Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/566 E. 2023/299 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 25/09/2020
Davanın Türü : Tazminat (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Asıl davada davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında düzenlenen 26/09/2013 tarihli arıtma sistemi kurulum sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenicinin edimini ifa etmiş olmasına rağmen davalının sözleşme gereğince ödemesi gereken bedeli ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıklarının, davalı borçlunun icra dosyasına ihtirazi kayıt ile 129.835,00 TL yatırıldığını beyan ederek 42.165,00 TL asıl alacak bakımından takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın 42.165,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, icra takibinin yapılmış olduğu Denizli İcra Dairesinin ve mahkemenin yetkisiz, Kayseri İcra Dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirketin üslenmiş olduğu işi tekniğine ve sözleşmeye uygun olarka yerine getirmemesi nedeniyle davalı şirketin büyük zarara uğradığını, davalının uğradığı zararın tazmini için Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla dava açtıklarını, icra takibine yaptıkları itirazın haklı olduğunu savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında (Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas) davacı vekili açtığı dava ile, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 26/09/2013 tarihli sözleşme ile davalı yüklenicinin Kuyu Suyu arıtma sisteminin kurulum işini üstlendiğini, ancak davalının kurmuş olduğu arıtma sisteminin hiç bir zaman sözleşmede taahhüt edilen performansı yakalayamadığını, sistemin verimli çalışmadığını, sistemin verimli çalışmaması nedeniyle yeterli suyun elde edilemediğini, ham suyun arıtılamaması nedeniyle davacı şirketin büyük zararının oluştuğunu, bu zararın yanı sıra seradaki üretimin sonlandırılmaması amacıyla itfaiye araçlarıyla bedeli karşılığında ham su tanklarına su getirtildiğini ve bu şekilde de şirketin maddi manevi zararının oluştuğunu, buna rağmen davalı şirketin zararı gidermediği gibi davacı şirket aleyhine haksız icra takibine giriştiğini iddia ederek 150.000,00 TL zararın 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki şartı nedeniyle Denizli Mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 172.129,83 TL asıl alacak bakımından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra dosyasına 129.835,00 TL yatırıldığı beyan edilerek 42.165,00 TL asıl alacak bakımından takibe itiraz edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının edimini yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, 6102 Sayılı TTK’nun 21/2 maddesine göre bir fatura alan kişinin, aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, davacının ticari defterinin incelemesi sonucu aldırılan bilirkişi raporuna göre davalının davacı tarafından gönderilen faturaya 8 günlük sürede itiraz etmediğinin anlaşılmış olması nedeniyle, içeriğini kabul etmiş sayıldığı, yine davalı tarafından davacıya davacının sözleşmeye konu üstlendiği işi taahhüdüne ve tekniğine uygun yapmadığı gerekçesiyle iade faturası gönderilmiş olup, talimat mahkemesince yapılan keşifler sonucu hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre; dava konusu su arıtma sistemi üzerinde yapmış oldukları inceleme ve tespitlerinin sonucu sözleşmeye uygun kurulduğu, sistemin uygun bir şekilde çalıştığı ve kurulumdan kaynaklı bir ayıbın olmadığı ama davalının yeni kuyular açarak ve sözleşme şartlarını değiştirerek önce 600 m3/gün ve sonra iyileştirme yaparak ilave 240m 3/gün su arıtma sistemi kurulduğunu, ancak su kuyusunun yeterli suyu karşılamaması sonucu yeni 3 adet su kuyusu kurularak suyun direk su takviyesi yaparak bitkilerin zarar görmemesini sağladıklarını, fakat arıtma sistemin düzgün çalışmasını bozdukları belirtildiğinden, davacının davalıya sattığı su arıtma sisteminde kurulumdan kaynaklı ayıbın olmadığı ve su takviyesi yapıldığı için arızalanma yaptığının belirtilmesi karşısında, davalının iade faturasına konu ayıbı ispat edemediği, ürünün kurulumunda ve sisteminde herhangi bir arızalanmanın olmaması sebebiyle davacının davalıya gönderdiği fatura içeriğini hak kazandığı, alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan 42.165,00 TL alacağının olduğunun anlaşıldığı, davalının sonradan su takviyesi yapması sebebiyle ürünün arızalanmasında uğradığı zarardan davacının sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kabulü ile; Denizli 5. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın iptali ile, takibin 42.165,00 TL açısından devamına, 42.165,00 TLnin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen … esas sayılı dosya açısından davanın reddine, karar vermiş, iş bu karar davalı/ birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde yazılı sebeplerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)6100 Sayılı HMK’nın 321/1 maddesi “Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.” düzenlemesini içermektedir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince son celse taraf vekillerine söz verilmiş ve taraf vekilleri beyanda bulunmuş iseler de, bundan sonra tahkikatın basit yargılama usulüne göre yürütülmesi konusunda yeni bir ara kararı alınmıştır. Bu ara karar tahkikatın henüz bitmediğini göstermektedir. Bu sebeple, yukarıda açıklanan HMK’nın 321. Maddesine göre, tahkikatın bittiği açıklandıktan sonra taraflara son diyecekleri için söz ve imkan tanınarak hükmün tefhim edilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yazılı olduğu şekilde hükmün açıklanması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
2)Kabule göre de, davacı vekili 05/02/2020 tarihli dilekçesi ile, davalı borçlunun 05/02/2020 tarihinde 10.944,11 TL ödeme yaptığını mahkemeye ve takip dosyasına bildirdiği halde, yapılan bu ödemenin kararın infazı sırasında dikkate alınması yönünde karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, davalı/ birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin de, davacı/ birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri olarak değerlendirilmek suretiyle davalı/ birleşen davada davacıdan tahsiline karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı/birlene davada davacı vekilinin hem asıl hem birleşen dosyada verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davalı/ birleşen dosyada davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 14/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.