Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/06/2019
Davanın Türü: Alacak
Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; taraflar arasında 03/06/2013 tarihinde inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, buna göre davalıya ait fabrika idare binasının ince işlerinin davacı tarafından KDV dahil 567.096,20 TL ‘ye yapılması konusunda anlaştıklarını, davacının işi taşeron …şirketine verdiğini, sözleşme konusu işlerin yapıldığını, 27/12/2013 tarihli tutanakla davalı şirket temsilcilerine işin teslim edildiğini, davalı tarafın134.262,20 tl eksik ödeme yaptığını ileri sürerek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hak ediş bedellerinin davacı şirkete ödendiğini, sözleşmede yapılacak işlerin tek tek belirlenerek metraj ve birim fiyatlarının kararlaştırıldığını, davacı tarafın hak edişlerde metrajı olduğundan daha yüksek gösterdiğini, davalı tarafından üçüncü kişilere yaptırılan ölçümlerde imalatların gerçeğin üzerinde gösterildiğini, ilave olduğu ileri sürülen işler yönünden beyan ve talep edilen bedellerin gerçek dışı olduğunu, davacının sözleşmede olmadığı halde kendi takdiriyle yaptığını belirttiği işler ile sözleşmeye göre eksik yaptığı işler için ödeme talep ettiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; Davacı tarafından yüklenilen iş 27/12/2013 tarihinde bitirilerek şirket yetkililerince düzenlenen 27/12/2013 tarihli tutanak ile yapılan kontrollerde eksik imalat, yapılması gereken işçilik ve malzeme eksikliği bulunmadığı belirlenerek imza altına alındığı, taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmadığı, ancak daha sonra davalı şirketin düzenlenen ve kabul edilen hakedişlerde metrajların yüksek olduğu, hileli işlemler yapıldığı iddiası ile sözleşme ile belirlenen bedeli ödemeyerek sözleşmenin ifasından vazgeçmesinin iyiniyet kaidelerine aykırı olduğu, basiretli tacir gibi hareket etmek zorunda olan davalı yüklenicinin eser bedeli ile ilgili hesaplarını kabulden önce yaptırıp ona göre kabulde bulunması gerektiği, tarafların serbest iradeleri ile yüklenici alacağının belirlendiği durumlarda ücretin saptanması için ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmediği, işin sözleşmesinde yapılacak iş kalemleri ve bunların bedelleri kararlaştırılmışken, bazen işe devam edebilmek için yeni bir imalat yapılması veya projesindeki imalatın değiştirilmesi gerektiği, eğer bu işler için yeni bir sözleşme yapılarak fiyat saptanmamış ise, yeni imalat veya değişikliğin ücreti de önceki sözleşmede bulunmadığından kural olarak bu işlerin sözleşme dışı yapıldığı kabul edildiği, Yargıtay uygulamalarında ilave işler bedelinin yapıldığı yıl mahalli rayiçlerine göre hesaplanacağı kabul edildiği, tarafların ilave iş olup olmadığı hususunda çekişmeleri varsa, bilirkişi incelemesi yapılarak, özellikle işin plan ve projesinin fiilen yapılan imalata uygulanması suretiyle çekişmenin giderilmesi gerektiği, mahkemece kabul gören en son aldırılan bilirkişi raporu sözleşme ve proje bilgileri ile keşif sırasında yapılan kabulü yapılan fabrika binasına ait metraj ölçümleri ile fiilen yapılan işler karşılaştırmalı olarak tespit edilerek hazırlandığı, raporda sözleşme gereği ödenmesi gereken toplam bedelin 471.719,30.-TL + KDV olduğu, aldırılan tüm bilirkişi raporlarında sözleşmede belirlenen birim fiyatlar esas alınmış ancak davalı tarafından onay alan proje ölçümleri ile fiili durum tespit edilerek ayrıntılı metraj hesabına göre yapılan 28/07/2017 havale tarihli bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunularak hükme esas kabul edildiği, davalının sözleşmeye göre ödemesi gereken tutar yapılan ödemeler düşüldükten sonra ( 471.719,30 TL + 84.909,47 TL(%18) KDV – 434.114,00.-TL = 122.514,77 TL ) 122.514,77.-TL olduğunun kabulü gerektiği, dava tarihinden itibaren yasal faizi uygulanması gerektiği, kısa hükümde sehven icra inkar tazminatına hükmedildiği görülmekle maddi hata gerekçeli kararın yazımı sırasında farkedilmekle kısa karar ile gerekçeli kararın gelişmemesi adına maddi hataya değinilerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle 125.514,77 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, iş bu karar davalı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK’nun 355.maddesi uyarınca yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Mahkemenin gerekçeli kararı tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK 298/2 m.) Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması halinde, yasaya uygun biçimde gerekçeyi içeren bir hüküm kurulduğundan söz edilemez. Ayrıca taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların da hükümde yer alması HMK 297. maddenin gereğidir. Bu hususların HMK 355 maddesi gereği re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, mahkemece hükümde davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine karşın gerekçeli kararda sehven maddi hata ile icra inkar tazminatına hükmedildiği belirlenmek suretiyle gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından, usulüne uygun bir hüküm kurulduğundan söz edilemez.
2)Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmede kararlaştırılan işler sözleşme fiyatlarına göre, sözleşmede fiyatı belirlenmeyen sözleşme dışı işler ise, mahalli piyasa rayici esas alınarak belirleme yapılmıştır. Sözleşme kapsamında fiyatı belirlenen işlere ayrıca KDV ilave edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, piyasa rayicine göre fiyatı belirlenen işlere (kaba sıva yapılması, kaba + ince sıva yapılması, alüminyum doğrama kapılar, çelik kapılar, fotoselli kapılar, pencere etrafı söve yapılması, alüminyum doğrama pencereler, alüminyum kompozit panel, cephe kaplaması işleri); ayrıca KDV bedeli ilave edilerek sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Çünkü esas alınan mahalli piyasa rayicinin içerisinde zaten KDV mevcuttur. Bu hususlar dikkate alınıp yapılacak hesaplama ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a/4,6 maddeleri uyarınca kararın ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yerel Mahkeme kararının esası incelenmeksizin ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 16/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
…