Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/564 E. 2022/1313 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 19/01/2021
Davanın Türü : Alacak (Eser Sözleşmesi)
Birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı Dosyası
Davanın Türü : İtirazın İptali (ticari Satım)
Birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı Dosyası
Davanın Türü : Alacak (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Ana davada ( Denizli Asliye Tic. Mah. … Esas): davacı vekili açtığı dava ile; davacı şirketlerin oluşturduğu İş Ortaklığı ile davalı …’ya ait kısaca … Isı firması arasında Denizli Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri Hastanesi inşaatında Sıhhi Tesisat İşleri, Kalorifer Tesisat İşleri, Müşterek Tesisat İşleri, Havalandırma ve Klima Tesisatı İşleri, Otomatik Kontrol Tesisatı İşleri, Yangın Tesisatı İşleri, Süs Havuzu Tesisat İşleri ve Kazan Dairesi Tesisat İşleri konusunda anlaşma yapıldığını, 30/11/2012 tarihli sözleşmenin 13.1 maddesinde “Yukarıda belirlenen şartlarda proje ve imalat esaslarına uygun olarak istenilen süre ve Teknik şartnamelere uygun olarak zamanında teslim edilmemesi durumunda her gün için 2.000,00 TL cezai bedeli şimdiden kabul etmiş sayılır.” Hükmünü yazdıklarını, davalı tarafın taahhüt etmiş olduğu işi tamamlamaması üzerine Denizli 7.Noterliği’nde 25 Kasım 2014 … Yevmiye nolu ile 10 Kasım 2014 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile iki kez ihtar çekildiğini, dava dışı Pamukkale Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı tarafından 07/01/2015 —… evrak tarih ve sayı ile yazı ile eksikliklerin tamamlanması için davacı iş ortaklığına tebligat yapıldığını, bunun üzerine sözleşme ile … (HTS firması ile kalan eksik işler için sözleşme yapıldığını) davalı taraf ile anahtar teslim iş bedeli olan 2.400.000 TL ödendiğini, madde 6.1 de “ İşin süresi 01/12/2012 tarihinde başlar, 15/12/2013 tarihinde anahtar teslim edilir.” Hükmü yazıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50 günlük gecikme için sözleşme gereğince 50.000,00 TL tazminat alacağının dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile;sözleşmenin 6. Maddesine göre işin süresinin (01/12/2012-15/12/2013’e kadar olduğunu) yani toplam 13 ay 15 gün olduğunu, işyeri teslim ve işe başlama tutanağına göre işyeri teslimi ile işe başlama tarihinin 25/04/2014 olduğunu, davacılar vekilinin ne ihtarnamelerinde ne de dava dilekçesinde gecikme cezasını kaç gün için talep ettiğini belirtmediğini, müvekkili firmanın işe başlayabilmesi için öncelikle işyeri tesliminin gerektiğini, ikinci olarak da müvekkilinin işini ileri imalatlara taşıyabilmesi için diğer tüm işyeri imalatlarına entegrasyonu gerektiğini, örneğin davacı tarafın elektrik temin edecek ki çalışma başlayabilsin, yahut yapılacak imalattan önce alt yapı imalatları bitecek ki müvekkili kendine düşen imalatlara başlayabilsin ayrıca inşaat alanını teslime kadar ikinci bir firma veya şahsın inşaatta iş yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen … Esas … Karar sayılı Dava Dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı arasında Pamukkale Üniversitesi yüzme havuzu tesisi inşaatı yapılmak üzere 03.09.2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin işi götürü bedelli olarak 70.000,00 TL+ KDV’ye yapacağını, sözleşme konusu işin müvekkili şirket tarafından tamamlanıp teslim edildiğini, 27.11.2013 tarihli … nolu KDV dahil 82.600,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalıya verildiğini, ancak davalının bedeli ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında Denizli 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalının müvekkili davacı şirket ile bu ilişkiden başka davacının başka bir şirket ile oluşturduğu iş ortaklığı ile de sözleşme yaptığını, o işten dolayı da davalık olduklarını, bu nedenle davalının itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevaplarında; davacının 03.09.2013 tarihli sözleşme uyarınca (70.000,00 TL bedelli) edimini yerine getirdiğinin doğru olduğunu, ancak bu bedelin müvekkili davalı tarafından davacıya ödendiğini, davacının sözünü ettiği diğer şirketin … Ltd. Şti.olduğunu, davacı şirketin … Ltd.