Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1220 E. 2023/1018 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 28/06/2021
Dava Türü : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Antalya 9. İcra … Esas)

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı ile davalı … arasında düzenlenen eser sözleşmesi ile, davalıya ait olan ve davalıların birlikte home ofis olarak kullandıkları dairenin, anahtar teslim tadilat işlerinin yapımının davacı tarafından üstlenildiğini, işin bedelinin KDV dahil 125.000,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşme konusu işlerin eksiksiz şekilde tamamlanarak teslim edildiğini, yapılan imalata ilişkin tüm faturaların davalı şirket adına düzenlendiğini, davacının bakiye iş bedeli olan 40.000,00 TL alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinin davalı borçlunun itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevabında, davacının sözleşme tarihinde tek taraflı değişiklik yaptığını ve 2017 olan yılın 2018 olarak değiştirildiğini, davalının sözleşme ile yüklendiği işleri ayıplı ve kusurlu şekilde yaptığını, işleri tamamlamadığını ve teslim etmediğini, davalı şirket sözleşmenin tarafı olmadığından davalı şirket yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacıya dilekçe ekinde sunulan tahsilat makbuzları ve kredi kartına istinaden ödemeler yapıldığını, yapılan iş bedelinden fazla ödeme yapıldığı gibi, eksik ve ayıplı işlerin düzeltilmesiyle, çevreye verilen zararlar nedeniyle ödemeler yapılmak durumunda kalındığını, başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, davalının cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin sözleşmenin tarafı olmadığını belirtmesine rağmen, ödemelerin bu şirket hesabından yapılmış olması karşısında, davalının bu savunmasının yerinde bulunmadığı, davacının, davalının komşusunun evinin dökülen baca kurumu ile zarar görmesinden dolayı 600,00 TL borçlu olduğunun kabulü gerektiği, davalının davacı için işini ayıplı yaparak bilirkişi raporundaki duvar çatlaklarının yapılması, banyo seramik ve duvar sağlamlaştırmasının yapılmasına sebebiyet verdiği iddiasını ispatlayamadığı gibi, yine atık su borularının kırılmasına sebebiyet vererek 500,00 TL zarar verdiği iddiasını da ispatlayamadığı, bu da bilirkişinin belirlediği 18.400,00 TL’lik eksik iş bedelinden mahsup edildiğinde, bakiye eksik iş bedelinin 17.400,00 TL edeceği, yapılan defter incelemesi üzerine alınan bilirkişi raporuna göre ise, davalı davacıya nakit olarak 77.024,00 TL ödeme ve davacının 3. kişilere yapması gereken ödemenin 12.024,00 TL’sinin ödenmesi şeklinde olmak üzere toplam 89.048,00 TL ödeme yaptığının kabulü gerektiği, davacının, davalı tarafından üçüncü kişilere yapıldığı belirtilen ödemelere bir diyeceğinin olmadığını, bu ödemelerin belgesinin davalı tarafından kendilerine verilmemesi sebebi ile mahsuplaşmada dikkate alınmadığını belirttiği, bu beyan karşısında yukarıda belirtilen toplam 89.048,00 TL’lik ödemenin yapıldığının kabulü gerektiği, mahkemece davacının davalıya 600,00 TL, komşuya verilen kurum(is) temizliği bedeli ile 17.400,00 TL eksik iş bedeli borcunun oluştuğu, davacının da 1.800,00 TL fazla iş bedelinin olduğu kanaatine varıldığı, buna göre 18.000,00 – 1.800,00 = 16.200,00 TL edeceği, bu miktarın sözleşme bedeli 125.000 TL’den mahsubu halinde bakiye alacak miktarının 109.000,00 TL edeceği, bu miktardan da davacının yaptığı toplam 89.048,00 TL ödeme düşüldüğünde, bakiye alacağın 12.952,00 TL edeceği, belirlenen bu miktarın davacının talep edebileceği asıl alacağı göstereceği, kararlaştırılan son ödeme tarihi ile takip talebi dikkate alındığında yıllık %9’dan 236 gün için faiz miktarının %5,9 edeceği, bulunan bu oranın bakiye alacağa uygulanması halinde ise işlemiş faiz miktarının 764,17 TL edeceği, böylece talep edilebilecek toplam alacağın 12.716,17 TL edeceğinin ortaya çıkacağı, mahkemece bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının hakkında Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden giriştiği takibe davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 12.952,00 TL asıl alacak, 764,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.716,17 TL üzerinden takipte belirtilen diğer şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından tarafların karşılıklı tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davalının yapmış olduğunu iddia ettiği ödeme tutarlarına ilişkin olarak hesaplama hatası yapıldığı, toplam 77.024,00 TL ödeme söz konusu olduğu halde, davacı adına üçüncü kişiye yapılan 12.024,00 TL ödemenin iki kez hesaplamaya dahil edilerek, toplam ödemenin 89.048,00 TL olarak hesaplandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki eksik ve ayıplı imalatlar ile bedellerine ilişkin kabulün hatalı olduğu, bu yöndeki itirazlarının karşılanmadığı gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu uyuşmazlıkta tüketici mahkemeleri görevli olduğundan, davanın görev yönünden reddi gerektiği, sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davacının muaccel bir alacağı bulunmadığından yapılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu, davanın esas yönünden de reddi gerektiği, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacıya