Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/397 E. 2022/97 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 11/10/2019
Davanın Türü: Asıl dava – İtirazın İptali (Antalya 1. İcra … Esas) / Karşı dava – Alacak (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinafa başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili açtığı dava ile; Davacı şirketin asıl yüklenici olarak inşaat işlerini yaptığı … , … ve … isimli konut projelerinin izolasyon ısı ve su yalıtım işlerinin yapımının davalı taşeron şirket tarafından üstlenildiğini, davalının yaptığı işlere ilişkin tüm ödemelerin tarafların anlaşması doğrultusunda zamanında yapıldığını, bahsi geçen 3 projenin tesliminden sonra ilgili site yönetimlerinin izolasyon, ısı ve su yalıtım işleri ile ilgili olarak davacıya sözle ve ihtarname yoluyla ayıp ihbarında bulunduklarını, bunun üzerine davalı şirkete şifahen ve sonuç alınamaması üzerine ihtarname ile ayıp ihbarlarının bildirildiğini, davalının ihtarname gereklerini yerine getirmemesi ve davacı aleyhine yasal işlemlere başlanacak olması sebebiyle bahsi geçen ayıpların davacı tarafından giderildiğini, bu tadilat işlemleri için faturaya dayalı işlerin bedelinin 34.624,15 TL işçilik masraflarının ise 12.500,00 TL olduğunu, alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, her üç site ile ilgili işlerin imalatının gerekli kontroller yapıldıktan sonra sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiğini ve hak edişlerin yapıldığını, davacı tarafından yasal sürede ayıp ihbarı yapılmayarak eser kabul edildiğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen ihtarnamelerden iki adedinin kendilerine tebliğ edilmeden iade edildiğini, diğer ihtarnamenin tebliğ edildiği şahsın ise davalı şirketin çalışanı olmadığını, yapılan ve teslim edilen işlerin bir çoğunun bozulmasına davacının sebebiyet verdiğini, davalıya hiç bir kusur yüklenemeyeceğini, talep edilen miktarın yapılan işle uyumlu olmadığını belirterek, aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı dava yönünden ise, karşı davalıya eserin tam ve ayıpsız olarak teslim edilmesinden sonra karşı davalı çalışanlarının dikkatsizliği neticesinde oluşan hasarların giderilmesi için yaptıkları ek onarımlara ilişkin ücretlerinin 11.654,11 TL kısmının ödenmediğini, bu durumun karşı davalının cari hesaplarında ve hak ediş raporlarına mevcut olmasına karşın kendilerine ödeme yapılmadığını belirterek, karşı davalarının kabulü ile 11.654,11 TL alacaklarının avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı karşı davaya cevap dilekçesi ile; Karşı davacının ek onarım iddialarını kabul etmediklerini ve kendi cari hesaplarında karşı davacının hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, 3, 4 yıl önce yapılan işler için bu güne kadar alacak talebinde bulunulmamış olmasının hayatın olağan akışı içerisinde gerçeklikten uzak olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; Somut olayda, taraflar arasında 2011 yılında eser sözleşmesinin akdedildiği hususunun ihtilafsız olduğu, çekişmenin, izolasyon işlerinin ayıplı imal edilip edilmediği, davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı hususlarında toplandığı, eser sözleşmesinde uygulanması gereken zamanaşımının, sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı BK’nın 126/IV. maddesindeki süre olup, bu sürenin beş (5) yıl olduğu, davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik itirazlarının, anılan madde uyarınca zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından yerinde görülmediği, eserin imal edilerek davacı karşı davalıya teslim edildiği, aldırılan raporlarda davaya konu, *… ada … parselde bulunan … Sitesi, … ada … notu parselde bulunan … Sitesi, … ada … parselde bulunan … Sitesinde taraflar arasında davaya konu izolasyon işlerine ait herhangi bir sözleşme, yer teslimi, mutabakat, sızdırmazlık test raporu, tutanak bulunmadığı; *… Sitesinde ve diğer sitelerde kapalı otopark üzerinde bulunan ve sızıntılara sebep olan alanlardaki hasarın ayıplı imalattan mı yoksa davacı müteahhit tarafından sonradan yapılan imalatlar için alanın kullanılması sonucu oluşması muhtemel hasarlardan mı kaynaklandığının belirlenemediği; *… Sitesinde perde ve temel yalıtımlarından kaynaklı su almaların davalının sorumluluğunda olacağı, gizli ayıplı imalın keşide edilen ihtarname ile