Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/273 E. 2022/601 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 05/11/2021
Davanın Türü: Tazminat (Rücuen Tazminat)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; davacı ile dava dışı kişiler arasında Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasında görülmekte olan dava olduğunu, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında görülen davada bilirkişi raporlarına göre davalılar …. ve ….. ’ın kusurlu olduğuna dair rapor alındığını, İzmir de görülen davanın iş kazasından kaynaklandığını, davalılarında davacının yaptığı ödeme sebebiyle sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 124.801,88 TL’nin ödeme tarihi olan 06/11/2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte, 4.809,24 TL’sinin de 22.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu davanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile; yetkili mahkemenin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını dava konusunun zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabuluculuğa başvurulmadığını, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosya arasında derdestlik bulunduğunu, yaşanan kazadan dolayı davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile; davalının yaşanan iş kazasından dolayı davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, arabulucuya gitmeden davanın açıldığını, 6325 sayılı yasanın 18/a bendine göre arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; davanın açıldığı tarihte arabulucuk dava şartının yerine getirilmediği, 7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar” başlıklı 138. maddesi, 6100 sayılı HMK’nın “usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/04/2019 tarih ….. esas, ….. karar sayılı ilamı birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın T.T.K 5/a maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiştir.
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde;davanın iş kazasından doğan rücuen tazminat davası olduğu,mutlak ticari dava olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı gibi gerekçelerle mahkeme kararını istinaf etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 12/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.