Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarih: 17/01/2020
Davanın Türü: Alacak ( Satış Sözleşmesi)
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; taraflar arasında yapılan sözleşmeyle Denizli ili … köyü … ada … parselde bulunan … bloğun davacı tarafından yapılması hususunda tarafların anlaştığını, inşaat yapım bedelinin 4 adet daire teslimi ve 700.000,00 TL’nin davalı tarafından ödenmesi olarak belirlendiğini, tarafların 30/10/2015 tarihli ek sözleşmeyle 2 adet dairenin davalıya iadesi konusunda anlaştıklarını, davacının ödemesi gereken 160.000,00 TL’yi ödemediğini ileri sürerek 160.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalının hiçbir borcu bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu, taraflar arasında 6 gün önce yapılan sözleşmenin davacının taahhüdünü yerine getirememesi nedeniyle karşılıklı anlaşılarak feshedildiğini, davalının davacıya inşaat malzemeleri sattığını, bu kadar sürede davacının alacaklı olarak beklemesinin mümkün olmadığını, davacının vergi dairesine yüksek miktarda borcu olduğunu, davacı şirket temsilcisi …’un şirketin borçları sebebiyle davalıya kendi imzasını taşıyan şahsi bonoları verdiğini, vade uzatma talebi ile davacının bonoları alıp yırttığını, ve yeni bir bono tanzim etmediğini, bu nedenle önceki sözleşmeye dayanarak eldeki davayı açtığını, davacının sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini, davalının bizzat piyasadan usta temin ederek işi tamamlattığını, buna ilişkin tanıkların mevcut olduğunu, defter kayıtlarına göre davalının alacaklı olduğunun anlaşılacağını, 2006 tarihinden beri davacının inşaat malzemesi aldığını, bu durumun 2012 tarihine kadar devam ettiğini, cari hesap ilişkisi sebebiyle davacının borçlandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi … E;
Davacı … vekili açtığı dava ile; 2006-2012 yılları arasında davalının davacıdan inşaat malzemeleri satın aldığını, borçlarını ödemediğini, davacı ve davalı ticari defterlerine borç ilişkisinin kayıtlı olduğunu, mali müşavirlerin karşılıklı mutabakatlarının bulunduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davacıya karşı alacak davası açtıklarını, bu davanın açılmasından sonra davacının eldeki davayı açtığını, davanın niteliği gereği ticari defter ve kayıtlarının esas olacağını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi; davacı … Şti.’nin kendi ticari defterlerinde davalı …’dan cari bakiye alacağının olmadığı tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafından davalı … adına “8 adet daire satışı” açıklamalı 525.000,00 TL tutarlı fatura düzenlenmiş ise de tapu devirlerine ilişkin resmi senetlerde daire bedellerinin nakit olarak alındığının kayıtlı olduğu, buna göre asıl davada alacak iddiası ile dava açan davacının kendi ticari defterlerinde dahi davalıdan bakiye alacağının bulunmadığının anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanlarından da taraflar arasındaki inşaat sözleşmesindeki … bloğun tamamen bitirilmesi işinin davacı tarafından yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, birleşen dosyadaki alacak iddiası bakımından ise yasal düzenlemeler nazara alındığında, ticari defterlerin lehe delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, bu bilgiler ışığında birleşen mahkemenin … esas sayılı dosyasındaki davacı defterlerine bakıldığında …. Şti.’ne ait ticari defterlerde davalı … adına kayıtlı toplam 13 adet 102.274,37 TL tutarındaki nakit tahsilatın ödemeyi yapan davalı …’nın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, birleşen dosyadaki davacı … kendi lehine olan, yaptığı ödemelere ilişkin kayıtları dahi eksik tuttuğu, ticari defterlerin eksik tutulduğu, birbirini teyit etmediğinden lehe delil olarak kabul edilemeyeceği, birleşen davada davacı taraf inşaat malzemesi satışı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle; asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar vermiş, iş bu karar davacı ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Davanın konusu, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı bir kısım hak ediş alacağı, birleşen davanın konusu ise malzeme satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye ve ayrıca davacının kendi defter kayıtları içeriğine göre davalıdan alacağının bulunmaması ile karşı davacı tarafın bonoların hile elinden geri alındığı iddiasını usulünce ispat edememiş olmasına göre vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, istinaf eden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Taraf vekillerinin hem asıl hem de birleşen dosyaya yönelik istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harç düşüldükten sonra kalan 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harç düşüldükten sonra kalan 26,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…