Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/659 E. 2023/244 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 24/02/2021
Davanın Türü: Menfi Tespit (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenici …… Ltd. Şirketi ile davacı arsa sahibi …..arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatın yapımını üstlenen davacı yüklenicinin, inşaatın PVC kapı ve pencere doğramalarının yapımı konusunda davalı … Ltd. Şirketi ile aralarındaki sözleşmeye göre yapılacak imalatın toplam bedeli olan 155.000,00 TL bakımından 5 adet bono düzenleyerek davalı alt yükleniciye teslim edildiğinin ve yine sözleşmenin 5. maddesine göre, bono bedellerinin ödenmesinin teminatı olmak üzere taşınmaz ipoteği verileceğinin, bu ipoteğin ise senetler ödendikten sonra fesholunacağının kararlaştırıldığını, davalı alt yüklenici şirketin imalatın malzemelerini davalı ….’den (…) temin ettiğini, davacı yüklenici tarafından davalı alt yükleniciye verilen bonoların malzeme tedarikçisi davalı ….’e ciro yoluyla devir ve temlik edildiğini, bono bedellerinin vadesinde davalı ….’e ödendiğini, sözleşeme uyarınca işin teminatı olarak yüklenici davacı şirket tarafından verilmesi kararlaştırılan ipoteğinde davalı alt yüklenici adına, malzeme veren davalı …. lehine tesis edildiğini, ipoteğe konu olan …. numaralı bağımsız bölümün arsa sahibi adına kayıtlı olmasına rağmen davacı yüklenici şirketin hak edişi olan bağımsız bölüm olduğunu, davacı yüklenicinin bono bedellerinin tamamını ödeyerek iade aldığını, davacı yüklenicinin ipotek tesisinin dayanağı olan … ada … parselde kayıtlı taşınmaza yapılan PVC doğrama imalatı nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle ipoteğin fekki gerekirken, bu yapılmadığı gibi sanki borç varmış gibi davalı … tarafından icra takibi başlatıldığını davaya konu taşınmazın davacı arsa sahibi …. tarafından ipotek tesisinden sonra davacı ….’ya devredildiğini, bu nedenle ….’nın davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu, ipoteğin var olan bir borca karşılık değil, yapılan PVC ve alüminyum doğrama imalatının bedeli karşılığında verilen bonoların teminatı olarak tesis olunduğu hususlarının davalı …..’in kabulünde olduğunu, ipoteğin sadece dosyaya sunulan sözleşmedir başlıklı tarihsiz taşeronluk sözleşmesi uyarınca ve sadece bu imalat için tesis olunduğunu, ancak davalı ….’in ipoteğin diğer iş için verildiği malzeme bedelininde teminatı olduğunu iddia etmesinin doğru olmadığını, 155.000,00 TL’lik taşeronluk sözleşmesi uyarınca düzenlenen bono bedellerinin bizzat …’e ödendiğini, bu sözleşme uyarınca borç kalmadığını, ipoteğinde bu nedenle fekkinin gerektiğini, davalının elindeki ipoteğin kötüye kullanmasının doğru olmadığını iddia ederek davacıların …. ada… parselde kayıtlı taşınmaza yapılan PVC doğrama imalatından ve bu nedenle düzenlenen sözleşme ve bonolar ile imalat bedelinin teminatı olarak tesis olunan ipotek nedeniyle borçlu olmadıklarının tesisine ….numaralı bağımsız bölümün üzerindeki ipoteğin fekkine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şirketi vekili cevabında, davacılardan … Ltd. Şirketinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davaya dayanak olan ipoteğin taraflarının …. ve ….. arasında alacak/ borç ilişkisine dayalı olarak düzenlenmesi nedeniyle davalı müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, yine davalının icra takip dosyasında da taraf olmadığını, ipoteğin davacı şirket lehine verildiğini gösterir hiç bir delil sunulmadığı gibi, ….tarafından verilen ipoteğin bu şirketin borcundan dolayı verildiğine dair dosyada veri bulunmadığını, ipotek tesisinin dayanağına ilişkin davalıya yöneltilen iddiaların hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sürecinde herhangi bir itirazda bulunmayan hatta taşınmazı ipotekli olarak 3. kişiye devreden davacının taşınmazın açık arttırmaya çıkarılması aşamasında dava yoluna gitmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili cevabında, davalı … ile diğer davalı … Ltd. Şirketi arasında alüminyum satış sözleşmesi, yüklenici … Ltd. Şirketi ile alt yüklenici … Ltd. Şirketi arasında eser sözleşmesi, arsa sahibi …. ile yüklenici …… Ltd. Şirketi arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle eser sözleşmesi, …. ile …. arasında da ipotek sözleşmesi bulunduğunu, davalı ….’in, diğer davalı … Ltd. Şirketine mal verdiğini, bu şirketin aldığı ürünlerin bedelini ödememesi üzerine ipotek güvencesi almadan yeni ürün verilmeyeceğinin ileri sürülmesi üzerine, ….