Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/123 E. 2022/714 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 21/10/2020
Davanın Türü: Alacak (Eser)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı davayla, davalının sözleşme ile üstlendiği işleri süresinde gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi 30/04/2016 tarihinde feshederek karşı tarafa fesih bildirimini taleplerini ilettiğini, eksik ve ayıplı işleri de başka firmalara tamamlattığını ileri sürerek eksik ve ayıplı iş bedeli, gecikme tazminatı ve işin üçüncü kişilere tamamlattırılma bedelini talep etmektedir. Davalı taraf ise, ayıplı imalat yapmadığını, oluşan durumun malzemenin yapısından kaynaklandığını, işin gecikmesinin davacının malzemeleri zamanında vermemesinden kaynaklandığını, yapılan imalatlara göre davacının sözleşme bedelinden daha fazla borcu bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; taraflar arasında otel genel mekanına ilişkin bantlama, kesim, derz açma, soğuk press ve plaka kesim işlerine ilişkin 20/02/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme gereği kesim işleri için 15/03/2016 cila işleri için 20/03/2016 tarihinde işlerin teslimi gerektiği, davacı tarafından davalıya sözleşmede belirtilen iş bedelinin çek ile ödendiği, davalının herhangi bir geri ödeme yapmadığın, davacının imal edilmeyen işler bedeli için talepte bulunduğu, temerrüt sebebiyle iş bedelinin fazla ödenen kısmının sözleşmeden dönülmesi sonucu davacının isteyebileceği, davacının müspet zarar kapsamında kalan üçüncü kişilere yaptırılan iş bedeli ve ayıplı iş bedelini sözleşmeden dönmesi sebebiyle isteyemeyeceğini, gecikme tazminatı istenebilmesi için sözleşmeden dönülmemesi gerektiğini, sözleşmenin 8. Maddesine göre fesih durumunda zarar ve tazminat isteme hakkının saklı tutulduğunu, bu nedenle temerrüt tarihi ile fesih tarihi arasındaki 45 günlük gecikme tazminatının davacıya verilmesi gerektiği, aldırılan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda işin süresinde teslim edilemediği ve bir eksik iş olduğu, eksik kalan iş tutarının 44.867,00.-TL olduğu, davalıdan kaynaklı gecikme sonucunda direk bir zararın oluşmadığının tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 44.867,00TL imal edilmeyen işlerin bedeli ve 44.000,00TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 88.867,00TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin saklı tutulmasına, kişilere yaptırılmış olduğu iş bedeli ile ayıplı iş bedeli yönündeki taleplerin ayrı ayrı reddine karar vermiş, iş bu karar her iki taraf vekilince istinaf dilekçelerinde yazılı gerekçelerle ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
HMK’nun 355. Maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Taraflar arasında otelin genel mekanının mobilya ve ahşap işlerinin bantlama, kesim vs işleri için sözleşme bedeli 120.000,00 TL + KDV olan, götürü bedelli 22/02/2016 tarihli sözleşme düzenlendiği, bu sözleşmeye göre işin teslim tarihinin 20/03/2016 tarihi olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf 30/04/2016 tarihli bildirim ile sözleşmeyi feshettiğini açıkladığına göre, davacı taraf feshedilen sözleşmeye dayanılarak, eksik ve ayıplı iş bedeli ve gecikmeden kaynaklanan tazminat isteyemez. Çünkü bu tazminatlar ayakta olan ve feshedilmemiş bir sözleşmeye dayalı olarak ileri sürülebilecek taleplerdir. Bununla birlikte davacının yapılan iş oranına göre fazla ödediği bedeli ve ayrıca kaçırılan fırsatdan kaynaklanan zararını istemesi mümkündür.
Mahkemece öncelikle, davacı vekilinin dilekçesinde bahsettiği ve karşı tarafa gönderdiğini ifade ettiği fesih bildirimini veya ihbarnameyi dosyaya sunması için süre verilmeli ve taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olduğu dikkate alınarak, fesih tarihi itibariyle davalının meydana getirdiği imalatın varsa eksik ve ayıpları da düşülerek sözleşmedeki işe göre tamamlanma oranının belirlenmesi, bu belirleme yapılırken fesih tarihinden sonra yapılan imalatların iş sahibi tarafından tamamlattırıldığı konusundaki karinenin göz önünde bulundurulması, neticede eksik ve ayıplı işler dışlanmak suretiyle sözleşmenin sona erdiği tarihte yapılan işin fiziki gerçekleşme oranının bilirkişilere tespit ettirilmesi, buradan hareketle bu oran sözleşmedeki bedele oranlanmak suretiyle, davalı yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. (TBK 480/1. madde) Bundan sonrada, iş sahibi tarafından yapılan ödemeler belirlenerek (davacı vekilinin 10/06/2016 vade tarihli 30.000,00 TL tutarlı çek miktarı alacağından mahsubu da dikkate alınarak) davalının hak ettiği bedelden fazla ödeme yapılmış ise, bu bedelin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerekir.
2)Davacının diğer bir talebi de, eksik ve ayıplı işleri üçüncü kişilere yaptırdığı iddiasından kaynaklanan tazminat istemidir. Bu talep, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının kalan işleri başkasına yaptırması nedeniyle sözleşmede belirlenen bedelden daha fazla bedelle işi yaptırmaktan kaynaklı zarar talebini içerdiğinin kabulü gerekmektedir.
Davacı, taahhüdünü yerine getirmeyerek sözleşmenin feshine neden olan davalıdan bu yüzden uğradığı olumsuz zararının ödetilmesini isteme hakkına sahiptir. Burada olumsuz zararın miktarı belirlenirken kural olarak kaçırılan fırsat ilkesi çerçevesinde, davalı açısından kendisinden sonraki en iyi ikinci fiyat teklifiyle, makul sürede yöntemince yapılmış sonraki sözleşmede gerçekleşen fiyat arasındaki farkın değerlendirilmesi gerekir. Davacı tarafça sözleşmenin feshini müteakip, en kısa zamanda hangi tarihte eksik ve ayıplı işlerin giderimi için ikinci sözleşme yapılabileceği ve böylece bu işin ne miktar bedelle yaptırılabileceği belirlenmeli, iş sahibinin ödemek zorunda kalacağı ikinci sözleşme ile iş sahibinin davalı yükleniciye sözleşmeye göre ödemesi gereken (eksik işler) bedeli arasındaki farkın uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplanarak, varsa bu bedelin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran taraflara iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 09/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.