Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/71 E. 2022/696 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 01/07/2020
Davanın Türü: Alacak(Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenicinin davalı tarafından yapılan inşaatın plastik doğrama, kapı, pencere ve alüminyum korkuluk işlerinin tamamını yaptığını, bu işe dair düzenlemiş olduğu faturayı davalıya noter kanalıyla göndermiş olmasına rağmen, davalının faturayı ve hukuki ilişkiyi kabul etmediğini bildirerek faturayı iade ettiğini, yapılan işin Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, tespit raporuna göre, pencere ve kapı doğramalarının iç kısımlarında yapışık durumdaki etiketlerde “…: …” yazısının bulunduğunu iddia ederek ödenmeyen iş bedeli olan 23.352,20 TL’nin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, sözleşme ilişkisini kabul etmediklerini, davacı tarafın yaptırmış oldukları tespite süresi içerisinde itiraz ettiklerini, davalıya ait işin davacı dışındaki başka firmalarca tamamlandığını ve iş bitim tutanağının alındığını, yapı kullanma izninin 08/05/2015 tarihinde alınmış olmasına rağmen, davacının düzenlediği faturanın tarihinin 20/10/2015 olduğunu, davacı tarafın bu şekilde çelişkiye düştüğünü, faturanın her zaman düzenlenebilecek tek taraflı bir belge olduğunu, davacının, davalı ile aralarında Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı davası bulunan …. Ltd. Şti.’nin yetkilisi …. kardeşi olduğunu ve yıldırma amacıyla bu davayı açtığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davacı tarafından sunulan bir sözleşme bulunmadığını, davalıya gönderilen faturanın iade edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, davacının dava dilekçesinde anlattığı davasını/ sözleşme ilişkisini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından faturadaki adresin yanlış gösterilmesinin sebebinin davalının hileli hareketleri olduğu, yapılan işin tespit dosyası ve bu dosyadan alınan rapor ile ispatlandığı, raporun kesin delil teşkil etmeyeceği yönündeki mahkeme tespitinin hakkaniyete aykırı olduğu, davacıya ait olan ve keşifte belirlenen etiket görselinin dikkate alınmadığı, yapı kullanma izin belgesinin fatura tarihinden önce olmasının işin yapılmadığını göstermeyeceği, hileli davranışlarda bulunan davalı tarafa yemin teklifinin sonuç doğurmayacağının açık olduğu, işi çözecek anahtarın bilirkişi raporu olduğu, keşif, bilirkişi raporu ve tanık beyanlarıyla haklı oldukları ortada iken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
Davacı iddiasına göre, taraflar arasında kurulan ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olup davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde akdî ilişkinin varlığı ve işin yapılıp teslim edildiğinin ispat külfeti yükleniciye, eser bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise iş sahibine aittir.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Sözleşme ilişkisi davacı tarafça usulünce ispat edildiği takdirde, sözleşmenin kapsamı, yapılan ve yapılmayan işler her türlü delil ile ispatlanabilir. İş bedelinin önceden kararlaştırıldığı ispatlanamadığı taktirde de, işin yapıldığı tarihteki mahalli rayice göre bedelin belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacı vekili delil olarak tespit dosyasından alınan bilirkişi raporuna, faturaya, ihtarnameye, keşif, tanık ve bilirkişi incelemesine dayanmış olup, sözleşme ilişkisini kesin delillerle ispat edememiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 07/06/2022 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.