Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/136 E. 2020/279 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/136 Esas
KARAR NO : 2020/279

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 24/06/2008
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2020

Mahkememizden verilen Mahkememizden verilen 05/04/2012 tarih ve ….. Esas ….. sayılı kararı Yargıtay, ….. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2012 tarih ve ….. Esas …. Karar sayılı ilamıyla bozulduğu anlaşılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin genel kurulunda toplantı nisabı oluşmadığını, usulsüz oy kullanıldığını, zaptın gerçeğe uygun tutulmadığını, hükümet komserinin bu durumları nazara almadığını, yapılan ibranın geçerli olmadığını, yönetim kurulu başkanı hakkında devam eden yargılamalarla ilgili genel kurula bilgi verildiği halde bu durumun zapta geçmediğini, zapta intikal ettirilmediği gibi denetim raporunda da bu durumun açıklanmadığını, kanunsuz ve usulsüz para toplandığı iddialarının da zapta geçmediğini, kooperatifin yöneticilerinin aldıkları vekaletlerle çoğunlukla usulsüz olarak genel kurulu gerçekleştirdiklerini, bu nedenle 25/05/2008 tarihli genel kurul toplantısının usul, yasa ve gerçeklere aykırı olmasından dolayı iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların 2001 yılından beri her genel kurul kararının iptali için dava açtıklarını, davanın temelinin olmadığını, hangi kararların iptalinin istendiği belli olmadığı gibi her bir karar için kanunun gösterdiği hangi gerekçeye dayanıldığının da belli olmadığını, davacı …’ın iptalini istediği genel kurula katılmadığını, muhalefet şerhinin zapta geçmediğini, genel kurulun ise hükümet komseri nezaretinde yapıldığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava, 25/05/2008 tarihli 2007 olağan genel kurul toplantısında alınan kararın iptali istemine ilişkindir.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Mahkememizin 05/04/2012 tarihli ….. Esas, ….. Karar sayılı kararıyla 1-HMK. 114/1-g Maddesinde belirtilen şartın yerine gelmediği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş, süresi içinde davacı … vekili ve davacı … tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 22/11/2012 tarihli …… Esas, …… Karar sayılı kararı ile;
“Kabule göre, mahkemece, 17.10.2011 tarihli celsede, bilirkişinin inceleme yapacağı konular; “Toplantıya katılan vekilin beyanının tutanağa geçirilmemesi ve genel kurul tutanağında vekilin oyunu kullanmaması durumuna engel olunup olunmadığı konuları ile ilgili olarak ve aynı zamanda bu konudaki hükümet komiserinin rolüne ilişkin dayanak yönetmelik hükümlerinin bu duruma etkisi ile iptal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği” şeklinde açıklanmıştır.
HMK’nun 266.maddesine göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Mahkemenin 17.10.2011 tarihli ara kararına göre, bilirkişinin oy ve görüşünün alınacağı hususlar, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken konulara ilişkin olduğundan, mahkemece, bilirkişiye başvurulması ve sonuç olarak da bilirkişi ile ilgili ücretin süresi içerisinde yatırılmadığından bahisle davanın usulden reddi de doğru olmamıştır.” gerekçesiyle önceki hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA;
Dosyaya delil olarak,
Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğüne, Kuşadası ….. Asliye Hukuk Mahkemesine, ….. İlçe Emniyet Müdürlüğüne, davalı kooperatife , Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesine, Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesine, Bakırköy ….. Sulh Ceza Mahkemesine, Bakırköy …..Sulh Ceza Mahkemesine, Bakırköy …..Asliye Ceza Mahkemesine, Bakırköy ……Asliye Ceza Mahkemesine, İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğüne, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verilmiş, genel kurul toplantı tutanağı, hazirun listesinin dosyada mübrez olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden kooperatif sicil kayıtları celp edilmiş, incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… sicil nosunda kayıtlı ….. Kooperatifi’nin 04/05/1984 tarihinde kurulduğu, son tescilini 15/05/2015 tarihinde yaptırdığı, sicil adresinin …… Siteleri ……Blok Bahçelievler/İstanbul olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … ve … tarafından davalı …Eserkent İşletme Kooperatifi aleyhine açılan davalı kooperatifin 25/05/2008 tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle açılan dava neticesinde Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2012 gün ve …… sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verildiği, temyiz üzerine Yüksek Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 22/11/2012 gün ve …… sayılı kararı ile kararın bozulduğu, mahkemenin bozma ilamına uyarak yargılamaya devam ettiği, davalı vekilinin mahkeme hakiminin bozma ilamı gereklerini yerine getirmediği, özellikle tanıklara sorulacak sorular hususunda bozma ilamı gereklerini yerine getirmediğinden bahisle tanıkların daha geniş sorular sorulmak suretiyle dinlenilmesi aksi takdirde tarafsızlığına yönelik şüpheler doğurduğundan bahisle çekilme kararı verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin hakimin reddi talebine karşı 12/07/2013 havale tarihli dilekçesinde çekilme isteminin reddedilmesini istediği, reddedilen mahkeme hakiminin de 17/07/2013 tarihli düşünce yazısında mahkeme hakiminin çekilmesine yönelik talebinin hukuka aykırı olduğundan bahisle reddi gerektiğini bildirdiği anlaşılmış, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/07/2013 tarihli …… D.İş, ….. D.İş karar sayılı kararı ile 19/07/2013 tarihli ara karar ile yerinde görülmeyen hakimin çekilmesi (hakimin reddi) isteminin reddine, red talebinin kötü niyetli yapıldığı anlaşılmadığından disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, , davacı vekilinin ret talebini temyiz ettiği, ancak temyiz talebinin ret olduğu, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine dair davalı tarafın temyiz talebinin ise süresinden sonra yapılmış olması nedeni ile ret olduğu anlaşılmıştır.
