Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/210 E. 2021/971 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 19/06/2020
Davanın Türü : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesi) (Ankara 20. İcra …Esas)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Davacının hissedarı olduğu taşınmaza ilişkin olarak, davacı arsa sahibi ve diğer arsa sahipleriyle davalı … arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davacıya 1 daire verilmesi ve 55.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, yüklenici şirket yetkilisinin talebi üzerine ödemenin yapılması için 55.000,00 TL bedelli bonoların davacı tarafından imzalanarak yüklenici şirket yetkilisine teslim edildiğini, 55.000,00 TL ödemenin davacıya yapılmasından sonra bu bonoların davacıya iade edilmeyerek ciro yoluyla devredildiği diğer davalı şirket tarafından bedelsiz kalan bonoların kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiğini belirterek, davacının davalılara karşı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline ve tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İlk derece mahkemesi; Davanın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi gereğince uyuşmazlığın ticari işlerden ve 4. madde gereğince ticari davalardan olduğu, davanın, ticari iş nitelikli eser sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemli dava olduğu, eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin düzenlemelerde yer almadığı, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanuna tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda gerekse 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunda bir hüküm de bulunmadığı, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, davacı vekilinin açıkça arabuluculuğa başvurmadıklarını belirtmediği gerekçesiyle, davanın 6100 Sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca, sözleşme kapsamında davalı şirkete verildiği ve bu şirket tarafından diğer davalı şirkete ciro edildiği belirtilen, takip konusu bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 234,81 TL harcın mahsubuyla bakiye 175,51 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 14/10/2021 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….