Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/474 E. 2022/688 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 12/01/2022
Dava Türü: Alacak (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında mobilya yapımı konulu eser sözleşmesi mevcut olduğunu, raf amortismanı için kullanım ömrünün 6 yıl, iş yeri mobilyası için ise amortisman kullanım ömrünün 5 yıl olduğunu, anlaşılan iş bedelinin davalıya ödendiğini, teslimin 19/01/2015 tarihinde gerçekleştiğini, ihtar gönderilmesine rağmen davalının fatura düzenlememesi nedeniyle KDV indirimi alamadıklarını, KDV’ye işletilecek reeskont faizi ve amortisman alacaklarının doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamış ve yazılı beyanda bulunulmamıştır.
İlk derece mahkemesi; Somut olayda, davacının şirket olması ve davalının da gerçek kişi tacir olması nedeniyle tarafların tacir olması ve işin ticari işten kaynaklanmış olması nedeniyle dava nispi ticari dava olduğundan, mahkemenin davaya bakmakla görevli olduğu, 6102 Sayılı Ticaret Kanunun 5. maddesiyle 01/01/2019 tarihinden itibaren arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiği, dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede ise, dava tarihinden önce davalı yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı, verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk tutanağının dosyaya ibraz edilmediğinin anlaşıldığı, arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmesi gerektiği, 6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar” başlıklı 138. maddesi, 6100 Sayılı HMK’nın “usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/04/2019 tarih … esas, … karar sayılı ilamı birlikte değerlendirilerek taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmeksizin dosya üzerinden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın 6102 Sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar vermiştir.
Davacı vekili tarafından, mahkemece verilen kesin süre içinde arabuluculuk tutanağını uyap sistemi üzerinden dosyaya sundukları, arabuluculuk evrakının dosyaya takılmamasından dolayı arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle, karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
İlk derece mahkemesince 17/12/2021 tarihli tensip tutanağı ile verilen ara kararı uyarınca, davacı vekiline arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulması için 1 haftalık kesin süre verilmiş olup, tensip tutanağı 27/12/2021 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı vekilinin 31/12/2021 tarihinde uyap sistemi üzerinden arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi 14/12/2021 olup, dosyaya sunulan belgelerden arabuluculuğa başvuru tarihinin 22/12/2021 tarihi olduğu, yani dava tarihinden sonra arabuluculuğa müracaat edildiği görülmektedir.
6235 Sayılı HUAK’nın 18/A-2. maddesi, “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca “herhangi bir işlem yapılmadan” tabirinden kasıt, arabulucuya başvuru için taraflara süre verilmeyeceği, başka hiçbir usuli işlem yapılmadan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğidir. Bu nedenle, yasanın çok açık hükmü karşısında zorunlu arabuluculukta arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartı davadan önce gerçekleştirilmek zorunda olup, HMK’nın 115/2. maddesi kapsamında tamamlanabilir bir dava şartı olarak görülmemiştir. (Bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14/03/2022 gün ve 2021/4402 Esas 2022/1359 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/12/2021 gün ve 2020/4497 Esas 2021/6897 Karar sayılı ilamı) Yapılan açıklamalar doğrultusunda, açılan davanın, zorunlu arabuluculukta arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf gerekçeleri yerinde görülmemekle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan harcın mahsubuyla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.