Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/47 E. 2022/1030 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 01/10/2020
Davanın Türü: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Antalya 9. İcra …. Esas)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taşeron yüklenici ile davalı iş sahibi arasında, davalının yapımını üstlendiği … Yapım İşi kapsamında asansör imalat ve montajı konusunda 1.320.000,00 + KDV bedelli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirildiğini, sözleşme kapsamındaki ücretin davalı tarafından 25/01/2018 tarihli hak ediş raporuyla kabul edildiğini, daha sonra ek işlerle ilgili 30/05/2018 tarihli hak ediş raporunun düzenlendiğini, davalı şirkete noter aracılığıyla gönderilen ihtarnameler ile işin zamanında teslim edildiği, davacıya isnat edilen hususları kabul etmedikleri, teminat senedi olarak alınan senedin iade edilmesi gerektiği, bakiye alacaklarının ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiği belirtilerek, haksız olarak alacaklarından mahsup edilmek istenen miktarlara, kesilmek istenen cezalara ve bu yönde gönderilen faturalara itiraz ettiklerini, davalının cevabi ihtarnamesinde 123.236,87 TL’lik kısmı kabul etmesine rağmen borcunun ödemediğini, teminat senedini iade etmediğini, bu sebeple ödenmeyen bakiye 296.673,60 TL alacağın (236.320,00 TL ve 30/05/2018 tarihli hak ediş raporu doğrultusunda 60.353,60 TL) ilamsız icra yoluyla takibe konulduğunu, davalının takip konusu alacağın 123.236.87 TL’lik kısmını kabul etmesine rağmen borcun tamamına haksız şekilde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşme ile yüklenilen işin büyük ölçüde tamamlandığı konusunda anlaşmazlığın bulunmadığını, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın yapılan eksik ve hatalı imalatların bulunup bulunmadığı, varsa eksik ve hatalı imalatların bedeli ile bakiye tutar konularında toplandığını, davacının davalıya 1.611.320,00 TL tutarında fatura düzenlediğini, davalının davalıya tamamı banka aracılığıyla 1.488.083,13 TL ödeme yaptığını, aradaki farkın 123.236,87 TL olduğunu, davacıya noter aracılığıyla gönderilen ihtarname ile işin tamamlanma süresi 15/11/2017 olmasına rağmen henüz tamamlanmadığı, bu sebeple sözleşmenin 3. ve 13. maddelerinde yazılı cezai müeyyidelerin uygulanacağı belirtilerek, eksik imalatların tamamlanması, aksi halde işin başka firmaya tamamlatılacağının ihtar edildiğini, teknik kurulun düzenlediği raporda çok sayıda eksik ve hatalı imalat olduğu hususunda davacıya e-mail gönderildiğini, ihtarname ile cari hesapta bulunan paranın ödenebilmesi için eksik imalatların tamamlanmasının istendiğini, ilk ve son ihtarname arasında 7 aylık süre olmasına rağmen bu sürede davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının sözleşmedeki şartnameye aykırı, eksik ve hatalı imalatlar yaptığını belirterek, haksız ve yersiz davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; Somut olayda, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın yapılan eksik ve hatalı imalatların bulunup bulunmadığı, varsa eksik ve hatalı imalatların bedeli konusunda olduğunun anlaşıldığı, teknik bilirkişilerin raporu mahkemece hüküm kurmaya ve denetime elverişli, oluşa ve yasaya uygun görüldüğünden esas alındığı, bu raporda eksik imalat bedeli 9.750,00 TL olarak tespit edilmiş olup, toplam kalan hakediş bedelinden eksik imalat bedeli çıkarılarak bulunan 286.923,00 TL asıl alacak yönünden takibin devamına yönelik karar vermek gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/06/2016 tarih … E. …. K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden, davacı yararına hükmolunan alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına da karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, buna göre davalının Antalya 9. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasındaki asıl alacağa itirazının kısmen iptali ile, takibin 286.923,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak devamına, hükmolunan alacağın % 20’si tutarındaki 57.384,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermiş, iş bu karar davalı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yürütülen ilamsız icra takibine vaki davalı borçlunun itirazının iptali istemine ilişkindir. Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Davacı taşeron yüklenici ile davalı iş sahibi arasında, davalının yapımını üstlendiği … yapımı işi kapsamındaki asansör imalat ve montajı konulu 02/06/2017 tarihli sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmede işin bitim tarihi 15/11/2017 olarak ve sözleşme bedeli götürü bedel üzerinden 1.320.000,00 TL + KDV (KDV dahil 1.557.600,00 TL) olarak kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı alacaklı tarafından 25/01/2018 tarihli hakediş raporuna istinaden bakiye asıl alacak miktarı olan 236.320,00 TL ve 30/05/2018 tarihli hakediş raporuna istinaden bakiye asıl alacak miktarı olan 60.353,60 TL ile bu alacakların takip tarihine kadar işlemiş faizlerinin de eklenmesiyle bulunan toplam 332.584,34 TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Dava değeri 296.673,60 TL olup, bu miktar üzerinden harç yatırılmakla, davacının asıl alacak miktarı olan takibe konu 296.673,60 TL üzerinden itirazın iptali isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça, davalının kendisine 1.250.000,00 TL ödeme yaptığı ileri sürülürken, davalı tarafça ödeme miktarının 1.488.083,13 TL olduğu savunulmuştur. Davalının noter aracılığıyla davacı tarafa gönderdiği 24/09/2018 tarihli ihtarname cevabıyla, eksik ve ayıplı imalatlar düşüldüğünde davacının 123.236,87 TL bakiye alacağının bulunduğu belirtilmiş olup, davalı vekilinin icra dosyasına sunduğu 06/10/2018 tarihli itiraz dilekçesinde de, davacı yüklenicinin halen 123.236,87 TL alacak bakiyesinin olduğu, ancak bu miktardan eksik ve ayıplı işlerin düşülmesi gerektiği bildirilmiştir.
Davacı taraf, takibin dayanağı olan hakedişlerden, 30/05/2018 tarihli hakedişten kaynaklanan alacaklarının ilave işlerle ilgili olduğunu ileri sürmüştür. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle takibin dayanağı olan hakediş raporlarına istinaden davacı yüklenicinin alacağının mevcut olup olmadığı ve mevcutsa miktarı belirlenmelidir.
O halde, davacı vekiline 25/01/2018 tarihli ve 30/05/2018 tarihli hakediş raporları asıllarını, dayanak belgeleriyle birlikte dosyaya sunmak üzere süre ve imkan verilmeli, 30/05/2018 tarihli hakediş raporunun düzenlenmesine esas ilave işler açıklattırılmalı, davalı tarafın bu belgelere karşı beyanları, gerekirse davalı şirket yetkilisi isticvap edilmek suretiyle alınmalı, davalı iş sahibinin davacı yükleniciye yaptığı ödemelere dair belgeler dosya içerisine alınmak suretiyle yapılan ödeme miktarı net olarak belirlenmeli, davacının ilave iş yapıp yapmadığı ve bakiye alacağının mevcut olup olmadığı, ayıplı imalatların giderilme bedelleri, yapılan ödeme miktarı ve ayrıca davalı iş sahibinin davacı yüklenicinin 123.236,87 TL bakiye alacağı bulunduğu (bu miktardan eksik ve ayıplı imalatların giderilme bedelleri düşülmek kaydıyla kalan miktarın davalının kabulünde bulunduğu göz önünde bulundurulmalıdır) yönündeki kabulü gözetilerek, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli bilirkişi raporu alınarak tespit edilmeli ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
2)Dava konusu olan alacağın varlığı ve miktarının yargılama neticesinde belirlenmesi dikkate alınarak likit nitelikte olmaması itibariyle, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
3)HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine karşın, belirtilen yasal düzenlemeye uygun düşmeyecek şekilde davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4, 6 maddeleri uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davalı tarafa iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 06/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.