yapılan ödemeler toplamının 97.024,00 TL olduğu, eksik ve ayıplı iş bedeline ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinin eksik olduğu, davalı takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden, davacının takip öncesinde işlemiş faiz alacağı bulunduğunun kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu, mahkemenin kabulüne göre yapılan hesaplamanın da hatalı olduğu gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İcra İflas Kanununun 67. maddesi uyarınca, bakiye iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava bir yıllık hak düşüm süresi içerisinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1. Davacı ile davalı … arasında imzalanan, davalıya ait taşınmazın bir kısım tadilat işlerinin yapılması konulu 03/05/2018 tarihli sözleşme ile iş bedeli KDV dahil 125.000,00 TL olarak kararlaştırılmış olup, işin teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 60 iş günü olarak belirlenmiştir.
3.2. Belirtilen sözleşmede, iş sahibi olarak davalı … yer almakta ise de, yapılan keşifte alınan beyanında davalı …’in sahibi olduğunu beyan ettiği ve münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılan davalı şirketin ticari defterlerinde, dava konusu işle ilgili olarak davacı tarafından düzenlenen faturaların ve yapılan ödemelerin kayıtlı olduğunun bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmiş olması, davalı şirketin merkezinin kayıtlı adresinin sözleşme konusu işin yapıldığı adres olması hususları bütün olarak dikkate alındığında, mahkemece davalı şirketin de iş sahibi olarak kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tacir olan davalı şirketin nihai tüketici olarak kabulü mümkün olmadığından, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu yönündeki davalı tarafın istinaf başvurusu yerinde değildir.
3.3. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin sözleşmeye, fen ve tekniğine uygun şekilde yapılarak teslim edildiğini ispat külfeti yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşmektedir. Sözleşmenin ayakta olduğu dönemde yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine gereği kabul edilmektedir. Sözleşme konusu taşınmazın davalı tarafça kullanılması hususu dikkate alındığında, işin tesliminin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Davalı tarafça, uyuşmazlık konusu ile ilgili delil tespiti yaptırılmamış olması ve sözleşmenin feshedilmemiş olması karşısında, açıklanan karine gereği işin yüklenici tarafından yapılarak tamamlandığının kabulü gerekmektedir. Söz konusu karinenin aksi davalı tarafça usulünce ispatlanamamıştır.
3.4. Yerel mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu inşaat mühendisi bilirkişi tarafından eksik ve ayıplı imalatlar ile sözleşme dışı imalatlara ilişkin olarak düzenlenen rapor ve ek rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun olup, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, duvar çatlaklarının yapılması, banyo seramik ve duvarın sağlamlaştırılmasıyla ilgili ayıplı imalat iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle bu işler için bilirkişi raporuyla belirlenen 1.000,00 TL’nin eksik ve ayıplı iş bedeline dahil edilmesinde ve mahkemenin takdirine bırakılan 600,00 TL baca kurum temizlik bedelinin ise, eksik ve ayıplı imalatların giderilme bedeline ilave edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.5. Davacının başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu davalı tarafça ispatlanamadığından, davalı tarafın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
3.6. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre vardığı sonuçta, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan hususlarda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
3.7. Mahkemece, davalı tarafça davacıya yapılan toplam ödeme miktarının 89.048,00 TL olarak kabulü doğru değildir. Şöyle ki, davalılar vekilinin cevap dilekçesinin açıklamalar kısmında belirtilen ödemelerin toplam tutarı 77.024,00 TL yapmakta ise de, cevap dilekçesi içeriğinde yazılmayan 29/05/2018 tarihli ve 20.000,00 TL tutarındaki tahsilat makbuzu sureti cevap dilekçesi ekinde sunulmuştur. 14/11/2019 tarihli ön inceleme duruşması 1 nolu ara kararı gereğince, davalılar vekilinin ibraz ettiği yazılı beyanda, belirtilen tahsilat makbuzundaki 20.000,00 TL ödeme ve davacı adına yapıldığı savunulan 12.024,00 TL ödeme dahil toplam 97.024,00 TL ödeme belgesine dayanılmış olup, ayrıca tarafların ticari defter ve kayıtları da cevap dilekçesi ile usulünce delil olarak bildirilmiştir. Tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 27/11/2019 tarihli rapor ile davalı tarafın tevsik edici belgelere istinaden davacı tarafa 85.000,00 TL ödeme yaptığı, ayrıca davacı adına dava dışı üçüncü kişi şirketlere 12.024,00 TL ödeme daha yaptığı, toplam ödeme miktarının 97.024,00 TL olduğu bildirilmiştir. Davacı vekili, bu bilirkişi raporuna karşı beyanlarına dair 13/12/2019 tarihli dilekçesinde, toplam 97.024,00 TL ödeme miktarına itirazlarının olmadığı ve kabul ettikleri yönünde beyanda bulunmuştur. Dolayısıyla, mahkemece toplam ödeme miktarının 97.024,00 TL olarak kabul edilmesi gerekirken, hatalı belirleme ile 89.048,00 TL olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır.