şirketinin, arsa sahibi adına kayıtlı ancak yüklenicinin hak edişi olan bağımsız bölümü ipotek vermeyi kabul etmesi üzerine arsa sahibi ….’in …. firması yerine kendisi bizzat söz konusu taşınmazı ipotek verdiğini, …. firmasının ödemeleri yapmaması üzerine de davalının ipoteğin para çevrilmesi yoluna başvurduğunu, arsa sahibi ile asıl yüklenici arasındaki sözleşmenin sona ermiş olması nedeniyle ipoteğin para çevrilmesine yönelik takipten sonra arsa sahibinin … numaralı bağımsız bölümü asıl yüklenici şirketin yetkilisi ….l’un eşi davacı …. (…)’a tapuda devrettiğini, asıl yüklenici ile arsa sahibi arasındaki eser sözleşmesi tamamlanmamış olsa arsa sahibinin ipotek vermeyeceği gibi, tapu devrini de gerçekleştirmeyeceğini, …. ada… parsel üzerindeki inşaatın tamamlandığını, genel iskanının alındığını, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin son bulduğunu, davacı …. ‘e ait binanın tek bloktan oluştuğunu, …. şirketi ile … şirketi arasında düzenlenmiş tarihsiz sözleşmenin konusunu oluşturan işin ise … blok …. bağımsız bölümden oluştuğunu, bu işin arsa sahibi …. ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların sundukları ve davalının taraf olmadığı tarihsiz sözleşme ile bu sözleşmede geçen 155.000,00 TL’lik edimin yerine getirildiğini, bu sebeple ipoteğin fekkinin gerektiğini ileri sürmek suretiyle mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, davalı ile …. şirketi arasında 2014 yılından buyana gelen bir cari hesap ilişkisi bulunduğunu, … şirketine mal teslim ederek karşılığında bono ve ipotek aldığını, sonuç olarak davalının … şirketinden alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, eldeki davanın ifa edilmiş borç nedeniyle dayanaksız kalan ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğu, davacılardan ….in ipotek veren ….’ın takip tarihi itibariyle malik ve ….. şirketinin ise ipoteğe esas borcun borçlusu olduğunu iddia eden kişi olduğu, bu şirketin ipoteğin kendi adına, davalı …. hesabına, …. lehine verildiğini, ipoteğe esas borcun ifa edildiğini iddia ettiği, bu kapsamda ipotekli takibin borçlusu olarak … in , malik olmakla … ın , borcun esas yükümlüsü olduğunu iddia etmekle ve KKİS gereği dava konusu taşınmazı hak edecek olması nedeniyle …. şirketinin aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davalı …. firmasının ipoteğin arsa sahibi tarafından diğer davalı lehine verildiğini, 3.kişi lehine ipotek verme imkanı olmasına rağmen bu şekilde ipotek verilmediğini, kendilerinin husumet ehliyeti olmadığını savunduğu, davalı .. ın ise kendisinin taraflar arasındaki sözleşmeye yabancı olduğunu, bahsi geçen teminatı cari hesap ilişkisi nedeniyle aldığını, taraflar arasındaki sözleşmeyle bir ilgisi olmadığını öne sürdüğü, taraflar arasındaki çözülmesi gereken sorunun davaya konu ipoteğin bir para borcu karşılığı mı, yoksa teminat için mi verildiği, teminat için verildiği kabul edilirse hangi borcun teminatı olduğu ve buna ilişkin borcun ödenip ödenmediği hususlarının olduğu, ipotek sözleşmesinin incelenmesinde teminat için verildiğine dair bir ibarenin olmadığı, ancak tarafların kabulünde olduğu üzere ipotek borçlusu ve ipotek alacaklısı arasında bir ticari ilişkinin bulunmadığı, ipotek alacaklısının da bu ipoteğin bir teminat için verildiğini ve teminat şartlarının oluştuğunu öne sürdüğü, bu halde verilen ipoteğin bir teminat ipoteği olduğunu kabul etmek gerektiği, davacının iddiasının bu ipoteğin dilekçesine ekli bulunan 3 bloktan oluşan 155.000 TL’lik iş için verildiğine yönelik olduğu, ipotek sözleşmesinin resmi geçerlilik şartına bağlı bir sözleşme olduğu, bunun aksinin ancak kesin delil ile ispat edilebileceği, davalı ipotek alacaklısının bu sözleşmeye taraf olmaması nedeniyle, onun yönünden ipoteğin bahsi geçen sözleşme kapsamındaki borcun teminatı olarak verildiğinin bu nitelikte bir belge ile kanıtlanması gerektiği, davacının ise böyle bir delil