Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1602 E. 2022/38 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 22/10/2021
Davanın Türü: Tapu İptali Tescil/ Terditli olarak Alacak

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi kooperatif arasında düzenlenen …. tarihli eser sözleşmesi ve bu sözleşmelere ek olarak düzenlenen sözleşmeler gereğince, 534 daire ve 49 dükkandan oluşan bağımsız bölümlerin anahtar teslim yapım işini üstlenen davacı yüklenicinin sözleşme gereğince edimini yerine getirmesine ve ayrıca sözleşme dışında da bir çok iş yapmış olmasına rağmen davalı kooperatifin edimini yerine getirmediğini iddia ederek 27 adet dükkan nitelikli bağımsız bölüm ile 118 adet konut nitelikli bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde şimdilik 5.000.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi, terditli olarak açılan iş bu davada; öncelikli olarak tapu iptal ve tescil, bu talep kabul edilmediğinde eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsilinin talep edildiği, tapu iptal ve tescili talep edilen taşınmazların tümünün Afyonkarahisar İlinde bulunduğu; bu halde HMK 12/1.maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralına göre yetkili yer mahkemesinin Afyonkarahisar Mahkemeleri olduğu, yine davalı Kooperatif ve kooperatif yönetim kurulu aleyhine açılan davadaki uyuşmazlığın, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kefil olarak, davalı kooperatifin işveren, davacı şirketin yüklenici olarak imzaladıkları “Malzemeli Kaba İnşaat Yapım Sözleşmesi”nden kaynaklandığı, yani davacı tarafın davalı kooperatifin üyesi olmayıp; dava, kooperatif ve üyesi arasındaki ilişkiden kaynaklanmadığından K.K. 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olmadığı, bunun yanında davalı yapı kooperatifinin ve yöneticilerinin de tacir sıfatını taşımadığı, buna göre davanın 6102 Sayılı TTK’nın madde 4/1 kapsamındaki nispi ticari dava da olmadığı, uyuşmazlığın taraflar arasındaki inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın HMK.nun 114/1-c-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev ve yetki yönünden usulden reddine, davaya bakmakla görevli ve kesin yetkili Afyonkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiş ve ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuştur.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin görevi, Adli Yargı İlk Derece Hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamaktır. (5235 sayılı Kanun 36/1 m.) HMK’nın 341. maddesinde de, istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlar düzenlenmiş ve tahdidi olarak sayılmıştır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre, İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Bu yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı gibi, ilk derece mahkemesince karara bağlanması gereken ihtiyati tedbir talebi istinafın konusu olmadığı gibi, Dairemizin ilk derece mahkemesi yerine geçerek bu konuda karar verme görevi de bulunmamaktadır. Bu tür taleplerin İlk Derece Mahkemesine yöneltilmesi ve ilk derece mahkemesi tarafından sonuçlandırılması gerekir. Bu sebeple ihtiyati tedbir talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2)6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesinde bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, 124/1. maddesinde de ticari şirketlerin kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu, 4/1 maddesinde de, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan davaların ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 12/11/2021 tarih ve 2020/2 esas sayılı İBK)
Somut olayda, davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi kooperatifin tacir olduğu ve ticari faaliyetleri kapsamında aralarında eser sözleşmesi düzenledikleri anlaşılmakla açılan davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait bulunmaktadır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince kesin yetki nedeniyle yetkisizlik kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ayrıca davanın görev yönünden de usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince esası incelenmeksizin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
1)Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle USULDEN REDDİNE,
2)Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 18/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.