Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/985 E. 2023/266 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 16/03/2021
Davanın Türü : Tazminat (Ayıplı Tamir Bedeli)
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; davacının hidrolik paletli ekskavatörünün 20/02/2015 tarihinde arıza yaptığını bunun üzerine … haberdar edildiğini ve yetkililerin makineyi gelip gördüklerinde aracın kendi iş yerlerine götürülüp motorun açılması gerektiğini davacıya iletildiğini ; motoru açtıklarını ve motorun revize edileceğinin davacıya söylendiğini, 26/02/2015 tarihinde aracın taraflarına sorunsuz olduğu söylenerek teslim edildiğini, ancak 15/04/2015 tarihinde bu kez makineden ses gelmesi şikayeti nedeniyle davalının haberdar edildiğini ve 16/04/2015 tarihinde motorda çeşitli parçaların değişmesi gerektiğini belirttiklerini ve parçaları değiştirdiklerini aracı 22/04/2015 tarihinde davacıya teslim ettiklerini, ancak teslim sırasında denemelerde davacı firma yetkililerinin motordan yine ses geldiğini söylemiş olmalarına rağmen karşı yanın bu durumu kabul etmediğini, aracın bu kez 3 gün sonra 26 Nisanda yeniden arıza yaptıklarını bunun üzerine … haberdar edildiğini ve yetkililerin makineyi gelip gördüklerinde aracın kendi iş yerlerine götürülüp yine motorun açılması gerektiğini davacıya ilettiklerini, davcı firma yetkililerinin bu durumda bir hata olduğunu karşı yana ilettiğini ancak karşı yanın kusuru kabul etmediğini asıl kusurun kendisine fatura kesen işçiliği yapan rektefiyecide olduğunu iddia ettiğini, söz konusu aracın yeni adliye binasının hafriyat ve inşaatında çalışmaktayken 26 Nisan 2015 tarihinden itibaren de arıza nedeniyle çalışamaz hale geldiğini, bu durumun tespiti için Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde … Diş sayılı tespit davası açıldığını belirterek Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ve bu dosyaya ait bilirkişi raporu ile tespit edilen 21.768,00 TL tamir zararı ile 1.238,80 TL tespit giderleri olmak üzere toplam 23.006,80 TL tutarın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı yetkilisi … tarafından 20/02/2015 tarihinde davalı çalışanı … aranarak motor rektefe ve toplama işçiliği için fiyat teklifinin sözlü olarak telefonla alındığını ve motorun söküldüğünü , yani motorun sökülmesinin tamamen davacının isteği üzerine gerçekleştiğini, bu arızanın servis formunda yazılı olduğunu faturalarda belli olduğu üzere onarım yapılıp motor çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, 05/03/2015 tarihinde subap ayarı yani yapılan tamirin kontrolünün davalı tarafça yapıldığını, bu kontrolde rutin subap ayarlarının yapıldığı giderilen arıza ile ilgili başka bir şikayetin var olduğu, bunun hidrolik sistemin yavaşlığından kaynaklandığı, aynı zamanda bir elektrikçinin makineye bakması gerektiği davacının şantiye şefinin de imzasını taşıyan belge ile rapor edildiğini, 15/04/2015 tarihinde ise hidrolik sistem kaynaklı arıza sebebi ile makine içindeki hidrolik pompa milinin kırıldığını bu kırık mile rağmen makine davacı tarafından çalıştırıldığı için oluşan dengesiz yükün krank miline zarar verdiğini, görüldüğü üzere makinenin ilk müracaattaki arızasının tamamen motordan kaynaklı 15/04/2015 tarihli arızasının hidrolik sistem kaynaklı olup iki arızanın tamamen birbirinden farklı kaynaklara sahip olduğunu, tespit raporunda hidrolik sistem kaynaklı arızada 13.343,00 TL motor tamir gideri olduğu belirtilmiş ise de, bu tamirin sebebinin önceki arıza olmadığını, 26/04/2015 tarihinde ortaya çıkan yatak sarma denilen arızanın sebebinin davacının … Makineden aldığı yağ pompasının bozulması sonucu motorun yağsız kalmasından kaynaklandığını, bunun kullanım hatasına bağlı oluşan bir durum olduğunu yapılan tamir işleminde davalının bilgi eksikliği ya da hatalı işleminin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi; “…Taraflar