Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/19 E. 2022/250 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 01/10/2020
Dava Türü: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Denizli 8. İcra … Esas)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Davacı yüklenicinin, kule vinçlerinin montaj ve demontajı ile tamiratları konulu eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için, iş ortaklığı şeklindeki iş sahipleri olan davalı borçlu şirket ve dava dışı borçlu şirket hakkında başlattıkları ilamsız icra takibinin, borçluların kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu, borçlu adi ortaklığı oluşturan şirketlerden dava dışı … Ltd. Şirketinin iflasına karar verilmesi ve şirket hakkında takip yasağı başlaması sebebiyle bu şirket hakkındaki dava haklarını saklı tuttuklarını belirterek, asıl alacak miktarı olan 36.521,00 TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın süresinde açılmadığını, iş ortaklığına karşı açılacak takip ve davalarda, iş ortaklığını oluşturan her iki şirketin taraf gösterilmesinin zorunlu olduğunu, takibin her iki ortak aleyhine yapıldığını, itirazın iptali davasının da ortaklar aleyhine açılması gerektiğini, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iş ortaklığının davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi; Taraf ehliyetinin, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade ettiği, taraf ehliyetinin, medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılması gerektiği, buna göre, medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişinin davada taraf ehliyetine sahip olduğu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi taraf ehliyetinin de bulunmadığı, adi ortaklığın taraf olduğu işlemlerden doğan davaların tüm ortaklar tarafından açılması gerektiği gibi davanın da onlar aleyhine açılması gerekmekte olup, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının olduğu, somut olayda, … A.Ş. aleyhine dava açıldığı, davalı olarak gösterilen şirketin … iş ortaklığı ortaklarından olup, dava konu alacağın adi ortaklık ile yapılan iş ilişkisinden kaynaklandığı, adi ortaklıkta ortakların mecburi dava arkadaşı oldukları, açılacak bir davanın tüm ortaklar aleyhine açılması gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesi kapsamında iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen ilamsız icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davalı ve dava dışı borçlu şirketin itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline 30/01/2017 tarihinde tebliğ edilmesi ve itirazın iptali davasının 16/01/2018 tarihinde açılmış olması dikkate alındığında, dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 620. ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı) gerekmekte olup, davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir. Taraf ehliyeti, 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re’sen nazara alınabilecektir.
Somut olayda, davacı alacaklı yüklenici tarafından, iş sahibi olan adi ortaklığı oluşturan davalı borçlu şirket ve dava dışı diğer borçlu şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olup, borçluların itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı alacaklı tarafından dava dilekçesinde diğer borçlu hakkındaki dava hakları saklı tutulduğu belirtilmek suretiyle sadece davalı borçlu şirket hakkında itirazın iptali davası açılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar ve dava konusunun para alacağına ilişkin olması dikkate alınarak, adi ortaklardan her biri hakkında ayrı takip yapılması ve dava açılmasının mümkün bulunması sebebiyle, taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi neticesinde sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacı tarafa iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.