Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1725 E. 2023/525 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi :Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 09/02/2021
Davanın Türü: İtirazın İptali (Antalya 15. İcra …. / Antalya Genel İcra ….E.)

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, taraflar arasındaki sözleşmeye göre düzenlenen ve takibe konu edilen faturadan kaynaklı alacaklarının bulunduğunu, davalının takibe yaptığı itirazının iptali ile icra inkar tazminatı verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında gecikme zammı düzenlenmeyi gerektirecek bir sözleşme bulunmadığı, gecikme zammı faturasının kabul edilmeyerek ihtarname ekinde iade edildiği, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, sözleşmede gecikme zammı hususunda bir anlaşma olmadığı, gecikme zammına gerekçe gösterilen bakiye alacak hakkında zaten kesinleşmiş icra takibi olduğu ve temerrüd faizi ile birlikte tahsiline gidildiği, bu nedenle davanın reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, mahkemenin tarafların delillerini toplamadan karar verdiği, ayrıca davalı tarafın arabulucuk toplantısına katılmadığını ve bu nedenle anlaşmazlık tutanağı düzenlendiğini, yargılama giderlerinden ve ücreti vekaletten sorumlu tutulmamaları gerektiği gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İcra İflas Kanununun 67. maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır. Dava bir yıllık hak düşüm süresi içerisinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1.Davacı açtığı davada Antalya 16. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında dayanak teşkil ettiği12/06/2018 tarihli ve 976.963,89 TL tutarlı faturaya konu alacağın zamanında ödenmemesi nedeni ile TTK 1530. Maddeye göre temerrüd bulunduğundan bahisle 54.814,10 TL tutarlı fatura düzenlendiğini ve davaya konu Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, ancak itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptalini talep etmektedir.
3.2.Takibe konu faturanın düzenlenme gerekçesi TTK 1530. Madde olup ilgili maddede “… (2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. (3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır. (4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır …..” düzenlemesi bulunmaktadır.
3.3.Madde görüldüğü gibi ” gecikme zammını ” değil ” temerrüd faizinin” oluşmasını ve talep edilebilirliğini düzenleyen bir madde olup, her şeyden önce bu madde ” mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemleri” kapsamakta olup, tarafları arasındaki ilişki ” eser sözleşmesi” olup bu açıdan madde kapsamında olmadığı gibi, davacının zaten Antalya 16. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında dayanak teşkil ettiği12/06/2018 tarihli ve 976.963,89 TL tutarlı faturaya konu alacağın zamanında ödenmemesi nedeni ile 976.963,89 TL ve birikmiş faiz 13.831,40 TL olmak üzere toplam 990.795,29 TL üzerinden takip başlattığı anlaşılmaktadır.
3.4.TTK 1530. Madde gecikme zammı alacağını değil, temerrüd faizi talep edebilmeyi hüküm altına almış olup, mal ve hizmet tedariki sözleşmelerine ilişkin özel bir düzenleme getirmiştir. Tarafların akdi ilişkisi mal ve hizmet tedariki mahiyetinde olmadığı gibi, davacı zaten temerrüd faizini farklı bir takipte talep etmiş olmakla, sözleşmede gecikme zammı, vade farkı vb. Hukuki sebeplere dayalı bir alacağı talep etmeye elverişli bir düzenleme de bulunmadığından alacağın istenebilir olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinde bir usulsüz görülmemiştir.
3.5.Davalı taraf, faturayı Noter ihtarnamesi ile iade etmiş olmakla tarafların ticari defterlerinin incelenmemiş olması davanın aydınlatılması anlamında bir eksiklik teşkil etmemektedir.
3.6. Davacı vekili arabuluculuk kanununun 18/A maddesinin 11. bendi gereğince oturuma katılmayan davalı tarafın yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulması ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi yönüyle kararı istinaf etmiş ise de, 6235 sayılı kanunun 18/A maddesinin 11 fıkrasında taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebi ile arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan tarafın davada haklı çıksa bile yargılama giderlerinden sorumlu olacağı ve lehine vekalet ücreti verilmeyeceği düzenlemesinin bulunduğu ve arabuluculuk faaliyetinden haberdar olan tarafın mazeretsiz olarak toplantıyaya katılmama halinin düzenlendiği, bu durumun gerçekleşmesi için toplantıya katılmayan tarafın arabuluculuk toplantı yer ve zamananından haberinin olması gerektiği, oysa dosyada bulunan arabuluculuk tutanağında davalı tarafa ulaşılamadığının yazılı olduğu, kendisine ulaşılamayan davalının toplantıya katılmamasından söz edilemeyeceği, dolayısı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
3.7. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
V. KARAR
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 02/05/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.