Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/424 E. 2021/920 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 07/01/2020
Davanın Türü: Tazminat (Eser sözleşmesinden kaynaklanan)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile;
Davacı ile davalı arasında 17/01/2014 tarihinde asansör kurulum ve montaj sözleşmesi imzalandığını, taşınmaz sahibi olan davacı adına yapımı kararlaştırılan asansörün sözleşmede belirlenen koşullara göre kurulmadığını, eksik ve hatalı işlemler düzeltilmeden teslimedildiğini, asansörün 11/03/2014 tarihinde teslimi gerekirken bu tarihte teslim edilmediği, 2014 yılında kurulumun gerçekleştiğini ancak asansörün kullanılamayıp sürekli arıza verdiğini, makine odası ve bilim teknoloji odasına davalıyı şikayet ettiklerini, yapının iş bitim ruhsat tarihinin 02/10/2014 tarihi olmasına rağmen asansörün kullanım ruhsat tarihinin 22/11/2016 tarihli olduğunu, uygunluk belgesi alınarak bir kaç gün asansörün kullanılmasına rağmen yine arıza verdiğini, sözleşmeye uygun teslim gerçekleşmediğini, asansörün ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpların giderim bedelinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile;
işin tesliminden 2 yıl sonra davacının işin ayıplı ve eksik olduğuna dair ihbarda bulunarak dava açtığını, yasal sürede yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığını, asansörle ilgili ruhsatlar, iş bitim onayları alınarak 2014 yazında asansörün teslim edildiğini, davacının uzun bir süre geçmesine rağmen ödeme yapmadığını, iş bedelinin istenmesinden sonra asansörün bozuk olduğunun beyan edildiğini, asansörün kontrolü sırasında vida vb. şeylerin asansöre sıkıştırıldığını belirlediklerini, arızanın giderilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, odaya yapılan şikayet üzerine yönetmeliğe aykırı olduğu belirlenen eksiklerin işçileri tarafından giderildiğini, uygunluk raporunun alındığını, ödenmeyen bakiye olan 13.500,00 TL’nin tahsili için takip yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi; asansörün bulunduğu yapının kullanma izin belgesinin 02/10/2014 tarihinde düzenlendiğini, bilim ve sanayi teknoloji odasına şikayet başvurusunun 04/10/2016 tarihinde yapıldığı, makine mühendisleri odasınca düzenlenen 20/10/2016 tarihli periyodik kontrol formu doldurulduğunu, teslim tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra davacının arızaya ilişkin şikayet başvurusunda bulunduğu, süresinde ayıp ihbarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, malzemede hile bulunması halinde 2 yıllık sürenin uygulanamayacağını, davalının aldatıcı bir hareketinin bulunmadığı, teslimden itibaren 2 yıllık zamanaşımı geçtiği anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın zamanaşımı sebebiyle usulden reddine karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Davanın konusunu, eser sözleşmesine dayanan eksik ve ayıplı iş bedeli alacağı istemi oluşturmaktadır.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
Davaya dayanak yapılan 17/01/2014 tarihli sözleşmede davacı …’nun işveren firma olarak sözleşmeyi imzaladığı, davalı tarafından sözleşme öncesi sunulan teklif belgesinde …’nin muhatap gösterildiği, yüklenici …. tarafından Antalya 3. İcra Dairesinin … Esasında yapılan takibin de …’ne karşı yapıldığı, yine yüklenici … tarafından düzenlenen 21/11/2016 tarihli faturanın şirket muhatap alınarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüm bunların yanında, davacı vekili sözleşmeyi şirket yetkilisi olarak imzaladığını, sözleşmenin bu şirketle yapıldığını, davacının binada oturmakta olup davayı tüketici olarak açtıklarını ifade etmiş olması karşısında, sözleşmenin dava dışı … ile davalı arasında yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca dosya kapsamına delil olarak sunulan Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E- … K sayılı 16/01/2019 tarihli kararı ile …’nin ihyasına karar verilip tasfiye memuru olarak davacı …’nun atandığı da görülmektedir.
Sözleşmelerin nisbiliği prensibi gereği ancak sözleşmenin taraflarınca sözleşme hükümlerine göre hak ve borç doğduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı … sözleşmenin tarafı olmayıp, davacının dayandığı sözleşmenin tarafı …’dir. Başka bir deyişle, davacı tüzel kişiliğe sahip şirketi temsilen şirket adına imzaladığı sözleşme nedeniyle binada oturan tüketici sıfatıyla eldeki davayı açmıştır. Bu durumda davacının davaya konu edilen hak yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır. Aktif husumet ehliyeti her ne kadar dava şartı değil ise de, hakim tarafından re’sen nazara alınması gereken bir husustur. Açıklanan nedenle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Bu sebeplerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca belirtilen hususların düzeltilmesi amacıyla kararın kaldırılarak, yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:
1)Yerel Mahkeme kararının tümüyle ORTADAN KALDIRILMASINA,
2)Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3)Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 76,40 TL harçtan mahsubuyla, bakiye 17,10 TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından davacıya iadesine,
4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının HMK 333. madde gereğince ilk derece mahkemesi tarafından yatıran taraflara iadesine,
8)Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 07/10/2021 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

….