Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/756 E. 2022/1370 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/02/2021
Dava Türü: Menfi tespit ve istirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
(Denizli 1. İcra Müd. … E)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Müvekkilinin restoran, kuaför salonu ve benzer hizmetleri vermek için …. barosu hizmet binasının bir bölümünü kiraladığını, iş yerinde kullanacak olduğu mobilyaların imalatı için … isimli işletme sahibi …. ile şifahi anlaşma yaptığını, bu konu hakkında karşılıklı mail yazışmaları ile fiyat konusunda anlaşma sağladıklarını, mobilya imalatlarının en geç 15/10/2017 tarihinde tamamlanıp müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini ancak bu sürede mobilyaların tamamını teslim edilmediğini edilen ürünlerin ise yanlış olduğunu, bunun üzerinde koltuk ve sandalye gurubunda hatalı gelen ürünleri müvekkilinin kabul etmediğini, …. ise yenisini getireceğini o zamana kadar idareten hatalı gelen ürünlerin beklemesini söylediğini, bu durumun Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyası ile tespitinin yapıldığını, davalı tarafından teslim edilen ürünlerin kullanılmaya başlamasından kısa bir süre sonra ürünlerde gizli ayıplar ortaya çıktığı ve bu durum Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, ayıplı iş tutarının 132.057,29 TL olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre toplam tutarın 552.057,29 TL olarak kararlaştırıldığını, davalının eksik ve hatalı yaptığı işlerin toplamının ise 270.090,73 TL olduğunu, müvekkilinin davalıya toplamda 320.000,00 TL ödeme yaptığını, davalıya ödeme gerekenden fazla para ödediğini, davalı tarafından fazla ödemesi yapılan paranın iadesinin yapılmadığını, fazla ödenen 38.033,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
İlk derece mahkemesi; bilirkişi raporları ile sözleşmeye konu teslim edilen bir kısım mobilyanın gizli ayıplı, bir kısım mobilyanın teslim edilmediği ve bir kısmının da mobilyanın kullanım yerine göre gerekli şekilde imal edilmediğinden kaynaklı ayıplı olduğu, davacının davaya konu ürünleri 2017 yılı Kasım ayı içerisinde teslim aldığı, 09/02/2018 tarihinde Mahkememizin …. D.İş dosyası ile eksik iş ve ayıplı ürünlerin tespitini talep ettiği, 01/05/2018 tarihinde ise yine aynı talepleri içerir şekilde Mahkememizin …. D.İş dosyası ile tespit yapıldığı, iş bu davanın ise 03/07/2018 tarihinde açıldığı, davacının ürünlerin ayıplı olduğu hususunu en geç tespit dosyası ile öğrendiği, her iki tarafın tacir olması nedeniyle ayıp halinin 6102 Sayılı TTK’nun 18/3 maddesi gereğince davalı tarafa bildirilmesi gerektiği, dosya kapsamından ise davalıya usulüne uygun bildirimde bulunulduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından ayıplı ürünler yönünden davanın reddine; 05/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda masa tip3(montaj yeri:Şarap) ifadesi ile bahsi geçen ürünün farklı bir model olarak geldiği, ürünler teslim edildiği sırada olağan bir gözden geçirme ile farklı ürün gönderildiğinin anlaşılacağı, bu durumun derhal davalı tarafa bildirilmesi gerektiği, ancak usulüne uygun şekilde herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, bu haliyle ürünü kabul etmiş sayılacağı değerlendirilerek ürün bedelinden davacının sorumlu olduğu, yine bilirkişi raporunda 26 ve 29 nolu ürünlerin eksik teslim edildiği, eksik işin her zaman ileri sürülebileceği değerlendirilmekle iş bedelinden eksik iş bedeli düşülmek suretiyle iş bedelinin 542.814,54 TL olduğu, davacı tarafından daha önce yapılan 320.000,00 TL ödeme de düşüldükten sonra bakiye iş bedelinin 222.814,54 TL olup davalının davacıdan halen alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1) Davacının dava dilekçesi incelendiğinde; davalı uhdesinde olan ve toplam bedeli 120.000 ,00 TL olan bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile, fazladan ödediği 38.033,47 TL nin istirdatına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davanın ise 100.000,00 TL üzerinden eksik harçla açıldığı; mahkemenin harç ikmaline karar vermeden yargılamayı yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Harçlar Kanununun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı öngörülmüştür. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamaz. Öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerekir.
2) Davalı yan davaya yasal sürede cevap vermemiş olup; ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı yönünde bir savunması da bulunmadığından mahkemenin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı hususunu resen nazara alması taraflarınca ileri sürülme ilkesine ve defiler hakkındaki genel usul kurallarına aykırılık teşkil etmektedir. Ayıp ihbarı niteliği itibariyle defi niteliğinde olup ileri sürülmedikçe mahkemece resen dikkate alınamaz. Davalı yüklenici ; davacı iş sahibi tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yolunda bir defi ileri sürmediğinden mahkemece ayıp ihbarının süresinde bulunulduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve deliller değerlendirilerek sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, davalı tarafından ileri sürülmeyen bir definin gerekçe yapılarak davanın yazılı şekilde reddi doğru olmamıştır (Bknz aynı yönde Yargıtay 15. HD.2012/3493 Esas ve 2013/2952 Karar sayılı kararı)
3) İş bedelinin götürü usulde belirlendiği de gözetilerek; mahkemece eksik ve ayıplı işler dışlanarak işin hangi oranda gerçekleştiği bilirkişiye hesaplattırılarak, bunun toplam iş bedeline oranlanmak sureti ile davalı yüklenicinin hakediş miktarı bulunmalı, bundan sonra kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek bakiye alacağı kalıp kalmadığı hesaplanarak iş sahibinin menfi tespit ve istirdat talebi değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4,6 maddeleri uyarınca, kararın tümüyle ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 20/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.