Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/486 E. 2019/622 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/486 Esas
KARAR NO : 2019/622

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 03/10/2012
KARAR TARİHİ : 23/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde;05/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısı ile bu toplantıda alınan kararların iptali ve aynı zamanda tedbir kararı verilerek genel kurulda alınan kararların icrasının durdurulması yönünde talepte bulunmuş akabinde davacı vekili 22/11/2012 havale tarihli dilekçesinde davaya konu genel kurul toplantısının 8. Maddesinde davalı kooperatife ait …….. ile …….. parselin m2 si 500,00 TL. ‘den satılmasına karar verildiğini, bu parsellerin değerinin çok daha fazla olduğunu, parsellerin yok fiyatına satılmak istendiğini, böylelikle kooperatif üyelerinin kooperatif tapularını ucuz bedellerle kendi istedikleri kişilere satacaklarını, bu durum da müvekkillerinin ve diğer kooperatif üyelerinin hukuki menfaatlarine telafisi kabil olmayacak şekilde mühim zararlar verileceğini, müvekkillerince haricen yapılan araştırmada davalı kooperatif yöneticilerinin kooperatife ait parselleri satış hazırlığında olduğunu, tapuda devir yapacaklarını, tapudan gün alma aşamasında bulunduklarını öğrendiklerini, böyle bir devrin gerçekleşmesi kooperatif ve üyelerinin geri dönülmez mağduriyetine yol açacağını, satışların önüne geçilmezse ileride davalarının kabul edilse dahi davanın kabulünün pratikte bir ehemmiyetinin kalmayacağını, dava ve ihtiyati tedbir talepleri hakkında kendilerinden beyan alınan Kooperatif Yönetim Kurulu üyesi … ile Kooperatif Denetleme Kurulu üyesi … de Sayın Mahkemeye verdikleri beyanlarında ” Davaya konu Genel Kurulun iptali gerektiğini, kooperatif yöneticilerinin sürekli usulsüz işlemler yaptıklarını, kooperatif hisselerini düşük bedellerle satıp kendilerine menfaat elde etmek istediklerini , art niyetli olduklarını, yönetimde çoğunluğu oluşturmak için tasfiyede olan kooperatife kendi tanıdıklarını üye olarak kaydettiklerini , maksatlarının kooperatifin ve üyelerinin aleyhine olduklarını, kooperatif arsasını düşük bedelden satıp ( m2 si 500 TL. ) kooperatife ise yüksek bedelle ( m2 si 1.500 ) arsa alımına karar verip kötü emelle peşinde olduklarını” beyan ettiklerini, her an davalı kooperatif arsalarının satışı gerçekleşeceğinden kooperatif yöneticilerinin şu anda tapudan devir için randevu alma hazırlığında olduklarından ivedi olarak tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, davayı konu genel kurulda alınan kararların icrasının durdurulması ve bu meyanda Eyüp Tapu Sicil Müdürlüğüne kooperatife ait taşınmazların üçüncü. kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir vaazına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 24/01/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; kooperatife yeni üye kaydının 18/05/2008 tarihli genel kurula dayanarak yapıldığını, kooperatif inşaatlarının tamamlanmadığını, inşaatların kaçak olduğunu, daha önce yapılan genel kurulların iptaline yönelik bir mahkeme kararının olmadığını, 33 ada 2 parselin satışına ilişkin daha önce 14/05/2005 tarihli genel kurul kararının bulunduğunu, önceki yönetim kurulu kararlarında 133 ada, 2 parselin satışına karar verilmiş olduğunu, 18/05/2005 ve 20/04/2007 tarihli yönetim kurulu toplantılarında satış kararlarının bulunduğunu, ………..parselin satışının zorunlu olarak yapıldığını, projeye aykırı inşaatlar için yıkım kararının mevcut olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu, reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davalı kooperatifin 05/09/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye de cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… sicil numarasında kayıtlı …… Kooperatifi’nin faaliyetinin devam ettiği bildirilmiş, 05/09/2012 Genel Kurul Toplantı Tutanağının, hazirun cetvelinin ve ticaret sicil gazetesinin eklendiği görülmüştür.
18/09/2014 tarihli duruşmada 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 45 inci maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile aynı Kanuna eklenen geçici 5 inci maddesi gereğince faaliyette bulunacak asliye ticaret mahkemelerinin sayısı ve faaliyete geçirilecekleri tarihin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesince görüşülmesi karşısında adı geçen kanun hükümleri ve asliye ticaret mahkemelerinin 15/09/2014 tarihi itibari ile faaliyete geçmiş olması ve dava konusu miktar karşısında mahkeme hakiminin davayı görme konusunda yetkisinin sona erdiği, davanın heyet tarafından görülmesi zorunluluğu nedeniyle dosya heyete tevdi edilmiştir.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasının gönderilmiş, incelenmesinde; tedbire muhalefetle ilgili talebin değerlendirildiği 06/03/2015 tarihinde ceza tertibine yer olmadığına dair karar verildiği, davacılar vekili ile … dışındaki yönetim kurulu üyelerine kararın tebliğ edildiği, mahkememizin …… Esas, …… Karar sayılı kararının dosya içerisine konulduğu, temyiz nedeniyle dosyanın 11/02/2015 tarihinde Yargıtay …… Hukuk Dairesine gönderildiği, temyizden dönmediği anlaşılmıştır.
İstanbul …….. Asliye Hukuk Mahkemesine, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesine, Büyükçekmece ……. .Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/04/2013 tarihli, …… Esas, ……… Karar sayılı kararının taraflara tebliğ olunduğu, tarafların temyiz etmemesi üzerine hükmün 01/07/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 05/09/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini gerektirir durum bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, davacıların kooperatif üyesi oldukları, davacıların 05/09/2012 tarihi itibari ile toplantı kararı aldıkları hususlarının ise taraflar arasında tartışmasız olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 23/11/2012 tarihli dilekçesi ile bu defa Eyüp ilçesi Kemerburgaz mevkindeki …. parselin 11/10/2012 tarihinde satıldığını, bu parselin tekrar el değiştirmesinin önüne geçmek için kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, satış bedelinin davalı kooperatifin …. bank …… şubesinde açılan hesabına yattığından işbu banka hesabı üzerine tedbir konulmasını beyan etmiştir.
6102 sayılı kanun çerçevesinde zorunlu olarak yönetim kurulu üyelerine icranın durdurulmasına ilişkin konu hakkındaki görüşlerini sunmaları için kanunen tebligat yapılmış, kısmen beyan sunulmuş, ara karara uygun olarak davacı vekilinin 22/11/2012 tarihi ve 23/11/2012 tarihi ile başvurması nedeniyle dosya tedbir yönünden yeniden ele alınmış, 26/11/2012 tarihli ara karar ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı …… Kooperatifinin 05/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tamamının icrasının tedbiren durdurulmasına, bu kapsamda icrasının durdurulmasına karar verilen ve davalı kooperatifin 05/09/2012 tarihli genel kurul kararının 8.maddesinde bahsi geçen Eyüp İlçesi…… Mevkiinde yer alan ve davalı kooperatif adına kayıtlı ……. parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişilere her türlü devir, satış ve temlikinin önlenmesi amacı ile tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, bu kapsamda davalı kooperatifin ….. bank …Ş. …… şubesinde adına gözüken hesaplara 11/10/2012 tarihinden sonra yatan-gerektiğinde mahkememizce değiştirilmek kaydı ile-hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, Eyüp ilçesi ……. mevkiindeki …… parsel sayılı taşınmazın satıldığı ve dava dışı kişi eline geçtiği ve bu kişinin dosyamızda taraf olmadığı davacı vekilince bildirildiğinden ismi bilinmeyen bu kişi aleyhine sonuç doğuracak şekilde tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına dair talebin ise usulen reddine, mevcut dosya kapsamı karşısında teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz etmesi üzerine mahkememiz ara kararı Yargıtay ……Hukuk Dairesinin 13/02/2013 tarih ve …… Esas,……. Karar sayılı kararı ile onanmıştır.
21/02/2013 tarihli duruşmada dava dilekçesinde tek tek açıklanan iptal nedenlerinin ve bu suret ile bu nedenlerin yer aldığı 05/09/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısı kararlarından dava konusu yapılanların , davalı kooperatifin ana sözleşmesi, ilgili genel kurul kararının içeriği, varsa bu kararlara ilişkin kooperatifin defter ve kayıtları bir arada değerlendirilerek, kanuna , ana sözleşmedeki iyi niyet hükümlerine aykırılık olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 27/05/2013 tarihli raporda; davalı kooperatifin dava konusu genel kurul öncesi yeni ortak olarak kaydetmiş olduğu 21 yeni ortağın durumunun ne olacağı hususundaki takdir hakkının mahkemeye ait bulunduğu, yeni ortakların ortaklığa kabul edilmiş olmasının benimsenmesi halinde dava konusu genel kurulda alınmış bulunan kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, genel kurulda 8 no.lu gündem maddesi ile alınmış olan 1.500 TL.yi geçmemek üzere yeni arsa alınması konusundaki kararın gündemde olmayan bir hususla ilgili olması yönünden iptali gerekeceğine dair mütalaa bildirilmiştir.
04/07/2013 tarihli duruşmada davacı vekilinin 11/06/2013 tarihli dilekçesinde belirtilen hususlar karşısında öncelikle bilirkişi kurulundan rapora yönelik itirazları karşılayacak nitelikte ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 07/10/2013 tarihli ek raporda; kök raporda genel kuruldaki gündem maddelerinin tartışıldığı ve sonuca ulaşıldığı, ancak kooperatifin ortak sayısı ve yeni kaydedilen 21 adet ortağın ortaklıklarının geçerli olup olmayacağı konusunda bir değerlendirme yapılmadığı, bu konuda sadece Yargıtay uygulamaları rapora alınarak mahkemenin takdirine bırakıldığı, daha önce açılmış bulunan …… Esas sayılı davanın sonucunun beklenip beklenmeyeceği mahkemenin bileceği ve takdir edeceği bir durum olduğu, davacıların davalının müddeti içinde savunma yapmamasına rağmen bazı hususların raporda tartışıldığı konusunda itirazda bulunmuşlarsa da kooperatif ile ortak arasındaki ilişkiler Yargıtay uygulamaları açısından kamu düzeni ile ilgili sayılıp bu konuda tarafların beyanı ile bağlı olmaksızın da bazı konuların incelenmesi gerekeceği, kooperatife yeni ortak alınması konusunda yönetim kurullarının hangi hallerde yetkili olacağı raporda Yargıtay kararları verilmek sureti ile açıklandığı, kooperatifin sahip olduğu arsanın 29 adet villadan daha fazlasının yapımına müsait olup ölmadığı rıususu ise esasen uzmanlık alanımız dışında bir konu olup, raporda bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı, sonuç olarak kök raporumuzda varılan sonuçlarda bir değişiklik olmadığına dair mütalaa bildirilmiştir.
14/11/2013 tarihli duruşmada bu davaya konu genel kurul kararının iptal edilip edilmeyeceğinin mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasına konu olan 21 üye yönünden, üyeliğin iptal edilip edilmeyeceği, üyeliğin geçerli olup olmadığı konusunda yapılan yargılama sonucunda açıklığa kavuşacağından, mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasının bu aşamada HMK. 165 maddesi uyarınca bekletici sorun olarak kabul edilmesine karar verilmiş, mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasında 04/12/2014 tarih ……. Esas, ……..Karar sayılı kararıyla asıl davanın kısmen kabulü ile davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından taraf vekillerince temyiz edilmiş, bozma sonra yapılan yargılamada Yargıtay….. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve …… Esas …… Karar sayılı bozma ilamına karşı direnilmesine, direnme nedeniyle önceki hüküm gibi; asıl davanın kısmen kabulüne; davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne , davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine karar verilmiş, mahkememizin ……. Esas sayılı işbu dava dosyasının 23/05/2019 tarihli duruşmasında kesinleşen emsal dosyalar nedeniyle mahkememizin …… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması ara kararından rücu edilmesine karar verilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, celp edilen dosyalar, bilirikişi ek ve kök raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; huzurda dava, davaya konu genel toplantısına kooperatife usulsüz ortak edilen 21.üyenin katılımından dolayı toplantı iptali davasıdır.
Söz konusu toplantıya katılan üyelerle ilgili 30/03/2016 tarihinde Bakırköy …….Asliye Ticaret Mahkemesinin …….. esas sayılı dosyasında açılan dava, ”Davaya konu genel kurula katılan 21 yeni ortağın, kooperatife alımına dair 20/11/2011 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararının yok ve batıl hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kural olarak bir işlemin hukuken yoklukla maluıl olması o işlemin hukuken hiç doğmadığı baştan beri hiç var olmadığı hukuk düzenince yok sayıldığı demektir. Davaya konu genel kurula katılan 21 yeni üye de davalı kooperatife 20/11/2011 tarihli yok hükmündeki yönetim kurulu kararıyla üye olduklarından iş bu karar dayalı işlemler de hukuken hiç yapılmamış sayılıp hiçbir geçerliliği olmadığı açıktır. Zira üyeliklerinin dayandığı yönetim kurulu kararının başından beri yok hükmünde olduğu kararın temyizen incelenmesi aşamasında Bakırköy ……. ATM’nin kararıyla kesinleşerek tespit edilmiştir.
Ayrıca söz konusu olayla ilgili Büyükçekmece …….Asliye Ceza mahkemesi aynı dava sebebine aynı dava konusuna ilişkin……..Esas sayılı dosyasından verdiği kararında davalı kooperatif yöneticilerinin ”1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 8/3 maddesi gereğince genel kurul kararı olmadan yeni üye kaydedilmeyeceği halde 26 üyeli davalı kooperatife 21 yeni üye kaydı yaptıkları ve 16/04/2012 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde gösterdikleri ve bu yeni üyelerin toplantıya katıldıkları (dava konusu genel kurul) bu şekilde yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı sanıkların 1163 sayılı kanunun ek2/1 maddesi gereği mahkumiyetine karar vermiş ve işbu karar da kesinleşmiştir.
Kesinleşen mahkeme kararları kaşrsında davada iptal sebebi kooperatife usulsüz olarak ortak kaydedilen 21 kişinin genel kurula katılıp oy kullandığı iddiasına dayandığı yönündedir. Gelinen aşamada genel kurula katılan işbu 21 üyenin kooperatife alımına ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu Bakırköy ……ATM’nin kararıyla kesin şekilde tespit edildiğinden mahkememizce çelişen bir karar verme imkanı bulunmamaktadır.
Nitekim kararları bağlayıcı nitelik arzeden Yargıtay Hukuk Genel Kurulu …… Esas ……sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Somut uyuşmazlıkta; bu davanın taraflarının yer aldığı kesinleşen tesbit davasında; anılan davalı şirketin iş kazasına konu sigorta olayı ile ilgisinin, bu kapsamda olmak üzere, zararlı sigorta olayının oluşumunda işverenlik sıfatının bulunmadığı belirlenmiştir. Birinci davada verilmiş hüküm, iki davanın konuları farklı bile olsa, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında ikinci davada bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Aksi düşünce, çelişki yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir. Tesbit davasında belirlenen hususlar, (önceki kesinleşen davada da taraf olan) Kurum tarafından bu iş kazasına dayalı olarak açılan rücu davasında dikkate alınmalıdır. Birinci davada verilmiş hüküm, iki davanın konuları farklı bile olsa, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında ikinci davada bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Aksi düşünce, çelişki yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir. Tesbit davasında belirlenen hususlar, (önceki kesinleşen davada da taraf olan) Kurum tarafından bu iş kazasına dayalı olarak açılan rücu davasında dikkate alınmalıdır. denmiştir.
Yapı kooperatiflerinde kooperatifin ortak sayısını belirlemek ve sınırlamak yetkisi genel kurula ait devredilemeyen bir yetkidir. 1163 sayılı Kooperatif Kanunu 42. maddesinde yapı kooperatiflerinde kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut ve işyeri sayısının tespit etme yetkisi genel kurullara verilmiştir. Somut olayda; davalı kooperatif ile …..Ltd. Şti arasında 02/01/2004 tarihinde inşaat sözleşmesi yapılmış olup sözleşmeye göre kooperatifin toplam en çok 58 hissesi bulunmaktadır. Bu hisselerin birden çok kooperatif hissesi olan kooperatif üyeleri de dahil olmak üzere 29 hissesi halihazır kayıtlı üyelere aittir. Kooperatif geri kalan 29 hisseyi bu sözleşme ile ileride ki maddelerde belirtilen şartlarda müteahhide veya müteahhit temsilcisine devredecektir. Ayrıca kooperatif bunlardan başka yeni bir hisse artışı yapmamayı kabul ve taahhüt eder. Davalı kooperatifin 24/04/2004 tarihinde yapılan genel kurulunda gündemin 5. maddesi ile alınan kararda; …..ile yapılan sözleşme içeriğine göre 116/3 nolu parselde yapılacak 29 villanın kooperatife, 29 villanın ise müteahhide verilmesine, kooperatife verilecek villaların seçme ve belirleme sözleşmesinin kabulüne ve bu hususta yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verilmiştir. Görülmektedir ki, kooperatif genel kurulu kooperatif ortak sayısını 29 ortaklıkla sınırlamış ve bunun üzerinde ortak kabul edilmeyeceğini belirlemiştir. Kooperatifin daha sonraki genel kurul toplantılarında bu ortak sayısının arttırıldığına dair herhangi bir hüküm mevcut değildir. Ancak davalı kooperatif yönetim kurulu dava konusu genel kurul kararından önce eski 29 ortak dışında kooperatife yeni 21 ortak kaydetmiş ve yeni kaydedilen bu ortakların katılımıyla dava konusu genel kurulu yapmıştır. Bu şekilde yapılmış genel kurul eski genel kurullarda belirlenen ortak sınırlamasına aykırı yeni ortak kaydedilmek suretiyle yapılmış bulunan bir genel kurul sayılacaktır. Davacıların iddiası genel kurul toplantısına katılma hakkı olmayan kişilerin genel kurula katılmış olmaları sebebiyle alınan kararların iptaline ilişkindir. 21 yeni ortağın ne şekilde üye yapıldığı ve üye giriş paralarının kooperatif kayıtlarına geçip geçmediği konusunda kooperatif defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş ise de, davalı kooperatif yapılan ihtaratlı tebligatlara rağmen defter ve kayıtlarını, üyelik dosyalarını incelemeye ibraz etmemiştir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen belgeler ile davalı kooperatif vekilinin ibraz ettiği yeni üyelerle ilgili evraklar incelenmiş, yeni üyelerden sembolik olarak 1.000-TL giriş parası alındığı, eski üyelerin ödedikleri paranın eskalasyonlu tutar seviyesinde bir giriş parasının tahsil edilmediği, gelir gider bütçesinde üye sayısının 50 olarak gösterilmesine rağmen yeni 21 adet üyeden 2012 yılında aidat veya eski ortakların yaptığı ödemelerin seviyesinde fark ücreti tahsil edileceğine yönelik herhangi bir gelir kaleminin öngörülmediği bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Bu suretle davalı 21 adet yeni ortak aldığını ispatlamaktan kaçınmasının sonuçlarına katlanmalıdır.
Sonuç itibariyle; anılan gerekçelerleKooperatif yönetim kurulu, üye sayısının arttırılmasına ilişkin genel kurul kararı olmaksızın 21 yeni ortağın kabulünü yapmış, bu ortakların da katılımıyla kooperatif ortak sayısı 50 kişiye çıkarılmıştır. İptali talep edilen 05/09/2012 tarihli olağanüst genel kurul toplantısına 50 ortaktan 44 ortak katılmıştır. Yeni alınan ortakların ortaklığa kabulleri usulsüz olduğundan bunların sayısı düşüldüğünde 23 ortak kalmakta davacıların itirazları dikkate alındığında üye sayısının 23 olarak kabulü halinde toplantıda alınan kararların sonucunun etkileneceği kanaatine varılmıştır. Tasfiye halinde bulunan ve inşaatları tamamlanan davalı kooperatifin genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulunca ortak sayısının arttırılması suretiyle 21 yeni ortağın üye kaydının yapılması, bu yeni ortakların katılımıyla iptali talep edilen kararların alınmış olması yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğundan 05/09/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile dava konusu davalı kooperatifin 05/09/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
Dava konusu davalı kooperatifin 05/09/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların İPTALİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL harcın mahsubuna, bakiye 23,25 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 21,15 TL peşin harç, 473,00 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.106,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.621,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