Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/488 E. 2021/1154 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 06/02/2020
Davanın Türü: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) (Antalya 11. İcra …E.)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Dava, davalının yapımını üstlendiği ….. helikopter pistinin çelik konstrüksiyon işinin davacı alt yüklenici tarafından yapıldığını, buna dair KDV dahil olarak düzenlenen 77.236,90 TL bedelli fatura bedelinden, davacıda kalan, davalıya ait malzemenin bedeli olan 15.288,90 TL’nin düşülmesinden sonra bakiye 61.948,00 TL’nin ödenmediğini, davalı tarafın 30.000,00 TL ödeme yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, 130.916 Kg imalat yapıldığının davalı tarafın da kabulünde olduğunu, iş bedeline ayrıca KDV eklenmesi gerektiğini, davacının elinde toplam 21.542 kg malzeme kaldığı ve bunun bedelinin 53.855,00 TL olduğu iddiasının doğru olmadığını, davacı şirkette kalan malzemenin 12.092 kg olduğunu, davalı elinde kalan 2.826 kg malzeme düşüldükten sonra 9.266 kg malzeme kaldığını, bunun bedeli olan 15.288,90 TL’ninde fatura bedelinden mahsup edilerek takip başlatıldığını, davacıya gelen toplam malzemenin 156.798 kg olduğunu, 8.280 kg malzemenin iade edildiğini, 5.516 kg iadenin davalının da kabulünde olduğunu iddia eden davacı vekilinin ödenmeyen iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevabında, tarafların çelik konstrüksiyon işinin KDV dahil Kilogramının 0,50 TL’den yapımı konusunda anlaştıklarını, bu kapsamda davacıya 157.968 kg malzemenin teslim edildiğinin, bu malzemeden 130.910 kilogramının işlenerek, 5.516 kilogramının ise hurda malzeme olarak davalıya teslim edildiğini, bunun dışında davalıya yapılmış başka bir teslimat bulunmadığını, davacının elinde davalıya ait 21.542 kg malzeme bulunduğunu, taraflar arasında bu yönde bir anlaşmazlık devam ederken davacı tarafın icra takibi başlattığını, sözleşmenin içinde KDV bulunmasına rağmen ayrıca KDV eklenmesinin doğru olmadığını, KDV dahil iş bedelinin 65.455,00 TL olması gerektiğini, davacı tarafa 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının elinde kalan 21.542 kg malzemenin kilogramı 2,50 TL’den bedelinin 53.855,00 TL olduğunu, davalı tarafından davacıya bu şekilde verilen toplam 83.855,00 TL’den iş bedeli olan 65.455,00 TL düşüldüğünde davalının davacıdan 18.400,00 TL alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, davacının davalıya teslim ettiği 157.968 kg malzemeden 130.910 kg işlenerek davalıya teslim edilen malzeme ve davalının hurda malzeme iadesi olarak 2.036 kg ve 3.480 kg olmak üzere toplam 5.516 kg ve davalı tanığı ve çalışanınca iade alındığı kabul edilen 8.280 kg düşüldüğünde (157.968-130.910-5.516-8.280 = 13.262 kg) davacıda kalan malzemenin 13.262 kg olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın daha fazla malzemenin davacıda kaldığı yönündeki iddiasını yazılı belgelerle ispatlayamadığı, cevap dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmadığından davalı tarafa yemin delilinin hatırlatılmadığı, hal böyle olunca, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan davacının işleyerek davalıya teslim ettiği 130.910 kg’nın 0,50 TL ile çarpılması sonucu davacının talep edebileceği imalat bedelinin 65.455,00 TL olduğu, bu bedelden davacının da kabul ettiği davalının 30.000,00 TL lik ödemesi ve 13.262 kg davacıda kalan malzemenin bedeli (13.262 x 2,62 TL= 34.746,44 TL) 34.746,44 TL düşüldüğünde davacının davalıdan talep edebileceği miktarın 708,56 TL olduğunun anlaşıldığı, bu yönde hazırlanan bilimsel verilere uygun, tarafsız ve yargı denetimine elverişli mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişilerin raporlarına itibar edilerek, tarafların bu rapora itirazlarına ve diğer İnşaat mühendisi bilirkişinin tarafların iddia ve savunmasında yer almayan fire hesabı ve diğer hesaplarının dosya ile uyumlu olmaması sebebiyle itibar edilmediği ve alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalının Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 708,56 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin talebin ve davacının tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte …helikopter pistinin çelik konstrüksiyon ve saç plakaların çelik üzerine kaynatılması işinin imal edilerek davalıya teslim edildiği tarafların kabulünde olduğuna göre, kurulan ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olup davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde akdî ilişkinin varlığı ve işin yapılıp teslim edildiğinin ispat külfeti yükleniciye, eser bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise iş sahibine aittir.
