Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1061 E. 2023/612 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 19/04/2021
Davanın Türü : İtirazın İptali (Antalya 5. İcra … E.) (Eser Sözleşmesi)

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili açtığı dava ile, davacı alt yüklenici ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 22/10/2018 tarihli sözleşme gereğince, davalının yüklenmiş olduğu … Bankası Antalya Şubesi Yeni Hizmet Binası inşaatının muhtelif paslanmaz çelik işlerinin davacı tarafından yapılarak 05/11/2018 tarihinde şirket yetkilisi … teslim edildiğini ve bu konuda teslim tutanağının düzenlendiğini, davacı tarafından düzenlenen 09/11/2018 tarih ve 48.144,00 TL bedelli faturaya rağmen davalının fatura da belirtilen iş bedelini ödemediğini, davalı ile dava dışı … firması arasında düzenlenen 23/05/2018 ve 31/05/2018 tarihli sözleşmeler doğrultusunda dava dışı … firmasının üstlenmiş olduğu edimleri davacının yerine getirdiğini, … firmasının davacıya ödeme yapmaması üzerine davalı tarafından … firması hesabından düşülmek üzere davacıya ödemelerde bulunulduğunu, yapılan ödemelerin tamamının dava dışı … firması ile davacı arasında düzenlenen sözleşme konusu işler karşılığında alınan ödemeler olduğunu, … firması ile davalı arasında düzenlenen sözleşmede bodrum zemin kat paslanmaz duvar bandı ve borudan çarpma bant işinin bulunmadığını, bu nedenle kendisini şirket yetkilisi olarak tanıtan … ile 22/10/2018 tarihinde bu işin yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, taraflarına resmi şekilde iade edilmiş bir faturanın bulunmadığını, davacı tarafından alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevabında, davalının … Bankası Antalya Şubesi Yeni Hizmet Binası inşaatının resmi yüklenicisi olduğunu, davalı yüklenicinin işi ana iş guruplarına ayırarak alt yükleniciler marifetiyle yaptırdığını, davalının yüklenimi altındaki binanın hafriyat, kaba işler elektrik ve mekanik tesisat hariç olmak üzere kalan tüm işlerin yapılması için dava dışı … Ltd. Şti. İle 14/02/2017 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, davacı … (… )’nun davalının alt yüklenicisi olan dava dışı … Ltd. Şirketinin yalnızca paslanmaz çelik işlerini yapan yüklenici olduğunu, davalının davacı ile doğrudan bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, davacıya yapılan ödemelerinde dava dışı … Ltd. Şirketi nam ve hesabına yapılan ödemeler olduğunu, davalı tarafından düzenlenen faturanın şirket kayıtlarına işlenmeden davacıya iade edildiğini, davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün bulunmadığını, …’ın şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığını, yine teslim tutanağındaki … isimli şahsında şantiye şefi olmakla birlikte şirket yetkilisi olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, davacı tarafından davalıya karşı faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine eldeki dava açılmış ise de; davacı tarafın, davalı ile akdi ilişkisi olduğunu, faturanın bu akdi ilişki nedeniyle düzenlendiğini ve alacaklı olduğunu usulüne uygun ve kesin delillerle ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı ve bu nedenle sübuta ermeyen davanın reddine, davacının takibinde kötü niyetli olduğu, ispatlanamadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine, şartlar oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verildiği, davalı ile … Bankası arasında düzenlenen sözleşmeye ilişkin iş bakımından bildirilmiş ve görevlendirilmiş kişilerin ve bu işle ilgili olarak dosyanın bir örneğinin istenilmesi talep edilmiş olmasına rağmen bu taleplerinin yerine getirilmemesinin doğru olmadığı, ihale dosyasının sözleşmenin hak edişlerin geçici kabul ve davalı adına şirket bünyesinde görevlendirilen kişiler ile davalılar adına işi takip eden sorumluların dosya kapsamına alınmasının sağlanması gerektiği, … bankası adına işi takip eden … A.Ş firmasından sözleşmeyi düzenleyen …’ın işleri yürüten ve iş teslimi ile faturayı teslim alan şahsın firma yetkilisi şantiye şefi … olduğunun anlaşılabileceği, tanıkların dinlenmesinin doğru olmadığı, faturanın iade edildiğine dair delil bulunmadığı gibi nedenlerle kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İcra İflas Kanununun 67. maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır. Dava bir yıllık hak düşüm süresi içerisinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı
İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re’sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
3. Değerlendirme
3.1. Davacı iddiasına göre, taraflar arasında kurulan ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olup davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde akdî ilişkinin varlığı ve işin yapılıp teslim edildiğinin ispat külfeti yükleniciye, eser bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise iş sahibine aittir.
3.2. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
3.3. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
3.4. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
3.5. Sözleşme ilişkisi davacı tarafça usulünce ispat edildiği takdirde, sözleşmenin kapsamı, yapılan ve yapılmayan işler her türlü delil ile ispatlanabilir. İş bedelinin önceden kararlaştırıldığı ispatlanamadığı taktirde de, işin yapıldığı tarihteki mahalli rayice göre bedelin belirlenmesi gerekir.
3.6. Somut olayda, davacı vekili delil olarak icra dosyasına, faturaya, irsaliyeye, teslim tutanağına, sözleşmeye, ticari defter ve kayıtlara, bilirkişi incelemesine ve tanık beyanına dayanmıştır. Davacının dayandığı 22/10/2018 tarihli sözleşmede davalının kaşesinin üzerine atılan imzanın, davalı adına hareket ettiği iddia olunan …’a ait olduğu, yine iş teslimine yönelik 05/11/2018 tarihli iş teslim tutanağında ve sevk irsaliyesinde ismi bulunan …’nın şirket yetkilisi olduğu davacı vekili tarafından iddia edilmektedir. Yine davalı tarafından davacıya bir kısım ödemeler yapıldığı da tarafların kabulünde olup buna dair ödeme dekontları dosya kapsamına sunulmuştur. Davacının dayandığı sözleşmede, teslim tutanağında ve sevk irsaliyesinde isimleri bulunan … ile …’nın SGK’dan hizmet dökümleri de alınmak suretiyle işin yapıldığı iddia olunan tarihte davalı şirketle bir ilgilerinin bulunup bulunmadığının, bu şahısların davalı şirket adına hareket edip etmediklerinin ve işin davacı ile davalı arasında yapıldığı iddia olunan sözleşme kapsamında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin açıklığa kavuşturulması, bu konuda gösterilen tanıklarında usulünce çağrılarak dinlenmesi ve bu şekilde tüm bu deliller toplandıktan sonra gerekirse sözleşmenin kapsamı ve işin bedeli konusunda mahallinde keşif yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken esasa etkili bu deliller toplanıp değerlendirilmeden sonuca gidilmiş olması isabetli olmamıştır.
3.7. Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
1)Yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2)Peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine,
3)Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 23/05/2023 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.