Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/02/2021
Dava Türü: İtirazın İptali (Araç Tamiri) (Denizli 4. İcra … Esas)
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Davacı şirketin iş yerinde ticari araç servis, tamir ve yedek parça işi yaptığını, davalıya ait … plakalı kazalı ve hasarlı aracın tamir işlemlerinin tamamlanıp davalıya teslim edildiğini, davacı tarafından yapılan tamir ve yedek parça bedeline dair düzenlenen faturaya istinaden icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinde iddia edilen hususları kabul etmediğini, tarafına keşide edilen faturaya istinaden borcunun olmadığını, Yapı Kredi Bankasının TR … nolu hesap kayıtlarının incelendiğinde böyle bir borcunun olmadığını, … tarafından cirolanan çekin davacı şirkete verildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; İtirazın iptali davasını açma süresinin, İİK’nın 67. maddesi uyarınca ilgili icra dosyasına borçlu tarafından yapılan ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, İİK’nın 62. maddesi ile, “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur” olduğunun belirlendiği, İİK’nın 66. maddesine göre süresi içinde yapılan itiraz takibini durdurduğu, itirazın iptali davası açılabilmesi için icra müdürlüğünce ayrıca itirazın durdurulmasına karar verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı (Yargıtay 19. HD’nin 29/01/2014 tarihli ve 2013/18420 E. – 2014/2119 K. Sayılı ilamı), tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalı-borçlunun, icra takip dosyasında yasal 7 günlük sürede İİK’nın 8. maddesi gereği icra müdürlüğünün havalesini içerir usulüne uygun bir ödeme emrine itiraz dilekçesi bulunmadığı, bu haliyle davalının icra takibine vaki bir itirazının olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili ile davalı tarafından yazılı gerekçelerle ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
26/03/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1/b maddesi “9/6/1932 tarihli 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda Hakim veya İcra ve İflas Daireleri tarafından tayin edilen süreler; nakafa alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler, 22/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere 15 gün uzamış sayılır” düzenlemesini içermektedir.
30/04/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2480 Karar sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile yayım tarihinde yürürlüğe girmek üzere, Covid – 19 salgın hastalığının ülkemize yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresinin 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmasına karar verilmiştir.
Belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda somut olayın incelenmesinde, davalı borçluya ödeme emrinin 18/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu tarafından icra dairesine 03/06/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmekle, borçlunun süresi içerisinde itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı borçlunun yasal süre içerisinde usulüne uygun ödeme emrine itiraz dilekçesi sunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Tarafların delillerinin eksiksiz şekilde toplanması, tamir edilen araca ilişkin kayıt ve belgelerin getirtilmesi ve davalının tacir olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeplerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran taraflara iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 11/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
…