2)Davacı yüklenici, davalı tarafın kendisine 156.798 kg demir teslim ettiğini, bu demirden 130.910 kilogramının işlenerek teslim edildiğini, 2.036 kg, 3.480 kg ve 8.280 kg olarak 3 parça halinde toplam 13.796 kg demirin davalıya teslim edildiğini, ellerinde 12.092 kg demir kaldığını, kendilerininde davalı elinde 2.826 kg demir malzemesinin bulunduğunu, ikisinin arasındaki fark olan 9.266 kg demirin ellerinde bulunduğunu, bunun kilogramı 1.65 TL’den toplam bedeli olan 15.288,90 TL’nin fatura bedeli olan 77.236,90 TL’den düşülmek suretiyle 61.948 TL üzerinden takip başlattıklarını, taraflar arasında belirlenen iş bedeline KDV’nin dahil olmadığını, bu nedenle iş bedelin KDV’ninde eklenmesi gerektiğini, davalının başlangıçta teslim ettiği demir miktarı ile kendilerinin teslim aldıklarını bildirdikleri demir miktarı arasındaki 1.170 kilogramlık fark için davalı tarafın sunduğu belgede imza ve kaşenin bulunmadığını iddia etmiştir.
Davalı taraf ise, davacıya toplam 157.968 kg malzeme teslim edildiğini, bunun 130.910 kilogramının işlenerek teslim edildiğini, bunun dışında 2.036 kg ve 3.480 kg olmak üzere toplam 5.516 kg demirin iade edildiğini, bunun dışında iade edilen demir bulunmadığını, davacı elinde kalan demir miktarının 21.542 kg olduğunu, yapılan işin kg fiyatının 0,50 TL olması nedeniyle toplam imalat bedelinin 65.455,00 TL olduğunu, 30.000,00 TL makbuz karşılığı ödeme yaptıklarını, davacı elinde kalan 21.542 kg demirin kilogramı 2,50 TL’den bedelinin 53.855 TL olduğunu, bu hususlar dikkate alındığında kendilerinin davacıdan 18.400,00 TL alacaklı olduklarını iddia etmiştir.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, belirlenen iş bedeline KDV’nin dahil olup olmadığı, ilk başta davacıya teslim edilen demirin kaç kg olduğu ve tarafların iddiaları arasındaki 1.170 kg farkın nereden kaynaklandığı, işin bitiminde davacı tarafından davalıya iade edilen demirin kaç kg olduğu ve tarafların iddiaları arasındaki 8.280 kg farkın nereden kaynaklandığı ve davacının elinde kalan demirin kilogram fiyatının kaç lira olduğu ve buna göre davalı yüklenicinin borcundan mahsup edilecek miktarın ne olduğu hususlarından kaynaklanmaktadır.
3)Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, ancak iş bedelinin hesaplanmasında uyuşmazlık bulunduğu hallerde TBK’nın 481. madde gereğince mahalli serbest piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesi gerekir. Mahalli piyasa rayiçlerinin içerisinde KDV ve yüklenici kârı olacağından bunlar ayrıca eklenmeyecektir. (Yargıtay 15.H.D. 2019/3592 E. 2020/2502 K.)
Bu yönüyle taraflar arasında belirlenen iş bedeline KDV’nin dahil olduğu belirlemesi yapan ve ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 21/11/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3)İşin başında davacıya teslim edilen demirin miktarı bakımından taraf iddiaları arasındaki 1.170 kilogramlık fark bakımından, 21/11/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda davacı vekilinin kabul etmediği 1.170 kilogramlık kantar fişinin aslını mahkemeye sunduğu, itirazında 1.170 kilogramlık kantar fişinde imza ve/ veya kaşe bulunmaması nedeniyle kabul edilmemesi gerektiği belirtilmiş ise de, kantar fişlerinin hiç birinde kaşe ve/ veya imzanın bulunmadığı, bu tutarın teslim edilen malzeme tutarına eklenmesi gerektiği yönündeki görüşünün dosya kapsamına uygun olması nedeniyle 1.170 kilogramlık farkın davacıya teslim edilen malzemeye dahil olduğunun kabulü gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 30/11/2021 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.