arasında, davacı şirkete ait, davaya konu … tescil plakalı 2007 model hidrolik paletli ekskavatörün arızalandığı ve arızalarının davalı tarafından giderildiği hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte; uyuşmazlık, tamirin ayıplı olarak yapılıp yapılmadığı, arızaların tekrarlamasında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı buna göre davacının zararının doğup doğmadığı, zarar miktarı ve bu zararı davalının ödemekle yükümlü olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davaya konu ekskavatörün, 20/02/2015 tarihinde ilk olarak arızalandığı, davalıya ait … isimli iş yerinde tamir edilerek 26/02/2015 tarihinde davacıya teslim edildiği, 15/04/2015 tarihinde ikinci kez arızalandığı ve yine davalı tarafça tamir edilerek 22/04/2015 tarihinde davacıya teslim edildiği, son olarak 26/04/2015 tarihinde üçüncü kez arızalandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında aracın tamiri hususunda bir eser sözleşmesi kurulmuştur. Bu nedenle davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2020 tarih ve 2019/1698 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK.’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir
Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Davaya konu makinenin ve arızalarının, yapılan tamirat işlemlerinin, arızalarının aynı ya da birbiriyle bağlantılı olup olmadığının, yani ayıplı tamirat nedeniyle tekrar arızalanıp arızalanmadığının tespiti uzmanlık gerektirdiğinden dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyamızda bir çok bilirkişi raporu alınmış, davaya konu makinede keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Raporlar arasında çelişkiler olduğu gibi, tüm raporlarda benzer şekilde ifade edilen husus; makinedeki her üç arızanın da motordan, motor revizyonundan kaynaklı olduğu ve ikinci arızanın tamiri sırasında araca takılan yağ pompasının makineye uygun yapıda olmadığı, üçüncü arızanın sebebinin pompanın yetersizliğinden kaynaklığı hususlarıdır. Davaya konu makineye takılan pompa makineye uygun olmamakla birlikte, takılan pompanın davacı tarafça temin edilerek davalıya verildiği tarafların kabulündedir. Gerek D.İş dosyasıyla alınan delil tespitine ilişkin makine mühendisi bilirkişi raporunda, gerekse mahkememizce alınan raporlarda davacının davaya konu makine nedeniyle uğradığı zarar 21.768,00 TL olarak tespit edilmiş, bir kısım raporlarda taraflara kusur izafe edilerek tazminatı belirleme yoluna gidilmiş ise de, somut olayda yapılan kusur atfı hukuki nitelendirme olup kusur oranları mahkemenin takdirinde olduğundan bu hususta raporlara itibar edilmemiştir. Şöyle ki, makineye uygun olmayan söz konusu pompanın davacı tarafça temin edilmesi nedeniyle taraflara %50 kusur atfına gidilmiş ise de, davacı söz konusu makine ve parçaları hakkında bilgiye sahibi olan işin uzmanı olmayıp davacıdan, haricen satın aldığı yağ pompasının makineye uygun olup olmadığını bilmesi beklenemez. Bu konuda işin uzmanı olan davalıdır. Davalı basiretli bir tacir gibi davranarak davacının getirdiği pompanın makineye uygun olmadığını bilebilecek durumda olduğundan bu konuda davacıyı uyarmalı ve hatta meydana gelebilecek arızayı öngörerek söz konusu pompayı makineye takmamalıdır. Davalı aksine davrandığı için meydana gelen arızadan tamamen sorumludur. Gerek delil tespiti dosyasında alınan makine mühendisi …’ın raporu, gerek makine yüksek mühendisi öğretim görevlisi …’un raporu gerekse makine üzerinde keşif ve inceleme yapan makine mühendisi …’nun ayrıntılı ve bizzat incelemeye dayalı raporunda üç arızanın da birbiri ile bağlantılı olduğu ve davalının ayıplı tamirat, uygun olmayan parçayı makineye takma, gerekli kontrolü ve yeterli denemeyi yapmama nedeniyle davalının kusurlu olduğu ve zararın tazmininden sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, 21.768,00 TL tamir masrafı ve davalının sebep olduğu 1.238,80 TL D.