Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1273 E. 2023/690 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 29/06/2021
Davanın Türü: Alacak (Eser Sözleşmesi)
İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, davalı yüklenicinin dava dışı arsa sahipleri ile Pamukkale ilçesi, … mah. … ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 14. maddesinde inşaatın proje müellifinin … olacağı, ayrıca inşaat kontrolörü olarak görev yapacağı, adı geçenin sorumluluk esasları ve ücretinin müteahhit ile ek sözleşme yaparak belirleneceğini, davacının mimari proje hazırladığını, çaba sarf ettiğini, davalının inşaatın yapımından vazgeçtiğini, davacının 3. Kişilere yaptırdığı işler sebebiyle toplam 24.968,90 TL masraf yaptığını, davalı tarafından kendisine ödeme yapılmadığını ileri sürerek 24.968,90 TL yapılan masraflar ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 5.000,00 TL iş bedeli alacağının (Islahla toplam 34.808,45 TL) davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahiplerince imzalar tamamlanmadığından geçersiz olduğunu, taşınmazda dava dışı başka bir şirket tarafından proje gerçekleştirildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının sabit olduğu, davacının sözleşme ilişkisine dayanarak herhangi bir alacak ya da masraf talep edemeyeceği, hukuki nitelendirme mahkemeye ait olduğundan, vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunulabileceği düşünülse de, dava konusu olayda vekaletsiz iş görme ve ya sebepsiz zenginleşme iddiası bulunmadığı, alınan bilirkişi raporu göz önünde bulundurulduğunda davalının olay nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini de ileri sürülemeyeceği, sebepsiz zenginleşmede bir tarafın zenginleşmesi, diğer tarafın fakirleşmesi ve bu zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağının bulunması gerektiği (HGK’nun 2005/4-99 Esas 2005/191 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere), hükme esas alınan raporda belirtildiği gibi, dava dosyasındaki mimari projenin ve görselleştirmelerin mimarlık hizmetlerinden hazırlık ve etüt çalışmaları, ön proje çalışmaları ve kesin proje çalışmaları niteliğinde olduğu, bu mimarlık hizmetinin yapılabilmesi için dava dosyasında faturaları bulunan plankote, parsel köşe noktalarının belirlenmesi işlerinin ve zemin etüdü raporu işinin dava konusu mimari projelerin hazırlanması için gerekli olmadığı, bunların mimari uygulama projesi veya ruhsat projesi olarak adlandırılan proje için gerekli işler olduğu, keza dava dosyasındaki betonarme projenin hazırlanmasının dava konusu mimari projelerin hazırlanması için gerekli olmadığı, dava konusu projelerde vaziyet planında yolların özel isimlerinin belirlenmemiş durumda olması, kotların verilmemiş olması, arazi verilerine ilişkin siluet çizimlerinin bulunmaması gibi nedenlerle bu projenin başka bir arsada kullanılmak üzere uyarlanabileceğinin belirtildiği, davacının davalının zenginleşmesine sebep olacak bir işlem yapmadığı, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlere göre de alacak talebinde bulunamayacağı kanaatine varıldığı, TBK’nun 526 ve devamı maddeleri gereğince vekaletsiz iş görme yönünden de değerlendirildiğinde yasal şartların mevcut olmadığı, zira TBK’nun 526. Maddesi gereğince vekalet olmaksızın başkası hesabına iş görenin o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlü olduğu ancak olayda davalı yararına yapıldığı ileri sürülen mimari proje çalışmalarının ve masrafların raporda belirtildiği, yapılması düşünülüp gerçekleşmeyen sözleşmeye de uygun olmadığının tespit edildiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davacının hak ettiği ödemeyi alamadığını, üstlendiği işi yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin borç doğurucu nitelikte olduğunu, mahkemece tanıklar dinlenmeden karar verildiğini, bilirkişi raporu ve ek raporlarına göre davacı ve davalının ortakmış gibi değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, eksik inceleme ili hüküm kurulduğu gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi iddiasından kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1.Davacı taraf, dosyada mevcut yüklenicisi … Ltd. Şti. olan iş sahibi belli olmayan, davalı ve davacı tarafın imzalarını havi inşaat ön sözleşmesine dayandığı, ön sözleşmede arsa sahiplerinin imzasının bulunmadığı, sözleşmenin 14. maddesinde proje müellifi olarak … ‘nin belirlendiği, ayrıca inşaat kontrolörü görevi verildiği, adı geçenin sorumluluk esasları ve ücretinin aralarında yapılacak ek sözleşme ile belirleneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Alacağın miktarı nazara alındığında taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunun yazılı delillerle ispatlanması gerekmektedir. Yazılı delil bulunmayan hallerde ise, HMK’nın 202. maddesine göre delil başlangıcı bulunması halinde tanık dinlenebilecektir. Yasaya göre delil başlangıcı iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge olarak tanımlanmaktadır. Dosya kapsamına göre inşaat ön sözleşmesi başlıklı belgede davalı tarafın imzası bulunmaktadır. Ne var ki, sözleşme ilişkisinin adı geçen belge tam olarak ispata elverişli değildir. Bu belge yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olup, mahkemece davacının dayandığı tanıklar dinlendikten sonra taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın çözümüne etkili deliller toplanmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
3.2.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2)Peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran tarafa iadesine,
3)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 08/06/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.