Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/542 E. 2022/994 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/12/2020
Dava Türü : Menfi Tespit – Tazminat (Eser Sözleşmesi)(Denizli 7. İcra …. Esas)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; davacının …. isimli işyerinin sahibi olduğunu, davalı …. İnşaat yetkilisi … ile işyerinin tadilatı konusunda anlaştıklarını ve taraflar arasında 27.10.2016 tarihli sözleşme yapıldığını, sözleşme ile yapılacak işlerin ayrıntılı olarak yazıldığını iş karşılığı olarak da sözleşmede yazılı 8 adet senetin davacı tarafından düzenlenerek davalıya verildiğini, davalı sözleşme gereği tadilat işini yapmaya başladığını, ancak sözleşme süresi içinde bu işleri bitirmediğini, yine tadilat işini sözleşmeye uygun olarak yapmadığı gibi bir kısım imalatı da eksik, bozuk ve çalışmaz halde bırakıldığını, süresinde işlerin bitirilmemesi ve tadilatın uzun sürmesi nedeniyle müvekkil işlerin en iyi olduğu dönemde kazanç kaybı yaşadığını, eksikliklerin tespiti amacıyla Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, eksik kalan işler ve tutarları tespit ettirildiğini, davalının Denizli 7. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine 11 ve 12. Aylara ilişkin senetler için fatura keserek ödenmiş alacakları için takip başlatarak mükerrer ödeme talep ettiiğini, yani alacaklının hem tahsil ettiği senetleri takip konusu yapması hem de eksik ve yapmadığı işlere ilişkin aldığı senetler nedeniyle haksız menfaat sağladığını bedelsiz kalan senetlerin iptali, mükerrer tahsil için yapılan icra takibin durdurulması ve süresinde işin bitirilmemesi nedeniyle müvekkilinin yaşadığı kazanç kaybının giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; tespit raporunu kabul etmediklerini ve itirazlarını dosyaya sunduklarını, davalının fazladan yaptığı imalatların hiç değerlendirilmediğini, davacının kendilerine uygun çalışma ortamı hazırlamaması nedeni ile işlerin tamamlanamadığını, davacının toplamda 28.000 TL ödeme yaptığını, bakiye borcun ödenmediğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre yapılan işler toplamı 40.520,00 TL olduğu davacının 28.000,00 TL’lik ödemesi çıkarıldığında davalı alacağının 12.520,00 TL olduğu anlaşıldığını ve davacının dava değerini toplamda 33.357,50 TL üzerinden açtığını, ayrı ayrı belirttiği kazanç kaybı ve delil tespiti giderini toplam miktardan çıkarıldığında davacının borçlu olmadığı miktara ulaşıldığını ve sonuç olarak yapılan hesaplamada davacının davalıya borçlu olmadığı miktar 16.728,00 TL olarak hesaplandığını ve bu miktara hükmedildiğini, yine hükme esas alınan SMMM bilirkişisinin raporuna göre davacının kazanç kaybının 1.885,56 TL olduğu belirtildiğinden kazanç kaybı talebinin kısmen kabulü ile, 1.855,56 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, davadan önce yaptırılan delil tespiti masrafları resen yargılama giderine eklenir hükmüne göre, davacının talep ettiği delil tespiti giderlerinin yargılama giderlerine eklenerek davalıdan tahsil edileceğinden faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebinin reddine karar verilerek, iş bu davadan önce davacı tarafından yaptırılan Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İŞ sayılı dosyasındaki masraflar yargılama gideri olarak eklenmesine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen 27/10/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Sözleşme içeriği incelendiğinde tarafların götürü bedelle tadilat işleri konusunda anlaştıkları, işin termininin ve yapılacak işlerin sözleşmede belirlendiği görülmektedir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Harçlar Kanununun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı öngörülmüştür. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamaz. Buna göre davanın maktu harçla açıldığı, sondan bir önceki celse harcın tamamlattırılması için ara karar oluşturulduğu; ancak dava dilekçesine göre talep sonuçları incelendiğinde davacının borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği her biri 9.500,00 TL bedelli 4 adet senet tutarının 38.000 TL olduğu, yine talep edilen tazminat tutarının 3.000,00 TL olduğu, iptaline karar verilmesi talep edilen takibin 8.653,00 TL lik faturaya ilişkin bulunduğu, buna göre davacının dava konusu yaptığı miktarın 49.653,00 TL olduğu anlaşılmakla; bu miktara göre alınması gereken nisbi karar ve ilam harcı 3.391,80 TL olup; 1/4 oranındaki peşin kısmı 847,95 TL ve davacının yatırdığı miktar 31,40 TL olmakla eksik harç miktarı 816,55 TL olarak hesaplanmaktadır. İlk derece mahkemesince 06/11/2020 tarihli ara kararda tamamlatılan miktar hatalı olmuştur. Öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerekir.
2) Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedel üzerinden düzenlenmiş olduğuna göre, teslim tarihi itibariyle eksik ve ayıplı işler dışlanarak yapılan işin sözleşmeye göre yapılması gereken işe fiziki oranı tespit edilmelidir. Buradan hareketle tespit edilecek bu fiziki gerçekleştirme oranı iş bedeline uygulanmalı ve davalı yüklenicinin hak ettiği miktar bu yöntemle belirlenmeli, ayrıca varsa fazla imalatlar da hesaplanmalıdır. Buna göre davacı yanca kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek, davacı iş sahibinin davalı yükleniciye borçlu olup olmadığı incelenmeli; buradan hareketle bonolar ve icra takibi nedeni ile borçlu bulunup bulunmadığı ve miktarı hesaplanmalıdır. Bilirkişi raporlarında hesaplamanın bu yöntem izlenmeden yapıldığı görülmekle hüküm kurmaya elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır.
3) Sözleşmede senetlere açık ve ayrıntılı olarak atıf bulunmakla , taraflar arasındaki ilişkide kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesinden hareketle sonuca varılamayacağı, dava konusu senetler davalı uhdesinde olmakla, bakiye borç tutarı belirlendikten sonra Denizli 7. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile takibe konu edilen faturalar bilirkişiye inceletilerek mükerrer tahsilat durumu olup olmadığı, ilgili icra dosyasında Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesince verilen takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına dair verilen karar da dikkate alınarak, tarafların cari hesabındaki duruma göre takibin iptali yönündeki talebin yerinde olup olmadığı ve ayrıca dava konusu yapılan bonolarla ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadığı ve takibin iptali yönündeki talep hakkında karar verilmediği görülmüştür. HMK’nun 297/2 maddesinde; “Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” denilmektedir. O halde mahkemece dava konusu yapılan bonolar ve faturanın konu edildiği icra takibin iptali talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmeli ve karar verilirken tarafların usulü kazanılmış hakları da gözetilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 04/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.