Şti ile iş ortaklığı yaptığını ve iş ortaklığını müvekkili davalı ile 30.11.2012 tarihli 2.400.000,00 TL+ KDV bedelli sözleşme imzaladığını, iş ortaklığı namına bu iki şirketin PAÜ Psikiyatri Hastanesi inşaatı işini yüklendiklerini, yüklendikleri inşaat işinin tüm mekanik işlemlerini yapmak üzere müvekkili davalı ile iş ortaklığı arasında anılan 30.11.2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmedeki edimini yerine getiren müvekkili davalının, iş ortaklığından kalan alacağını tahsil amacıyla, iş ortaklığına Beyoğlu 35. Noterliğinin 14.04.2015 tarih ve … nolu ihtarnameyi gönderdiğini, bu ihtarnameye bir cevap verilmediğini, müvekkili davalının iş ortaklığından 2.832.000,00 TL alacaklı olup, bunun 2.750.197,00 TL’sinin ödendiğini, (davacının talep ettiği 70.000,00 TL+KDV’nin bunun içinde olduğunu) bakiye borcun 81.830,00 TL olarak talep edildiğini, taraflar arasındaki 30.11.2012 tarihli sözleşme ile PAÜ’deki davacının yüklenici, davalının taşeron olarak yaptığı iş devam ederken bu kez müvekkili davalının PAÜ yüzme havuzu ihalesini yüklenici olarak aldığını ve taşeron olarak bu inşaat işlerini 03.09.2013 tarihli sözleşme ile davacıya verdiğini, yani taraflar arasında iki sözleşme bulunduğunu, her iki sözleşmenin karşılıklı olması nedeniyle cari hesabın sözleşme ayrımı yapılmaksızın davacı şirket ve davalı arasında ödemeler olarak sürdürüldüğünü, her iki sözleşmeye ait cari hesap ve muhasebe işlemleri davacı … şirketi üzerinden yürütüldüğünden söz konusu faturanın bu hesaplaşmada ödendiği konusunda tarafların anlaştığını, müvekkili davalının bu anlaşmaya güvenerek iyi niyetli kendi cari hesabında bu faturayı alacağından mahsup ettiğini, ancak davacı tarafın kötü niyetle tekrar tahsilat yapmak istediğini, müvekkili davalının bu faturayı davacı … şirketinden olan alacağından mahsup etmemiş olması halinde (81.830,00+ 70.000,00+KDV ) = 164.430,00 TL alacağı olacağını, bu dosya ile birleştirilmek üzere Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, davacı şirketin iş sözleşmesi nedeniyle müvekkili davalıya 955.000,00 TL banka havalesi, 545.000,00 TL çek olmak üzere 1.500.000,00 TL’lik ödeme yaptığını, borcuna karşılık ödeme yapan tacirin ödeme yaptığı şirketten alacaklı olduğunu iddia etmesi halinde 70.000,00 TL fatura alacağını mahsup etmeden ödeme yapmayacağını, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilmesini talep ettiklerini beyan ederek, davanın reddi gerektiğini savunmuş ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen … Esas … Karar sayılı Dava Dosyasında
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri inşaatı ihalesini birlikte alan davalılar ile müvekkili davacı arasında imzalanan 30.11.2012 tarihli sözleşme gereğince müvekkili davacının psikiyatri hastanesi inşaatı kapsamındaki tüm mekanik tesisat işlerinin yapımını yüklendiğini, her iki davalının şirket ortaklığı namı altında sözleşmeyi imzaladıklarını, anılan sözleşmenin 4.maddesinde 8 kalemden ibaret imalatların tamamının müvekkili davacı tarafından imal ve ifa edildiğini, işveren idare ile davalılar/yüklenici arasında yapılan sözleşmenin geçici kabulünü 20.08.2014 tarihinde yapılarak, davalıların birbirine karşı olan yükümlülüklerinin son bulduğunu, işveren/idarenin geçici kabulü ile müvekkili davacının sözleşmeden doğan işleri tamamladığının kesinleştiğini, müvekkili davacının sözleşmeden doğan alacağının 2.832.000,00 TL olup, bunun 2.750.197,00 TL’sinin davalılar tarafından ödendiğini, bu ödemenin 70.000,00 TL+ KDV tutarının davalının müvekkili davacıya kestiği 27.11.2013 tarihli … sayılı KDV dahil 82.600,00 TL bedelli fatura karşılığının aradaki sözlü anlaşma gereğince mahsubu suretiyle, bakiyesinin ise nakit ve çek olarak ödendiğini, bu mahsup ve ödemeler neticesinde