Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1221 E. 2023/197 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/06/2021
Davanın Türü: Alacak

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; davacı ile davalılardan …’un yarı yarıya ortak olmak üzere davalı … Ltd. Şti.’ni kurmak üzere anlaştıklarını, kuruluş masraflarının az olması için şirketin tek ortaklı olarak davalı … adına kurulduğunu, davacının gizli ortak olduğunu, şirket hissesi ve giderleri için davacının ödemeler yaptığını, ticaret hacminin artmasından sonra davalının kazanılan bedelleri davacıya bildirmediğini ve gerekli ödemeleri yapmamaya başladığını, hesap vermediğini, sermaye bedeli olarak 25.000,00 TL ile şirket masrafları için 63.750,70 TL harcama yaptığını, ayrıca davacı kendisine ait aracı şirket işlerine tahsis ettiğini, araç kredisinin şirketce ödenmesi gerektiğini ancak 3 taksitin ödenmediğini ileri sürerek adi ortaklığın tasfiyesi ile tasfiye alacağına karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL ticari faizle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; şirket kurulmadan önce tarafların tanıştığını, taraflar arasında patron çalışan ilişkisi olduğunu, davalının şahsi giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, davacının davalıdan habersiz işler yapmaya başladığını, davacı tarafından Antalya 2. İcra Müd. … Esas sayılı dosyasıyla davacının adi alacak ve işçi alacağına ilişkin ilamsız takip yaptığını, işten ayrılmasından sonra davacının davalıyı ibra ettiğini, davacının kartından yaptığı tüm harcamaları şirket adına yaptığı algısını ortaya koyduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; davacının davalı şirkete gizli ortak olarak diğer davalı ile anlaştığı şirkete para ve eşya verdiği iddiası ile açılmış adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak davası olduğu, davacının, ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kaydına göre tacir niteliğine sahip olmayıp, elektrik tesisat işleri yapan esnaf konumunda olduğu, 6102 Sayılı TTK’nuna göre mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 maddesinde ticari davalar belirlenmiş, 5 maddede ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkemenin belirlendiği, mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkemece görevli olup olmadığı hususunun kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği, somut davanın şirkete gizli ortak olunduğu iddiası ile açılmış adi ortaklığın tasfiyesi davası olup, adi ortaklık TBK’nunda düzenlenmiş olmakla, dava mutlak ticari dava olmadığı gibi uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir olmadığından nispi ticari dava niteliğinde de olmayıp, davaya bakma görevi genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğunda usulden reddine, davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğuna karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
Davacı taraf davalı … Ltd. Şti.’ne gizli ortak olduğu iddiasına dayanarak şirket kuruluşunda ödediği sermaye payı ile şirket için yaptığı harcamaları dava konusu etmektedir.
TTK’nun 4. maddesine göre, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nun 573. vd. maddesinde limited şirket müessesi düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının limited şirketin gizli ortağı olduğu iddiasından kaynaklanmış olmasına göre ve adi ortaklıktan kaynaklanan bir dava olmamasına göre mahkemece tarafların esasa ilişkin delilleri toplanarak talep hakkında esastan olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Bu sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/3 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 16/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….