Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1479 E. 2023/86 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 09/02/2022
Davanın Türü: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Alanya 3. İcra … E.)
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi, yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin alüminyum doğrama, montaj, imalat ve panjur işlerini eksik ve ayıplı olarak yerine getirdiğini, bu konuda Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, daha sonra eksik ve ayıplı işlerin bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, süresinde ayıp ihbarının yapılmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, davanın, 06/09/2018 tarihinde Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, anılan mahkemenin 06/09/2021 tarih … esas ve … karar sayılı kararı ile Alanya ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi açıldığından bahisle gönderme kararı verildiği, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 karar sayılı kararı ile asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile de Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihi itibari ile faaliyete geçirilmesine karar verildiği, dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçlarının bulunduğu, dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından birisinin davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesi olduğu(perpetuatio fori), bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişikliklerin görevi ve yetkiyi etkilemeyeceği, bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonucun da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğması olduğu, nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemelerin görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemeyecekleri, bunlara bakıp sonuçlandırmak zorunda oldukları, 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasında bulunduğu, ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde olmadığı, bu kararın ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlı olduğu, yüksek mahkemelerin yerleşik kararları ile belirtildiği üzere davanın açıldığı tarihte Alanya Asliye Hukuk Mahkemelerinin ticari davalar açısından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı bulunduğundan, ilk verilen gönderme kararı yerinde olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, yüksek mahkemelerce, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ticari davalar yönünden ilk davanın açıldığı mahkemelerin görev ve yetkilerinin devam ettiğine işaret eden kararları uyarınca “hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik” ilkeleri ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki “mahkemeye erişim hakkı” nazara alındığında, görevli mahkemenin ilk davanın açıldığı mahkeme olduğu,
Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince “görevsizlik” değil “gönderme” kararı verildiği, başka bir ifade ile Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile aralarında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22. maddesinde belirtilen şekilde görev uyuşmazlığı doğmadığından merci tayini yolunda bir karar verilmeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkemenin görevsizliğine karar verildiği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine, davacı ve/veya davalıdan herhangi birinin talebi halinde dava dosyasının görevli 3. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine karar vermiş, iş bu karar davalı vekili tarafından yazılı sebeplerle istinaf edilmiştir.
HMK’nın 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde,
Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. (HMK’nun 1. M) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi ” başlığını taşıyan 37. Maddesine göre hiçkimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamaz. Bu yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, uyuşmazlık konusu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olay tarihindeki mevcut mahkemeler tarafından bakılarak sonuçlandırılır. Buna göre yeni bir mahkeme kurulurken yasada özel bir düzenleme olmadığı takdirde her dava açıldığı tarihteki şartlara göre bakılıp sonuçlandırılması gerekir.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile kararda sayılan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak bu kararda hali hazırda görülmekte olan davaların yeni kurulan mahkemelere devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple mahkemelerin faaliyete geçirildiği tarihten önce açılmış ve derdest bulunan davaların talep üzerine veya resen görevsizlik ya da gönderme kararları ile yeni kurulan mahkemelere gönderilmesinin yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davalı vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davalıdan alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 31/01/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….