müvekkili davacının bakiye alacağı 81.803,00 TL’nin ödenmemesi nedeniyle Beyoğlu 35. Noterliğinin 14.04.2015 tarih ve … nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, davalılarca ihtarnameye bir cevap verilmediğini, davalı … şirketinin Denizli 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili davacı aleyhine (cari hesap ilişkisi içinde artık alacak hükmü kalmayan faturaya dayalı olarak) 82.600,00 TL’lik takipte bulunduğunu, bu takibe itiraz edilmesi üzerine davalı … şirketi tarafından Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına itirazın iptali davası açıldığını, oysaki davalı … şirketinin icra takibine dayanak aldığı faturanın ödenmesi ve iş ortaklığının davacıya yaptığı 2.750.197,00 TL’nin içinde zaten mahsuben hesaplaşma yapıldığını, … şirketine bir borcun bulunmadığını, ancak muhasebe teknikleri açısından bu sonuca varılmadığı takdirde davalılara karşı saklı tuttukları haklarına dayanarak 82.600,00 TL’lik ek dava açacaklarını, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 81.803,00 TL alacağın tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ; davanın davacı tarafın bu davaya dayanak gösterdiği ve iş ortaklığı ile imzalamış olduğu sözleşme hükümlerinin yerine getirmemesinden dolayı müvekkili davalıların uğradığı zararın gecikme cezasına ilişkin olduğunu, davacının, davalı iş ortaklığından böyle bir alacağı bulunmadığını, zira davacının sözleşme konusu işi tamamlamadan bıraktığını, bu konularda davacı yana Denizli 7. Noterliğinin 25.04.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile yine Denizli 7. Noterliğinin 10.11.2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamelerin keşide edildiğini, davacının işi yarım bırakması nedeniyle işin … isimli başka bir firmaya tamamlattırıldığını, davacı yanın yapmadığı işin bedelini talep ettiğini, davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği mahsuplaşmanın muhasebe tekniğine uygun olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi; ana dava açısından “…Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede işin süresi 01/12/2012-15/12/2013 olmak üzere 1 yıl 15 gün olarak kararlaştırılmış ise de, yer teslimi yapılmadan işe başlanamayacağı ve davalıya yer tesliminin 25/04/2013 tarihli “İşyeri teslim ve işe başlama tutanağı” ile yer teslimi yapıldığı kabul edilerek, bu tarihten itibaren 1 yıl 15 gün eklendiğinde 09/05/2014 tarihinde işin bitirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Nitekim bilirkişi raporlarında da 20/05/2013-20/06/2013 tarihlerini kapsayan 8. Hakedişte davalının işi yapmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalıya gönderilen 24/04/2014 tarihli birinci ihtarname ile davalıya 10 gün içinde işi tamamlaması gerektiği ihtar edilmiş ise de, davalıya yapılan yer teslimine göre o tarihte henüz işin süresinin dolmadığı, davalının da bu şekilde ihtara cevap verdiği, davacı tarafça 10 günlük süre geçmesine rağmen herhangi bir tespit yaptırılmadığı anlaşılmıştır. İşin bitiş süresini kapsayan 17. Hakedişte ise; davalıya ait süs havuzu işine hiç başlanılmadığı, dolayısıyla davalının 09/05/2014 tarihinde işi süresinde bitiremediği tespit edilmiştir. Davacı tarafça 10/11/2014 tarihli ikinci ihtarname ile yine davalıya 10 gün içinde işi tamamlaması aksi halde cezai şart ödemek durumunda kalacağı ihtar edilmiş ise de; 09/09/2014-14/11/2014 tarihlerini kapsayan 21 numaralı hakedişte, hem ana yüklenici davacının hem de alt yüklenici davalının tüm işi bitirdiği, 12/09/2014 tarihinde asıl işveren idareye geçici kabul teklif belgesi sunulduğu tespit edilmiştir. Buna göre dosyada taraflar arasında düzenlenmiş ayrıca bir iş bitirme teslim tutanağı olmasa da davalının 12/09/2014 tarihinden önce işi bitirmiş olduğunu ve toplamda 137 gün işin tesliminde geciktiğini kabul etmek gerekmiştir. Davalı taraf, dava dışı asıl işveren idare ile asıl yüklenici davacı arasında süre uzatım anlaşması yapıldığını ve işin teslim süresinin 132 gün