Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/262 E. 2022/977 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 26/11/2020
Davanın Türü: Tazminat (Araç Tamiri)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; davacı şirkete ait Audi A6 Qatro model aracın davalı şirkette bakımlarının yapıldığını, son olarak 07/02/2018 tarihinde bakım onarım yapılarak aracın davacı yetkilisine teslim edildiğini, yaklaşık 40-45 km yol aldıktan sonra aracın stop ederek çalışmadığını, motor kısmının yağ ile kaplandığının ortaya çıktığını, Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İŞ dosyasında tespit yaptırdıklarını, rapora göre davalı şirketin hasardan %50 oranında sorumlu olduğu belirlenerek 30.000,00 TL zararın oluştuğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 15.000,00 TL’nin 07/02/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, aracın 17/01/2018 tarihinde davalı servise geldiğini, 280.197 km de olduğunu, davacının onayı ile silindir kapağının açıldığını, rektefeciye ölçümleme yaptırdıklarını, ayrıca davacının kendi rektefecisini çağırdığını, davacı tarafından çağrılan rektefecinin silindirdeki çizik ve sarma izlerinin motora zarar vermeyeceğini söylemesi üzerine şirket müdürü …’nın talebi ile işlem yapılmadan zincir ve conta değişimi yapılarak kapağın kapatıldığını, davacı tarafından temin edilen parçaların kullanıldığını ve şirketin gönderdiği kişiye teslim edildiğini, aracın 45-50 km sonra arızalandığının bildirildiğini ve çekiciyle getirildiğini, değişmesi gereken parçaların değiştirilmesine rıza gösterilmeyen şirket müdürünün kusurlu olduğunu, tespit raporuna itiraz ettiklerini, raporun temelsiz olduğunu, aracın km’si ve yaşı itibariyle zamanında bakım ve onarımlarının yapılıp yapılmadığı, orjinal parçalarının kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, davalının kusurlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; Yüklenicinin iş sahibine bildirimle, yalnızca eserin ayıplı olduğunu bildirmesi yeterli olmadığı, ayrıca ayıbın niteliğini ve önemini, iş sahibinin anlayabileceği şekilde ifade etmesi gerektiği, bu sayede iş sahibinin ayıbı anlayıp değerlendirilebilmesi mümkün olduğu, olayda davacı tanığının kabul ettiği üzere aracın bakım ve zincir değişiminin yeterli olmayacağı, motoru için rektefiye yapılması gerektiği açıklanmış ve aksi halde yolda kalacağı açıkça belirtilmiş olduğundan (davacı yetkilisinin kabulünde olmakla) davalı taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu, davalının yapmış olduğu bakım ve zincir değişim davacının talebi üzerine yapılmış olmakla ve hasar ile yapılmış olan işlemlerin ilgisi olmadığı, davalının kusurlu bulunamayacağı gerekçesiyle; davanın reddine karar vermiş, iş bu karar taraf vekillerince yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK’nun 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Davacı vekilinin istinafı yönünden tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2)Davalı vekilinin istinafı yönünden ise, hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT göre (24/11/2020 tarihinde yürürlüğe giren) davalı yararına 4.080,00 TL maktu ücreti vekalete karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle 3.400,00 TL vekalet ücretini hüküm altına alınması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün bu kısmının düzeltilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kararın bu kısmının kaldırılarak, hükmün diğer kısımları aynı kalmak kaydıyla yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
1)Yerel mahkeme kararının; “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca dava değeri üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ile davalıya verilmesine,” şeklindeki (6) nolu bendinin ORTADAN KALDIRILMASINA ve HÜKÜMDEN ÇIKARTILMASINA, yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine” ibaresinin eklenmesine,
2)Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın ilk derece mahkemesince davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3)Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 29/09/2022 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.