3.8. TBK’nın 117/1 maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Somut olayda, davalı borçlunun takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden ve bu nedenle işlemiş faiz alacağı oluşmadığından, takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarı olarak belirlenen 746,17 TL işlemiş faiz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.
3.9. Mahkemenin kabulüne göre yapılan değerlendirmede ise, kabul kararı verilen 12.952,00 TL asıl alacak ve 764,17 TL işlemiş faiz alacağı toplamı 13.716,67 TL üzerinden takibin devamına ve bu miktar üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, hatalı hesaplama neticesinde toplam 12.716,17 TL alacak üzerinden takibin devamına ve bu miktar üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi suretiyle, kamu düzenine ilişkin harç kaybına yol açacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
3.10. Yapılan açıklamalar doğrultusunda, sözleşmeyle kararlaştırılan iş bedeli olan 125.000,00 TL (KDV dahil) ile sözleşme dışı fazla imalat bedeli olan 1.800,00 TL’nin toplamı 126.800,00 TL yapmaktadır. Eksik ve ayıplı iş bedeli ise, bilirkişi raporunda 18.400,00 TL olarak belirlenmiştir. Ancak, bu miktardan, duvar çatlaklarının yapılması, banyo seramik ve duvarlarının sağlamlaştırılması için gerekli olan ve usulünce ispatlanamayan 1.000,00 TL’lik gider düşüldüğünde, eksik ve ayıplı iş bedeli 17.400,00 TL olmaktadır. Bu miktara 600,00 TL baca kurum temizlik bedeli ilave edildiğinde, sonuçta eksik ve ayıplı iş bedeli 18.000,00 TL yapmaktadır. Toplam iş bedeli olan 126.800,00 TL’den, 18.000,00 TL eksik ve ayıplı iş bedeli düşüldüğünde, kalan miktardan da 97.024,00 TL ödeme miktarı mahsup edildiğinde, davacının sonuçta 11.776,00 TL alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, 11.776,00 TL asıl alacak yönünden davanın kabulü ile davalıların itirazlarının iptaline takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin asıl alacak ile işlemiş faize yönelik taleplerinin reddine, taraf vekillerinin koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden, taraf vekillerinin açıklanan hususlara yönelik istinaf başvurularının kabulü ile HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak, yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)İlk derece mahkemesi kararının tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA,
2)Davanın KISMEN KABULÜ ile, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalıların vaki itirazının kısmen iptaliyle takibin 11.776,00 TL asıl alacak üzerinden devamına ve bu miktara takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faiz taleplerinin reddine,
3)Yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
4)Alınması gerekli 804,41 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 511,10 TL harcın mahsubuyla bakiye 293,31 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5)Davacının başvuru harcı ile birlikte peşin olarak yatırdığı toplam 555,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6)Davacı tarafından harç dışında yapılan 1.476,20 TL yargılama giderinin 11776 / 42317 oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmının davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
7)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8)Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Yasanın 18/A-13 maddesi gereğince kabul ve reddedilen miktarlar dikkate alınarak (davacı adına, davalı tarafından, üçüncü kişilere yapılan 12.024,00 TL ödemenin davacı tarafından dava tarihinden önce bilinmemesi hususu gözetilerek) 742,38 TL kısmının davalılardan, kalan 577,62 TL kısmının ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
9)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.776,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
10)Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
11)Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısımlarının HMK’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine,
12)Peşin yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince istinaf eden taraflara iadesine,
13)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 13/10/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.