16/09/2014 tarihli duruşmada 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 45 inci maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile aynı Kanuna eklenen geçici 5 inci maddesi gereğince faaliyette bulunacak asliye ticaret mahkemelerinin sayısı ve faaliyete geçirilecekleri tarihin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesince görüşülmesi karşısında adı geçen kanun hükümleri ve asliye ticaret mahkemelerinin 15/09/2014 tarihi itibari ile faaliyete geçmiş olması ve davanın niteliği karşısında mahkeme hakiminin davayı görme konusunda yetkisinin sona erdiği, davanın heyet tarafından görülmesi zorunluluğu nedeniyle dosyanın mahkememiz heyetine tevdii edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için dosya kapsamı ile davalı şirketin ihtilaf konusu davalı kooperatifin 25.05.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında toplantı nisabı oluşmadığını, vekil olarak oy kullanan kişilerin vekaletnamelerinin geçersiz olduğunu Toplantıya katılan vekilin beyanının tutanağa geçirilmemesi ve genel kurul tutanağında vekilin oyunu kullanmaması durumuna engel olunup olunmadığı iddiları ile ilgili olarak ve aynı zamanda bu konudaki hükümet komiserinin rolüne ilişkin dayanak yönetmelik hükümlerinin bu duruma etkisi ile iptal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının dinlenen tanık beyanları, 25/05/2008 tarihli genel kurul toplantısına ait genel kurul tutanağı aslı ve hazirun liste aslının incelenerek, hazirun cetvelindeki asil imza sayısının , Bilanço ve gider hesaplarının ibrasındaki oy sayısının tespiti, Sanayi ve Ticaret İl müdürlüğünden gelen 25/05/2008 tarihli genel kurul tutanakları ile cetvel asılları incelenerek, Hazirun cetvelinde asil ve vekil olarak oy kullananların sayısı 54 olarak gösterilmiş ise de asil ve vekil sayısında farklılık olup olmadığı bunun yokluk veya iptal edilebilirliğe sebep olup olmadığı, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin …… E. sayılı kesinleşmiş karar örneğinin , Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinin ….. E. sayılı kesinleşmiş karar örneğinin , Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. E. sayılı kesinleşmiş karar örneğinin, Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinin …… E. sayılı kesinleşmiş karar örneğinin, Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. E. sayılı kesinleşmiş kararları incelenerek dava konusu 25.05.2008 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların emredici kanun hükümlerine aykırı olup olmadığı, yokluk sebeplerinin bulunup bulunmadığı, ayrıca kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, iptal sebeplerinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 15/01/2020 tarihli raporda özetle; davacı …’ın eşinin toplantıya süresinde katılmadığı iddiasının, toplantı tutanağı ile uyuşmadığı, vekil …’ın toplantının başlarından itibaren söz aldığı ve bu durumun da toplantı tutanağı ile sabit olduğu, vekaletnamesinin olmadığı hususunda dinlenilen tanıklarca net bir beyanda bulunulmaması, dosya içerisinde de gerek toplantı tutanağından gerekse sunulan delillerden vekaletnamenin olduğuna ilişkin tespitin tarafımızca yapılamadığı, genel kurul toplantısına vekaleten katılan kişilerin vekaletlerinin usulsüz olduğu iddiasının tanıklara sorulduğu, bu hususla dinlenilen tanıklardan ve dosyadaki bilgelerden 2 üyenin vekaletinin sıhhatinde şüphe olduğu, bir üyenin vefat ettiği halde yerine başka birisi taralından oy kullanıldığı, üyelerden biri adma2 defa oy kullanıldığı tespit edilmiştir, Ayrıca davacı adına toplantıya katılan ancak oy kullanmasına müsaade edilmediği iddia edilen ….. oy kullansa idi karar alınmasına etki etmeyeceği, bu oyların usulüne aykırı olarak kullanıldığı tespit edilse bile genel kurulda alınan kararlara etki etmeyeceği oylama sonuçlarına bakılarak tespit edildiğinden bu sebeple genel kurul kararlarının iptal edilemeyeceği, genel kurula Yönelim Kurulu Başkam olarak katılan ve yeniden Yönetim Kurulu Başkam seçilen ….. hakkında ceza davalarının açıldığı ancak toplantının yapıldığı 25.08,2008 tarihinde hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının dosya kapsamından tespit edilemediği dolayısıyla bu sebeple genel kurul kararının iptal edilemeyeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınmasına dair itirazlarının dosya kapsamı dikkate alınarak mevcut deliller yeterli görüldüğünde oy birliğiyle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının 25/05/2008 tarihli genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmektedir.
