Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/512 E. 2022/568 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 12/01/2022
Davanın Türü: İtirazın İptali (Antalya Genel İcra … Esas)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Taraflar arasındaki mutabakat uyarınca, davalı şirkete ait …… saha zeminlerinin boya işlerinin yapımının davacı şirket tarafından tamamlanarak eksiksiz şekilde teslim edildiğini, yapılan işe ilişkin hakediş tutarının belirlendiğini ve düzenlenen e-faturanın davalının kayıtlarına işlendiğini, ödenmeyen iş bedelinin tahsili amacıyla başlattıkları icra takibinin davalı borçlunun itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davalı şirketin adresinin ve davacının yapmış olduğunu iddia ettiği işin Burdur il sınırları içerisinde olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemelerin Burdur Mahkemeleri olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; Taraflar arasında 6098 Sayılı TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; Bu türden sözleşmelerde, para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi hükümlerinin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerektiği, aksi halde, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilâflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının yerleşim yerinde davaya konu olması sonucunun doğacağı, bunun da Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan yetkiyle ilgili kurallarının adeta istisna haline getirmiş olacağı, oysa 6098 Sayılı TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerdiği, bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin … esas ve … karar sayılı ilamı), somut dosyada, davalının yerleşim yerinin Burdur olduğu, sözleşmenin ifa yerinin de Burdur ili olduğu, bu hususların taraf dilekçelerinde açık olduğu, davalının icra dosyasında yetki itirazında bulunmadığı, dava dosyasına ise, usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, yukarıda belirtilen hususların, genel yetkili yerin Burdur olması, ifa yerinin de Burdur olması, TBK’nun 89. maddesinin uygulanma yerinin olmaması hususları karşısında, yetkili yerde takibin yapılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Burdur Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olduğuna karar vermiş, davacı vekili tarafından TBK 89/1 maddesi hükmünün somut olaya uygulanması gerektiği, bu nedenle yetkisizlik kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı vekili tarafından ise, lehlerine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu gibi gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle bakiye iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki davalı borçlunun itirazının iptali istemine ilişkindir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İtirazın iptali davası için İİK’da özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle yetkili mahkeme HUMK’nun 9. ve devamı maddelerinde tanzim edilen yetki kurallarına göre belirlenecektir. Dolayısıyla, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemede görüleceği yönünde bir yetki kuralı bulunmamaktadır. İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olan borçlu hukuk mahkemesinin de yetkisini kabul etmiş sayılmaz. Yani bu halde alacaklı, aslında yetkisiz olan icra dairesinin bulunduğu yer hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; Açarsa, borçlu hukuk mahkemesinin yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda icra takibi sırasında icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması takibin yapıldığı yer mahkemesini yetkili hale getirmeyeceğinden, itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin yetkisine bir itirazda bulunulduğu takdirde, mahkemenin davada yetkili olup olmadığını, yetki itirazında gösterilen mahkemenin yetkili bulunup bulunmadığını ayrıca incelemesi gerekir.
İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, eser sözleşmesinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Davalı şirketin adresinin Burdur ilinde olması ve yapıldığı ileri sürülen sözleşme konusu işin Burdur ilindeki okula ilişkin olması dikkate alındığında, yetkili mahkemenin Burdur Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğu anlaşılmakla, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
2)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6100 Sayılı HMK’nun 331/2 maddesi “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararında sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerine mahkum eder.” hükmünü içermektedir. Anılan yasal düzenleme karşısında, mahkemece bu aşamada vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubuyla, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubuyla, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 28/04/2022 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….