Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/584 E. 2023/373 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 12/11/2019
Davanın Türü : Alacak (Eser Sözleşmesi)

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı iş sahibi … ile davalı yüklenici arasında davacılar … ve …’e ait evlerin iç işlerinin yapımı konusunda yapılan sözlü anlaşma neticesinde davalıya toplam 603.755,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin bir kısmının davacı şirkete ait çekler ile gerçekleştirildiğini, buna rağmen davalı yüklenicinin işin bir kısmını yapmadığı gibi bildirmiş olduğu iş bedelininde çok yüksek olduğunu, bu hususta Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile yaptırmış oldukları tespitte bilirkişinin iş bedelini 263.346,00 TL olarak belirlediğini iddia ederek fazla yapılan ödemede şimdilik 100.000,00 TL (ıslah ile, dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte 314.742,86 TL)’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan Ankara Mahkemeleri olduğunu, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı halde birlikte dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı …’nin yabancı olması nedeniyle teminat yatırması gerektiğini, davadaki taleplerin açıklanmasının gerektiğini, yapılan işin ve anlaşmazlık konusunun bilinmediğinin bilirkişi raporu ile de bildirildiğini, davacı …’in diğer davacı şirkete ait çekleri şahsi borcu için kullanmasının yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, taraflar arasında piyasa rayiçleri üzerinden davacılara ait taşınmazların iç işçiliklerinin yapılması hususunda sözlü anlaşmaya varıldığı, bir kısım işler yapıldıktan sonra davacıların yapılan ödemeye göre iş miktarının az olması sebebi ile Antalya 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı tespit dosyasında 11/02/2015 tarihinde inşaat, elektrik ve makina mühendisi bilirkişiler aracılığıyla yapılan keşif sonunda düzenlenen 27/03/2015 tarihli rapor ile yapılan iş miktarının tespit edildiği, davacılar tarafından bir kısmı çek ile bir kısmı da nakit olmak üzere davalıya toplamda 603.755,00 TL yapıldığı, buna göre yapılan iş miktarı ile ödenen bedel arasında farklılık olduğunun anlaşılması üzerine eldeki davanın açıldığı, yargılama sırasında yapılan keşif sonunda alınan bilirkişi heyet raporunda da tespit dosyasındaki veriler ile keşifte elde edilen veriler birlikte değerlendirilerek yapılan hesaplama sonucunda davalıya yaptığı işe göre fazla ödeme yapıldığının, davacıların tamamlanmayan işleri dava dışı üçüncü kişilere tamamlattırdıklarının tespit edildiği, yüklenicinin işi yaparken iş sahibinin hak ve menfaatlerini gözetmek zorunda olduğu, TBK 482. maddesindeki “Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, işsahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa işsahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında davalının yaptığı iş miktarına göre yaklaşık olarak belirlenen ya da tahmin ettikleri bedelin çok üzerinde davalıya ödeme yapıldığı hususunun tespit edildiği, bu halde davacıların sözleşmeden dönme haklarının da bulunduğu, sözleşmeden dönmekle ödedikleri fazla miktarı da davalıdan talep etmelerinde hukuka aykırı bir durum olmadığının kabulü ile mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen fazla ödeme miktarının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerektiği, dava dilekçesinde unutulan faiz talebinin, ıslah dilekçesiyle istenmesinin mümkün olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği, dava dilekçesinde talep edilen miktara faiz işletilmediği, ıslahla artırılan tutara ilişkin ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 314.742,86 TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kabul edilen dava değerinin 274.742,86 TL sine ıslah tarihi olan 17/06/2019 tarihinden itibaren avans faizini aşmamak üzere mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince iki farklı istinaf dilekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, görevli mahkemenin, görevsiz mahkemenin verdiği kararda hükmedilmesi gereken yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmemesinin doğru olmadığı, tek hakimle yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği, raporun hükme esas alınabilecek yeterlilikte olmadığı, taraflarınca itiraza uğrayan tek taraflı tespit raporundaki verilerin kullanılmasının doğru olmadığı, raporun sözleşme ve projeyi incelemeksizin sözleşmenin kurulduğu tarihteki veriler yerine bugünkü değerleri dikkate alarak yaptığı hesaplamanın doğru olmadığı, ödeme dekontlarının dosyaya sunulmadığı gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacak davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacılar iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1. Eser sözleşmelerinde sözleşme ilişkisini ve işin yapıldığını ispat yükü yükleniciye, bedelin ödendiğinin ispat yükü iş sahibine düşmektedir. Taraflar arasındaki sözlü sözleşmede, iş bedeli konusunda anlaşma bulunmadığından işin bedelinin işin yapıldığı tarihteki mahalli rayice göre belirlenmesi gerekir. Buna göre yargılama öncesinde Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınan tespit raporundaki veriler kullanılarak düzenlenen 20/05/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı yüklenici tarafından her iki bağımsız bölümde yapılan işin bedeli, işin yapıldığı yılın mahalli rayicine göre 289.012,14 TL olarak belirlenmiştir. Davacılar tarafından davalıya yapılan toplam 603.755,00 TL’den iş bedeli mahsup edildiğinde fazla yapılan ödemenin 314.742,86 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, iş henüz teslim edilmeden, geri kalan işin başka yükleniciye tamamlattırılacağı ifade edilerek mahkemeden tespit yaptırmak suretiyle yükleniciye yapmış olduğu ödemeyi talep ettiğine göre, sözleşmeden döndüğünün kabulü gerekir. Sözleşmeden dönen davacı tarafa, iş bedeli olarak davalı yükleniciye fazladan ödediği anlaşılan 314.742,86 TL’nin iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinafı yerinde değildir.
3.2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1008 esas ve 2021/153 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, davanın açıldığı mahkemece görevsizlik kararı verildikten sonra, yargılamaya görevli mahkemece devam edilerek karar verilmiş olması nedeniyle, davanın açıldığı mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.3. İlk derece mahkemesince 12/11/2019 tarihli duruşmaya kadar tek hakimle yargılamaya devam edildikten sonra, bu celsede dosyanın miktar itibariyle heyet kapsamında olması nedeniyle dosyanın heyete tevdi edilerek, kararın mahkeme heyeti tarafından verilmesinde ve mahkeme heyeti tarafından, tek hakimle yapılan yargılama döneminde alınan ve hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
3.4. Davanın dayanağı olan sözlü anlaşmanın, davacı gerçek kişilere ait 2 adet bağımsız bölümün inşaat işlerini kapsayacak şekilde davacı … tarafından yapıldığı, iş bedelinin bir kısım ödemesinin ise davacı şirkete ait çekler ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın aynı sözleşmeden kaynaklanıyor olması ve yapılan ödemelerin bir kısmının davacı şirkete ait çeklerle yapılmış olması nedeniyle davacıların birlikte dava açmalarında da yine usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gerekli 21.500,08 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 5.375,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 16.128,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 28/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.