sunamadığı, bu hususta, ödendiği söylenen bonoların davalı …. tarafından tahsiline dayanmış olsa da anılan bonolarda davalı … ın senedi ciro yoluyla elde ettiği, yine kendi beyanında ve diğer davalının da kabulünde olduğu gibi …. ile aralarında süre giden bir cari ilişki bulunduğu, dosyaya sunulan diğer senetlerin de bunu doğruladığı, bu halde anılan senetlerin davalı …a ödenmesinin tek başına bu davalının anılan sözleşme şartlarına dahil olduğu anlamına gelmeyeceği, yine ipotek bedelinin de sözleşme bedeli ile aynı olmasının da anılan bedelin taşınmazın icra dosyası ile anlaşılan ve … ın da devir aldığı bedele yakın olması göz önüne alınarak davalı … ın bahsi geçen sözleşmeyi ve teminatın bunun için verildiğini bildiği şeklinde yorumlanamayacağı, diğer yandan ipotek işlemine konu taşınmazın, davalı … nın edimini tamamladığı ve bu yolla davacı şirketin KKİS kapsamında hak ettiği bir taşınmaz olduğu, teminat olduğu söylenen sözleşmenin ise bu işin bitiminden daha sonra olduğu, bu hususun sözleşmedeki tarih uyumsuzluğundan anlaşılamasa da tanık beyanlarından anlaşılmakta olduğu, açıklanan nedenlerle bahsi geçen ipotek teminatının davacının dayandığı sözleşme için verildiğinin ispat olunamadığı, bu haliyle davanın …. yönünden esastan reddinin gerektiği, diğer yandan davalı … nın icra takibinde bir sıfatının olmaması, ipotek işleminde herhangi bir dahlinin olmaması göz önüne alındığında, sadece davacının dayandığı sözleşmenin tarafı olmasının yukarıda açıklanan gerekçelerle bu sözleşmenin ipotek tesis işlemine esas olduğunun kanıtlanamadığına hükmedildiğinden bu davalıya taraf sıfatı kazandırmayacağı kanaatine varılarak anılan davalı …. şirketi yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiği gerekçesiyle davanın davalı …. Yapı Elemanları… Ltd. Şti yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden; diğer davalı …. yönünden esastan reddine karar vermiş, iş bu karar davacılar vekili tarafından ipoteğin, davacı arsa sahibi …. tarafından, var olan bir borcuna karşılık değil, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki taşeronluk sözleşmesi nedeniyle PVC ve alüminyum doğrama imalatı bedeli karşılığında verilen bonoların teminatı olarak tesis edildiğinin davalı … in kabulünde olduğunu, davacı yüklenici şirket ile davalı alt yüklenici şirket arasında 2 adet yapım sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmelerden birincisinin 3 blok ve 27 bağımsız bölümün PVC ve panjur yapımına ilişkin 155.000,00 TL bedelli sözleşme, ikincisinin ise 24/07/2018 tarihli 200.000,00 TL bedelli PVC doğrama işine ilişkin sözleşme olduğu, uyuşmazlığında, ipoteğin davacı arsa sahibine ait inşaata ilişkin 155.000,00 TL bedelli sözleşmenin mi, yoksa 24/07/2018 tarihli 200.000,00 TL bedelli sözleşmenin mi teminatı olduğuna yönelik olduğu hususundan kaynaklandığı, davalı … in her iki sözleşme nedeniyle malzeme alınması nedeniyle malzemelerin teminatı olarak ipotek alındığına yönelik beyanının dosya kapsamına uygun düşmediği, zira ipotek senedindeki sebebin tadil edildiği, 200.000,00 TL bedelli sözleşmede ipotek verilmesinin ön görülmediği, bu iş nedeniyle de davacının borcunun bulunmadığı, bu konuda Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıkları, davalı … in her iki inşaatın malzemelerini verdiği ve karşılığında bu ipoteği aldığı yönündeki beyanının tarihsel bakımdan da mümkün olmadığı, 155.000,00 TL bedelli sözleşmenin düzenlenme tarihinin, sözleşme uyarınca verilen bonoların tanzim tarihleri nazara alındığında 07/04/2018 tarihi olduğu, bu sözleşme uyarınca verilen ipoteğin tesis tarihininde taşeronluk sözleşmesinden hemen sonra yani 21/04/2018 tarihi olduğu, davalı …. in ipoteği dahil etmek istediği diğer işe ilişkin taşeronluk sözleşmesinin tarihinin ise 24/07/2018 olduğu, bu sözleşmenin dava dışı arsa sahibi …e ait taşınmazda yapılan inşaata yönelik davacı yüklenici ile davalı alt yüklenici …. arasında yapılmış bir sözleşme olduğu, önceki tarihli ipoteğin sonraki tarihli iş nedeniyle verilecek malzemeyi kapsadığının ileri sürülmesinin doğru olmadığı, ipoteğin, ipotek bedeli ile 155.000,00 TL bedelli sözleşme bedelinin aynı olmasınında bu durumu doğruladığı bu sözleşme uyarınca