Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1732 E. 2023/1145 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 24/05/2021
Davanın Türü : Menfi Tespit (Denizli 2. İcra … Esas) ve (Denizli 2. İcra … Esas) ve Ayrıca Takibe Konulmamış Çekler Nedeni İle

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, hakkında davalının müvekkili hakkında Denizli 2. İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyaları ile takip yaptığını, çeklerin keşidesinin adi ortaklık olarak yer aldığı, müvekkilinin imzasının bulunmadığı, diğer ortağa kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmediğini, takibe konu çeklerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, alacaklı müvekkilinin çekin hamili olduğunu, davacının karşılıksız çek keşide etmekten ceza aldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, “… 6098 sayılı TBK’nun 637. maddesinde; “kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortağın, bu kişiye karşı bizzat kendisinin alacaklı ve borçlu olacağı, ortaklardan birinin, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yapması halinde diğer ortakların ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı ve borçlusu olacağı, kendisine yönetim görevi verilen ortağın ise ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisinin varsayılacağı hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda, idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar.” Temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı Kanun’un 638/son maddesi hükmüne göre, ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklıkta, aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlar. İdareci ortağın hukuki statüsü BK’nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer nitelikler taşır. Bu itibarla ticari mümessilin özel bir yetki aranmaksızın kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine haiz olduğu kabul edilmektedir (HGK.nun 29.01.2009 tarih 2008/12-825¬2009/32 sayılı kararında da açıklanan ilkeler benimsenmiştir.) Mevcut olayımızda Adi Ortaklık Sözleşmesi incelendiğinde; ortakların … ve … olduğu, ortaklığın süresinin 11/12/2014 tarihinden itibaren başlamak üzere süresiz olduğu, sözleşmenin 6. Maddesine göre; ortaklığı idareye ve ortaklığı temsil ve ilzam etmeye, sulh ve ibraya ortaklardan münferiden yetkilidir denmektedir. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısında davacı ….’nin 11/03/2019 tarihinde sicilden terkin edildiği bildirilmiştir. Davaya konu çeklerin Uyap sisteminden yapılan incelemesinde çeklerin keşidecisinin … – … Adi Ortaklığı olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin süresiz düzenlenmesi, sözleşmenin feshedildiğine dair dosya kapsamına göre bir belge bulunmaması, davacının ticaretten terkin edilmesinin adi ortaklık ile ilgisinin bulunmaması, sözleşmede şirketi temsilde ortakların münferiden sorumlu olması, bu sebeple her bir ortağın kambiyo senedi düzenleme ve imzalama yetkisinin olması, bunun için özel bir yetkinin gerekmemesi, bu sebeple sözleşmeye göre her iki ortağın temsil yetkisi bulunduğundan diğerinin imzası olmadan kambiyo senedi düzenleyebilmesi, sözleşme sona ermediği için her bir ortağın ortaklığın borçlarından sorumlu olması sebebiyle davanın reddine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatının reddine…..” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, çeklerin davacı tarafından imzalanmadığı, diğer ortağın tek başına imzaladığı, davacının sorumluluğunun bulunmadığı gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İcra İflas Kanununun 72/3. maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TTK 687 vd. maddelerinde düzenlenen çek hakkındaki yasal düzenlemelerden ve kambiyo hukukundan kaynaklanmakta olup, davacı keşideci davalı ise çek hamilidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1.Dava dilekçesine ekli adi ortaklık sözleşmesine göre ortaklık adına iş ve işlem yapma konusunda davacının dava dışı ortakla birlikte her ikisinin de münferiden yetkili oldukları, kambiyo hukuku açısından bir kısıtlamanın bulunmadığı, bu nedenle ortaklık adına diğer ortağın imzaladığı çekten dolayı hukuki sorumluluğunun bulunmadığından söz edilemeyeceği, menfi tespit davasının ise sadece çekleri diğer ortağın imzalaması ve davacının ticareti terk ettiği iddialarına dayanması karşısında davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
3.2. Yukarıda açıklananlar ve Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 210,55 TL harcın davcıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 21/11/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.