Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 17/09/2020
Davanın Türü: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili açtığı dava ile;
Taraflar arasında alt yüklenici sözleşmesi olduğunu, davacının yüklenici davalının üstlendiği projede bir kısım blokların kaba inşaatını yapmayı üstlendiğini, davalının sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, davacının yaptığı işlerin bedelinin bir kısmının ödenmediğini, haksız fesih sebebiyle davacının mağdur olduğunu ve davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, davalının kendi edimini yerine getirmediğini, davalının ödemeleri zamanında yapmadığını, davalı tarafından davacının inşaata girmesi engellenerek davacıya ait malzemelere el koyduğunu, inşaat kalıpları ve iskelelerin kaldığını, ayrıca fesih sebebiyle davalının kardan mahrum kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalarak 10.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile;
Davacının dört ayrı kalem için talepte bulunduğunu ancak dava bedelinin 10.000,00 TL olduğunu, dava dilekçesinin açık olmadığını, davalı tarafından sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini, davalının davacıya borçlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; davacının özetle; yaptıkları imalatların bedelinin kendilerine tam olarak ödenmediğini, davalı tarafın haksız fesih yapmak suretiyle kar mahrumiyetine sebep olduğunu, davalı şirket tarafından alınıp davacı şirkete fatura edilen inşaat kalıplarının davacı şirkete verilmediği ve ayrıca davacı ait diğer alet ve edavatın bir kısmının da iade edilmediğini belirmesi üzerine, tensip zaptında alınan 12 numaralı ara kararında davacı vekiline talep ettiği 10.000,00 TL nin kâr mahiyetinde mi, yoksa davalı şirket tarafından alınıp da davacı şirkete fatura edildiğini, ancak davacı şirkete verilmediğini iddia ettiği kalıplar ve davalı şirket tarafından iade edilmeyen alet ve edevata ilişkin olup olmadığına netice-i talebini açıklamak üzere üzere H.M.K. 119/1-g, 94 ve 119/2 maddeleri uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmiş ve söz konusu ara karar davacı vekiline tensip zaptıyla birlikte 23.01.2020 tarihinde tebliğ olmuş, ancak davacı vekilinin tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ara karar gereğini yerine getirmediği dosya münderecatından anlaşıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md.119 uyarınca dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerektiği, bu hususun eksik olması halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md.119/2 uyarınca davacıya bir haftalık kesin süre verilir ve bu süre içerisinde eksiklik giderilmediği takdirde dava açılmamış sayılacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md.94’e göre kesin süre içerisinde kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemi yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkacağı gerekçesiyle; HMK. Md. 119/1-g, md. 94,119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye ve ayrıca HMK’nun 119/1-ğ maddesindeki düzenlemeye göre dava dilekçesinde talep sonucunun açık bir şekilde bulunmasının zorunlu olmasına, davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği 10.000,00 TL’nin ne kadarının imalat bedeli, ne kadarının kar mahrumiyeti, ne kadarının ise malzeme bedeli olduğunu mahkeme tarafından verilen kesin süreye rağmen usulünce açıklamamış olmasına ve mahkeme kararında HMK’nun 119/1-ğ yerine HMK’nun 119/1-g maddesi yazılmış olmasının mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olmasına göre mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harç düşüldükten sonra kalan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 09/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….