Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/234 E. 2023/305 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 04/11/2021
Davanın Türü : İtirazın İptali (Denizli 3. İcra … E.)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenici ile davalı iş sahibinin zemin kaplama işinin m2’sinin KDV dahil 13 Avro’dan yapımı konusunda anlaştıklarını, sözleşme tarihinde Avro kurunun yüksek olması (6,61-6,62 TL) nedeniyle bu kurdan hesap edilerek TL üzerinden davalı iş sahibine fatura edildiğini, sözleşme tarihinde kararlaştırılan ücretin işin bedeli olarak kabul edileceğinin Yargıtay kararlarıyla sabit olduğunu, davalının faturaya bir itirazının bulunmadığını, borçlunun takipten önce 15.000,00 TL, takipten sonra ise 30.715,00 TL olmak üzere toplam 45.715,00 TL ödeme yaptığını bildirerek icra takibine itiraz ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte borç bu miktar kabul edilse dahi borçlunun takip tarihi itibariyle borçlu olduğunun açık olduğunu iddia ederek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, iş teslim edilmediğinden davalının ödeyeceği rakamın belli olmayacağını, davalının buna rağmen davacının m2 hesabının doğru yapıldığı varsayımıyla iyi niyetli olarak toplam 45.715,00 TL ödeme yaptığını, davacının bunun dışında alacağının olmayacağını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, olayda eser tamamlanmaksızın malzeme intikalinin ertesi günü fatura düzenlendiğinin görüldüğü, davalının 19.10.2018 tarihinde 10.000 TL ve 06.12.2018 tarihinde 5.000 TL, 28.12.2018 olan takip tarihinden sonrası ise, 02.01.2019 tarihinde 10.000 TL ve 04.01.2019 tarihinde 20.715 TL ödeme yaptığı, sözleşmede her ne kadar euro kaydı olsa dahi TBK 99/2 gereği ”aynen ödeme kaydı ya da bu anlama gelen bir kayıt olmamakla ” TL karşılığının ödenebileceği, ancak sözleşmede tarih bulunmamakla hak ediş düzenlenmemiş olması ile vade ya da fiili ödeme gününün tespit olunamadığı, 28.11.2018 tarihinde 1 euronun efektif satış kuru karşılığının 5,9340 TL olduğu, fatura incelendiğinde 43.220,34 TL’nin 593 m2 için düzenlendiği, böylece m2 fiyatının 43.220,34/593 72,88 TL olduğu, diğer yandan fatura tarihi olan 28.11.2018 tarihi itibariyle m2 fiyatının sözleşme gereği 13 *5,9340 olmakla 77,142 TL olduğu, ilgili olasılıklardan yüksek olan 77,142 TL hesaba esas alınsa dahi ve m2 olarak en yüksek olan sözleşme gereği 615 m2 hesaba alındığında 47.442,33 TL olması ile ve %5 bilirkişi raporu gereği nesafet kesintisi uygulandığında 45.070,21 TL olacağının hesaplandığı, böylece ”çoğun içerisinde az vardır kuralı” gereği hangi m2 ve hangi TL değeri dikkate alınırsa alınsın dava tarihi itibariyle davacının alacağı olmadığı kanaatine varıldığı, dava tarihinin 17.04.2019 olduğu, davalının 19.10.2018 tarihinde 10.000 TL ve 06.12.2018 tarihinde 5.000 TL, 28.12.2018 takip tarihi olmakla takip tarihi sonrası 02.01.2019 tarihinde 10.000 TL ve 04.01.2019 tarihinde 20.715 TL olmak üzere dava öncesi 45.715 TL ödenmiş olduğu görülmekle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği, alacağın ispat edilememesinin, alacaklının takibinde kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine, davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle istinaf edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, her ne kadar mahkemece uyuşmazlık esastan değerlendirildiği halde, davanın usulden reddine karar verilmiş olması yerinde değil ise de, bu konuda davalı tarafın istinafının bulunmadığı, HMK’nın 355. Maddesine göre istinaf incelemesinin davacı vekilinin istinaf sebeplerine hasren yapıldığı, buna göre davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacıdan alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 14/03/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.