düzenlenen bonoların bizzat …e ödendiği, bu sözleşme uyarınca borç kalmadığı, davalı … in … nın başkaca borçlarının gerekçe göstererek ödenmiş ve sona ermiş bir sözleşme nedeniyle lehine tesis olunan ipoteği kullanamayacağı, kullanabilmesi için bu hususun yazılı olarak taraflar düzenlenmiş olması gerektiği, davalının basiretli bir tacir olarak ipoteğin anılan sözleşmedeki iş için verildiğini bildiğini, ancak buna rağmen uyanıklık yapmasının hukuka aykırı olduğu mahkemenin ticari defterler üzerinde inceleme yapmadığı, davanın sadece ipoteğin fekkini içermediği, ticari ilişkiler nedeniyle müvekkili davacı ile diğer davalı …. firması arasında alacak borç durumunun ve davacı şirketin borçlu olup olmadığının tespitine yönelik talep bakımından hüküm kurulması gerekirken pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi yazılı sebeple istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece belirtilen yasal düzenlemeye uygun düşmeyecek şekilde davacılar vekilinin diğer taleplerinin yanında, davacıların … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaza yapılan PVC doğrama imalatından ve bu nedenle düzenlenen sözleşme ve bonolar ile bu imalat bedelinin teminatı olarak tesis olunan ipotek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine de karar verilmesini talep etmiş olmasına ve davacı yüklenici …. Ltd. Şirketi ile davalı alt yüklenici ….. Ltd. Şirketi arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğunun anlaşılmasına göre, davalı şirket bakımından esastan bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, bu şirket hakkında yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
2)Her ne kadar resmi senette ipoteğin, taşınmaz maliki … in … den aldığı 155.000,00 TL bedel mukabilinde borç için …. lehine birinci derecede faizsiz ve 20/09/2018 süre ile ipotek tesis edildiği yazılı ise de, bu ipoteğin senet metninde yazıldığı gibi karz akdinden değil, aralarındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacı arsa sahibi …e ait arsada inşaat yapan davacı yüklenici …. Ltd. Şirketinin, inşaatın PVC doğrama işlerini yapması için aralarında eser sözleşmesi bulunan davalı alt yüklenici …. Şti’nin malzeme satın aldığı diğer davalı ….e olan borcuna karşılık teminat olmak üzere düzenlendiği, ipotek alacaklısı ve borçlusunun beyanlarından anlaşılmaktadır. Hal böyle olmakla birlikte davacılar vekili ipoteğin, davacı arsa sahibi …e ait arsada yapılan inşaat için yüklenici … Ltd. Şirketi ile alt yüklenici … Ltd. Şirketi arasında düzenlenen tarihsiz ve 155.000,00 TL bedelli sözleşmenin teminatı olduğunu ve bu sözleşme bedelinin ödenmesi nedeniyle ipoteğin teminat niteliğinin kalmadığını ileri sürmekte ise de, ipotek alacaklısı davalı … vekili, müvekkilinin … şirketine mal verdiğini, bu şirketin aldığı ürünlerin bedelini ödememesi üzerine ipotek güvencesi olmadan yeni ürün veremeyeceğini ileri sürmesi üzerine …. şirketinin alacaklı olduğu …. şirketinden ipotek talep ettiğini, bu şirketin ise işi bitirip teslim ettiği arsa sahibi … den alacaklı olduğu bağımsız bölümü doğrudan ,…. e ipotek verdiğini, davalı …i n davalı … şirketinden alacaklı olduğunu bu durumun cari hesap sözleşmesi, faturalar, sevk irsaliyeleri ve borç senetleri ile kanıtlanacak nitelikte olduğunu ileri sürmektedir.
İlk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince mevcut delillerin dışında, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …..esas sayılı dosyasının bir örneğinin getirtilerek incelenmesi, yine davacı şirket ile davalı şirket ve diğer davalı … in ticari defterleri üzerinde bilirkişiye inceleme yaptırılarak rapor alınmak suretiyle dosya kapsamına göre davacıların, davalılara borçlu olup olmadıklarının ve bu arada davaya konu ipoteğin davalı …. şirketinin, diğer davalı ….e olan tüm borçlarının mı, yoksa davacılar vekilinin iddia ettiği gibi yalnızca davacı … in arsasına yapılacak olan inşaatın PVC ve alüminyum doğramalarının yapım işinden kaynaklanan borcunun mu teminatı olduğunun açıklığa kavuşturulması suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353/1-a-4,6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 28/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.