devlet bankalarının 1 yıllık Euro mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranları kadar döviz faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
c) Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.593,14-TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 5.203,65-TL harçtan mahsubuna, artan 3.610,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL başvurma harcı ile karar harcına mahsup edilen 1.593,14 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.798,67-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 22.833,08 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2014 tarih … esas …. karar sayılı yetkisizlik kararının ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra verilmesi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/1 maddesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 401,70-TL keşif harcı, 214,70-TL tebligat gideri, 49,80-TL müzekkere gideri, 4.800,00-TL bilirkişi ücreti, 100,00-TL keşif vasıta gideri olmak üzere toplam 5.566,20-TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 426,00-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılarca herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …