Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/359 E. 2019/310 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/359 Esas
KARAR NO : 2019/310

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/10/2010
KARAR TARİHİ : 08/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :12/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiden alacağının doğduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlunun alacağın 18.623,21 TL kısmına itiraz ettiğini, zorunlu olarak davalı şirket adına müvekkili tarafından 3.şahıslara yapılan ödemelerin davalı şirkete yansıtılmak zorunda kalındığını, davalı şirket ile uzun yıllardır aynı şekilde çalışmalar yapıldığını, fatura ve dekontlara yansıtılan hizmetlerin tamamının verilen hizmetin karşılığı olduğunu, iddia edildiği gibi hayali fatura olmasının mümkün olmadığını, alacağa konu edilen fatura ve dekontların tamamının yapılan gümrük işlerinin karşılığı olduğunu, söz konusu faturaların davalı şirkete zamanında tebliğ edildiğini ve hiçbir faturaya itiraz edilmeksizin defterlere alındığını belirterek davalının itirazının iptali ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, takip konusu faturaların davacı tarafından kesilip müvekkiline iletilen faturalar olmadığını, dava konusu faturaların farklı firmalarca müvekkiline kesildiğini, faturaların hayali ve şişirilmiş nitelikte olduğunu, davacının bu firmaların temsilcisi veya haklarını temlik alan bir sıfatının bulunmadığını, maliye denetim elemanlarınca terk tutanakları tutulmuş, 3.kişiler üzerinden tamamen yapılmamış işler için hayali ve yapılmış işler için fahiş faturalar kesildiğinin tespit edildiği, davacının daha önce yapılan ödemelerin kendilerine yapıldığı yönünde iddiasının bulunduğu, bu ödemelerin 3.firmalarca kesilen makbuzlar karşılığında ödendiğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ….tarafından borçlu ….hakkında 32.329,55 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun borcun 13.706,34 TL kısmını ve ferilerini kabul ederek kalan bedel olan 18.623,21 TL borç yönünden takibe itiraz ettiği, bu kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, borçlu tarafından 20/07/2010 tarihinde 15.701,32 TL ödeme yapılmış olduğu görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Gümrük Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Soruşturma Raporu getirtilmiş, faturalara dayanak gümrük işlemlerine ilişkin tüm gümrük kayıtları, ödeme belgeleri ve diğer deliller toplanarak değerlendirilmiştir.
Davalı vekilinin 18/09/2014 tarihli dilekçesinde müvekkilinin 2008 yılında dolandırıldığını, bu şekilde davacıya fazla ödemeler yapılmış olduğunu savunduğu, davalı vekilinin bu beyanlarının savunmanın genişletilmesi kapsamında olup, davacı tarafın açık muvafakatının bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 31/12/2009 tarihli hesap mutabakatı incelenerek değerlendirilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 01/10/2012 tarihli raporda, davacı şirketin gümrük şirketi olduğu, bu nedenle sadece gümrük müşavirliği hizmeti sunması gerektiği, nakliye ve ardiye gibi hizmetleri vermesinin mümkün olmadığı, ancak davalı tarafça davacıya verilen Bakırköy ….Noterliği’nin 05/01/2009 tarihli vekaletnamesinde nakliye ve ardiye hizmetlerinin davalı adına davacı tarafından yaptırılabileceği ve bedelleri ödeyebileceği hususlarının kararlaştırıldığı, bu çerçevede davacı şirketin davalı adına yaptırdığı nakliye ve ardiye hizmetlerinin ücretini kendisi ödeyerek daha sonra bunları davalı şirketten tahsil ettiği, taraflar arasında bu şekilde teamül oluştuğu, zaten gümrükleme işlemleriyle ilgili piyasa uygulamalarının bu şekilde gerçekleştirildiği, bu kapsamda davacı tarafından yaptırılan nakliye ve ardiye hizmetleri karşılığında düzenlenen faturaların davalıya gönderildiği, davacının ticari defter kayıtlarında 32.329,55 TL alacağın kayıtlı bulunduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarında ise 13.706,34 TL borç kayıtlı olduğu, tarafların yasal defter kayıtları arasında 18.623,21 TL fark bulunduğu, bu farkın dava dışı …. şirketince davacı adına düzenlenen faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu faturaların 09/03/2010 tarihli 1.121,00 TL ve aynı tarih 2.242,00 TL bedelli, 10/03/2010 tarih ve 2.891,00 TL ve 1.534,00 TL bedelli, 16/03/2010 tarih ve 5.664,00 TL ve 5.251,00 TL bedelli faturalar olduğu, söz konusu faturaların davacının defterlerinde davalı adına yapılan ödeme olarak kayıtlı olduğu, davalının bu faturalara İstanbul … Noterliği’nin 07/05/2010 tarihli ihtarnamesi ile itiraz ettiği, ancak ihtarnamenin muhataba tebliğ edilememiş olduğu, davalının faturalara son fatura tarihinden 52 gün sonra itiraz etmiş olduğu, düzenlenen tüm faturaların dayanak gümrük beyannamelerinin mevcut olduğu, davalının söz konusu gümrük beyannamelerinden yararlandığı, belirtilen 6 adet fatura dışında tüm faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturalara herhangi bir itiraz bulunmadığı, bu nedenle davalının 18.623,21 TL bedelden sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davalının itirazları doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 16/01/2013 tarihli raporda; kök raporda belirtilen tespit ve değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
İtirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 11/02/2014 havale tarihli raporda; davaya dayanak 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli 4 adet faturanın gümrük beyannameleri ile uyumlu olduğu, 16/03/2010 tarihinde düzenlenen 031687 numaralı faturanın gümrük beyanname tarihinin 17/03/2010 yani taşımadan 1 gün sonra olduğu, bunun gümrük işlemleri ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ilişkilendirilen gümrük beyannamesinin serbest dolaşıma giriş beyannamesi olduğu, eşyanın gümrük vergileri yatırılmadan ve gümrük işlemleri yapılmadan nakliye işleminin gerçekleştirilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, yine 16/03/2010 tarih ve 031868 numaralı faturanın hangi gümrük beyannamesi ile işlem yapıldığına ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, bu nedenle bu faturaya dayalı alacağın ispata muhtaç olduğu, diğer 4 adet faturanın gümrük beyannameleri ile uyumlu olduğu ve fahiş olmadığı, bu faturaların tutarının 7.788,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporuna itirazlar doğrultusunda ve sunulan kayıtlar nedeniyle bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 04/09/2014 havale tarihli raporda; 16/03/2010 tarih ve …. numaralı faturanın Ambarlı-Halkalı arası taşıma bedeli olarak düzenlendiği, eşyanın bir konteynır olduğu, fatura bedelinin kıymetinin uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesinin gerektiği, aynı tarihli 031868 numaralı faturanın İkitelli-Merter arası taşıma işlemine ilişkin olduğu, yine eşyanın bir konteynır olduğu ve bedelinin uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Ek bilirkişi raporuna yönelik tarafların itirazları bakımından farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 21/09/2015 tarihli raporda; davacı tarafın dayandığı faturaların toplam bedelinin 18.703,00 TL olduğu, faturaların …. tarafından düzenlenmiş olduğu, faturaların davacı tarafından davalıya gönderildiğine dair belge bulunmadığı, ancak davalının faturaları ihtarname ile iade etmek istediği, muhataba tebligat yapılamadığı, söz konusu faturaların davalı tarafından defterlere kaydedilmediği, ancak bu faturaların da içinde bulunduğu dekontlardaki diğer masrafların ise davalı tarafından 22/03/2010 tarihinde defterlerine kaydedildiği, söz konusu faturalar nedeniyle davacının davalıya gümrük hizmeti verdiğinin anlaşıldığı, davalı tarafından davacıya verilen vekaletnamede davalı adına nakliye hizmeti yaptırabileceği ve bedellerini ödeyebileceği hükmünün mevcut olduğu, taraflar arasında süregelen ilişki çerçevesinde davacının dava dışı firmalar tarafından davalı adına düzenlenen faturalara ilişkin ödemeler yaptığı ve bu ödemeleri düzenlediği dekontlarla davalıya yansıtarak bedellerini tahsil ettiği, …. tarafından davalıya düzenlenmiş olan 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli faturaların dayanak beyannameler ile uyumlu olduğu, 16/03/2010 tarih ve 5.664,00 TL bedelli faturanın ve aynı tarih 5.251,00 TL faturanın davacı tarafından düzenlenen dekontlar ile davalıya gönderilmiş olduğu, davalı tarafından söz konusu faturalar bedelinin tenzil edilerek dekont bedelinin defterlere kaydedilmiş olduğu, 5.664,00 TL bedelli faturanın … bedelli olup, faturanın taşıma bedeli ve ek … maliyeti eklendiğinde oldukça yüksek olduğu, standart bir taşıma bedeli dosya eki faturalara göre 1.121,00 TL olup, bu bedele ortalama 500,00 TL eklendiğinde 1.621,00 TL olacağı ve bu rakamın makul olduğu, 5.251,00 TL bedelli faturanın nakliye yükleme bedeli olup, yine aynı iş edimi ile düzenlenen başka bir fatura ile karşılaştırıldığında faturanın 1.534,00 TL olduğu, aynı konuda olmasına rağmen faturanın bu şekilde fazla olmasını gerektirecek herhangi bir delil bulunmadığı, sonuç olarak davacının davalıdan dava konusu faturalar nedeniyle 10.943,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 19/09/2016 tarihli ek raporda; kök rapordan sonra incelenen davalının 2008 yılına ait ticari defter kayıtları ve diğer kayıtlara göre davalının davacıya 137.657,54 TL fazladan ödeme yaptığının tespit edildiği, bu ödemelerin davacının dava konusu faturalardan kaynaklı cari hesap alacağından düşülmesi halinde davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının gümrük işlemlerinin davacı tarafından gerçekleştirildiği, davalı tarafından davacıya verilmiş olan Bakırköy …. Noterliği’nin 05/01/2009 tarihli vekaletnamesinde, gümrük işlemleri haricinde ayrıca davacı tarafından davalı adına nakliye ve ardiye hizmetlerinin yaptırılabileceği ve bedellerinin ödenebileceği hususunda yetki verilmiş olduğu, bu yetkiye dayanarak süregelen ilişki kapsamında davacı tarafından davalı adına 3.kişilere nakliye ve ardiye hizmetleri yaptırılarak bedelinin 3.kişilere ödendiği, ödenen fatura bedellerinin dekontlar ile davalıya yansıtılarak davalı tarafından davacıya ödemesinin yapıldığı, taraflar arasında bu şekilde bir ticari teamül oluştuğu, nitekim bu kapsamda davacı tarafından 3.kişilerce düzenlenmiş olan faturalara dayalı olarak davalıdan tahsilatlar yapıldığı, dava konusu olup dava dışı …. tarafından düzenlenen 6 adet fatura dışında taraflar arasında bu hususlarda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından …. şirketine davalı adına yaptırılan nakliye ve ardiye gibi hizmetler nedeniyle ödenmiş olan fatura bedellerinin davalıdan talep edilmesinin mümkün olduğu, bu kapsamda …. tarafından düzenlenmiş olan 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli ve toplam 7.788,00 TL bedelli faturalara ve 16/03/2010 tarihli 2 adet faturaya dayalı hizmetin davacı tarafından 3.kişi aracılığıyla davalıya verildiği hususunun dayanak gümrük beyannamesi ve diğer kayıtlarla kanıtlanmış olduğu, 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli ve toplam 7.788,00 TL bedelli faturaların yapılan hizmete ve piyasa koşullarına uygun olduğu, ancak 21/09/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da tespit edildiği üzere 16/03/2010 tarihli ve 5.664,00 TL bedelli fatura ile 5.251,00 TL bedelli faturanın fahiş olup verilen hizmetin niteliği ve emsaller gözetildiğinde 5.664,00 TL bedelli fatura konusu hizmetin bedelinin 1.621,00 TL olduğu, yine aynı tarihli 5.251,00 TL bedelli fatura konusu hizmetin bedelinin ise 1.534,00 TL olduğu, 7.788,00 TL bedelli faturalar ile bilirkişi kurulu tarafından olması gereken bedeli tespit edilen fatura toplamı 10.943,00 TL olup, davacının bu tutarda davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Her ne kadar ek bilirkişi kurulu raporunda davalının 2008 yılı defter kayıtlarına göre davacıya fazla ödeme yaptığı tespit edilmiş ise de, bu hususun davacı defter kayıtlarıyla doğrulanmadığı, davalının bu yöndeki savunmasının savunmanın genişletilmesi kapsamında olup, davacı tarafça muvafakat edilmediği, taraflar arasında 31/12/2009 tarihli hesap mutabakatının bulunduğu ve esasen davanın cari hesap alacağına dayalı olmayıp 6 adet fatura bedeline ilişkin olduğu hususları gözetildiğinde, söz konusu fazla ödeme iddiasına itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca alacak likit olmayıp miktarının tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle tarafların tazminat istemlerinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının KISMEN İPTALİNE,
3-Takibin 10.943,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
4-Koşulları oluşmadığından tarafların tazminat istemlerinin reddine,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 747,51 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 118,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 628,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafça sarf edilen 118,80 TL peşin harç, 2.050,00 bilirkişi ücreti, 345,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.513,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.458,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafça sarf edilen 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 366,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.066,00 TL yargılama giderinden davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 867,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.08/03/2019

Katip …

Hakim …