İş dosyası yargılama gideri masrafı olmak üzere toplam 23.006,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…..” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile özetle; “…Dosyada birbirinden farklı pek çok rapor alınmış olup çelişki doğmuş ama bir de raporların okunmasında Mahkemece hukuken hata yapılmıştır. Dosyadaki PAÜ heyet raporu, İTÜ heyet raporu yine İTÜ heyet ek raporlarına itibar edilmeyerek tek kişilik raporlara itibar edilmesi hukuki bir hatadır. Makinadaki son arıza yatak sarma arızasıdır. Dosyaya sunduğumuz uzman görüşü “şayet bir işçilik hatası olsa idi tamir sonrası ilk çalıştırıldığında dakikalar içinde arızanın kendini belli ettiğini, 1-100 saat arası çalışma sonrası arıza ortaya çıkmış ise bunun işçilik hatası olmadığını takılan parçadaki kalitesel problemden kaynaklı olduğunu” ortaya koymuştur. Bu da davacının kusuru olduğunu göstermektedir. Kanaatimizce dosyada çelişki giderici yönde Üniversitelerin Makina Mühendisliği Fakültelerinde görevli akademisyen 3 Makina Mühendisi ve 2 hukukçudan heyet raporu aldırılmalıdır. Bu kabul edilmeyecek olur ise dosyadaki PAÜ yada İTÜ heyet raporları mutlaka değerlendirilmelidir. Davacı Denizli ili ticaret hayatının önemli bir taciri olup … Grubu bünyesinde bir hazır beton şirketidir. Bu grup bünyesinde davalı Hazır beton yanında Hafriyat, Nakliyat, Mermer, Madencilik alanında şirketler barınmaktadır. Davalı davaya konu makina da dahil bunun gibi pek çok makinaya sahip olan tacirdir. Ekte firmanın internet sitesinden bir ekran görüntüsü paylaşılmıştır. Bu tarz pek çok makinaya sahip olan davacının böylesine pahalı ve önemli bir malzemeyi orjinali yerine yan sanayiden satın alırken bu konuda araştırma yapma yükümlüğü olmadığının kabulü hayatın olağan akışına terstir. Davacının kendisine orjinal ürün teklifi yapıldığı teklif formundan belli iken yan sanayi ürünü alımı yaparak muhtemel zararın sorumluluğunu üstüne aldığının -basiretli bir tacir olarak- davacıdan beklenmesi gerekir. …” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi mahiyetindeki araç tamir sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteminden ibarettir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
Somut olayda davacıya ait ekskavörün motor arızası nedeni ile davalı şirketçe motor rektifiye işleminin yapıldığı; ayrıntılı inceleme yapan bilirkişi heyet raporlarına göre ilk tamiratın ayıplı bir tamirat olduğuna ilişkin teknik bir veri bulunmadığı, tamirat üzerinden uzunca bir zaman geçip iş makinesinin kullanım sıklığı da değerlendirildiğinde , motor yaşı ve kullanım ömrü dikkate alındığında bu ikinci arızanın ilk tamir ile ilgisinin bulunmadığı, alınan 5 ayrı raporun çoğunluğunu oluşturan teknik görüşlerden anlaşılmaktadır.
İkinci arızanın müstakil bir motor arızası olduğu , aşırı yüklenme nedeni ile mil kırılmasının sözkonusu olduğu ve bu arızanın giderilmesi sırasında değişimi zorunlu görünen yağ pompasının davacı iş sahibi tarafından temin edildiği ve yağ pompasının aracın orjinal marka ve modelinde bir parça olmadığı, yan sanayii tabir edilen pompanın kullanıldığı ve üçüncü arızanın çıkışında bu motor pompasının yetersizliğinin etkisi olduğu, TBK 472 /3 maddeye göre Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur düzenlemesine göre uygun olmayan parça ile onarımın kabul edilmemesi veya olası sonuçlarının açıkça iş sahibine bildirilmesi gerekmekte olup bu yönde bir bildirim yapıldığına ilişkin delil bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davalıdan alınması gerekli 1.571,59 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 392,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.178,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 07/03/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….