Kooperatif genel kurul kararlarının iptaline ilişkin usul ve esaslar Kooperatifler Kanununun 53.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre iptal davası açılabilmesi için bir genel kurul kararı bulunmalı ve bu karar kanuna, ana sözleşmeye veya afaki iyiniyet kurallarına aykırı olmalıdır. Bu şartlara ilaveten yerleşik yargısal uygulamalarla karar ile aykırılık arasında illiyet bağı bulunması şartı da benimsenmiştir. Elde ki davada iptal davasına konu uyuşmazlığın özünü, kooperatifin genel kurulunda toplantı nisabı oluşmadığı, usulsüz oy kullanıldığı, zaptın gerçeğe uygun tutulmadığı, yapılan ibranın geçerli olmadığı ve kooperatifin yöneticilerinin aldıkları vekaletlerle çoğunlukla usulsüz olarak genel kurulu gerçekleştirdikleri iddiaları oluşturmaktadır.
Davacı, öncelikle eşi …’ın toplantıya katılmasına rağmen kendisine oy kullandırılmadığını ve usule aykırı şekilde muhalefet şerhinin toplantı tutanağına geçirilmediğini iddia etmiştir. Ancak toplantı tutanağı incelendiğinde, …’ın en başından beri toplantıda bulunduğu, ilk maddelerden itibaren söz aldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar dinlenen tanıklardan bazıları …’ın toplantıya geç katıldığını beyan etmiş iseler de, yazılı belge olan tutanağa itibar edilmiş, bu anlamda davacının …’ın toplantının başından itibaren genel kurula katılmış olduğunu kabul etmek gerekmiştir. …’ın vekaletnamesinin geçersiz olduğu ve oy kullanmasının engellendiği yönündeki iddialara ilişkin her ne kadar dosya kapsamında somut bir delil yer almamakta ve tanık beyanları çelişkili görülmüş ise de, …’ın vekaletnamesinin olmadığı ve oy kullanmadığı varsayımında dahi oylama neticesinin sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmıştır.
İkinci olarak, davacı bazı vekâleten oy kullanan kişilerin daha vekâletnamelerinin olmadığı ya da vekâletnamelerdeki imzalardan bazılarının üyelere ait olmadığı yönünde iddialarda bulunmuş, mahkememizce bu hususta da tanıklar dinlenmiştir. Anlatımlarda, üyelerden … beyanında Genel Kurul toplantılarına cşi …… ‘nun katıldığım, isminin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, diğer tanıklardan … beyanında kooperatif üyesi olduğunu genel kurullara katılmadığını ve kendi adına imza atan kişileri tanımadığını beyan etmiştir. Yine üyelerden ….. ‘nun vefat ettiği ancak kendisi adına gelininin oy kullandığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere genel kurul kararlarının iptali için sadece yetkisiz kişilerin toplantıya katılmış olmaları tek başına yeterli değildir. İptal davası açan tarafın yetkisiz kişilerin toplantıya katıldıklarını ispat yanında, bunun sonuca etkili olduğunu da kanıtlaması gerekir. Olayda vekaletname ile oy kullanan kişilerden yukarıda bahsedildiği üzere, 1 kişinin vekaletnamesindeki imzada ve bir kişinin de vekilinde şüphe olduğu anlaşılmakla bir diğer üyenin de ölü olduğu halde adına başkasının oy kullandığı, bir de üyelerden … adına bir oy kullanılması gerekirken iki oy kullanıldığı tespit edilmiştir. Tüm bu oyların geçersiz olduğu kabülünde dahi oylama ile alınan kararların nisap miktarlarında bir değişim olmayacağı bilirkişi marifetiyle tespit edilmiştir.
Son olarak, her ne kadar davacı davalı kooperatif yönetim kurulu başkanı ….. hakkmda çeşitli suçlar sebebiyle açılan kamu davaları ve bu davalar neticesinde aldığı cezalar nedeniyle Yönetim Kurulu Başkanı olamayacağını, genel kurulu yönetemeyeceğini ve tekrar başkan seçilemeyeceğini iddia etmiş ise de, ….. hakkında celp edilen dava dosyalarının incelenmesinde, toplantının yapıldığı 25.08.2008 tarihinde hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı görülmekle, davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 14,00-TL harç ile 7,15 TL bakiye karar harcından mahsubuna, bakiye 33,25 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen tebligat ve müzekkere masrafından oluşan 215,10 T L yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşıoybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