davalı tarafa bildirildiği dosya arasına aldırılan ihtarnameden anlaşıldığı, gizli ayıbın davacı tarafça BK’nın 362/son maddesi uyarınca gizli ayıba vakıf olunur olunmaz derhal ihbarda bulunulup bulunulmadığı hususu ise, gizli ayıbın davalının belirtildiği süreden önce ortaya çıktığı hususu davalı tarafça ispat edilmediğinden ihbarın derhal yapıldığı kanaatine varıldığı, ortaya çıkan bu ayıplı imalatların bedelinin dava tarihi itibariyle 18.934.95 TL olduğu ve davacının bu ayıp oranında bedel isteme hakkının somut olaya ve hakkaniyete uygun olacağı, alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeni ile de davacı lehine icra inkar tazminatı verilemeyeceği, karşı dava yönünden ise davalı şirketin karşı davacı olarak iddia ettiği, 2010 – 2013 yılları arasında davacı şirkete ait işler için yaptığı imalatlardaki hakediş bedellerinin tamamını aldığı, bu işler için hem davalı şirketin hem de davacı şirketin cari hesap hareketleri kayıtlarının birbiri ile tam olarak örtüştüğünün aldırılan raporla sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazın kısmen iptaline, takibin 18.934,95 TL asıl alacak üzerinden ve alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, davacının fazlaya dair isteminin reddine, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine, karşı davanın da reddine karar vermiş, iş bu karar davacı / karşı davalı vekili tarafından asıl dava yönünden, davalı / karşı davacı vekili tarafından ise, asıl ve karşı dava yönünden yazılı gerekçelerle ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Asıl dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi doğrultusunda yüklenicinin ayıplı imalatından kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen ilamsız icra takibine vaki davalı borçlunun itirazının iptali istemine, karşı dava ise, aynı sözleşme kapsamında ek onarımlar nedeniyle bakiye iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Asıl dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
HMK 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
1)Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, asıl davada taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine, karşı davada ise karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlar yönünden karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine,
2)Yerel mahkemece, 11.654,11 TL dava değeri üzerinden açılan karşı davanın tümden reddine karar verilmiş olup, kendisini vekille temsil ettiren karşı davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince karşı dava yönünden, 2.725,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı şekilde asıl dava değeri olan 47.124,15 TL üzerinden hesaplama yapılarak 5.533,66 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Bu sebeple davalı / karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün bu kısmının düzeltilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca bu kısmın kaldırılarak, hükmün diğer kısımları aynı kalmak kaydıyla yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
1)Davacı / karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2)Davalı / karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının; “Karşı dava yönünden davacı/karşı davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.533,66.-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya ödenmesine,” şeklindeki (7) nolu bendinin ORTADAN KALDIRILMASINA ve HÜKÜMDEN ÇIKARTILMASINA, yerine “Karşı dava yönünden, davacı / karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı / karşı davacıdan tahsili ile davacı / karşı davalıya ödenmesine,” ibaresinin eklenmesine,
3)Davacı / karşı davalıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuyla, bakiye 36,30 TL harcın ilk derece mahkemesince davacı / karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4)Davalı/karşı davacıdan asıl davaya yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gerekli 1293,44 TL istinaf karar harcından peşin alınan 333,36 TL harcın mahsubuyla, bakiye 960,08 TL harcın ilk derece mahkemesince davalı / karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5)Davalı / karşı davacı tarafça karşı dava yönünden yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalı / karşı davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 03/02/2022 tarihinde HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.