Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1417 E. 2023/95 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 30/09/2020
Davanın Türü: İtirazın İptali (Antalya 7. İcra … E.)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı alacaklı ile davalıların oluşturduğu adi ortaklık arasında yapı malzemesi satımından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalıların yetki ve borca ilişkin itirazda bulunduklarını, alacağın TBK’nın 89. Maddesine göre para alacağı olmasına göre, götürülecek borçlardan olduğunu ve alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünde takip yapma hakkına sahip olduğunu ve davacının alacaklı olduğunun tarafların ticari defterleri, 12/12/2018 tarihli mutabakat mektubu, BA ve BS kayıtlarından anlaşılacağını iddia ederek davalıların icra takibine yapmış oldukları itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… Ltd. Şirketi vekili cevabında, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin 12.01 maddesine göre yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, usulüne uygun yetkili icra müdürlüğünden başlatılmış bir icra takibi olmaması nedeniyle öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yine ara buluculuk faaliyetinin yetkisiz ara bulucuda gerçekleştiğini, ara bulucunun, ara buluculuk görüşmesine telekonferans yoluyla katılmalarını engellediğini, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi gereğince ödemenin geçici ve kesin kabul işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılabileceğini, davacı tarafın teminat kesintisini göz ardı ederek haksız takip başlattığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşme gereğince yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, ara buluculuk görüşmesinin yetkisiz ara bulucu tarafından yürütüldüğünü, işin geçici ve kesin kabul işlemlerinin yapılmadığını savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesinin, taraflar arasında yetki, davacı alacağının 2017 tarihli sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna bağlı davacı alacağı bulunup bulunmadığının ihtilaflı olduğu, dava dilekçesi ekindeki davalılar tarafından imzalı mutabakat mektubu başlıklı 12.12.2018 tarihli davalıların davacıya 9.408,94 TL borcu bulunduğuna ilişkin belge altındaki imzanın davalılar tarafından inkar edilmediği, taraflar arasındaki cari hesabı oluşturan faturaların işçilik üzerine değil, malzeme tedarikine ilişkin olduğunun sabit olduğu, cari alacağı oluşturan faturaların tarihlerinin 05.07.2018 olup, 08.02.2018 tarihli tutanaktan anlaşılacağı üzere söz konusu tarihte 2017 tarihli sözleşme uyarınca yapılacak işlere ara verildiğinin anlaşıldığı, fatura içeriklerinde işçilik bulunmaması, faturaların malzeme satışına ilişkin olması, cari hesabı oluşturan faturaların tanzim tarihinde söz konusu eser sözleşmesi kapsamında yapılacak işlerin taraflarca askıya alınmış olması karşısında dava konusu alacağın 2017 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklandığı davalılarca ispat edilemediğinden söz konusu sözleşmedeki yetki şartının uygulanamayacağı, anlaşılmakla davalıların yetki itirazı kabul edilmediği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde; takibe konu alacağın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, yapılan yargılama sonucu tarafların TTK’ nun 64/3.maddesi uyarınca usulüne uygun tutulan ve HMK 222 maddesi uyarınca delil niteliğini taşıyan ticari defterlerinin incelenmesi sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan yargı denetimine elverişli ve tarafsızca hazırlandığı tespit edilen rapora itibar edilmek suretiyle karar verildiği gerekçesiyle davanın harca esas değer üzerinden kabulü ile, davalıların Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 9.408,94 TL asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ve takip giderleri ile birlikte tahsile imkan verecek tarzda takibin devamına, hüküm altına alınan 9.408,94 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, iş bu karar davalı … Ltd. Şirketi vekili tarafından yazılı sebeplerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Davanın konusu, cari hesap nedeniyle düzenlendiği iddia olunan 12/12/2018 tarihli mutabakat mektubuna dayalı olarak başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davalarında, Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenip sonuçlandırılması gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen imkân bulunmamaktadır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/11/2013 tarih 2013/10-395 Esas ve 2013/1568 Karar sayılı ilâmında da aynı kurallar gösterilmiştir.
İcra dairesinin yetkili olup olmadığının Hukuk Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümlerine göre belirlenecektir. ( İİK 50 m.)
HMK’nun 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. HMK’nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir. Borçlar kanununun 89. Maddesine göre para borçları yönünden alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ifa yeridir. Ayrıca, HMK’nın 17. maddesine göre de, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Somut olayda, davacı vekili uyuşmazlığın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanmadığını, ticari mal satımından kaynaklandığını, para alacaklarında ise alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia etmektedir.
Davalıların yerleşim yeri adresinin Ankara ili olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan para borcunun ise, TBK 89. Maddesi kapsamına giren para borcu olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda takibin yapıldığı Antalya İcra Dairesinin yetkili olmadığı, yetkili icra dairesinin borçluların yerleşim yeri adresi olan Ankara İcra Dairesi olması nedeniyle davalı/borçluların vekillerinin icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre öncelikle mahkemece İcra Dairesinin yetkisi incelenip bu konuda karar verilmesi gerekirken, kendi yetkisini inceleyip, uyuşmazlığın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kanyaklandığının ispat edilememesi nedeniyle sözleşmedeki yetki şartının uygulanamayacağı gerekçesiyle yetki itirazının kabul edilmediği belirtilerek davanın esası hakkında karar vermesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Bu sebeple, davalı … Ltd. Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın düzeltilmesi amacıyla HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
1)Yerel mahkeme kararının tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA,
2)Takibin yetkili icra dairesinde yapılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın REDDİNE,
3)Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 109,45 TL harcın mahsubuyla, bakiye 70,45 TL harcın ilk derece mahkemesinde davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
5)Davalı . … Ltd. Şti. tarafından yapılan 79,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
6)Davalı . … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca hesaplanan 1.506,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
7)Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısımlarının HMK 333. madde gereğince karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran taraflara iadesine,
8)Davalı . … Ltd. Şti. tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince adı geçen davalıya iadesine,
9)1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 31/01/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….