Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2021/894 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İncelenen Kararın
Mahkemesi: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 15/11/2019
Davanın Türü: Tazminat (Eser Sözleşmesi)

Mahalli mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemiz Üyesi tarafından hazırlanan rapor incelendi. Yapılan müzakere sonucu,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacılar vekili açtığı dava ile;
…- … yolu (KM67+140-101+000) Toprak Tesviye, Sanat Yapıları, Üst Yapı ve BSK işinin Denizli Yol Ayrımı Köprülü Kavşak BSK(bitimlü sıcak karışım) asfalt yapım işinin taşeron sözleşmesi ile davacı şirketlerden oluşan ortak girişim tarafından davalı şirkete verildiğini, iş bedelinin tamamının davacı şirketler tarafından fatura karşılığı ödendiğini, davalı şirketin yüklenici iş sözleşmesi ile taahhüdünde bulunan edimlerin ayıplı olarak ifa ettiğinin tespit edildiğini, KM0+080-0+932 arasında yapılan BK bitümlü temel ve binder tabakaları arasında muhtelif bölgelerde kaymalar görüldüğünü, bozulan kısımların sökülerek yeniden yapılması için yüklenici firmaya 30 gün süre verildiğini, söz konusu ayıp hususunda keşide edilen ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, dava konusu ayıplı işlerin dava dışı şirkete 135.068,08 TL’ye yaptırıldığını, ayrıca ayıplı imalat nedeniyle geçici kabul yapılamadığından uzayan süre boyunca fazladan personel istihdam edilmesi ve maaş ödenmek zorunda kalınması, SGK ödemeleri, uzayan sürede araç kiralanması, barınma ve yiyecek sağlanması nedeniyle zararlarının oluştuğunu belirterek, dava dışı şirkete ödenen 135.068,08 TL’nin ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan maddi zarara ilişkin şimdilik 15.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile;
Davalı şirket tarafından dökülen asfaltın ayıplı olmadığını, yapılan işlem ve malzemenin usule uygun olduğunu, asfalt dökümünün davacı şirketlerin ve işveren teknik ekibinin gözetiminde yapıldığını, davacı şirketlerin ve kurum teknik kişilerinin asfalt dökülmesi için uygun olarak belirledikleri günde asfaltın döküldüğünü, söz konusu kaymanın yolun yapısından ve altyapısından kaynaklanan problem nedeni ile asfaltta ötelenme ve yırtılmanın meydana geldiğini, dava konusu ayıbın süresinde ihbar edilmediğini, sözleşmeye aykırı olarak asfalt işinin 3. kişilere yaptırılmış olduğunu ve 3. kişiler tarafından dökülen asfaltın da aynı nitelikte bozulduğunu, 3. kişilere yaptırılan işin bedelinin davalı şirketten talep edilmesinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi;
19/09/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalının ayıplı imalatı sebebiyle işin uzamasından dolayı davacıların ilave 13.455,81 TL maliyete katlandığının bildirildiği, benimsenen 23/03/2018 tarihli üçlü bilirkişi heyeti raporunda dava konusu imalatın asfalt kaplama yapımı işinin davalı şirketin sorumluluğunda olduğu, yolun inşaatının alt yapısının ise davacı şirketler tarafından gerçekleştirildiği, alınan karot numunesi sonucunda bitümlü temel ile binder tabakası arasında tozlu malzeme görüldüğü, bunun tabakalar arasında yapıştırıcı eksikliği ve tozlu olmasından kaynaklandığı, davalı şirket tarafından dizayn limitinin üzerinde malzeme kullanıldığı, bu nedenle yolda yer yer öteleme ve yırtılmalar oluştuğu, ayıplı asfalt kaplama imalatının yenilenmesi için davacı şirketlerce dava dışı başka bir şirket ile anlaşıldığı, asfalt kaplamanın yenilenmesine rağmen bozulmaların özellikle dolgu yüksekliğinin fazla olduğu bölgelerde süregeldiği, bu nedenle davacı şirketlerin altyapı inşaatını yeterli standartda yapmadıklarından ve yol dolgusunun yeterli oranda sıkışmasını sağlamayarak dava konusu ayıplı imalattan % 80 kusur oranında sorumlu oldukları, davalı şirketin ise asfalt kaplama karışımında uygun özellikte malzeme kullanmayıp daha ince malzeme kullanarak hem de bitümlü temel tabakası ile binder tabakası arasına yeterli yapıştırıcı koymayarak meydana gelen ayıplı imalattan % 20 kusur oranında sorumlu olduğunun rapor edildiği, mahkemece dava dışı şirket tarafından yeniden yapılan asfalt kaplama işine rağmen sorunun özellikle yol dolgusunun yüksek olduğu bölgelerde kısmen de olsa devam etmesi, oturma ve yırtılmanın yol dolgu yüksekliğinin azaldığı bölgelerde gözlenmemesi nedeniyle bu bilirkişi heyetindeki görüşe itibar edilerek benimsendiği, bu nedenle, davalı tarafın kusur oranına göre hesaplanan ayıplı imalatın giderilmesi için gereken bedel ve işin uzaması nedeniyle yapılan personel, yemek, barınma masraflarından sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 27.013,62 TL ‘nin ödeme tarihi olan 30/11/2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.691,16 TL’nin dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, iş bu karar her iki taraf vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi nedeniyle ayıplı imalat iddiasından kaynaklanan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :
Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.100,00 TL harç düşüldükten sonra kalan 2.040,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, davalıdan alınması gerekli 2.029,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan 507,29 TL harç düşüldükten sonra kalan 1.521,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Dairemize ya da Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….