Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1257 E. 2023/677 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 22/06/2021
Davanın Türü: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Denizli 2. İcra …. E.)

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı yüklenicinin, davalı iş sahibine ekte sunulan faturalar kapsamında anahtar teslim mobilya dekorasyon işi yapmış olmasına rağmen fatura bedelinin ödenmediğini, davacının edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının anahtar teslim mobilya dekorasyon işinden kaynaklı borcunu ödemediğini, ticari defter ve belgeler ile muhasebe kayıtları incelendiğinde davacının alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, davalının, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, davacının dayanmış olduğu faturaların satış sözleşmelerinin verilen teklifler ve teslim formlarının davacının ticari kayıtlarında yer almadığını, düzenlenen satış sözleşmelerinin 16/09/2019 ve 11/10/2019 tarihli oldukları halde faturaların 2020 tarihli olduğunu, basiretli tacir olmanın gereği olarak ticari iş dolayısıyla mal teslimi yapıldığında fatura kesmenin mecburi olması durumu dahi davacının iddialarındaki tutarsızlığı ortaya koyduğunu, iddia edilen satış sözleşmeleri verilen teklifler ve teslim formlarının altında davalı şirket adına imza atan … ın şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı gibi şirket bünyesinde de çalışmadığını, davacıya borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olabilecek ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı tarafın davalı şirketten 05/10/2020 icra takip tarihi itibarıyla 128.999,89 TL cari bakiye alacağı olduğu tespit edildiğinden ve takibe konu alacak faturadan kaynaklanmakta olup, alacağın davalı yönünden belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, davanın kabulüne ve davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Denİzli 2. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın iptali ile takibin 128.999,89 TL asıl alacak, 755,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 151,80 TL ihtiyati haciz karar harcı olmak üzere aynen devamına, asıl alacak 128.999,89 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, faturanın tek başına sözleşme ilişkisinin varlığını ispata yeterli olmadığını, davacı tarafın kayıtlarında yer alan e faturalar ve iki adet tediye makbuzu dışında taraflar arasında var olduğu iddia olunan ticari ilişkinin varlığına dair ispata yarar veri bulunmadığı, teklif formu ve teslim formu üzerinde yer alan ….isimli şahsın imzasının davalı şirketi bağlamadığı, ….ın şirketi temsile yetkili olmadığı gibi şirket çalışanı da olmadığı, faturaya itiraz edilmemesinin karşı taraf lehine bir hak sağlamayacağı, bu durumun ticari ilişkinin var olduğu anlamına gelmeyeceği, süresinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalı şirket defterlerinde davacı ile ilişki bulunduğuna dair kayıt olmadığı, 25/01/2020 tarihli tediye makbuzunun üstüne el yazılı ile yazılan “Asıa” yazsının ticari ilişkiyi kanıtlamadığı, tediye makbuzunda şirketin kaşesi olmadığı gibi yetkilisininde imzasının bulunmadığı, … nin şirket bünyesinde çalışmasınında olmadığı, takibin kötü niyetli olduğu gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İcra İflas Kanununun 67. maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır. Dava bir yıllık hak düşüm süresi içerisinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, iddiaya göre davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1.Davacı iddiasına göre, taraflar arasında kurulan ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olup davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde akdî ilişkinin varlığı ve işin yapılıp teslim edildiğinin ispat külfeti yükleniciye, eser bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise iş sahibine aittir.
3.2. Somut olayda, davacı vekili delil olarak icra takip dosyasına fatura, sözleşme, BA ve BS formalarına, ticari defter kayıtlarına, muhasebe kayıtlarına, ticaret sicil kayıtlarına, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyasına, ..ya yapılan şikayet başvurusuna, fatura, fotoğraf, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasına dayanmıştır.
3.3. HMK’nın 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlat görevi kapsamında davacının dayandığı satış sözleşmesinde ismi ve imzası bulunan … bakımından, teslim ve teklif formunda davalı şirkete ait kaşe ve …. adına atılı imza bakımından ve tediye makbuzu üzerinde ismi ve imzası bulunan …. bakımından davalı şirket temsilcisinin HMK’nın 169 ve devamı maddeleri gereğince isticvap edilmek suretiyle şirket kaşesinin bu belgelerde bulunma sebebinin, yine adı geçen şahıslarla davalı şirket arasında bir ilişki bulunup bulunmadığının ve bu şahısların davalı şirket adına hareket edip etmediklerinin belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
3.4. Davacı vekili tarafından davalı çalışanı olduğu iddia edilen …. hakkında SGK’ya yapılan davacı şikayetinin akibeti araştırılması gerekirken, başvurunun sonuçlanmadığına yönelik SGK’dan gelen 16/03/2021 tarihli yazıdan sonra işin sonuçlandırılıp sonuçlandırılmadığı araştırılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmiş oması doğru olmamıştır.
3.5. Ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise, karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunarsa birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre belirlenecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise, bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki, bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
3.6. Mahkemece davacı tarafa ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davalı tarafa ise süre verilmemiştir. Bilirkişi raporunda davalı şirketin 2020 yılı resmi defterlerini ibraz etmediğini, bu nedenle dava konusu uyuşmazlık bakımından davalı tarafa ait ilgili adreste bulunan bilgisayar ortamı kapsamında inceleme yapıldığı bildirilmiş, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağın bulunduğu, davalı tarafın bilgisayar kayıtlarında bulunan ticari defterlerine göre, alacağın bulunmadığı tespit edilmiş ise de, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalının bilgisayar ortamında tutulan kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter vasfında olup olmadığı ve sahibi lehine delil teşkil edip etmediği belirlenmemiştir.
3.7. Açıklanan nedenlerle öncelikle davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için kesin süre verilerek, kesin süre içerisinde davalıya ait ticari defterler ibraz edildiği takdirde dosya bilirkişiye tevdi edilerek davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil teşkil etme niteliğinde olup olmadığı ve ayrıca asıl raporda bilirkişi tarafından incelendiği bildirilen davalının bilgisayar ortamında tutulan kayıtlarının ticari defter ve kayıt niteliğinde olup olmadığı, bu kayıtların sahibi lehine delil teşkil edip etmeyeceği ve her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konularında ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
3.8. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2)Peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
3)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 06/06/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.