uzatıldığını, bu nedenle davacının inşaatı bitirme süresinden önce davalının işi bitirmesinin mümkün olmadığını iddia etmiş ise de; davalı taraf, dava dışı idare ile davacı iş ortaklığı arasında hüküm ifade eden ve yalnızca taraflarını bağlayan sözleşmede taraf olmadığından, davalının davacıya tanınan süre uzatım kararından doğrudan faydalanması sözleşmelerin bağlayıcılığı ilkesine aykırıdır. Bunun yanında davalı tarafça davacı iş ortaklığından ek süre ya da işin teslim süresinin uzatılması yönünde teklifte bulunulduğu, taraflarca bu hususta anlaşmaya varıldığı yönünde dosyaya bir delil ibraz edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle davalının işin tesliminde 137 gün geciktiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin 13. Maddesine göre gecikme halinde günlük 2.000,00 TL cezai şart ödenmesi kararlaştırıldığından, davacının ıslah talebiyle birlikte 274.000,00 TL cezai şart alacağının yine talebe göre dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” karar vermiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyada,”…Taraflar arasındaki uyuşmazlık yönünden her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş, dosyamız arasına alınan bilirkişi raporları ile; davacı …’nın usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlarına göre, davalı …’dan 80.080,00 TL cari bakiye alacağı olduğu, davalı …’nun defter ve kayıtlarına göre ise, davalının davacı … ile asıl dosyanın davacıları … ve … iş ortaklığını ayrı ayrı hesaplarda takip etmesi gerektiği halde muhasebe tekniğine uygun olmayan şekilde ve hatalı kayıt oluşturmak suretiyle aynı hesapta takip ettiği ve mahsup işlemi için alacaklı tarafın onayladığına dair yazılı bir belge olmaksızın mahsup işlemi yaparak iş ortaklığından olan alacağından davacı … alacağını mahsup ederek alacağı ödenmiş gösterdiği tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi, davalının borcunu ödediğine delil gösterdiği mahsup işlemi muhasebe tekniğine uygun olmayan şekilde ve hatalı kayıt oluşturmak suretiyle yapıldığından geçerli olmadığı, davalı tarafça davacının edimini yerine getirdiği kabul edilmekle ve davacının alacağı davalının defterlerinde de kayıtlı olmakla dava konusu alacağın ispat edildiği, davacının alacağının ödenmediği buna göre davacı davasını ispat ettiğinden davanın kabulü ile itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Dava faturadan kaynaklanan bakiye alacak için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin olup; alacağın davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir, yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek; davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir….” denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyada “… Bilirkişi raporlarında ve yukarıda da belirtildiği gibi, ana yüklenicinin bu tarihte asıl işveren idareye geçici kabul teklif belgesi sunmuş olması ve idarenin de geçici kabul belgesi ve teslim tutanağı ile işi teslim almasından dolayı dava konu mekanik tesisat işlerinin en geç 12/09/2014 tarihinde bitirildiğini kabul etmek gerekmiştir. Ana yüklenici iş ortaklığı en son 10/09/2014 tarihinde dava konusu işin bitirilmesine ilişkin ihtar keşide etmiş, akabinde idarece kabul ve teslim gerçekleşmiş, sonraki bir tarihte ana yüklenici iş ortaklığı, işin bitirilmediği ya da eksik bırakıldığı hususunda bir ihtar ya da tespit tutanağı ibraz ederek aksini iddia ve ispat etmemiştir. Asıl dosya davacısı birleşen dosyada davalı iş ortaklığı, alt yüklenici …’nun sözleşme konusu işi yarım bıraktığı tamamlamadığını, bu nedenle böyle bir alacağı olmadığını iddia etmiş ise de; idareye işin tamamlandığına dair düzenlediği tutanak ve alt yükleniciye bu tarihten sonra işin tamamlanmadığı, eksik işler olduğunu ilişkin bir ihtarı olmaması, yine düzenlenen hakedişlerden de işin tamamlandığının anlaşılması karşısında, kararlaştırılan sözleşme bedelini tam olarak ödemediği, incelenen defter ve kayıtlara ve … tarafından yapılan mahsubun uygun olmaması nedeniyle mahsubun kabul edilmemesi de göz önünde bulundurularak, asıl dosyada davalı birleşen … Esas sayılı dosyada davalı olan …’nun, iş ortaklığından 161.883,27 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış; birleşen … Esas sayılı dosya yönünden davanın kabulü ile 161.883,00 TL’nin iş ortaklığına gönderilen Beyoğlu 35. Noterliği’nin 14/04/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarına göre temerrüt tarihi olan 20/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalı iş ortaklığından tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ise de, birleşen dosya davacısı … vekilinin 20/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi sehven gözden kaçırıldığından 81.81.803,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Ana ve birleşen … Esas sayılı davada davalı, birleşen … Esas sayılı davada davacı vekili her üç davada verilen karar hakkında dilekçelerinde yazılı gerekçelerle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Asıl davanın konusunu, davalı alt yüklenicinin işi süresinde tamamlayıp teslim etmemesi nedeniyle istenen gecikme cezası oluşturmaktadır. İlk derece mahkemesi, iş yerinin teslimi ve işe başlama tarihi ve sözleşmede kararlaştırılan süre de dikkate alındığında işin 09/05/2014 tarihinde bitirilmesi gerektiği, oysa teslimin 12/09/2014 tarihinde gerçekleştiği, böylece işin tesliminde 137 gün gecikme olduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de, mahkemece varılan sonuç dosya kapsamındaki delillere uygun düşmemektedir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 30/11/2012 tarihli sözleşmenin fesih ve cezalar başlıklı 13. maddesinde işin proje ve tekniğine uygun olarak zamanında teslim edilmemesi durumunda her gün için 2.000,00 TL ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki bu cezai şart ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. İfaya ekli cezai şartın talebedilebilmesi için, herşeyden önce teslim anında veya daha öncesinde usulünce ortaya konulmuş bir ihtirazi kayıt bulunması gerekir. Kaldı ki, davacı şirket vekilleri tarafından Denizli 7. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderilen 10/11/2014 tarihi ihtarnamede, daha önce gönderilen ihtarnameye de atıfda bulunarak işlerin tamamlanması için 10 gün süre verildiği ve ihtarnamenin sonunda da gecikmelere karşılık cezai şartın yargı yoluna başvurularak talep edilmemesi için işin 10 gün içinde tamamlanmasının istendiği anlaşılmaktadır. Bu ihtar tarihinden daha önce işin teslim edildiği mahkemenin kabulündedir. İhtarla verilen süre ve açıklamalar da dikkate alındığında, şartları oluşmayan asıl dosyadaki cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan bu hususlar değerlendirilmeksizin yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Mahkemenin gerekçeli kararı tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK 298/2 m.) Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması halinde, yasaya uygun biçimde gerekçeyi içeren bir hüküm kurulduğundan söz edilemez. Ayrıca taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların da hükümde yer alması HMK 297. maddenin gereğidir. Bu hususların HMK 355 maddesi gereği re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, mahkemenin gerekçeli kararında, birleşen Denizli Ticaret Mahkemesinin … Esas numaralı dosyasında davacı … vekilinin ıslah dilekçesinin sehven gözden kaçırıldığı, gerekçeli karar ile kısa karada değişiklik yapılamayacağı gerekçesiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla gerekçeli kararla hüküm sonucunun çeliştiği durumlarda usulünce bir karar verildiğinden sözetme imkanı bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, … vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4 maddesi uyarınca kararın tümüyle ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davalı /birleşen dosyada davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 07/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.